Mahkeme Kararı

T.C. İSTANBUL 7. VERGİ MAHKEMESİ ESAS NO : 2019/978 KARAR NO : 2019/1827
DAVACI______________ :_ TEKNO MESKEN TURİZM YATIRIMLARI VE TIC. AŞ. VEKİLİ_______________ :_ AV. NİHAT ASLAN Karaköy Kemankeş Cd. Tahirhan No.61 K.3/109 /İSTANBUL DAVALI_______________ :_ ADALAR BELEDIYE BAŞKANLIĞI VEKİLİ_______________ :_ AV. NİLÜFER HASANÇEBİ Büyükada Maden Altınordu Sk. No.21 Adalar /İSTANBUL DAVANIN ÖZETİ                : Davacı şirket adına düzenlenip tebliğ edilen emlak vergisi ve kültür varlıklarının korunmasına ait katkı payı içerikli 09/01/2019 tarih, A/14787 cilt/sıra nolu ödeme emrinin; emlak vergisine konu edilen davacı şirketin maliki olduğu taşınmazların da içinde yer aldığı 1/5000 ölçekli Adalar ilçesi Koruma Amaçlı Nazım İmar Planının İstanbul 8. İdare Mahkemesinin 30/11/2017 tarih ve E:2017/984, K:2017/2628 sayılı kararı ile iptal edildiği, 1/1000 ölçekli Uygulama İmar Planının da bulunmadığı, davalı idareye yapılan başvuruya verilen 08/10/2018 tarih, E.9459 sayılı cevapta da bu hususların belirtildiği, dolayısıyla ilgili taşınmazların tasarrufu kısıtlanan taşınmazlar olması nedeniyle Emlak Vergisi Kanununun 30. maddesi uyarınca 1/10 oranında emlak vergisi tahakkuk ettirilmesi gerekirken tam vergi tahakkuku ile düzenlenen dava konusu ödeme emrinin hukuka aykırı olduğu, ileri sürülerek iptali istenilmektedir. SAVUNMANIN ÖZETİ : Davacı adına kayıtlı taşınmazlara imar mevzuatına göre kısıtlılık hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağı hususundaki yargılamanın İdare Mahkemesinin görevine girdiği, dava dilekçesinin netice ve istem kısmında ödeme emrinin iptal edilmesi/düzeltilmesi istenilmiş olup mahkemeden yerindelik denetimi yapılması talep edildiğinden dilekçenin 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 3. maddesine aykırı olarak düzenlenmiş olduğu, davanın İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığına ihbar edilmesi gerektiği, dava konusu ödeme emirleri içeriğinde yer alan emlak vergilerinin ilgili olduğu taşınmazların yer aldığı Adalar İlçesinin, Taşınmaz Kültür ve Tabiat Varlıkları Yüksek Kurulu Başkanlığının 31/03/1984 tarih, 234 sayılı kararı ile “Sit Alanı Bütünü” olarak ilan edildiği, ancak bu durumun ilçede bulunan taşınmazların kendiliğinden kısıtlı sayılacağı anlamına gelmediği, bir taşınmazın kısıtlılık hükümlerinden faydalanabilmesi için imar planı kapsamında yer alması ve planda kısıtlılık halinin bulunması gerektiği, oysa 1/5000 ölçekli Adalar İlçesi Koruma Amaçlı Nazım İmar Planının İstanbul 8. İdare Mahkemesince iptal edildiği ve 1/1000 ölçekli Uygulama İmar Planının da bulunmadığı, bu nedenle davacının 1/10 oranındaki emlak vergisi tahakkukundan faydalanamayacağı, Gelir İdaresi Başkanlığının 02/06/2015 tarih, 58140 sayılı yazısı ile de aynı yönde görüş bildirildiği, dolayısıyla dava konusu ödeme emrinin usul ve yasaya uygun olarak düzenlendiği, belirtilerek davanın reddi gerektiği savunulmaktadır.
