Büyükada’nın Hayvanları

Büyükada’nın Hayvanları
Yayınlama: 30.09.2025
Düzenleme: 11.10.2025 09:18
A+
A-

Büyükada denildiğinde akla sadece tarihi köşkler, faytonların hatırası ya da deniz manzarası gelmez. Ada, aynı zamanda birçok hayvana da ev sahipliği yapar.

İlk sırada elbette kediler gelir. Sokakların, evlerin ve bahçelerin baş tacıdır onlar. Sabahın erken saatlerinde, ellerinde mama torbalarıyla bisikletleriyle gezen ada sakinleri, bu kedilerin en büyük dostudur. Her köşe başında 15–20 kediden oluşan küçük koloniler bekleşir. O kadar iyi beslenirler ki çoğu obez hale gelmiştir. Ancak kış geldiğinde tablo değişir; adadaki hayırseverlerin sayısı azalır, kediler yiyecek bulmakta zorlanır. Yavrularını martılar ve kargalar kapar. Kendini sıcak bir köşeye atabilen, doğada yaşamayı öğrenebilen kediler baharı zayıflamış ama hayatta kalmış olarak karşılar. Ormanda yaşayan kedilerde ise sıkça kene ve çeşitli parazit sorunları görülür. Bu nedenle “sokak kedileri doğaldır, temizdir” diyerek onlara dokunmak her zaman sağlıklı bir davranış değildir.

Köpekler de adanın vazgeçilmez sakinlerindendir. Çarşı esnafının beslediği köpekler de çoğu zaman obezdir. Fakat kışın acımasız soğuğu onlara da zor gelir. Evlerde yaşayan sahipli köpekler daha şanslıdır. Ne var ki bazı insanlar, barınaktan aldıkları köpekleri yaz sonunda tekrar geri bırakır. Bu düzensiz “mevsimlik şefkat”, hayvanların psikolojisini derinden bozar. Ormanda sürü halinde dolaşan köpekler ise gece vakti ürkütücü bir manzara oluşturur; o bölgelerden uzak durmak gerekir.

Bahçelerde ise bambaşka bir hayat vardır. Kirpiler geceleri ortaya çıkar, zararlı böcekleri yiyerek adanın doğal dengesine katkı sunar. Kanadı kırık martılar sık sık bahçelere sığınır; martılar zaten karada ve denizde, günün her anında bizimle beraberdir.

Kadıyoran Tepesi’nde birkaç süt ineği hâlâ yaşamını sürdürür; bahçelerde biçilmiş çim ve kuru otlarla beslenirler. Bazı evlerde ise tavuklar ve horozlar bulunur; sabahları ötüşleriyle adaya kırsal bir hava katarlar.

Bir zamanlar atların çektiği faytonlar adanın sembolüydü. Şimdi yerlerini elektrikli araçlar aldı. Atların yokluğu, ada yaşamındaki en büyük değişimlerden biri oldu.

Yaz aylarında yazlıkçılar, ana karadan Adalara evcil hayvanlarını motor ve vapurlarda kafes içinde getirirler. Bu hayvanlar yaz boyunca sokaklarda serbest kaldığında, adadaki diğer hayvanlarla çiftleşir ve sonunda “garip kırma melez türler” ortaya çıkar.

Almanya’da ise sokakta sahipsiz hayvan görmek mümkün değildir. Tüm evcil hayvanlar –kediler ve köpekler dâhil– sahipli, aşılı ve kayıtlıdır. Evinizde kedi ya da köpek beslemek istiyorsanız belli prosedürlerden geçmek, ayrıca hayvanınız için devlete yıllık vergi ödemek zorundasınız. Yurt dışından hayvan getirmek veya sahiplenmek de öyle kolay değildir.

Büyükada’nın hayvanları, aslında İstanbul’un kalabalığında görmeye alışık olmadığımız bir çeşitliliği barındırır. Kediler, köpekler, kirpiler, martılar, hatta inekler ve tavuklar… Hepsi, ada yaşamına özgü bir bütünün parçasıdır. Fakat dikkat çekici olan şudur: İnsan eliyle beslenen hayvanların çoğu obezite, açlık ya da hastalık sorunları yaşıyor. Yani iyi niyetli ama düzensiz yardımlar, uzun vadede hayvanların doğal yaşamını bozuyor. Ada için belki de en doğru yol, bu hayvanların düzenli, kontrollü ve bilinçli şekilde desteklenmesi olur.


Haluk Direskeneli

Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.

Exit mobile version