Büyükada’da Elektrik Yükü Sessizce Artıyor

Büyükada’da Elektrik Yükü Sessizce Artıyor
Yayınlama: 14.12.2025
A+
A-

Yaz aylarıyla birlikte Büyükada yeniden canlanıyor. Vapur seferleri sıklaşıyor, sokaklar kalabalıklaşıyor, işletmeler dolup taşıyor. Bu hareketliliğin arka planında ise çoğu zaman fark edilmeyen ama giderek daha önemli hale gelen bir başlık var: elektrik talebi.

Adalar Bölgesi’nin elektrik ihtiyacı tamamen anakara şebekesi üzerinden karşılanıyor. Günlük yaşamda bu durum genellikle hissedilmiyor. Ancak yaz aylarında nüfusun artması, turizm faaliyetleri ve iklimlendirme ihtiyacının yükselmesiyle birlikte elektrik talebi belirgin biçimde artıyor.

YAZ VE KIŞ ARASINDA BELİRGİN FARK

Kış aylarında Büyükada’da elektrik tüketimi görece dengeli seyrediyor. Ortalama güç ihtiyacının yaklaşık 4–5 megavat düzeyinde olduğu, akşam saatlerinde kısa süreli artışlar yaşansa da şebekenin genel olarak rahat çalıştığı görülüyor.

Yaz döneminde ise tablo değişiyor. Gündüz saatlerinde tüketimin yaklaşık 8–10 megavata, akşam saatlerinde ise 12–14 megavat seviyelerine kadar çıktığı gözleniyor. Bu durum, kış aylarındaki ortalama talebin iki ila üç katına yaklaşan bir yük anlamına geliyor. Şebeke yılın büyük bölümünde düşük yükle çalışırken, yazın kısa ama yoğun bir dönemde ciddi biçimde zorlanıyor.

ELEKTRİKLİ ULAŞIM: DOĞRU AMA YENİ BİR YÜK

Adalar’da fosil yakıtlı araçların kaldırılması çevre açısından son derece önemli ve yerinde bir karar. Elektrikli taksiler, minibüsler ve belediye araçları gürültüyü ve hava kirliliğini azaltarak adanın yaşam kalitesine olumlu katkı sağlıyor.

Bununla birlikte bu dönüşüm, elektrik altyapısı üzerinde yeni ve yönetilmesi gereken bir yük de oluşturuyor. Özellikle akşam ve gece saatlerinde elektrikli araçların şarj edilmesiyle şebekeye yaklaşık 2,5 ila 5 megavat arasında ek bir talep bindiği değerlendiriliyor. Bu ilave yük, yaz akşamlarının zaten yüksek olan tüketimiyle çakıştığında sistem sınırlarına yaklaşılmasına neden olabiliyor.

GECE SAATLERİNDE TAM RAHATLAMA YOK

Yaz aylarında elektrik talebi gece saatlerinde belirgin biçimde düşmüyor. Klimaların sabaha kadar çalışması ve elektrikli araçların çoğunlukla gece şarj edilmesi, şebekenin tam anlamıyla nefes almasını engelliyor. Bu durum, altyapının uzun süre yüksek yük altında kalmasına ve zaman içinde yıpranma riskinin artmasına yol açabiliyor.

SORUN ELEKTRİKLİ ARAÇLAR DEĞİL

Elektrikli ulaşım artık geçici bir tercih değil, kalıcı bir gerçek. Dolayısıyla tartışılması gereken konu, elektrikli araçların varlığı değil; bu araçların nasıl ve hangi saatlerde şarj edildiği.

Talebin daha dengeli dağıtılabilmesi için:
• Şarj işlemlerinin yoğun akşam saatleri dışında planlanması,
• Belediye ve hizmet araçları için zaman kontrollü ve merkezi şarj uygulamalarının yaygınlaştırılması,
• İskeleler, kamu binaları ve uygun alanlarda güneş enerjisi ile batarya sistemlerinin değerlendirilmesi

gibi adımlar, ada şebekesi üzerindeki baskıyı önemli ölçüde azaltabilir.

KÜÇÜK ÖLÇEKTE ÖNEMLİ BİR DENEYİM

Büyükada’da yaşananlar, aslında Türkiye’nin pek çok bölgesinde ve geleceğin şehirlerinde karşılaşılabilecek durumların küçük bir örneği. Elektrikli ulaşımın yaygınlaştığı, yaz talebinin hızla arttığı bir ortamda enerji altyapısının da bu dönüşüme uyum sağlaması gerekiyor.

Büyükada, doğru planlama ve sakin adımlarla, hem çevreyi koruyan hem de enerji açısından daha dayanıklı bir ada modeli oluşturabilir. Bu süreçte aceleci değil; öngörülü, dengeli ve gerçekçi kararlar belirleyici olacaktır.

Haluk Direskeneli

BİLGİ KUTUSU

ADALAR–ANAKARA ELEKTRİK BAĞLANTISI NEDEN HVDC DEĞİL?

Büyükada ve diğer İstanbul Adaları’nın elektrik ihtiyacı, anakara dağıtım şebekesinden gelen denizaltı alternatif akım (AC) kabloları ile karşılanmaktadır. Bu bağlantılar yüksek gerilim doğru akım (HVDC) sistemleri değildir.

HVDC sistemleri genellikle:
• Yüzlerce kilometrelik uzun mesafeli bağlantılarda,
• Çok yüksek iletim güçleri gereken projelerde,
• Ülkeler veya büyük enerji adaları arasında

tercih edilir.

İstanbul Adaları özelinde ise:
• Mesafe birkaç kilometre ile sınırlıdır,
• Toplam güç ihtiyacı 10–15 MW mertebesindedir,
• Sistem bir dağıtım şebekesi olarak çalışmaktadır.

Bu ölçekte HVDC kullanımı; pahalı dönüştürücü istasyonları, karmaşık işletme ve yüksek yatırım maliyeti nedeniyle teknik ve ekonomik açıdan rasyonel değildir.

Adalar’daki enerji kırılganlığının nedeni HVDC eksikliği değil;
• Sınırlı sayıda denizaltı kablosuna bağımlılık,
• Yaz aylarında oluşan ani pik talepler,
• Yerel üretim ve depolamanın yok denecek kadar az olmasıdır.

Bu nedenle çözüm; kablo tipini değiştirmekten ziyade, yedekli besleme, akıllı talep yönetimi ve
güneş enerjisi + batarya destekli mikro şebeke yaklaşımlarında aranmalıdır.

Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.

Exit mobile version