 
TÜRK MİLLETİ ADINA Karar veren İstanbul 7. Vergi Mahkemesince davacının, İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığına davanın ihbar edilmesi talebi yerinde görülmeyip dava dosyası incelenerek gereği görüşüldü: Dava, davacı şirket adına düzenlenip tebliğ edilen emlak vergisi ve kültür varlıklarının korunmasına ait katkı payı içerikli 09/01/2019 tarih, A/14787 cilt/sıra nolu ödeme emrinin iptali istemiyle açılmıştır. Davalı idarece, imar mevzuatına göre kısıtlılık hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağı hususundaki yargılamanın İdare Mahkemesinin görevine girdiği ve dava dilekçesinin netice ve istem kısmında ödeme emrinin iptal edilmesi/düzeltilmesinin istenilmiş olması nedeniyle mahkemeden yerindelik denetimi yapılması talep edildiğinden dilekçenin 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 3. maddesine aykırı olarak düzenlenmiş olduğu ileri sürülmüş ise de, dava konusu ödeme emri içeriğindeki emlak vergisi ve kültür varlıklarının korunmasına ait katkı payının resim, harç veya benzeri mali yükümler kapsamında olup uyuşmazlığın çözümünde vergi mahkemelerinin görevli olduğu, ayrıca dava dilekçesi içeriği ve ekindeki belgelerden ödeme emrinin iptalinin istenildiği açıkça anlaşıldığından, davalının usuli itirazları yerinde görülmeyerek işin esasına geçildi.
6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 55. maddesinde “Amme alacağını vadesinde ödemeyenlere 15 gün içinde ödemeleri veya mal bildiriminde bulunmaları lüzumunun bir ödeme emri ile tebliğ olunacağı” ve “Ödeme Emrine İtiraz” başlıklı 58. maddesinde de “Kendisine ödeme emri tebliğ olunan şahsın böyle bir borcu olmadığı veya kısmen ödediği veya zaman aşımına uğradığı hakkında tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde tahsil dairesine ait itiraz işlerine bakan vergi mahkemesi nezdinde itirazda bulunabilecekleri”, hükümleri yer almıştır.
1319 sayılı Emlak Vergisi Kanununun 12. maddesinde, Türkiye sınırları içerisinde bulunan arazi ve arsaların bu kanun hükümlerine göre arazi vergisine tabi olduğu, aynı Kanunun 30. maddesinde, Kanunlar veya diğer kamu düzeni koyan mevzuatla tasarrufu kısıtlanan bina, arsa ve arazi vergisinin, kısıtlamanın devam ettiği sürece 1/10 oranında tahsil olunacağı, 9 ve 19. madde hükümlerinin saklı olduğu, kısıtlamanın kaldırılması halinde, kaldırma tarihini takip eden bütçe yılından itibaren emlak vergisinin tüm vergi değeri üzerinden ödeneceği, kısıtlamanın devam ettiği sürede tecil edilen verginin 9/10’unun arsa ve arazinin satılması, istimlaki veya hibe yoluyla ahara devir ve temliki halinde, tahsilat zamanaşımına uğramamış olanların muaccel hale geleceği, kanunla ve diğer mevzuatla yapılan kısıtlamaların neler olduğu, süresi, tevsiki ve kısıtlama koyan kamu organlarının görevleri ve sorumlulukları Maliye Bakanlığınca, Milli Eğitim, İmar ve İskan İçişleri Bakanlıklarının mütaaları alınarak hazırlanacak bir yönetmelikle tanzim olunacağı belirtilmiştir.
1319 sayılı Kanunun 30. maddesi uyarınca çıkartılan Tasarrufu Kısıtlanan Bina, Arsa ve Arazi Hakkında Yönetmeliğin 2. maddesinde imar planında, resmi yapılara, tesislere ve okul, cami, yol, meydan, otopark, yeşil saha, çocuk bahçesi, pazar yeri, hal, mezbaha ve benzeri umumi hizmetlere ayrılmış olması sebebiyle üzerinde inşaat yapılmasına izin verilmeyen arsalar ile esaslı değişiklik ve ilaveler yapılmasına izin verilmeyen binaların tasarrufunun kısıtlanmış sayılacağı, bu hallerde kısıtlı vergilemenin, imar planının kesinleştiği tarihi izleyen yılbaşından itibaren başlayacağı, kısıtlamanın ilgili arsa veya binanın bulunduğu alanın imar programına alınıncaya kadar devam edeceği, yönetmeliğin 3. maddesinde; imar planlarında bulunup da imar programına dahil olmaması nedeniyle üzerinde muvakkat inşaat yapılmasına izin verilen ve tapuya bu konuda şerh konulan arsaların da tasarrufunun muvakkat inşaatı şumulü olmamak kaydıyla sınırlanmış kabul edileceği öngörülmüştür.
