Çin’in Wuhan kentinde ortaya çıkan Covid-19 isimli salgın hastalık, insanlık için risk oluşturmaya devam etmekte.
Covid-19 isimli salgın hastalık uzun süredir birçok ülkeyi alarma geçirmiş durumda. Bunun yanında dünya devletlerinde alınan önemler, düşünülen çareler virüsün yayılması konusunda yetersiz kalmakta ve etkilet kişilerin hayatlarında gerek ekonomik gerekse sosyal ve psikolojik açıdan büyük yıkımlara yol açmakta. Bu süreçte sigorta poliçeleri ve özellikle teşhis ve tedavide sigorta poliçelerinin nasıl yorumlanacağı konusunda Avukat Çiğdem Şelli Dilek, yorumlarını dile getirdi.
Virüsün, devlet tarafından salgın hastalık olarak nitelendirilmesi sonrasında bazı sigorta poliçeleri kapsam dışı kaldığına dikkat çeken Avukat Çiğdem Şelli Dilek sözlerini şöyle sürdürdü:
Korona virüs her geçen gün hayatımızdaki etki alanını genişletiyor. Salgın hastalık ekonomi, sağlık, spor, eğitim, kültür, turizm başta olmak üzere birçok alana sirayet etmiş bulunmaktadır. Söz konusu salgın sebebiyle birçok alanda belirsizlikler ve tartışılması gereken hususlar ortaya çıkmıştır. Bu belirsizliklerin yaşandığı alanlardan biri de Sigorta sektörüdür.
Sigorta poliçelerinin akıbeti; Covid-19 virüs tedavisinde Özel Sağlık Sigortası’ndan yararlanılıp yararlanılamayacağı, Seyahat Sigortası için yatırılan primlerin iadesinin mümkün olup olmadığı, önceden alınmış olan seyahat turlarına ilişkin Seyahat Poliçelerinin ve vatandaşlar tarafından yaptırılmış olan Hayat Sigortalarının ne olacağı merak konusudur. Bu yazımızda Covid-19 isimli salgın hastalığın taraflarca imza edilen sigorta poliçelerine etkileri açıklanıp incelenecektir.
Tüketiciler, Covid-19 salgını sebebi ile yurtiçi ve yurtdışı gezi programlarını iptal etmektedir. Bu durumda paket turları kapsamında ödenen sigorta bedellerinin iadesi gündeme gelmektedir.
28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun kapsamında çıkarılmış olan ‘Paket Tur Sözleşmeleri Yönetmeliği’, 14.01.2015 tarihinde 29236 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe girmiştir. Covid-19 salgını sebebi ile paket turların iptaline ilişkin olarak ortaya çıkacak ihtilaflarda işbu yönetmeliğe başvurulacaktır.
Paket Tur Sözleşmesinin Feshi; Paket Tur Sözleşmeleri Yönetmeliği’nin 16. Maddesinde düzenlenmiştir. İşbu yönetmeliğin 16. Maddesine göre; Katılımcı, fesih talebini paket tur düzenleyicisi veya aracısına yazılı olarak bildirmek kaydıyla sözleşmeyi tek taraflı olarak feshedebilir.
Paket turun başlamasına otuz günden daha az bir süre kala yapılan fesih bildirimlerinde, paket tur sözleşmesinde belirtilmek şartıyla belirli bir tutar veya oranda kesinti yapılabilir. Ancak katılımcının gerekli tüm özeni göstermesine rağmen öngöremediği ve engelleyemediği bir durum veya mücbir sebep nedeniyle paket turun başlamasına otuz günden daha az bir süre kala fesih bildiriminde bulunması halinde, ödenmesi zorunlu vergi, harç ve benzeri yasal yükümlülüklerden doğan masraflar ile üçüncü kişilere ödenip belgelendirilebilen ve iadesi mümkün olmayan bedeller hariç olmak üzere, herhangi bir kesinti yapılmaksızın katılımcının ödemiş olduğu bedel kendisine iade edilir.
11.03.2020 tarihi itibariyle Dünya Sağlık Örgütü’nün ‘Pandemi’ ilan etmesi ile salgının küresel olduğu ilan edilmiş ve tüm dünya açısından tehlike arz ettiği açıkça bildirilmiştir. Bu nedenle gündemimizde yer alan salgın hastalık tüm dünya ülkeleri açısından mücbir sebep kavramını oluşturmaktadır. DSÖ’nün ilanı ile birlikte tüm ülkeler kırmızı alarma geçmiş; önlemler maksimum seviyeye çıkarılmıştır. Bu nedenle Paket Tur Sözleşmeleri mücbir sebep nedeniyle, taraflara herhangi bir yükümlülük yüklenilmeksizin feshedilebilmektedir.
Yönetmelik hükmü gereğince fesih sonrasında bireylerin ödemiş oldukları miktar aynen iade edilmelidir. Paket Tur Sözleşmeleri feshedilmesine rağmen Acente ile anlaşmazlık yaşanılması halinde Tüketici Hakem Heyeti’ne yahut Tüketici Mahkemelerine başvuru yapılabilmektedir.
