“KENTİN YÜZDE 74’Ü MADEN ARAMA SAHASI OLARAK TESCİLLİ”
Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Özgür Özel, Ordu’da yaptığı konuşmada, “Ordu büyük bir haksızlıkla, büyük bir tehlike ile karşı karşıya. TEMA Vakfı’nın raporuna göre, Ordu’nun ilin toplamının yüzde 74’ü maden arama sahası olarak tescil edilmiş durumda. Tarım alanlarının yüzde 76’sı, orman alanlarının yüzde 70’i, meraların yüzde 64’ünün maden aramasına tahsis edildiği durum, bugün Ordu için en büyük tehlike” dedi, CHP’li başkan adayların bu tür uygulamalara izin vermeyeceğini vurguladı.
Cumhuriyet Halk Partisi Lideri Özgür Özel, Ordu’da düzenlenen iftar programına katıldı. Özel, “Ordu’muzun çok kıymetli sivil toplum örgütlerinin başkanları ve yöneticileri, meslek örgütlerimizin başkan ve yöneticileri, çok kıymetli misafirler, biraz önce sizleri il başkanımız, büyükşehir belediye başkan adayımız hepimiz adına selamladılar. Ben sizlerle birlikte genel başkan yardımcılarımla, PM üyelerimle, milletvekillerimle birlikte böylesi bir Ramazan akşamında iftar yapmanın mutluluğu içindeyim. Özellikle Ramazan’ın mübarek olmasını, tutulan oruçların kabul olmasını diliyorum” dedi.
“DEMOKRASİ SAVAŞI VEREN MUHTARLAR”
Özel, “Ben, bir yerel seçime giderken öncelikle muhtarlara özel bir önem vererek bu konudaki düşüncelerimi ifade ederek başlamak isterim. Çünkü yakalarında bir partinin rozeti olmaksızın, arkalarında bir teşkilatın gücü, kendileri için ayrılmış bütçe olmadan doğrudan kendileri aday olan, oy pusulalarını kendileri bastırmak durumunda olan, seçildikten sonra kendilerinden beklentinin çok yüksek olduğu ve bir başlarına mücadele ederek demokrasi savaşını veren tüm muhtarlarımıza hangi siyasi görüşten olurlarsa olsunlar 31 Mart seçimlerinde başarılar diliyorum. Kendilerine gösterdikleri cesaret ve fedakarlıktan dolayı kutluyorum” ifadelerini kullandı. Özel, şunları söyledi:
“DİLİN DE ORUCU VARDIR”
“Ordu’dan tüm siyasi partilerden belediye başkan adayları, meclis üyesi adayları, demokrasinin gereği olarak aday oldular. Kendilerine başarılar diliyoruz. Gerçi Adalet ve Kalkınma Partisi’nin sayın genel başkanı, iftarlarda ağzına geleni söylüyor ama ben mümkün olduğu kadar iftar programlarında sıcak siyasetin ve polemiğin içine girmeyi doğru bulmuyorum. Ramazan ayı, çok önemli ve hepimizin çocukluğundan bugüne kadar biriktirdikleri ile ve emredildiği ve yaşandığı şekli ile sadece gün boyunca aç kalmanın, susuz kalmanın ve bir ibadetin şekil şartını yerine getirmenin ötesinde bir aydır. Bu bahsettiğimiz, midenin orucudur ancak dilin orucu vardır. Kötü söz söylememek, söyleyeceği sözün incitici olmaması. Kulağın orucu, dedikoduya itibar etmemek, onu duymamaktır. Zihnin orucu kötü düşünmemektir. Kalbin orucu ise dünya coğrafyasının neresinde olursa olsun buruk bir kalp varsa, korkan bir çocuğun kalbi varsa o kalpteki korkuyu, acıyı kendi yüreğinde hissedebilmek demektir.”