2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanununun 17. maddesinde, bir alanın koruma bölge kurulunca sit olarak ilanı ile bu alandaki her ölçekteki plan uygulamasının durdurulacağı, sit alanının etkileşim çevresine ilişkin varsa 1/25.000 ölçekli plan kararları ve notları alanın sit statüsü dikkate alınarak yeniden gözden geçirilerek ilgili idarelerce onaylanacağı; koruma amaçlı imar planı yapılıncaya kadar, koruma bölge kurulu tarafından üç ay içinde geçiş dönemi koruma esasları ve kullanma şartlarının belirleneceği; belediyeler, valilikler ve ilgili kurumların söz konusu alanda ilgili meslek odaları, sivil toplum kuruluşları ve plandan etkilenen hemşehrilerin katılımı ile toplantılar düzenleyerek koruma amaçlı imar planı hazırlatıp, incelemek ve sonuçlandırmak üzere koruma bölge kuruluna vermek zorunda oldukları; iki yıl içinde koruma amaçlı imar planı yapılmadığı takdirde, geçiş dönemi koruma esasları ve kullanma şartlarının uygulanmasının, koruma amaçlı imar planı yapılıncaya kadar durdurulacağı; bu iki yıllık süre içinde zorunlu nedenlerle plan yapılmadığı takdirde koruma bölge kurulunca bu sürenin bir yıl daha uzatılabileceği hüküm altına alınmıştır.

3194 sayılı İmar Kanununun 10. maddesinde; Belediyelerin imar planlarının yürürlüğe girmesinden itibaren en geç 3 ay içinde bu planı tatbik etmek üzere 5 yıllık imar programlarını hazırlayacakları belirtilmiş, aynı Kanunun 13. maddesinde ise, imar programına alınan alanlarda kamulaştırma yapılıncaya kadar emlak vergisi ödenmesinin durdurulacağı, kamulaştırmanın yapılması halinde durdurma tarihi ile kamulaştırma tarihi arasında tahakkuk edecek olan emlak vergisinin, kamulaştırmayı yapan idare tarafından ödeneceği, birinci fıkrada yazılı yerlerin kamulaştırma yapılmadan önce plan değişikliği ile kamulaştırmayı gerektirmeyen bir maksada ayrılması halinde ise durdurma tarihinden itibaren geçen sürenin emlak vergisinin mal sahibi tarafından ödeneceği belirtilmiştir. Anılan hükümlerin değerlendirilmesinden, imar planlarında umumi hizmetlere ayrılması sebebiyle üzerinde inşaat yapılmasına izin verilemeyen arsaların ve esaslı değişiklik ve ilaveler yapılmasına izin verilmeyen binaların tasarrufu kısıtlanan yerlerden sayılacağı, imar planı yapıldıktan sonra imar programına alınan yerlerin kamulaştırma yapılıncaya kadar emlak vergisi ödemesinin durdurulacağı, kamulaştırma yapılınca durdurma ile kamulaştırma tarihi arasında tahakkuk edecek emlak vergilerinin kamulaştırmayı yapan idare tarafından ödeneceği, ancak belediye tarafından imar planlarının yürürlüğe girmesinden itibaren en geç üç ay içinde bu planı tatbik etmek üzere 5 yıllık imar programlarının hazırlanması gerektiği, bu hükümlerle kanun koyucunun taşınmaz sahiplerinin haklarının sürüncemede bırakılan imar planlarıyla zarara uğramasının önüne geçmeyi ve özel mülk statüsünden çıkması planlanan ve bu niteliği itibarıyla tasarrufu kısıtlanan taşınmazlar için haksız mali yükümlülüklerin devamına engel olmayı amaçladığı, bu nedenle imar planına alınan yerler için, imar planlarının yürürlüğe girmesinden itibaren en geç üç ay içinde imar programının hazırlanması gerektiğini öngördüğü anlaşılmaktadır. Dava dosyasının incelenmesinden, Adalar Belediye Başkanlığı İmar ve Şehircilik Müdürlüğünün 08/10/2018 tarih, E.9459 sayılı yazısında; Taşınmaz Kültür ve Tabiat Varlıkları Yüksek Kurulu Başkanlığının 31/03/1984 tarih ve 234 sayılı kararı ile uyuşmazlık konusu taşınmazların da içinde yer aldığı Adalar İlçesinin “Sit Alanı Bütünü” olarak ilan edildiği, 21/11/2011 tarihinde askı sürecinin tamamlanmasıyla yürürlüğe giren 1/5000 ölçekli Adalar İlçesi Koruma Amaçlı Nazım İmar Planının İstanbul 8. İdare Mahkemesinin 30/11/2017 tarih ve E:2017/984, K:2017/2628 sayılı kararı ile iptal edildiği, 1/1000 ölçekli Koruma Amaçlı İmar Planının da bulunmadığının