Adalar Belediyesi yeni skandalla çalkalanıyor. Skandala mevzu konu, Belediyeye taşeron elamanlarına yapılan zam.
Zam içim toplu iş sözleşmesinde 750 tl zam belirlenmiş. Ama bu zam devletin açıkladığı rakamın çok üzerinde olup Belediye bu zammı taşeron işçilerine açıktan ödeme yapmış. Yani bu şu demek.
Halktan yani Adalılardan toplanan emlak vergileri paraları, belediye taşeron elemanlarına kayıtsız, belgesiz, bordrosuz kafadan ödenmiş. Yani resmi bir gerekçeye dayandırmadan, yasada belirlenecek yasal artışlara bakmadan ödedim oldu anlayışıyla kamu paralarının ödenmesinin sorumluluğunu herkes birbirine atar dururmuş.
Bilindiği üzere, Devlet taşeron yasası çıkarttıktan sonra kamu kurum ve kuruluşları dışarıdan hizmet alımı işleri sonlanmıştı. Zaten amaç da buydu. Çünkü belediyede hizmet işi yapan firmalar yıllardır belediyede çalışan personeli almış oldukları hizmet ihalelerinin kadrolarının içine almakta ve %20 kar koyarak yine belediyelerden paralarını alıp dağıtmaktaydı.
Devlet müteahhitlere fazladan %20 verileceğine bu tip çalışanları kadroya dahil edip müteahhitleri aradan çıkartmış ve müteahhitlerin %20 kar marjı devlete kalmıştı. Hesap doğruydu. Ama gel gör ki, taşeron ortadan kalkınca belediyeler taşeron personelini, kendi kurudukları belediye şirketine koyduktan sonra devletin hesabını tam tersine çevirecek uygulamaları başlatmaya başladılar.
Nasıl mı?
İşte şu an Adalar Belediyesi’ndeki uygulama gibi. Mesnetsiz dayanaksız enflasyon oranlarına tefe tüfeye bakmadan taşeron personeline 750 Tl zam.
Emeklilere %6 zam yokken taşeron personele 750 TL zam. Memura yapılan zam oranı ne? Oranı kim nasıl belirlerdi gelinde açıklayın. Oda yok.
Adalar Belediyesi ilçesine kuruş yatırım yapmıyor ama taşerona zammı dudak uçurtan cinsten. Hani zengin gelirleri olan belediye olur, alt yapı eksikliği bulunmaz, ilçesinde yaşayanların sorunu olmaz, atları itlaf edilmez, ahırlarında yaşayan atlarına varıncaya kadar toynakları sıcak sudan soğuk suya girmez, köpekler sokaklarda aç ve bitap düşmez, yaşlı evleri, huzur evleri, yaşlılara hizmet ve çocukların spor kulüplerine kadar her şey dört dörtlüktür, tamam ver tabiî ki onlarda belediyeye hizmet eden çalışanlardır diyelim.
Ama son 10 senedir, Adalara yapılan yatırımlara bakarsak hiçbir gözle görülür elle tutulur faydalı halka dönük yatırım yok, Adalar Belediyesinin görev hizmet kusurlarından belediye plajında 15 gün ara ile iki genç boğulmuş, plajda iyileştirme bile yapılmamış, bisiklet kazalarından yaralananlar ve hatta sakat kalıp ölenler var, faytoncuların eğitimi, kılık kıyafetleri için bir düzen getirilmemiş, sorarsan İBB’ye bağlı bizim işimiz değil deyip medyada topu taça atmalar, ahırlar yetersiz yerine modern ahırlar yapılamamış, yine sorarsan cevapta alamazsın ya, bizim sorumluluğumuz değil ki yapalım, insanlıktan vazgeçtik hayvan sevgisi uğruna meseleyi ele al, kampanya başlat, bağış toplasan bile kolayca zaten çok basit yapımı olan ahırları yaptırman mümkünken, yok sorumluluk bizde değil deyip kıvırmalar falan hiç yakışık almazken, belediyenin asli görevi olan temizlik hizmet işini bile layıkı ile yapmayıp fayton duraklarını, atların park yeri olan meydanları yıkmayıp dezenfekte bile etmeyen belediye sanki çok zenginmiş gibi, ne yapmış?
Taşeron personeline 750 TL zam yapmış. Hadi oradan canım. 10 yıldır CHP belediyesinin Adalar’da yaptığı tek hizmet, sadece belediye personelinin parasını ödemek. Peki vaatler ne oluyor? Nerde kaldı vaatler. Seçildikten sonra unutuldu tabi.
