Büyükadalı Füreya Koral’ın Vefatının 28. Yılı: Türkiye’nin İlk Kadın Seramik Sanatçısı Anılıyor

Büyükadalı Füreya Koral’ın Vefatının 28. Yılı: Türkiye’nin İlk Kadın Seramik Sanatçısı Anılıyor
Yayınlama: 25.08.2025
A+
A-

Türkiye’de çağdaş seramiğin öncülerinden ve ilk kadın seramik sanatçısı olarak tanınan Füreya Koral’ın vefatının üzerinden tam 28 yıl geçti. Sanat dünyasında bıraktığı derin izlerle hatırlanan Koral, seramik sanatını mimariyle buluşturarak Türk sanat tarihine damga vurdu.

12 Haziran 1910’da İstanbul’un Büyükada ilçesinde doğan Füreya Koral, köklü bir aileye mensuptu. Annesi Hakkiye Hanım aracılığıyla Şakir Paşa ailesinden gelen Koral’ın teyzeleri ressam Fahrünnisa Zeyd ve Aliye Berger, dayısı ise ünlü yazar Cevat Şakir Kabaağaçlı (Halikarnas Balıkçısı) idi. Bu sanat dolu aile ortamı, Koral’ın yaratıcı yolculuğunun temelini attı.

Eğitim hayatına 1927’de Notre Dame de Sion Lisesi’nde başlayan Koral, İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Felsefe Bölümü’nde öğrenim gördü. Bu dönemde, ünlü Macar keman virtüözü Prof. Charles Berger’den özel keman dersleri aldı. 1930’da ilk evliliğini Bursalı bir çiftlik sahibiyle yapan sanatçı, bu evliliği iki yıl sonra bitirdi. 1935’te ise milletvekili Kılıç Ali ile evlenerek Ankara’ya taşındı ve burada dönemin siyaset, sanat ve edebiyat elitleriyle tanışma fırsatı buldu.

Koral çifti, Mustafa Kemal Atatürk’ün yakın çevresinde yer aldı ve onun vefatına kadar bu ilişkiyi sürdürdü. 1939’da İstanbul’a dönen Koral, 1940-1944 yıllarında müzik eleştirileri yazdı ve çeviriler yaptı. Ancak 1945’te verem teşhisi konulması, hayatını değiştirdi. 1947’de İsviçre’nin Leysin kentindeki bir sanatoryumda tedavi gören Koral, teyzesi Fahrünnisa Zeyd’in gönderdiği seramik malzemeleriyle sanat hayatına yeni bir yön verdi.

İsviçre’de başlayan seramik çalışmaları, Paris’te Fransız seramikçi Serre’nin desteğiyle ilerledi. Koral, 1951’de Paris’te ilk kişisel sergisini açtı ve aynı yıl Türkiye’ye dönerek İstanbul’da Maya Sanat Galerisi’nde eserlerini sergiledi. Hastalığının nüksetmesi üzerine Paris’e gidip ameliyat olan sanatçı, seramik tutkusu nedeniyle eşi Kılıç Ali’den ayrıldı ve Türkiye’ye kesin dönüş yaptı.

1954’te Şakir Paşa Apartmanı’nda kurduğu atölye, 20 yıl boyunca üretim merkezi oldu. Bu atölye, Ayda Arel, Alev Ebuzziya, Leyla Sayar, Candeğer Furtun ve Jale Yılmabaşar gibi genç seramikçilerin buluşma noktası haline geldi. Koral, seramiği mimari bir öge olarak kullanarak öncü oldu; 1963’te Ankara Ulus Çarşısı ve İstanbul Manifaturacılar Çarşısı’na, 1966’da Ziraat Bankası’na, 1969’da Divan Oteli’ne büyük panolar yaptı.

Uluslararası başarılarla dolu kariyerinde, 1955’te Cannes Milletlerarası Sergisi’nde gümüş madalya, 1962’de Prag’da altın madalya kazandı. 1967’de İstanbul’da gümüş madalya, Washington Smithson Enstitüsü’nde ödül ve Fransa Vallarius Bienali’nde onur diploması aldı. Türkiye’de ise 1981’de Kültür Bakanlığı Özel Ödülü ve 1986’da Sedat Simavi Vakfı Plastik Sanatlar Ödülü’ne layık görüldü.

Anadolu kültüründen ilham alan soyut ve somut eserler üreten Koral, vazo, tabak gibi günlük objeler de tasarladı. Hayatı, yazar Ayşe Kulin tarafından “Füreya” adlı romanda anlatıldı.87 yaşında, 25 Ağustos 1997’de İstanbul’da hayata veda eden Füreya Koral, bugün seramik sanatının ilham kaynağı olarak anılıyor. Sanatçının mirası, genç nesillere ilham vermeye devam ediyor.

Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.

Exit mobile version