Adalar Cumhuriyet Başsavcılığının 17/06/2014 tarihli iddianamesi, 2014/68 Esas,2014/112 karar no,2014 C.Savcılığı esas no ile Metin Acar ve Erkan Acar’ın iş birliği yaparak Adalar ilçesi Heybeliada Mahallesi Çamlimanı mevkiinde mülkiyeti hazineye ait olan ve kamunun kullanımındaki deniz kıyısına 230 adet şezlongu yerleştirerek deniz kıyısını işgal ettikleri belirtilerek sanıkların hakkı olmayan yere tecavüz suçundan TCK nun 145/1 maddesi uyarınca cezalandırılması talebiyle kamu davası açılmış ancak 5841 sayılı yasanın 1. Maddesi ile yapılan değişiklik sonucunda mülkiyeti kamuya ait olan hazine yerlerinin TCK nun 154/1 maddesinde düzenlenen hakkı olmayan yere tecavüz suçunun konusunu oluşturmayacağı, sanıkların deniz kıyısında şezlong koyup o yeri işgal etme eylemlerinin müspet suça uymadığı, kıyı kanununda da eylemin suç olarak tanımlanmadığı anlaşılmakla beraatlerine karar verildi…
Adagazetesi Heybeliada Çamlimanı’nda bir beach işleten Erdal Acar ve Metin Acar ile ilgili önemli bilgilere ulaştı. Yaşanan olaylar dehşet verici…
İstanbul’da Şemsettin Geçgil’i mallarına el koymak için kaçırıp öldürdükleri iddiasıyla yakalanan zanlılardan Heybeliada Çamlimanı’nda bir beach işleten Çetin Acar, kurbanlarının cesedini gömdükleri yere haftada birkaç kez giderek dua ettiğini öne sürdü.
Fatih’te bulunan Ermeni Kilisesi’nde saygın yeri olduğu belirtilen Çetin Acar’ın kilisenin 2 papazıyla samimi olduğu öne sürüldü. Aynı zamanda Heybeliada’da müteahhitlik yapan Çetin Acar’ın 2001 yılından bu yana yaşlı ve kimsesiz kişilerin mallarına benzer yöntemlerle el koyduğunun tespit edildiği ve 2003 yılında aynı suçtan yakalanarak kendisinin 8,zanlılar arasında olan kardeşi Erkan Acar’ın 14 ay cezaevinde yattıktan sonra tahliye olduğu ortaya çıktı.
Aralarında Beykoz tapu müdürü Gülten Doğan Temur ve çete lideri olduğu öne sürülen Çetin Acar’ın da bulunduğu 14 kişi “suç işlemek amacıyla örgüt kurmak, örgüte üye olmak, nitelikli adam öldürme, kişiyi hürriyetinden yoksun bırakma ve evrakta sahtecilik” suçlamalarıyla tutuklandı. Savcılıktaki sorguların ardından zanlılardan 16’sı tutuklanmaları talebiyle nöbetçi mahkemeye sevk edildi. Şişli Tapu Müdürü Necdet A. İle Nurcan A. Ve Serap Ö. , ise serbest bırakıldı. Nöbetçi mahkeme tarafından sorgulanan zanlılardan Çetin Acar, Örgüt kurduğu şeklindeki iddiayı kabul etmeyerek, “Burada olan kişilerden altısı benimle aynı soyadında, kardeşimdir” dedi. Mahkeme örgüt lideri olduğu öne sürülen Çetin Acar ve Beykoz Tapu Sicil Müdürü Gülten Doğan Temur’un aralarında bulunduğu 14 kişinin tutuklanmasına karar verdi…
Polisteki ifadesinde suçlarını kabul eden Çetin Acar, kimsesizlerin mallarına el koyup sattıklarını söyledi. Acar, Şemsettin Geçgil ile Fikriye Geçgil’i kaçırıp mallarına el koymak istediklerini anlatırken şunları söyledi:
“Kaçırdığımız Şemsettin Geçgil’i Kumburgaz’daki villada tutuyorduk. Mallarını vermek istemedi. Bütün zorlamamıza rağmen belgelere imza atmadı. Bunun üzerine kardeşim Erkan Acar, onu boğarak öldürmüş. Onu öldürme niyetimi yoktu, olay benim dışımda gelişti. Sonra yakalanmamak için cesedi Yenice’de gömdük. Bundan dolayı çok pişman oldum. Haftada 2-3 defa cesedi gömdüğümüz yere gidip Şemsettin Geçgil için dua ettim. Kardeşi Fikriye Geçgil aç kaldığından dolayı komaya girdi, onu götürüp hastane yakınına bıraktık.”
Çete elebaşı Çetin Acar, Beykoz’daki villasına el koydukları Vanda Ayaşlı Esen’i Ermeni cemaatinden tanıdığını belirterek, “Vanda ile samimiyet kurmuştum. Bir süre sonra ona evlatlığı İbrahim Ayaşlı’nın kendisini terk ettiğini mallarına el koyarak bir kıza kaçacağını söyledi. Böylelikle onun evlatlığı olmak istedim. Ama bunu kabul etmedi. Sonra Beykoz’daki yalısına el koyarak 6 Milyon 500 bin YTL’ye başkasına sattık. Bu işlemde emeği geçen her kişiye 100’er bin dolar verdim. Vanda’yı biz öldürmedik. Kendi eceliyle öldü. Öldüğünde defin işleriyle bizzat ben ilgilendim.” Diye ifade verdiği iddia edildi.
Bu arada Osmanlı Devleti’nde, Berlin Antlaşması’nı imzalayan kişilerden olan Sadullah Paşa’nın oğlu Halim Sadullah’ın eşi Vanda Ayaşlı Esen’in Fransız asıllı kontes olduğu öğrenildi. Vanda Ayaşlı Esen’in çete tarafından çalındığı öne sürülen Beykoz’daki yalıdaki kasada Berlin antlaşması ile ilgili belgelerin olduğu belirlenirken polis tarihi belgeleri ele geçirmek için araştırmalarını sürdürüyor. Soruşturma kapsamında gözaltına alınan Beykoz Tapu Dairesi Müdürü Gülten Doğan Temur’un ifadesinde suçlamaları reddettiği ancak çete üyeleriyle telefon konuşmaları yaptığının tespit edildiği öğrenildi. Vanda Ayaşlı Esen’in Beykoz’daki yalısının satılması sırasında sahte imza kullanıldığı ve tapunun düzenlenmesinde Gülten Doğan Temur’un da yardımı olduğu tespit edildiği ileri sürüldü. Şişli Tapu Dairesi Müdürü Necdet Akkaya’nın da suçlamaları kabul etmediği belirtilirken Beşiktaş eski Tapu Dairesi Müdürü kardeşi Hayati Akkaya’nın belli bir aylık karşılığında çetenin tapu işlerini yürüttüğünün tespit edildiği iddia edildi.Akkaya kardeşlerin Şişli ve Beşiktaş görevleri süresince attıkları tapu imzalarının araştırıldığı belirtildi.
Şükrü ABANOZ