Çölyak Hastalığı ince bağırsağın, GLUTEN adlı proteine karşı ömür boyu süren ve kronikleşen alerjisi, hassasiyetidir. Buğday, Arpa, Çavdar ve Yulaf gibi tahıllar GLUTEN içerir.
Alınan gıda, ince bağırsakta bileşenlerine ayrıştırılıp bağırsak mukozası üzerinden kana karışır. Vücudumuzun yeterince gıda alabilmesi, ince bağırsakta çok sayıda bulunan ve VİLLUS çıkıntıları olarak adlandırılan kıvrımlar tarafından sağlanır. Çölyak Hastaları glutenli yiyecekler tükettiklerinde bağırsak mukozasında alerji nedeniyle villus çıkıntıları ve kıvrımları tahrip olarak azalır ve küçülürler. Böylece bağırsak yüzölçümü gittikçe azalır ve alınan gıdalar emilemez hale gelir. Sonuçta beslenme yetersizliği, arkasından da hastalık belirtileri ortaya çıkar.
Önemli Bilgiler
Gluten içermesi ihtimali olan yiyeceklerin Glutensiz gıda maddeleri ile aynı yerde bulunmaması önemlidir. Glutenli gıdaların glutensiz gıdalara temas etmemesi için bu maddeleri hemen ayırın.
Yemek hazırlığı sırasında glutenli gıdalara değmiş, bulaşmış çatal kaşık süzgeç tabak v.s gereçler kesinlikle Çölyaklı kişilerin gıdalarına dokundurulmamalıdır.
İnce bağırsakta tahribata yol açarak hastalıklara neden olabilmesi için bir çay kaşığı un, buğday ya da bulgurun sekizde biri yeterli olmaktadır. Yani bu miktar bile zararlıdır.
B E L İ R T İ L E R
Çölyak hastalığının belirtileri geniş bir yelpazeye yayılır.
-Karın Bölgesinde öne doğru şişkinlik
-Yaşa göre kilo azlığı
-Kas zayıflığı
-Kansızlık
-Dışkıda anormallik, büyük tuvalet ihtiyacı artması
-Kusma
-Bezginlik
-İştahsızlık
-Büyüme geriliği
-Ağız içinde oluşan aftlar
-İştahsızlık, gaz şikayetleri
-Eklem ve kemik ağrıları
-Sinirlilik
-Ciltte kaşıntılı döküntüler
Nadir görülen belirtiler
Konstipasyon (kabızlık) Süt çocuklarında daha fazladır.
– Kusma
– Dispepsi (bulantı)
– Gecikmiş puberte (bluğa girmede gecikme)
– Karın Ağrısı -Okul çağı çocuklarında
– Boy kısalığı -tek bulgu olabilir.
– Demir eksikliği-(kansızlık)
– Ca, K vit, Folik asit eksikliği
– Diş minesi defektleri
Genetik hastalıklar arasında en sık rastlanandır. Çölyaklı hastaların 1. ve 2. derece akrabalarında silent ve atipik formların görülme sıklığı yüksektir. Bu durumda gizli kalmış bir hastalık söz konusudur. Hastalık, hayatın herhangi bir döneminde tipik belirtilerle başlayabileceği gibi çok hafif belirtilerle de seyredebilir, tanısı çok zor olabilir.
Gluten nedir? Çölyak Hastalığı ile ilgisi nedir?
Gluten: buğday, arpa, çavdar ve yulafta bulunan bir tür proteindir. Hamurun kabarmasını sağlayan, raf ömrünü uzatan, elde edilen mamülün kalitesine önemli etkisi olan bir tür proteindir. Bu nedenle glutensiz unlarla yapılan ürünler çabuk bayatlamakta, şekil verirken zorlanılmakta ve kabarması gereken bir çok unlu mamul istenen nitelikte olmamaktadır. Mısır ekmeğinin fazla kabarmaması buna verilecek en iyi örneklerdir.
Çölyak hastalığında bu proteine karşı bağırsaklarda bir karşı yanıt oluşmakta ve tüketildiğinde ishal şeklinde dışarıya atılmaktadır. Glutenin kana emiliminden sorumlu olan bir enzimin yokluğu bundan sorumlu tutulmaktadır. Yurtdışında yapılan bazı çalışmalarda halen bu enzim türü araştırılmakta ve dışarıdan verildiğinde hastalığın tedavi edilebilmesi için yoğun olarak çalışılmaktadır. Bu çalışmalar olumlu sonuçlanırsa eminim bir çok çölyaklı hasta için umut ışığı olacaktır.
T A N I Y Ö N T E M İ
Çölyak hastalığı her yaşta teşhis edilebilmektedir. Çoğunlukla belirtiler ilişkili bir başka hastalığı da düşündürmektedir. Erken osteoproz, kansızlık, teşhis edilmemiş Laktoz alerjisi gibi.