belirtildiği, davalı idarece, bir taşınmazın kısıtlılık hükümlerinden faydalanabilmesi için imar planı kapsamında yer alması ve planda kısıtlılık halinin bulunması gerektiği, uyuşmazlık konusu taşınmazları da kapsayan 1/5000 ölçekli Adalar İlçesi Koruma Amaçlı Nazım İmar Planının İstanbul 8. İdare Mahkemesince iptal edildiği ve 1/1000 ölçekli Uygulama İmar planının da bulunmadığı, imar planı bulunmayan alanlarda yer alan taşınmazların 1/10 oranındaki emlak vergisi tahakkukundan faydalanamayacağından bahisle davacı adına tam tahakkuk ettirilen emlak vergisi ve kültür varlıklarının korunmasına ait katkı paylarının tahsili için davacı adına düzenlenen dava konusu ödeme emrinin iptali istemiyle bakılmakta olan davanın açıldığı anlaşılmıştır. Yukarıda aktarılanları özetlemek gerekirse, davacının maliki olduğu İstanbul İli, Adalar İlçesi, Büyükada, 178 ada, 9,22,23 sayılı parsellerde bulunan taşınmazların sit alanında kaldığı, 1/5000 ölçekli Adalar İlçesi Koruma Amaçlı Nazım İmar Planının İstanbul 8. İdare Mahkemesinin 30/11/2017 tarih ve E:2017/984, K:2017/2628 sayılı kararı ile iptal edildiği, 1/1000 ölçekli Uygulama İmar planının da bulunmadığı görülmektedir.

Bu durumda uyuşmazlığın çözümünün, davacının maliki olduğu taşınmazların 1319 sayılı Kanunun 30. maddesinde öngörülen tasarrufu kısıtlanan taşınmazlardan olup olmadığının irdelenmesine bağlı olduğu anlaşıldığından, olayda yukarıda açıklanan 2863 sayılı Yasanın 17. maddesi ve 1319 sayılı Kanunun 30. maddesi uyarınca çıkartılan Tasarrufu Kısıtlanan Bina, Arsa ve Arazi Hakkında Yönetmeliğin 2. maddesinde yer alan hükümlerin dikkate alınması gerekmektedir

Davacının maliki bulunduğu taşınmazları da kapsayan alanın sit alanı olarak ilan edildiği tartışmasız olmakla birlikte, 1/5000 ölçekli Adalar İlçesi Koruma Amaçlı Nazım İmar Planının mahkeme kararıyla iptal edildiği, 1/1000 ölçekli Uygulama İmar planının da bulunmadığı, taşınmaz üzerinde ne tür bir yapılaşmaya gidileceğinin somut olarak belirlenmediği, bu haliyle gayrimenkul üzerindeki mülkiyet hakkından el verdiği ölçüde istifade edilemediği görülmektedir. İdari yapıda oluşan gecikmelerden ötürü halen mevcut bulunmayan koruma amaçlı plan nedeniyle, geçici olarak nitelendirilebilecek geçiş dönemindeki belirsizlik, ihtilaf konusu taşınmazların tasarrufunu engellemekte ve kısıtlı bir mülkiyet hali doğurmaktadır. Bu durumda, 1319 sayılı Yasanın 30. maddesine göre davacıya ait taşınmazların tasarrufunun kısıtlanmış olduğu kabul edilerek emlak vergisinin 1/10 oranında tahakkuk ettirilmesi gerekirken, kısıtlılık hali göz ardı edilerek tam olarak tahakkuk ettirilen emlak vergisinin ve kültür varlıklarının korunmasına ait katkı paylarının tahsili amacıyla davacı adına düzenlenen dava konusu ödeme emrinde hukuka uygunluk bulunmamaktadır. Açıklanan nedenlerle; davanın kabulüne, dava konusu ödeme emrinin iptaline, aşağıda dökümü yapılan 144,35 TL yargılama gideri ile Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca belirlenen 1.512,00 TL vekalet ücretinin davalı tarafından davacıya ödenmesine, davalıdan 44,40 TL karar harcının tahsili için İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığına harç tahsil müzekkeresi yazılmasına, artan posta masrafı avansının kararın kesinleşmesinden sonra davacıya iadesine, bu karara karşı, kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren 30 gün içinde İstanbul Bölge İdare Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere, 10/10/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi. Başkan                                             Üye                                                Üye ATANUR EROL                    ABDÜLKERİM ÇOLAK                   HALİT ÇEŞMELİLER 43024                                          212481                                          212478
Exit mobile version