Ben değil,biz olmak

Yayınlama: 13.05.2013
Düzenleme: 07.12.2013 12:21
A+
A-

 

İyi yazlar, Pari Amar, Kalo Kalokeriİyi yazlar, Pari Amar, Kalo Kalokeri

 

İşte şu günlerde adalarda çokça duyacağınız sözler. Kışlıkçıların aylardan beri bekledikleri dostları, ada sevdalıları, ellerinde çekçeklerle, kocaman valizlerle, yeryüzündeki o masmavi deniziyle, o tepelerdeki sapsarı katırtırnakları, küme küme mor çiçekleri, yerlere serpilmiş sarı, beyaz papatyaları, o yemyeşil, o rengârenk çiçek açmış ağaçların cennetine tekrar gelebilmenin sevincini yaşıyorlar. Hoş geldiniz yazlıkçılar.

 

Bu mevsimde iskele meydanındaki café lerde oturup gelenleri izlemek ayrı bir zevk. Selâmlaşmalar, kucaklaşmalar, hal hatır sormalar daha bir müddet devam eder. Evleri yaz mevsimine hazırlamak, bahçelerle ilgilenmek, tekneleri denize hazırlamakla gelen tatlı yorgunluğu bir kahve içimi muhabbetle veya şu anda benim yaptığım gibi deniz kenarında oturup pırıl pırıl denizi seyrederken güneşin sudaki taşları, pırlantaları kıskandıracak güzellikte parlattığını görüp yorgunluk gidermek ne güzel.

 

Güne ezan sesiyle Tanrıya şükretmekle başladım, şimdi çan sesiyle dua ediyorum. Ömrümün mevsimlerini farklı kültürlerin kaynaştığı ve barıştığı adalarda doya doya yaşayan bir fert olarak elbette ki zaman zaman gözüme çarpan görüntü kirliliği beni olumsuz etkiliyor. Karamsar mıyım? Keşke buna hemen cevap verebilseydim. Hiçbir şeyin eskisi gibi kalmaması gerektiğini kabulleniyorum, bunu da destekliyorum. Bizim için zamana uymak bile yeterli değil, çağdaş yaşama ayak uydurabilmemiz için koşar adımlarla ilerlememiz lâzımken beni üzen ve hazmetmekte güçlük çektiren şey eski değerleri korumak yerine onları yok etmemizdir. Oysa eskiyen her şey kimliğimizin kanıtıdır. Ben kimim? Biz kimiz? Atalarımızın mirasını nasıl koruyacağız? Çocuklarımıza ne bırakacağız? Zaman içinde her şey belirli ölçüde değişime uğrar, bu kaçınılmazdır, yeter ki dikkatli olalım, hedefimiz aydınlık olsun. Adalarda ise, ada dokusunu bozan her şey geriye atılmış bir adımdır ve bizi üzer.

 

Çağımız insanları, hele gençleri, ne yazık ki bir özgürlük hevesine kapılıp gidiyorlar oysa ne yazık ki bu denli özgürlük uzun vadede bir o kadar yalnızlık, dolayısıyla mutsuzluk da getirebiliyor. Sınırsız özgür olduklarını zannedenlerden bazıları bu yoldan ilerlerken ne yazık ki görgüsüzlük yapmayı da marifet sayıyorlar. Onlar adalı olamazlar veya zaten adalı değiller.

Adamıza karşı bu derece özgür olamayız çünkü adamızı korumakla yükümlüyüz.

 

Adamız, muhteşem doğasıyla bizlere kucak açmışken, ona lâyık olmalıyız. Amacımız,  hayatımızı, yaşantımızı ve dünyayı güzelleştirmek olsun. Ömrümüzü yan yana geçirmiş insanlarız biz. Çoğumuz, birbirimizin hayatını bile iyi kötü bilen insanlarız. “Adalılar birbirlerinden selâmı esirgemesinler. Selâmlaşsınlar” dersem çok şey mi istemiş olurum?

 

Bir gülümseme, bir selâm, hayatımıza olumlu enerji verecek. Hepimiz yeryüzündeki bu cennet köşenin evlâtlarıyız. Soluduğumuz hava aynı, derdimiz, coşkumuz aynı.

 

Selâm olsun sevgili adama, kınalı toprağına, denizine, çiçeğine, kedisine, köpeğine, bulutlara yükselmek isteyen kuşlarına selâm olsun.

 

Selâm sizlere, ada gönüllülerine.

 

Sosi Cındoyan

Bir Yorum Yazın

This site is protected by reCAPTCHA and the Google Privacy Policy and Terms of Service apply.

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.

Exit mobile version