Büyükada’da dün düzenlenen bir firmanın arabalarının segilendiği “Büyükada Yarı Maratonu” bazı Adalılar tarafından desteklenirken çoğu Adalı tarafından eleştirildi. Spor adı altında bir firmanın bir çok aracının reklamının yapılması, bu etkinlikten “kimlerin rant elde ettiği” sorusunu gündeme taşıdı.
Adalar Belediye Başkanı Ali Ercan Akpolat’ın “Bugün çok kıymetli sporcuları ve spora değer veren binlerce katılımcıyı Adalar’da ağırlamaktan, Decathlon Büyükada Yarı Maratonu’na ev sahipliği yapmaktan büyük mutluluk duyuyorum. Sporu, sanatı, tüm canlılarıyla doğayı seven herkese kapımız her zaman açık” mesajı verdiği koşuda neyin açık olduğu muamma! Spora mı yosa araba reklamı adı altında akçeli işlere mi?
Trafiğe kapalı tek ilçe olduğu iddia edilen ama Adaların her sokağından değişik cins ve sınıflarda araç çıkan Adalar’da her zaman ki gibi belediye başkanı bu araçlara karşı. Toplantılarda araç yoğunluğundan şikayet eden Akpolat, yarışın ve arabaların en önünde koşuyor. Başkanın bu koşusunu görünce “acaba reklam yapan firma başkan Akpolat’a bir araba hediye etti mi?” sorusunu akıllara getirdi. TEV’i de bu oyunun içine alet etmişler; Yazıklar olsun!
Adalılar artık, “Minibüsler gelirse önüne yatarım” diyen, araçlara karşıyım deyip Adalara L7e sınıfı ağır tonajlı araçları sokan, hiç belediye hizmetini yerine getirmeyen, sırtını İBB’ye dayayan Akpolat’ın hiç bir söylemine inanmıyor. Malzeme artık belli oldu.
Adalar için “bırak doğal kalsın” sözü artık tarih oldu. Maraton adı altında binlerce insanın adaya dolduran, bir firmanın reklam yapması için Adalıların hafta sonu huzurunu kaçıran, adayı ada olmaktan çıkaran bu yönetim zihniyeti kısa sürede kendini tüketti.
Büyükada sakini bir vatandaşımız “Türkiye’nin tek araç trafiğine kapalı ilçesinde bir yarı maraton düzenleniyor ve sponsoru bir araba markası!! Büyükada’da araçlarını sergiliyorlar! Yollardalar. Gerçekten pes!!!Pes!!”
Başka bir ada sakini vatandaşımız “Adalarda spor etkiliği düzenlenirken reklam için arabalar getiriliyor. Gülsek mi, ağlasak mı, ne yapsak? ” eleştirilerinde bunu çok rahat anlayabiliyoruz.
Arkadaş başka yer bulamadınız mı?
İstanbul’un incisi dediğimiz Adaları bu hale sokmaya ne hakkınız var?
Burası araç reklamı yapılacak yer mi?
Bu kadar insan yoğunluğunun Büyükada’da ne işi var?
Bu etkinliğin adaya ne faydası var?
Sattığı arabalardan adaya bir pay veriyorlar mı? Gerçi payı eksik olsun, adaya gelmeyin yeter.
Bu etkilikten nemalanan kimlerdir?
Kimin cebine ne girmiştir?
Bu etkinlikten altına araba alan biri var mıdır?
CİTTASLOW YA DA DİĞER ADIYLA SAKİN ŞEHİR
Cittaslow, yani sakin şehir nedir diye baktığımızda: Öncelikle karşımıza küreselleşmenin etkisi ile giderek hızlanmış şehirlere karşıt bir anlam çıkıyor. Evet, küreselleşme dünya çapında şehirleri daha hızlı, yoğun, tempolu bir hâle getirdi. Bu anlayışa göre de şehirler üretmekten çok tüketmekten meydana geliyor. Hâl böyle olunca kentler “insanları bir arada güvenle tutma” amacından çıkıyor, şehrin tadını çıkarmak giderek daha da zorlaşıyor ve ortaya bitmek bilmeyen bir iş temposu, kalabalık, sürekli bir tüketim hâli çıkıyor. Sakin / yavaş şehirler ise bunun tam karşısında. Sürekli tüketim ve hız odaklı bir yaşamın insana mutluluk getirmeyeceğini savunan Cittaslow anlayışı, yaşamaktan zevk alacak bir hızda yaşamaktan yana. Böylece insanların birbirleriyle daha sağlıklı şekilde iletişim kurabileceği, doğanın tadını çıkarabileceği görüşü öne çıkıyor. Cittaslow ne demek diye baktığımız zaman da zaten kelime etimolojik olarak İtalyanca “citta” ve İngilizce “slow” kelimelerinden meydana geliyor. 1999 yılında İtalya’da ortaya çıkan Cittaslow, dünya genelinde bugün yüzlerce kentin çeşitli bölgelerinin de kazandığı bir unvan.
Adalar aşağıda sayılan yerler arasında neden yok?
Cittaslow Türkiye içerisinde de birçok bölgeyi ağına dâhil etti. Hatta İtalya gibi ülkelerden sonra bu ağa en fazla kent ile dâhil olan ülkelerden biri Türkiye. Peki Cittaslow şehirler Türkiye örnekleri hangileri? Mevcut bilgilere göre Türkiye’den 18 kent Cittaslow üyeliğine sahip. Bunlar: Ahlat, Akyaka, Eğirdir, Gökçeada, Güdül, Göynük, Gerze, Köyceğiz, Halfeti, Mudurnu, Perşembe, Seferihisar, Şavşat, Taraklı, Uzundere, Vize, Yalvaç, Yenipazar. Yurdun dört bir yanındaki kentlerden çeşitli bölgeler Cittaslow ağı içerisinde. Örneğin, Ahlat ilçesi Bitlis iline bağlıyken, Köyceğiz Muğla’da yer alıyor. Erzurum’da Uzundere, Şanlıurfa’da Halfeti de yine Cittaslow üyesi Türkiye şehirlerinin geniş bir alana yayıldığının göstergesi. Adaları ise mumla arıyoruz..!
