İstanbul Dragos açıklarında, Prens Adaları’nın koruma çemberine oldukça yakın bir noktada görüntülenen gırgır tekneleri, “Yasak deliniyor mu?” sorusunu yeniden gündeme taşıdı. Vatandaşların cep telefonu kamerasına yansıyan görüntüler, Marmara’nın son sığınağı olan Adalar ekosistemi için endişe yarattı. Uzmanlar ve sivil toplum, mevcut yasakların yetersiz kaldığını belirterek, Kadıköy’den Tuzla’ya uzanan yeni ve genişletilmiş bir koruma haritası çağrısında bulunuyor.
Marmara Denizi’nin ekolojik dengesi ve balık popülasyonunun devamlılığı için hayati öneme sahip olan Prens Adaları çevresi, bugün bir kez daha endüstriyel balıkçılık tartışmalarıyla çalkalanıyor. Haber merkezimize ulaşan ve duyarlı bir vatandaş tarafından Dragos sahilinden kaydedilen görüntülerde, dev gırgır teknelerinin kıyıya ve yasaklı bölge sınırlarına tehlikeli derecede yakınlaştığı görülüyor.
Her ne kadar teknelerin anlık konumlarının yasal sınırlar içinde olup olmadığı Sahil Güvenlik denetimleriyle belirlense de; kıyı şeridinden bu denli net seçilebilen endüstriyel avcılık faaliyetleri, kamuoyunda “Yasak alan ihlal mi ediliyor?” sorusunu ve tepkileri beraberinde getirdi.
Prens Adaları ve çevresi, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nın 18 Ağustos 2012 tarihli tebliği ile gırgır avcılığına kapatılmıştı. Yaklaşık 15 yıldır uygulanan bu karar, bilim insanları tarafından Marmara Denizi için bir “dönüm noktası” olarak nitelendiriliyor.
Bu koruma kalkanı sayesinde bölge; Lüfer, Palamut ve Kofana gibi nesli baskı altındaki türler için adeta bir “deniz vahası” ve üreme istasyonu haline geldi. Bölgedeki küçük ölçekli balıkçılar ise durumu şu sözlerle özetliyor:
“Eskiden gırgırlar denizde bize nasip bırakmazdı. Bu yasak sayesinde evimize ekmek götürüyoruz. Deniz kendine geldi, balık çoğaldı. Bu yasağın delinmesi veya kaldırılması, Adalar’a ve bizim geleceğimize ihanet olur.”
Uzmanlar, gırgır ağlarının seçici olmaması ve deniz tabanına potansiyel zararları nedeniyle, Adalar gibi hassas ekosistemlerdeki yasağın hayati önem taşıdığını vurguluyor. Ancak son dönemde endüstriyel balıkçılık lobisinin yasağın esnetilmesi yönündeki girişimleri ve sahadan gelen ihlal görüntüleri, bu kazanımların kaybedileceği korkusunu artırıyor.
Videonun sosyal medyada yayılmasıyla birlikte vatandaşlar, Sahil Güvenlik Komutanlığı ile Tarım ve Orman Bakanlığı’na denetimlerin sıkılaştırılması ve caydırıcı cezaların uygulanması çağrısında bulundu.
Yaşanan son olaylar ve Dragos önlerindeki bu görüntüler, mevcut 104 nolu yasak haritasının Marmara’yı korumakta yetersiz kaldığını bir kez daha gözler önüne serdi. Sivil toplum kuruluşları ve deniz bilimciler, Marmara’nın “can çekiştiğini” belirterek acil eylem planı olarak Yeni Yasak Haritası önerisini masaya koydu.
Marmara’yı Kurtaracak Yeni Harita Önerisi:
Uzmanların sunduğu ve yetkililerden acilen onay beklediği yeni harita planına göre, yasaklı alanın şu şekilde genişletilmesi talep ediliyor:
Bu düzenleme hayata geçerse, 11.350 km²’lik Marmara Denizi’nde yaklaşık 100 km²’lik ek bir alan daha mutlak koruma altına alınmış olacak. Bu genişleme, sadece Adalar’ı değil, tüm Marmara ekosistemini besleyen bir “can damarı” işlevi görecek.