Burgazadası’nın Kadınları Belgesel Oldu

Burgazadası’nın Kadınları Belgesel Oldu
Yayınlama: 19.05.2016
Düzenleme: 13.12.2022 15:41
A+
A-

Burgazadası’nda yaşayan altı kadının hayatları, Nedim Hazar’ın yönetmenliğinde altı bölümlük bir belgesel-dizi oldu.

Burgazadası'nın Kadınları Belgesel Oldu

Adanın Kadınları” belgeseliyle söz ve ekran kadınlarda! Burgazadası’nda yaşayan altı kadının hayatları, Nedim Hazar’ın yönetmenliğinde altı bölümlük bir belgesel-dizi oldu.

Bizans’tan bu yana bir sürgün yeri olarak da bilinen İstanbul’un Adalar ilçesi’nde bugün azımsanmayacak sayıda kadın yalnız yaşıyor. “Adanın Kadınları”, birbirlerinden farklı yaşlara, kökenlere ve mesleklere sahip altı Burgazadalı kadını yakın takibe alıyor. Dizinin altı kadın kahramanı bir yandan hayatla didişirken, bir yandan da bir araya gelerek hayallerini, sıkıntılarını, geçmişlerini, umutlarını birbirleriyle paylaşıyorlar.

Belgeselde kimler var?

Burgazada’da bugün yaşayan birbirinden farklı yaş, köken ve mesleklere sahip bu kadınlar, belgesel-dizide kendi hayatlarını aktarıyorlar. Belgeselde yer alan Burgazadalı Kadınlardan; Rana  Mağden Emekli, İnci  İşbulur Avukat, Hediye  Yıldırım Ev kadını, Şehnaz  Sezgün Gişe görevlisi, Katrin  Nikolau Muhasebeci ve Clare  Frost Moda tasarımcısı. Bir yandan da “Ada’daki Hayalet adlı tek perdelik tiyatro oyununu sahnelediler.

Burgazadası'nın Kadınları Belgesel Oldu                                               Madam Marta’nın baş kahramanı olduğu tiyatro oyunu

Burgazadası’nda kış

Kadınlar, uzun kış mevsimini eğlenceli geçirmek için bir de tiyatro oyunu sahnelemeye hazırlandı. Dizinin bir parçası olan “Ada’daki Hayalet” adlı tek perdelik oyunun başkahramanı, öldüğü 80’li yıllara kadar yaz kış denize giren, renkli takılarıyla, kurdeleli saçlarıyla, özgür yaşam tarzıyla Burgazadası’nda efsaneleşen, efsaneleştiği kadar da dedikodu gündeminden hiç düşmeyen “Madam Marta”.

 

Ah Madam Marta!

Burgazadası’nın arkasındaki koy, adını bir zamanlar burada yaşayan çok özel bir kadına, Madam Marta’ya borçlu. Adada yaşayan kadınların oynayacağı tiyatro oyununun baş kahramanı da O…

Burgazadası'nın Kadınları Belgesel Oldu                                             Madam Marta (solda) adada yapılan bir düğünde.

Burgazadası’na günübirlik gelenler, yahut Caddebostan sahillerinden bir “emlak değeri” olarak pazarlayanlar, Madam Marta’yı bilmezler.

Doğaldır, çünkü bazıları da birkaç yıl öncesine kadar ismini duymamıştı… Burgazadası’na ve insanlarına sevdalanıp, sadece yazı değil, kışı da geçirmeye başladığında “Marta Koyu”na adını veren bu sıradışı kadının hikayesini öğrendiler.

Bercuhi Berberyan, “Burgazada Sevgilim…” kitabında onu şöyle anlatır: “Marta, adanın en ilginç ve en sıra dışı kadınıydı. Yaz kış denize çıplak girerdi. Bir dolu dikizcisi olmalı ki, herkes bilirdi bunu. İplemezdi Marta… Deniz onun canıydı… İbadet eder gibi yüzerdi… Meditasyon yapar gibi. Çocuğunun doğum sancısı bile denizdeyken gelmiş, bıraksalar suda doğururdu belki de…”

Burgazadası'nın Kadınları Belgesel Oldu                                                                        Madam Marta ve ailesi

Adayı defalarca kurtardı

“Her gün açık saçık, çılgın renkli kıyafetlerle, hatta bizim daha esamesini bile duymadığımız şifon pareolarla iskeleye inip kocasını karşılayan” Madam Marta, gerçekten nev-i şahsına münhasır bir kadındı. Berberyan ne güzel anlatır:

“Rastgele salıverdiği saçlarına alından sıkma bandanalar, kolunun dirsekten yukarısına tahta bilezikler, kulağına kocaman halka küpeler, ayak bileğine de halhallar takardı. Bu modalar bizde değil, daha dünyada bile yoktu.”

Madam Marta, Arap asıllı Mısırlı bir Hıristiyan’mış. Kocası Ermeni, kayınvalidesi İngilizmiş. Fakat Madam Marta’yı Burgazadası’nın efsanesi yapan, ne onun çılgın stili, ne de farklı aile yapısıydı…

Madam Marta, adaya aşıktı. Defalarca adayı yangından kurtarmış, öldükten sonra canı gibi kolladığı orman çatır çatır yanmış.

 

Artık rahat edersiniz!

Arkasından fısır fısır konuşulsa, dedikodusu hiç eksik olmasa bile onu tanıyanlar, iyi yürekli bir kadın olduğunda hemfikir… Sadece ağacın, çiçeğin-böceğin değil, insanın, hayvanların da dostu Madam Marta’nın kapısı, her daim herkese açıkmış. İsteyen girer, dolabını açar, istediğini yermiş.

Berberyan’ın tabiriyle, “Ah, o zaman için birkaç numara büyük gelirdi adanın geri kalmış yerli halkına…”

Çok yürek yaktığı söylenir Madam Marta’nın. Ancak tüm çılgınlığına ve vurdumduymazlığına rağmen, belli ki hassas bir yapısı varmış. 80’li yılların başında “Artık rahat edersiniz…” notunu bırakıp, intihar etmiş Marta…

“Adanın Kadınları” belgeseli NTV’de ekrana, “Ada’daki Hayalet” oyununu ise Burgazadası Sait Faik İlköğretim Okulu’nda sahneye taşındı.

 

ADAGAZETESİ olarak, Burgazadası’nda unutulmuş değerleri tekrar gün yüzüne çıkararak geleceğimize aktaranlara, ayrıca alıntı, bilgi ve belge katkılarıyla Adalar tarihi’ne emeği geçenlere şükranlarımızı sunuyoruz.

Bir Yorum Yazın

This site is protected by reCAPTCHA and the Google Privacy Policy and Terms of Service apply.

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.

Exit mobile version