Adalarda faytonculuk

Yayınlama: 16.02.2020
Düzenleme: 13.12.2022 15:24
A+
A-

At arabası anlamına gelen fayton kelimesi Fransızcadan geliyor. M.Ö. 2800’lü yıllarda Mısır dolaylarında ilk olarak ortaya çıktığı söyleniyor. Nostaljik bir havası olan fayton insanı geçmişe doğru huzur dolu yolculuğa çıkartırken yaşattığı keyif ise eşsiz oluyor. Fayton, ilk olarak Osmanlı zamanında İstanbul’a Sultan Abdülmecit döneminde saray arabası olarak getirilmiş, daha sonra hali vakti yerinde olan konaklarda da kullanılmaya başlanmış.

Adalarda faytonculuk

Adalarda…

Meydanda 100 yıllık yemci var. Eskiden faytonculuk nasıl yapılırdı onları anlatıyor.

Rıza Abbas…

Eski Kabadayı…

Tophaneli…

Meydanda bir ağırlığı var. Herkes saygı duyar…

Arabacı meydanında 1957 yılında Şükrü Amca bu dükkanı yemci olarak Mustafa Efendi’den devir alıyor. O zamandan buyana yemcilik yapıyor Şükrü amca.

Gözleri dolarak: “Eskiden meydan meydandı. Saygı, sevgi, hoş görü vardı. Arabacılara ‘arabacı bey’ derlerdi eskiden adalılar. Ailelerini, misafirlerini, arabacıları çağırıp onlara teslim eder, ada turu yaparlardı ve evlerine tekrar getirirlerdi. Bu meydandan kimler geldi kimler geçti. Adanın gençlerini meydana koymazlarmış, arabacı olacak, heveslenecek diye…

Eskiden meydanın bir tane çöpçüsü vardı. Çöpçü Cemal derlerdi. Hepsine yeter artardı. Bir tane çöp, pislik yoktu yerlerde. Yere atanlara da kızardı Çöpçü Cemal… Meydanda bir tane çöp bırakmazdı.  Çok çalışkan biriydi…

Meydanda ağırlığı olan Tophaneli Abbas’ın lafı, sözü geçermiş… Meydanın adaletini, haksızlığa karşı olan biriymiş.  Bir iki defa Atatürk gelmiş meydana, Anadolu Kulübünde kalmış…

Eskiden Rum faytoncularda varmış. Onlar bırakmışlar, göç etmişler. Müşteri gelince elindeki sigarayı saklarmışlar. Hemen valizleri faytona yerleştirirlermiş. Faytoncular tertemiz, arabaları şıkır şıkır, oyalı havlular ve faytoncuların boynunda mendiller olurmuş.

Faytoncular, kambur Halil, Dimitri, Atik Hamdi, Kürt Akif… Bu dönemler çok güzeldi. İnsan arıyor bu yılları. Az kazanıyorduk ama yetiyordu.

Bıyık Ağanın kahvesinin önünde eskiden faytoncular sırayla tertemiz, pırıl pırıldı. Pis arabacı yoktu. Terleyen arabacılar oracık da gömleklerini temizlerdi.

Eskiden arabacılar evden yemeklerini kendileri getirir beraber yerlerdi.

Yük arabaları da meydandaydı. Herkes el birliyle yardımlaşa yardım ederlerdi. Kamyon yoktu adada. Birlik, beraberlik vardı. Nerde eski günler..

Hayko. Sefon, Kara Kenan, Cavit, Yanık Ayhan, Erdoğan, Gökhan.

Babada oğula tek kalan isimler” diyor gözleri dolarak Şükrü Amca…

Bir Yorum Yazın

This site is protected by reCAPTCHA and the Google Privacy Policy and Terms of Service apply.

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.

Exit mobile version