FİLİSTİN İLE DAYANIŞMA MESAJI
“Bugün İsrail’e Hamas’ın aylar öncesinde gerçekleştirdiği bir saldırıdan sonra buna cevaben İsrail’in sürdürdüğü ve bugüne kadar 32 bin kişinin ve bunların yarısından fazlası kadınlar ve çocuklardır, hayatını kaybetmiş olması, büyük bir utançtır. Ramazandayız. Filistin’de hala katliamın sürüyor olması, İsrail’in devlet terörünün sürüyor olması kabul edilemez. Ben, Cumhuriyet Halk Partisi’nin Genel Başkanı olarak bundan iki ay kadar önce dünyadaki bütün siyasi akrabalarımıza, sol, sosyal demokrat, sosyalist partilerin genel başkanlarına ki bunların içinde 14 tanesi cumhurbaşkanı, 12 tanesi başbakandır, ana muhalefet liderleri vardır, bakanlar vardır hepsine yazmış olduğum bir mektupta Filistin’deki kanı durdurmayı, 1967 sınırlarında başkentinin doğu Kudüs olduğu bir Filistin devletini hep birlikte BM kararına uygun olarak savunmamız gerektiğini, şiddete karşı barışı, silahlara karşı çocukların ve kadınların yaşam hakkını savunmamız gerektiğini ifade etmiştim. Sosyalist Enternasyonel’in Genel Kurulu’nda yine siyasi akrabalarımıza bu çağrımızı tekrar etmiştim. Ordu’daki iftar münasebeti ile bir kez daha partimizin Filistin meselesindeki tutumunun partimizin üçüncü genel başkanı ve Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı rahmetli Bülent Ecevit’in yine rahmetli FKÖ Başkanı Yaser Arafat ile sürdürdüğü dostluğun, aralarında ortaya koydukları karşılıklı dayanışmanın partimizin temel çizgisi olduğunu bir kez daha hatırlatarak Filistin’e en yürekten dayanışma duygularımızı Ordu’dan bir kez daha iletmeyi görev bilirim.”
“İSRAİL İLE TİCARETİ DURDURUN”
“Adalet ve Kalkınma Partisinin sayın genel başkanı Recep Tayyip Erdoğan’a, Filistin’deki zulmün bitmesinin, İsrail ile ticaretin durdurulması ile ilintili olduğunu ifade etmek isterim. Afrika ülkeleri dahil Filistin’e yapılanlardan dolayı, İsrail kara sularına ulaşacak gemilere kara sularını kullandırtmadı. Dolayısıyla Çin’den İsrail’e giden deniz yolculuğu 25 günden 40 güne çıktığı bu günlerde Türkiye’nin gübre dahil ki patlayıcı yapımında kullanılabilir, iğneden ipliğe her türlü ticaretini artırarak İsrail ile sürdürmesinin, bunun sayın Cumhurbaşkanı’nın ailesinin, yakınlarının ve yakın çevrelerinin de ilişki içinde olduğu firmalarca yapılmasının, Filistin meselesine son derece uygunsuz yaklaşım olduğunun altını çizmek ve Ramazan mübarek günde Erdoğan’a ‘İsrail ile yapılan kirli ticareti bir an önce durdurma’ çağrımı yenilemeyi bir borç bilirim.”
“ORDU İÇİN HAYALLERİ VAR”
“Kıymetli konuklarımız, çok değerli başkanlar, yöneticiler, bir yerel seçim arifesindeyiz. Biraz önce büyükşehir belediye başkan adayımız sayın Zekai Sana’yı dinledim. Onu size anlatacak olan ben değilim. Kendisi fevkalade mesleğine bağlı, Gazi Üniversitesi’nde hukuktan ayrı yönetim bilimlerini tahsis etmiş, iyi bir yönetici. SÜMER Bank’ta uzun süre başarı ile yöneticilik yapan, Ordu için hayalleri olan, geçmişi temiz, pırıl pırıl, bizim de bütün örgüt olarak kendisinden beklentimizin çok yüksek olduğu bir aday profilimiz. İki rakibi ile yarışıyor. Çok sert bir şey söylemek istemem ama 10 yıl boyunca her iki rakibinin de birbirinden hangi farkla, hangi hareket noktasından hangi hedef doğru Ordu’yu nasıl yürüttüklerinin, kimlerin lehine ve Ordu’nun hangi çıkarları için nasıl bir yerel iktidar içinde olduklarının taktirlerini sizlere arz ederiz.”