Ülkemizde Sigorta hükümleri 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ile Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve Özel Sağlık Sigortaları Yönetmeliği ile düzenlenmiştir. Özel Sağlık Sigortası ve Tamamlayıcı Sağlık Sigortası nedir sorusuna bir tanım yapmamız gerekirse; sigortalanan kişinin hastalıklar ve kazalar sonucu oluşacak sağlık giderlerinin karşılanması için hazırlanmış kişiye özel planlar olarak tanımlayabiliriz. Belirlenen limitler, özel ve genel şartlar dahilinde, daha önceden sigorta poliçesinde belirtilen olası risklere karşı sigortalıyı özel olarak korumaktadır. Buna göre Özel Sağlık Sigortaları genellikle kişinin istemlerine bağlı olarak gerçekleştirilen operasyonları ve bu operasyonlardan doğabilecek komplikasyonları karşılar nitelikteki sigorta anlaşmalarıdır. Taraflarca imza edilen poliçe; poliçe tarihinden önceki durumları ve anlaşmalı olmayan kurumlardan yaptırılan işlemleri kapsamamaktadır. Özel Sağlık Sigorta Poliçelerinin, Covid-19 tedavisini kapsayıp kapsamadığı konusunda ise farklı görüşler bulunmaktadır.
1-Bir hastalığın genel sigorta kapsamında olmaması için belirlenen ilk şart Hazine Müsteşarlığı’nın koyduğu Özel Sağlık Sigortası Genel Şartları’ndan istisna edilmiş olmasıdır. Böyle bir istisna yok ise sigortası olanlar, enfekte halinde sigortanın bunu karşılama zorunluluğu vardır. Bazı sigorta şirketlerinin sigorta poliçelerinde; poliçe bedelinden müstesna olarak ‘Özel Şartlar’ başlığı altında bulaşıcı hastalıkları düzenlemektedir. Bu durumun tespit edilebilmesi için sigorta poliçelerinin özel olarak incelenmesi gerekmektedir.
2-Dünya Sağlık Örgütü’nün Covid-19’u salgın hastalık ilan etmesi ile virüs tedavisi Özel Sağlık Sigortası kapsamı dışında kalacaktır. Eğer salgın hastalık olarak ilan edilmişse özel sigorta kapsamına girmediğinden teminat altında değildir. Covid-19 isimli hastalık Sağlık Bakanlığı’nca yayınlamış olan 20.03.2020 tarihli genelge ile ülke genelinde pandemi ilan edilmiştir. Yayınlanan genelge ile bünyesinde enfeksiyon hastalıkları ve klinik mikrobiyoloji, göğüs hastalıkları, iç hastalıkları uzmanı hekimlerden en az ikisinin bulunduğu 3. seviye erişkin yoğun bakım yatağı bulunan hastaneleri, “pandemi hastaneleri” olarak tanımlanmış; Bu genelgenin üzerine Covid-19 ülkemizde salgın hastalık niteliği kazanmıştır. Nitelendirme ile birlikte Özel Sağlık Sigorta Poliçeleri salgın hastalık niteliği taşıyan Covid-19 tedavisini kapsamayacağı yönünde görüşler çoğalsa da; imzalanan her sigorta sözleşmesi kendi şartları içerisinde değerlendirilerek yorum yapılması daha doğru ve nitelikli olacaktır.
Sonuç olarak salgın hastalık olan virüs, Özel Sağlık Sigorta kapsamında yer almadığında devreye kamu hastaneleri ve SGK girmektedir. Birey kendisinden şüphelenirse Özel Sağlık Sigortası’nın bağlı bulunduğu özel hastaneye gidebilir. Özel Hastane tarafından Corona teşhisi konulana dek yapılan müdahale masrafları “Özel Sigorta” tarafından karşılanır. Teşhis sonrasında ise tedavi masrafları devletin salgın durumlarında depo etmiş olduğu fonlardan ve SGK tarafından karşılanır.
Hayat Sigortaları; Bankalarca kullanılan kredilere karşılık teminat niteliği taşıyan ve mirasçıları mağdur etmeme gayesi içinde olan sigorta sözleşmeleridir. Konut kredisi, taşıt kredisi ya da ihtiyaç kredisi alırken yaptırılan hayat sigortası sayesinde vefat durumu ile karşılaşıldığında mevcut borcun tamamı sigorta şirketi tarafından karşılanır ve ölen kişinin mirasçılarına borç intikali gerçekleşmez. Sigorta şirketleri söz konusu kredilerden beklenmedik ölümler neticesinde sorumlu olmaktadır. Bu nedenle Covid-19 hastalığına yakalanan bir kimsenin vefatı sonrasında Hayat Sigortasından faydalanılabilir.
Seyahat Sigortası; hem yurt içi, hem yurt dışı seyahatlerinde karşılaşılabilen hastalık, kaza, valiz kaybı gibi riskleri güvence altına alan bir sigorta çeşididir. Seyahat Sigortası Avrupa ülkelerinde vize işlemleri için ön koşul niteliği taşır. Bu nedenle çoğu ülke Seyahat Sigortası’nı mecburi kılmaktadır.
Şu anda mevcut salgın hastalık sebebi ile ülkeler arası uçuşlar durmuş vaziyettedir. Buna bağlı olarak satın almış olduğunuz seyahat sigortaları kullanılamamaktadır. Koşullar uygun olduğu takdirde kullanmadığını biletinizi iptal edebilir; Seyahat Sigortanızın iadesini talep edebilirsiniz. Satın alınan seyahat poliçesinin kullanılmayacak olması durumunda, en az 24 saat öncesinde sigorta şirketine poliçenin iptali talebinin bildirilmesi gerekir. Prim iadesi talebiniz, poliçe özel şartlarında belirtilen iptal koşullarına göre değerlendirilerek tarafınıza iade edilmelidir.