Merhaba, Adalar yurdumuzun doğal güzelliklerin biri. Ben yaklaşık 6/7 yıldır Heybeliada’dayım.
Adaya Bodrum Turgutreis’ten geldim. Sağlık problemlerim nedeniyle İstanbul’dan kaçmıştım. Ancak doktorlarımın ve alıştığım hastanenin İstanbul’da olması, çocuklarıma ve illaki torunlarıma özlem duyunca geri döndüm. Bodrumdan sonra İstanbul’un yoğun gürültüsüne alışamayınca şehirde yapamadım ve önce Büyükada’ya kızımın yanına geldik.
Aslında, Heybeliada ile kötü anılarım vardı. Askerde vereme yakalanan abim Heybeliada Sanatoryumunda yatmış ve tedavi olmuş ve ben adaya o zor hayat şartlarda temin ettiğim streptomisin! Adlı ilacı her hafta taşımıştım. Zor zamanlardı. Daha orta sonda Ya da lise birdeydim.
Şimdi Adaya alıştım hatta sevdim. Hatta daha önce Bodruma gitmeden Adaya gelseymişim dediğim de oldu. Bodrum ve Adalar bizim yerleşkemiz. Bodrum’da ki evimin müstakilliği ve bahçesini de özlemiyor değilim. Bu özlemi bodrum’un ‘sarı yaz’ diye adlandırılan mevsiminde gidermeye çalışıyoruz.
Adalar İlçesi, 16 milyon nüfuslu İstanbul’un en küçük ilçesinden birisi. Seçim zamanı geldi. 11 adayın dışında Belediye Başkanlığına aday olarak elli yıllık dönem arkadaşımın ve neredeyse elimize doğdu diyebileceğim kızımızın eşi, tepeden aday olarak gönderildi. Önceki yönetimlerden memnun olmayan çok kişinin desteği ile ciddi bir seçim çalışması yaptık. Çalıştık. Seçildi. Sevindik.
Beklentimiz yüksekti. Ama olmadı. Bu konuya yeniden girmeyeceğim.
Her canlı önce doğal davranış olarak yaşadığı yeri, ortamı temizler. Yaşayabileceği rahat bir yer haline getirir. Bu her canlı varlık için böyledir. Abartılı söylem; ”Aslan yaşadığı yerden belli olur!” söylemidir. Sorumlu vatandaşlar için de böyle olmalıdır.
Nereye geleceğim veya nereye gelmek istiyorum?
Hiçbir yerde olmadığı gibi Adalarda da kimse sorumluluklardan ari değildir. Ben seçildim istediğim gibi davranırım diyemez. Sorumlulukları vardır. Kurallar ve yasalar vardır.
Örneğin bir meclis üyesi usulsüz bir uygulamaya karşı ‘ben hallederim’ deyip yol veremez. Kendisi, nasıl olsa burası ada daha önce de böyleydi deyip usulsüz işlemler yapamaz. Bir haksız uygulamanın / imalatın yapıldığı gece yarısı evinin önündeki uygulamaya bizzat nezaret edemez. ”Neredesin meclis üyesi! ” ünlenmesine karşı başını kuma gömüp saklanamaz! Ben ne oldum, ben ne dersem o, düşüncesine kendisini kaptıramaz.
Bir olay.
Belediyenin bir “onbaşısı” bir kadına sarkıntılık yaptı mı?
Darp etti mi?
Meclis üyesi, kadının Savcılığa şikayetini, seni işe alacağız diye geri aldırdı mı?
İki üç ay çalıştırdıktan sonra işten çıkartıldı mı?
Bu sarkıntılık yeniden tekrarlandı mı? Bunlar ucu açık sorular.
Birlerine kötü haberim ise şudur; Adliyeden sarkıntılık, darp ve hakaret dosyalarının açık olduğunu öğrendik. Bu kadının avukatlığını torunum yapacak. Bilinsin.
Başkan Belediyeye ait motorla adalarda denetime çıktığında Heybeliye gelirken uğramadan Büyükada’ya yöneldi. Bizim kadına önerimiz; ”Git Başkana anlat, vicdanlıdır. Seni dinler!” dedik.
Kim duydu ise Başkanın Heybeliye gelmesi önlendi.
‘Hasılı, Ederi gider beteri gelir’ diye bir lafımız vardır. Umudun ikiz kardeşi hayal kırıklığıdır.
Eleştirilerime başladığım zamanlarda bir görevli; ‘Boşuna uğraşıyorsunuz. Böyle gelmiş böyle gider’ demişti.
Böyle gitmeyeceğini öğrenmeleri gerekecek. Eğer vatandaşlık görevine sahip ve bu bilinçteki vatandaşların varlığı yöneticilere bunu öğretecektir.
Av.Mustafa Lütfi Kıyıcı