Şimdi konumuz, belediye taşeron elemanları olan personele yapılan 750 TL lik zammın ve hak edişinin nasıl ödeneceği. Bu hak edişe imza atacak babayiğit aranıyor. Aslında babayiğit kelimesi gazlama için söylenen bir kelime. Çünkü bu hak edişe imza atacak kişi tam anlamı ile günah keçisi olmaya aday, ileride yargılanacak kişi. Yargılanmasalar da, SAYIŞTAY incelemesinde zimmet çıkacağı kesin olduğu söyleniyor.
4734 K.İ.K göre mesnetsiz, gerekçesiz, bordrosuz, bu şekilde hizmet hak edişini arttırmak kamu zararı suçunu oluşturmaktan farksız. Yani bu hak edişe imza atacak personel yapılacak bir şikayette, kendilerini kurtarır noktaları yok. Yargılanıp ceza almaları kesin gibi. Yapılan işlem edimin ifasına fesat dahil birçok suç barındırıyor.
Normal şartlarda, belediyenin ihalesini, yine belediye şirketi almamış olup ta, dışarıdan alelade özel bir firma almış olsaydı, rüzgar kopartanlar, iş belediye şirketi olunca bu işin istedikleri gibi kapatılabileceğini zannediyorlarsa, yanılırlar.
Kanunlar herkes için eşit. Uygulama birdir. Yapılan işlem kamu zararı ise, belediye şirketi olup olmamasının ehem niyeti yoktur. Kimlerin bu hak edişte imzaları varsa hepsi yargı karşısına çıkacağını hesap etmelidir.
Ada gazetesi olarak, bahse konu hak edişte imzaları olan personelin, memurluklarını yakmaya kadar giden bir dizi soruşturma sonucu, Ön İnceleme ve sonrasında yargı karşısında ceza ile karşı karşıya kalmamaları için, illegal iş ve işlemlerden kaçınmalarını, belediyede geriye dönük evrak, belge hazırlayıp yeni belge gibi dosyalara ek yapmaktan kaçınmalarını tavsiye ederiz. Çünkü İBB Teftiş Kurulu Müfettişlerinin buna benzer raporları mevcut olup, gazetemizde raporların hepsi kamuoyunun bilgisine sunulmuştur.
Adalar Belediyesine tavsiyemiz ise, öncelikle ilçesinde yaşayanların azami ölçüde refahını ve yaşayışlarını kolaylaştıracak hizmetlere öncelik vermesi, ulaşım ve şu an karantina nedeniyle işsiz kalan faytoncu emekçilerin durumlarının bir an önce çözülmeleri için çaba göstermelerini, taşeron personele bu kadar zam yapılıncaya kadar, bu zam tutarı kadar bile olsa (750-1500 TL), işsiz kalan fayton emekçilerinin evlerine hiç değil ekmek götürebilmelerinin sağlanması adına sezonluk işçi gibi çalıştırılmalarının finansmanında kullanmalarını öneririz. Belki de bu sayede kendilerinin bir türlü beceremedikleri Adaların temizliği, layığı ile yapılabilinir.
İBB Başkanı E.İMAMOĞLU’nun ihtiyacı olan ailelere 6-13 bin TL yardım etmesinden vazgeçtik, hiç değil bu kadar cuzide olsa, sizleri de düşünüyoruz adı altındaki bir yardımın faytoncu emekçilerine yapılması, hem onları rahatlatacak hem de onların oyları ile işbaşında olmalarının diyet borcunun bir kısmını ödeyecektir.
İktidarın nimetlerinden sonuna kadar faydalandıklarını, her gece Büyükada’daki içkili restoranlarda boy göstermelerinden anlamaktayız. İktidarı borçlu oldukları kişilerin sorunlarına, İBB nin meselesidir deyip ilgisiz kalmak nankörlüktür.
Bu söylediğimiz sadece faytoncu emekçileri olan faytonlarda yevmiye ile çalışan kişileri kapsamaktadır. Fayton sahipleri zaten İBB nin tespit edeceği plaka ücreti ile mağduriyetlerinin kalmayacağını düşünüyoruz.
Adalar Belediyesinin şimdiye kadar yaptığı temizlikten, RUAM hortladıysa, belki de Ruamı faytoncu emekçilerin yapacakları özverili temizliği kurtaracaktır. Denemekte fayda var.
Kaldı ki, Adalar Belediyesinin personel çalıştırma ve hak edilmeyen mesailer ile çalışılmayan Cumartesi günlerinde, çalışılmış gibi paralar ödenmesi ve kamu zararı yaratılması konularında sicili temiz değildir. Yani kamu paraları ile belli personele, fazladan para ödenmesi alışkanlık haline getirilmiştir. Bu konuda müfettiş raporları ile kamu zararlarının büyük boyutlarda olduğu ortaya da konmuştur.
