14 KASIM DÜNYA DİYABET GÜNÜ

14 KASIM DÜNYA DİYABET GÜNÜ
Yayınlama: 13.11.2014
Düzenleme: 13.11.2014 14:35
A+
A-

14 KASIM DÜNYA DİYABET GÜNÜ

14 KASIM DÜNYA DİYABET GÜNÜ

 

1921 yılında insülini bularak diyabet hastası milyonlarca hastanın tedavisini mümkün kılan Fredrick Bantig`in doğum yıldönümü anısına 14 Kasım, Dünya Diyabet Günü olarak ilan edilmiştir.

Diabetes Mellitus (DM), pankreasın yeterli insulin üretememesi veya vücudun ürettiği insülini etkili bir şekilde kullanamaması sonucu oluşan ömür boyu devam eden kronik ve insülin üreten hücrelerin azalması ile devam eden bir hastalıktır.

Normal metabolizma da besinler, vücudun başlıca yakıtı olan glukoza (şeker) dönüşmek üzere bağırsaklarımızda parçalanırlar. Daha sonra bu glukoz bağırsaklardan kana geçer ve kandaki şeker düzeyi yükselmeye başlar. Sağlıklı bireylerde kana geçen glukoz pankreastan salgılanan insülin hormonu yardımıyla hücrelerin içine taşınır. Şayet insülin hormonu vücudumuzda olmazsa ya da etkisi bozulmuş ise şeker hücrenin içine taşınamayacağı için, glukoz kanda artarak şeker hastalığı dediğimiz kan şekeri yükselmesi (Hiperglisemi) gelişmiş olur.

Ülkemizde yaklaşık 6,5 milyon kişinin diyabetli olduğu, yaklaşık 3,2 milyon kişinin ise diyabetli olduğundan haberi olmadığı tespit edilmiştir. Bunların yanı sıra diyabet riski yüksek olan nüfusumuzun ise 14 milyon kişi olduğu tahmin edilmektedir. Diyabet hastalığının görülme sıklığının obezitenin artışına paralel olarak hızla arttığı ve ülkemizde 20 yaş üzeri her 7 kişiden birinin diyabetli olduğu ortaya çıkmıştır.

Yaşam boyu süren ciddi bir metabolizma bozukluğu olan diyabet, müdahale edilmediği takdirde vücudun hemen hemen bütün organlarını etkileyebilmektedir. Kontrol altında tutulamayan diyabet; körlüğe, kalp ve damar hastalıklarına, inmeye (felç), böbrek yetmezliğine ve sinir sisteminde tahribata yol açmaktadır. Gebelik sürecinde kontrol altına alınamayan diyabet ise doğumsal bozuklukların görülme riskini artırmaktadır.

Diyabeti düşündürecek olan başlıca şikâyetler: Tuvalete sık çıkma, ağız kuruluğu, hızlı kilo kaybetme, halsizlik ve çabuk yorulma.

Diyabet için risk faktörleri: 45 yaşının üstünde olmak, fazla kilolu olmak, diyabeti olan yakın bir aile ferdinin olması (anne, baba veya kardeşler gibi), daha önceki hamilelik esnasında diyabet gelişmiş olması.

Diyabet tedavisinin bir numaralı amacı; yüksek kan şekeri seviyelerini kontrol altına almaktır. Bunun içinde sağlıklı besinler yemek, düzenli egzersiz yapmak, gerekli olması halinde ağızdan ilaçlar veya insülin kullanmak ve kan şekeri ölçümleri yapmak gereklidir.

Diyabetten korunmak için öncelikle beyaz şekeri hayatınızdan çıkartın, tuzu azaltın, gıdaların glisemik indeksine bakarak karbonhidratı da seçerek tüketin. Mümkünse pirinç ve makarna yerine bulguru tercih edin, rafine undan kaçının, tam buğday, çavdar ve kepekli ekmek tüketin. En önemlisi egzersiz yapın. Egzersiz yapılmayıp, kasların içinde yağ depolandığında, o kasın içine insülinin etki etmesi zorlaşır. Her gün bir saat yürüyen kişilerde diyabet oluşumunun yüzde 35 engellendiği tespit edilmiştir. Risk taşıyan kişiler bir ‘adımsayar’ alıp, günde en az 10 bin adım atmaya, yani yaklaşık 6 km. yürümeye çalışabilir. Yapılan bazı araştırmalar bebeklerin anne sütü ile beslenmelerinin sonraki hayatlarında diyabet riskini azaltacağını savunmaktadırlar.

Unutulmamalıdır ki; hastalıktan korunmanın en önemli şartı, hastalık hakkında bilgi sahibi olmaktır.

2457_141113125857_001

2457_141113125857_001 2457_141113125857_001 (1)

 

Doç. Dr. Mehmet SARGIN

İstanbul İli Anadolu Güney Kamu Hastaneleri Birliği Genel Sekreterliği

Kartal Dr. Lütfi Kırdar Eğitim ve Araştırma Hastanesi

Bir Yorum Yazın

This site is protected by reCAPTCHA and the Google Privacy Policy and Terms of Service apply.

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.

Exit mobile version