Çölyak hastalığının insan sağlığı üzerinde önem taşıyan birçok değişimlere neden olmasından dolayı doğru teşhisi önemlidir. Kan testleri ve sonrasında ince bağırsak biyopsisi ile kesin tanı konulmaktadır.
Çölyak Hastalığı Alerji Testleri, Rezonans ve Homeopati v.b yöntemlerle teşhis edilemez.
T E D A V İ Ş E K L İ
Çölyak hastalığının tek tedavisi GLUTENSİZ sıkı bir diyettir. Diyetin sıkı bir şekilde uygulanması ile düzleşen ince bağırsak yüzeyi normal şeklini ve işlevini tekrar kazanmaktadır. Çok az miktarda alınan gluten bağısaklardaki tahribatın tekrarlamasına neden olur.
Glutensiz sıkı bir diyetin uygulanması süesince Çölyak hastasının genellikle bir şikayeti olmaz. Beslenme tarzının değiştirilmesinin ardından genelde kısa b ir süre içerisinde şikayetler belirgin şekilde azalır. Şikayetlerin tamamen kaybolma süresi ince bağırsaktaki tahribat derecesi, hastanın yaşı, ve diğer faktörlere göre değişkenlik gösterebilir.
Gluten içeren gıdalardan kaynaklanan, hissedilebilir şikayetler çoğunlukla uzun süreler sonrası hatta bazen yıllar sonra kendini gösterir. Diyetin bozulması ya da terk edilmesi tedavi edilmesi çok daha zor olan ağır hastalıklara neden olabilir.
Çölyak Biorezonans ya da Alternatif Tıp yöntemleri ile tedavi edilemez. 2014 yılı itibariyle bilinen, kanıtlanmış tek tedavi yöntemi GLUTENSİZ DİYETTİR.
Diyetin uygulanmasında yapılan ihlal ya da ihmallere rağmen hasta tarafından hissedilebilir şikayetlerin oluşmaması, asla, glutensiz diyetten vazgeçilmesi anlamına gelmez.
Çölyak, genetik kökenli bir ince bağırsak alerjisi… Teşhisi en zor olan hastalıklardan biri… Çünkü hastalığın belirtileri diğer hastalıkların belirtileriyle aynı olabiliyor. Böylece başka hastalıklarla karıştırılabiliyor. Son zamanlarda araştırmacılar çölyak hastalarının kanlarında kimi antikorlarınnormal seviyesinden daha yüksek olduğunu keşfetti. Vücut, algıladığı yabancı maddeleri yok etmek için karşılık olarak bağışıklık sisteminden antikorları üretir.
Çölyak hastalığının teşhisinde doktorlar, glutene karşı oluşan antikorların seviyesini ölçmek için kan testi yapabilmektedir. Kesin tanı için özel kan tahlilleri (AGA ve EMA) ve deneyimli bir gastroenterolog tarafından ince bağırsak biyopsisi yapılmalıdır. Biyopsi için üniversite hastanelerinin gastroenteroloji kliniklerine başvurmak gerekiyor.
Diyet düzenli yapılmazsa…
Gluten, çölyak hastaları için öldürücü bir zehirdir. Sürekli diyet uygulandığı halde arada bir glutenli gıdaları tüketmek, çölyaklılar için vahim sonuçlar doğurabiliyor. Örneğin, arada yapılan kaçamaklar,Bağırsak Kanseri, yutak kanseri, ağız içi tümörler, osteoporoz, diyabet, şizofreni, küçük çocuklarda büyüme geriliği gibi hastalıklara neden olabiliyor. Ancak, bağırsakları aşırı derecede zarar görmüş bazı çölyak vakalarında, sürekli glutensiz diyet iyileşme için yeterli olmayabiliyor. Bu durumda bağırsaklar çalışamadığından, vücut için gerekli besinler damar yoluyla veriliyor. Yani, ilaç tedavisi uygulanıyor.
Çölyak hastalığı nasıl tedavi edilir?
Tanı konulduktan sonraki aşamada uyulması gereken tek tedavi yöntemi, ömür boyu glutensiz diyet uygulamak. Bu nedenle glutenli gıdaları kesinlikle tüketmemek gerekiyor.
Diyetin başladığı günler içerisinde iyileşmeler de başlar ve ince bağırsak genellikle tam olarak iyileşir. Bunun anlamı, villusların hiç zarar görmemiş gibi olması ve (3 ila 6 Ay içinde) çalışmasıdır (Bu süre yetişkinler için 2 yıla kadar çıkabilmektedir). Hastalığın ilerlemesi ya da glutensiz diyetin uygulanmaması, çölyak hastaları için oldukça vahim sonuçlar doğurabilmektedir. Bu sonuçların en önemlisi, bağırsak kanserine yol açabilmesidir. Kişinin tanı anındaki yaşına bağlı olarak bazı problemler örneğin büyüme geriliği ve diş bozuklukları iyileşmeyebilir. Çölyak hastalarının küçük bir yüzdesi, glutensiz diyetle iyileşmeyebilir. Bu kişiler, bağırsaklarına aşırı derecede zarar vermişlerdir. Öyle ki, diyetlerinden gluteni yok etseler bile iyileşme olmaz. Kökleşmiş çölyak hastalığı için, ilaç tedavisi tercih edilmektedir.