Taşeron personeli olan Tarık DEĞİRMENCİ’nin hak edişinde iki yıl boyunca her cumartesi günü belediyeye gelmiş ve mesai yapmış gibi imza atan bir babayiğit te belediyenin sözleşmeli olan avukatı Nilüfer HASAÇEBİ idi. Yargılanması kesin gözüyle bakılırken, İdari Mahkemeden, Türkiye’de değil, belki de dünyada bir ilk olacak şekilde avukatlar evlerinden de çalışabilir şeklindeki Kamu Vicdanlarını yaralayan inanılmayacak karar çıkmasıyla, yargılanmaktan kurtuldu ise de, ikinci raundunun olduğu, Cumartesileri evinde olan avukata ayrıca yol ve yemek parası ödenmesi skandalının kapatılmasının mümkün olamayacağı ve bu sefer kurtulamayacağı da belirtiliyor.
Benzer uygulamaların Mali Hizmetler Müdürlüğü dahil Adalar Belediyesinin bir çok müdürlüğünde olduğu, Cumartesi çalışmayan personele mesai delermiş gibi paralar ödendiği, halkın paralarının bu şekilde çarçur edildiği, şimdide bu tip personele, toplu iş sözleşmesi adı altında kesinleşmemiş, yasalara göre olması gereken artış harici 750 tutarında paralar ödenmesi, belediyenin kasasının boşaltılmasına çalışıldığı iddia ediliyor.
Adalar Belediyesi’nde yıllardır teknik personele yapılmayan arazi çalışmaları karşılığında paralar ödendiği bilinmektedir. Yani halktan toplanan paralar çalışanlara pay edilmekte çalışmasalar da ödenen paralarının göz payı olduğu, yapılan usulsüz işlemlere göz yummaları için bir nevi sus payı olarak dağıtıldığı da iddialer arasındadır.
Kamu kurumlarında personel çalışmamasına rağmen çalışmış gibi neden para ödenir?
Bunun nedeni, söylentilerdeki gibi baştakilerin aldıklarına ses çıkartmamaları için midir bilinmez ama halkın oyları ile başa gelenlerin verdikleri sözleri bir nebze olsun yerine getirmek için gayret sarf etmeleri gerekmiyor mu?
İlla ulufe dağıtılacaksa önce seçim vaatlerini yerine getirsinler kalan parayı nasıl istiyorlarsa dağıtsınlar. Kötünün iyisi bu.
Belediyedeki taşeron personele ödenecek aykırı zam işinin başrolünde belediye şirketinin müdürünün, başkan yardımcısının ve destek hizmetleri müdürünün olduğu, topu birbirlerine attıklarını, ortada kalan taşeron hak edişinin pimi çekilmiş bombadan farksız olduğu iddiaları belediye koridorlarında konuşulanlar arasında.
Kamu zararına neden olacak bu hak edişi hazırlayacak, imzalayacak kişiler arasında belediyede köşe kapmaca oyununa benzer kovalamacalar olduğu belirtilmekte. İmza atacaklar sözler istemekte, yargılanırsak belediyenin arkalarında durmalarını istedikleri, aksi takdirde imzalamayacakları iddia edilmektedir. Bazıları ise imzalarının altına başkan, başkan yardımcısının onayı açılmasını talep ettikleri ve kendilerini ancak bu şekilde emniyete alacaklarını söylemekte oldukları gelen bilgiler arasında.
Adalar Belediyesi’nde, yalan sözler verilmekte, arkadan komisyonlarda filimler çevrilmekte, tam bir adam adama markaj, kaçmaca ve kovalamaca oynanmakta ve sonucu gazetemiz de merakla takip etmektedir.
Bugün için, hakediş imza altına alınmadığı için taşeron personelin maaşları ödenmemiş olup belediyede ortalık gergindir. Adalar Belediye Başkanı Erdem GÜL’ün hak ediş imzalamaktan imtina edenler hakkında soruşturma açacağı ve görevden alacağı iddia edilse de, hukuksuz ve kanunsuz işlemler için memurların zorlanamayacağı, mobing yapılamayacağını, bu tür eylemlerin sorumluluk doğuracağını, taşeron personele bir çeşit ulufe gibi fazladan ödenecek halkın paraları ile daha hayırlı işler yapmaya gayret etmelerini, kamu zararı veya benzer uygulamalardan kaçınmalarını şiddetle tavsiye diyoruz.