Bir Dakika, Bir Koç, Bir Salon: Beşiktaş’ın Maçı Geri Alışı

Bir Dakika, Bir Koç, Bir Salon: Beşiktaş’ın Maçı Geri Alışı
Yayınlama: 11.12.2025
Düzenleme: 11.12.2025 16:59
A+
A-

Beşiktaş Gain’in bu sezonki Avrupa hikâyesi artık yalnızca basketbol üzerinden değil, karakter üzerinden okunmalı. Lietkabelis karşısında normal süresi 80-80 biten ve uzatmalara taşınan bu maç, sadece bir galibiyet değil; bir takımın, bir koçun ve bir salon dolusu insanın ortak iradesinin eseri oldu. Skor, kontrol, ritim… maç boyunca her şey dalgalandı, her şey değişti, her şey zorlaştı; ama bir şey hiç değişmedi: vazgeçmeyen Beşiktaş.

Tribünler yine tıklım tıklımdı. İstanbul’da bir EuroCup akşamı artık takvime işaretlenmiş bir ritüel gibi yaşanıyor. Taraftar ne olursa olsun yerini alıyor, salon daha ısınma şutlarında bile maçın atmosferini belirleyen bir uğultuyla doluyor. Bu takım sahaya çıktığında o atmosfer yalnızca bir destek değil, doğrudan oyunun parçası haline geliyor. Rakipler için baskı, Beşiktaş için enerji… Bu sezonun en büyük güçlerinden biri belki de bu: salonun kendisi.

Sahada ise bambaşka bir hikâye yazıldı. Son beş günde üçüncü maçına çıkan Kaptan Yiğit Arslan, maçın büyük bölümünde fiziksel yorulmuşluğunu gizleyemedi. Şutlar girmedi, temaslarda gücü yetmedi, ritim bir türlü bulunamadı. Ama bazen bir oyuncu bütün maç kötü oynayıp tek bir dakikada kaderi değiştirebilir. Kaptan da tam olarak bunu yaptı. Bitime saniyeler kala buz gibi iki serbest atış, sonra kritik bir hücum ribaundu, ardından takımını oyunda tutan o doğru karar… Dusan’ın maç sonu basın toplantısında söylediği gibi, “Kendisi neden kaptan olduğunu bir kez daha gösterdi.”

Ve elbette Dusan Alimpijevic… Bu galibiyetin her satırında onun imzası var. Üçüncü sezonunda artık sadece bir koç değil; bu kulübün, bu salonun ve bu tribünün yeniden hatırladığı bir kimliğin mimarı. Rotasyon yönetimi, molalardaki müdahaleler, takımın enerjisini canlı tutma becerisi ve o bitmeyen kenar temposu… Bu takımın sahada gördüğümüz her karakter kırıntısı, bir yerlerde onun dokunuşuna çıkıyor. Maç sonu koridorda yönetici Özkan Arseven’in, Dusan’a sarılarak söylediği o cümle ise aslında tüm salonun hissiyatının tercümesiydi: “You are the BEST.”

Uzatmalar başladığında momentum artık tamamen Beşiktaş’taydı. Hem taraftar hem oyuncular hem de koç… sahadaki ritmi birlikte yükseltti. Lietkabelis’in direnci kırıldı, Beşiktaş Gain ise sezonun belki de en anlamlı galibiyetlerinden birini aldı. Skordan daha büyük olan ise şuydu: bu takım asla bırakmıyor. Yoruluyor, düşüyor, bazen dağılıyor ama sonra mutlaka geri geliyor.

Beşiktaş’ın bu sezonki Avrupa koşusu bir tablo olsa, bu maç kesinlikle o tablonun orta yerine asılırdı. Çünkü bütün hikâyeyi tek bir cümlede özetliyor: Bu takım, herkesi oyunun içinde tutan bir inançla oynuyor.

Bir Dakika, Bir Koç, Bir Salon: Beşiktaş’ın Maçı Geri Alışı

Bir Dakika, Bir Koç, Bir Salon: Beşiktaş’ın Maçı Geri Alışı

Bir Dakika, Bir Koç, Bir Salon: Beşiktaş’ın Maçı Geri Alışı

Bir Dakika, Bir Koç, Bir Salon: Beşiktaş’ın Maçı Geri Alışı

Bir Dakika, Bir Koç, Bir Salon: Beşiktaş’ın Maçı Geri Alışı

Bir Dakika, Bir Koç, Bir Salon: Beşiktaş’ın Maçı Geri Alışı

Bir Dakika, Bir Koç, Bir Salon: Beşiktaş’ın Maçı Geri Alışı

Bir Dakika, Bir Koç, Bir Salon: Beşiktaş’ın Maçı Geri Alışı

Bir Dakika, Bir Koç, Bir Salon: Beşiktaş’ın Maçı Geri Alışı

Bir Dakika, Bir Koç, Bir Salon: Beşiktaş’ın Maçı Geri Alışı

Bir Dakika, Bir Koç, Bir Salon: Beşiktaş’ın Maçı Geri Alışı

Bir Dakika, Bir Koç, Bir Salon: Beşiktaş’ın Maçı Geri Alışı

Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.

Exit mobile version