Büyükada’da Kışın Hüznü ve Sıcaklığı

Büyükada’da Kışın Hüznü ve Sıcaklığı
Yayınlama: 24.10.2025
A+
A-

Büyükada, yazın cıvıl cıvıl kalabalığıyla, bisiklet sesleriyle, dondurma kuyruklarıyla hatırlanır. Ama asıl büyüsü, belki de sonbaharın son demlerinde, kışın sessiz kollarına bırakıldığında ortaya çıkar. Yazlıkçılar bavullarını toplayıp ana karaya döner; vapurların güvertelerinde el sallayanlar, bir sonraki yaza dair hayallerle adayı geride bırakır. Günübirlik gezginler hâlâ gelse de artık sayıları yazın coşkusunu taşımamaktadır. Adanın sokakları bir anda sakinleşir; faytonların yerini alan elektrikli araçların vızıltısı, dalgaların kıyıya vuran sesiyle karışır. İşte tam da bu anlarda, Büyükada’nın nostaljik ve romantik ruhu, adeta bir eski zaman filmi gibi kendini hissettirir.

Adada tüm yıl yaşayanlar bu sessiz mevsimin efendileridir. Sayıları azdır ama hikâyeleri büyüktür. Onlar, adanın gerçek sahipleridir; yazın kalabalığına karışmadan, kışın dinginliğinde adayla bütünleşenlerdir. Splendid Palas’ın kubbeleri altında çay içen bir avuç ada sakini, eski komşuların anılarını yâd eder. Kış, adada bir nevi içe dönüş mevsimidir. Taş evlerde toplanan arkadaş grupları, sobanın çıtırtıları eşliğinde uzun sohbetlere dalar. Kahkahalar, çay bardaklarının tıkırtıları, belki bir gramofondan yükselen eski bir şarkıyla harmanlanır. Bu toplantılar, adanın ruhunu diri tutan, geçmişle bugünü bağlayan birer ritüeldir adeta.

Sokaklarda ise güz rüzgârları eser. Yazın telaşıyla dolup taşan dükkânlar el değiştirir; bazıları kapanırken yenileri açılır. Yeni dükkânlar modern dekorasyonlarıyla dikkat çeker; ahşap çerçeveler, pastel renkler, mum ışıklarıyla süslenmiş vitrinler… Adanın nostaljik dokusuna çağdaş bir nefes katarlar. İç mekânlarda sosyal ve kültürel faaliyetler artar; küçük bir kitapçıda düzenlenen şiir gecesi, bir kafede açılan resim sergisi ya da Taş Mekteb kültür merkezinde sahnelenen tiyatro oyunu adanın kışını renklendirir. Bu etkinlikler, adalıları ve ziyaretçileri bir araya getirir; soğuk gecelerde kalpleri ısıtan bir paylaşım ruhu yaratır.

Altyapı yenileme çalışmaları, adanın kış uykusuna hazırlandığı bu dönemde hız kazanır. Sokaklarda iş makinelerinin sesi, martıların çığlıklarıyla karışır. Bu yenilikler, adanın tarihine saygı duruşunda bulunurken geleceğe de göz kırpar. Eski köşklerin restore edilen cepheleri, yeniden yenilenen döşenen yollar, adanın zamansız güzelliğini koruma çabasının birer yansımasıdır.

Büyükada’nın kışı, hüzünle romantizmin kucaklaştığı bir mevsimdir. Yazın neşeli kalabalığı çekildiğinde ada kendi sessiz şarkısını söylemeye başlar. Dar sokaklarda rüzgârın taşıdığı yaprakların hışırtısı, denizin gri-mavi dalgaları, bir köşkün penceresinden sızan sıcak ışık… Hepsi adanın ruhunu anlatır. Burada kış bir son değil, bir başlangıçtır; anıların, dostlukların ve umutların yeniden filizlendiği bir mevsim. Büyükada, yazın coşkusunu sevenlere olduğu kadar kışın dinginliğini arayanlara da kucak açar. belki de en çok, o nostaljik, romantik duygulara kapılmak isteyenlere…


Haluk Direskeneli

Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.

Exit mobile version