İstanbul’daki Adalar ile Kartal-Kadıköy kıyı şeridi arasında yer alan Marmara Denizi’nin ekosistemini korumak amacıyla 2012’den beri uygulanan endüstriyel balıkçılık yasağına tam destek geldi. Bölgedeki küçük ölçekli balıkçılar, çevreciler ve sivil toplum kuruluşları (STK’lar), yasağın devam etmesi gerektiğini vurgulayarak, yasak kaldırma taleplerini “Marmara’ya ihanet” olarak nitelendirdi.
Yasağın Önemi Vurgulandı
Adalar (Prens Adaları) ile Kartal-Kadıköy arasındaki deniz alanı, Marmara Denizi’nin en verimli balıkçılık bölgelerinden biri olarak biliniyor. 2012’den bu yana özellikle gırgır avcılığına kapalı olan bu bölge, lüfer, palamut ve kofana gibi önemli balık türlerinin popülasyonunu artırmada kritik bir rol oynadı.
Yayımlanan ortak bildiride, yasağın sadece balık türlerini değil, aynı zamanda Marmara’nın hassas deniz tabanını ve tüm ekosistemini koruduğu belirtildi. Ayrıca, küçük ölçekli balıkçıların geçim kaynaklarının güvence altına alındığı da vurgulandı. Bildiride, “Bu yasak, bizim yaşam kaynağımız. Hem denizin hem de bizim geleceğimiz için bu alanın korunması şart” ifadelerine yer verildi.
Endüstriyel Lobilerin Talepleri Reddedildi
Her av sezonu öncesinde bazı endüstriyel balıkçılık lobilerinden gelen “yasak kalksın” talepleri, yerel aktörlerin sert tepkisiyle karşılandı. Bu girişimler, Marmara Denizi’nin zaten kırılgan olan yapısını daha da tehlikeye atacağı gerekçesiyle reddedildi.
Büyükada, Burgazada, Heybeliada ve Kınalıada Su Ürünleri Kooperatifleri ile yerel meclisler, yasağın korunması konusunda kararlılık mesajı verdi. “Adaları ve kıyıları yaşam alanı olarak benimseyen bizler, yasağın kaldırılmasına karşıyız. Marmara’nın balık havzası korunmalı ve bu konuda taviz verilmemeli” şeklinde ortak bir duruş sergilendi.
Bu duruş, Marmara Denizi’nin geleceği için çevre bilincini ve sürdürülebilir balıkçılık politikalarını destekleyen önemli bir adım olarak öne çıkıyor.