Dikkat edilmesi gereken önemli noktalar
– Hastalar, sınırlamalara rağmen iyi düzenlenmiş bir diyetle hem çok çeşitli gıdaları yiyebilir, hem de günlük ihtiyacı olan tüm besinsel değerleri alabilir.
– Hastalar; buğday, arpa, Yulaf ve çavdar yerine Pirinç, patates, nohut, Mercimek, kestane, soya, fasulye, fındık gibi besinleri ve bu besinlerden elde edilen Un ve nişastaları tercih etmeliler. Kuruyemişleri özellikle de ceviz, fındık, incir ve kuru üzüm sofradan eksik edilmemeli.
– Gluten, gıda sanayinde kıvam verici, koyulaştırıcı ve yapıştırıcı katkı maddesi olarak kullanılıyor. Bu nedenle, etiketinde glutensiz ibaresi olan tüm gıdaları çölyak hastaları yiyebilir. Kullanılan gıdalarda gluteni araştırmak, çölyak hastaları için doğal bir alışkanlık haline gelmelidir.
– Karaağaç ve kavunağacı bitkisinin çayları yararlı olabilir. 1 tutam Bitki, sıcak suda 5 Dakikabekletilip süzülür. Balla tatlandırılıp, sıcak veya ılık olarak günde 1-2 fincan içilebilir.
– Hastalar; ışarıda özendikleri poğaça, Ekmek, bisküvi gibi yiyecekleri evde kendileri uygun malzemelerle hazırlayabilirler. Örneğin; beşamel ya da et sosları, nişasta veya mısır unu ilekoyulaştırılabilir. İstanbul Halk Ekmek’in ürettiği ve halk ekmek büfelerinde satışa sunduğu ‘Özel diyet nişasta ekmeği’ ekmek yerine geçebilir. Piyasada satılan glutensiz ürünlerle değişik tatlılar hazırlanabilir.
– Tıpkı beslenme gibi, yaşam tarzı da düzenli olmalıdır. Yeterli uyuyup, bol bol egzersiz yapılmalıdır.
– Dengeli bir beslenme alışkanlığını izlerken, doktora danışılarak, vitamin ve Mineral (özellikle demir) içerikli takviye alınmalıdır.
Çölyak hastalığının başka hastalıklarla ilişkisi var mıdır? Belli bir hastalıkla ilişkisi olabiliyor mu, ya da başka hastalıkları tetikleyebiliyor mu?
Çölyaklı bireylerde başta osteoporoz (kemik erimesi), alerjiler, enfeksiyonlara yatkınlık, vitamin ve mineral yetersizliğine bağlı hastalıklar, anemi (kansızlık) gibi hastalıklarına yakalanma riskleri daha yüksektir.
Çölyak hastalığı hangi yaş grubunda görülür?
Genellikle çocukluktan itibaren hastalık ortaya çıkmaktadır, tanı yöntemleri yaygınlaşmadan önce uzun süre tanı konmadan hastalıkla bilmeden yaşayan çölyaklılar bulunuyor. Her yaş grubunda görülebilmektedir. Hastalarım arasında 3 yaşından 60 yaşına kadar her yaş grubundan çölyaklı bulunuyor. Son yıllarda tanı merkezlerinin artmasıyla çocukluk dönemlerinde tanısı konmaktadır.
Türkiye ve dünyada çölyak hastalığının görülme sıklığı nedir? Çölyaklılar ne gibi zorluklarla karşılaşabiliyorlar?
Türkiye’de çölyak hastalığının görülme sıklığı 250 kişide 1 kişidir. Bazı araştırmalar bunun 1/200 olduğunu göstermiştir. Bazı bireylerde belirtiler klasik belirtilerden farklı olabileceğinden dolayı tanısı konulmadan yaşayan yüzlerce çölyak hastasının bulunabileceğini göstermektedir. Dünya genelinde 1/300 oranında çölyaklı olduğuna ilişkin istatistiki bilgiler mevcuttur.
Türkiye’de çölyaklı olmak ve çölyakla yaşamak oldukça zordur. Bunun en önemli nedeni, buğdaya dayalı bir beslenme kültürümüzün olmasıdır. Her yiyeceğin içinde un ve buğday bulunması diyeti zorlaştırmakta ve hastaları her yere yemek taşımaya mecbur bırakmaktadır. Ayrıca bisküvi, makarna, erişte, ekmek gibi glutensiz özel ürünlerin pahalı oluşu ve her yerde kolaylıkla bulunmaması da çölyaklıların yaşadığı en büyük zorluktur. Eğer bir çölyaklıysanız et yiyebilirsiniz ama içine ekmek konulmuş köfte yiyemezsiniz. Mercimek yiyebilirsiniz ama un katkısı ile yapılmış mercimek çorbası içemezsiniz.