“17 SENE ÖNCE ORDU’NUN MİLLİ GELİRİ DAHA FAZLAYDI”
“Ölüm saçan madenlere ruhsatı veren birisi, uzatan birisi, genişleten birisi olduktan sonra Ordu maalesef hem de ikisi de iktidar partisindeyken Ordu kişi başı milli gelirde tam 15 yıl geriye gitmişken, belki yaşadığınız kentin bu sorunu bizim kadar dikkatinizi çekmemiş de olabilir ancak Ordu’nun bu seneki milli geliri kişi başına 5 bin 78 dolar. Bu para 2007 yılında 2 bin 200 dolardı. Yani tam 17 sene önce Ordu’nun kişi başı milli geliri bundan fazlaydı. Ordu bu sene Türkiye’nin milli geliri 11 bin dolardan 13 bin dolara çıktı hesaplamaları yapılırken hala geriye gitmekteyse, Türkiye’de kişi başı milli gelirde 81 il içinde 68’inci sıraya gerilemiş durumdaysa oturup hep beraber durup düşünmek gerekir.”
“SEYİT TORUN, YOL GÖSTERİCİ OLACAK”
“Benim bu salondaki herkesten geç tanıyıp herkes kadar çok güvenip sevdiğim birisi var. Büyükşehir belediyesi olana kadar sizlere hizmet eden, Ordu’ya dokunan, turizmine dokunan, bugünkü bu muhteşem sahili sizlere bırakırken mavi bayraklı bir sahil olarak bırakan, kentin tüm yapısal sorunlarına orta ve uzun vadeli çözümleri ile etki etmiş olan ve geçmiş dönem CHP’nin 2019 yılındaki büyük yerel seçim zaferinin baş mimarı Seyit Torun’u sevgiyle, saygıyla ve minnetle selamlıyorum. Bundan sonraki dönemde Zekai Sana başkanımızın belediye başkanlığında, Seyit Torun’un bu geçmişi ve konulara bu hakimiyeti, şüphesiz Zekai başkanın en önemli yol göstericisi olacaktır. Ayrıca CHP’de gençlik örgütü deyince, yerel yönetimler deyince, genç siyasetçiler deyince bir kişi aklına geliyor. Ulaş Tepe’yi geçen sefer tam 29 yaşındayken Ordu’nun en mütevazı, en şirin ilçesine aday göstermiştik. Kendisi Gülyalı’da büyük bir başarı gösterdi ve o günden bugüne 5 yıl boyunca hepimizin gururu oldu. Bu seçimlerde özellikle hem Seyit Torun, hem il başkanımız, hem milletvekilimiz Mustafa Bey’in yüreklendirmeleri ile kendi talepleri ile yine Türkiye’deki tüm genç siyasetçilerin destekleriyle, MYK ve PM’nin oy birliği ile bu sefer kendisini Altınordu’muza aday gösterdik. Kendisini sizlere emanet ediyorum.”
“YAVAŞ VE İMAMOĞLU’NUN ELİ BURADA OLACAK”
“Bundan sonraki süreçte seçildikleri taktirde hem büyükşehir belediye başkanımız, hem Ulaş kardeşimiz, hem ilçe belediye başkanlarımızın başarıları, bizlerin sizlere yerel yönetimler konusunda, israfı bitiren, hizmeti getiren, ayrımcılık yapmayan, yüz güldüren yerel yönetim anlayışımızın Ordu’nun geneline hakim olacağını ümit ediyorum ve adaylarımız seçildiği taktirde şunu ifade etmek isterim ki sağ omuzlarındaki el Mansur Yavaş’ın eli olacaktır. Sol omuzlarındaki el de Ekrem İmamoğlu’nun eli olacaktır. Ben de Genel Başkanları olarak her projelerinde, bilhassa dünyadaki siyasi akrabalarımızla kuracakları ilişkilerde, Sosyalist Enternasyonelin başkan yardımcılığı sıfatımla, dünyadaki temiz fonların, uzun vadeli düşük faizli yatırım kredilerinin, çevreye dayalı hibe projelerinin her birinin şahsen takipçisi olacağımı arkadaşlarımızın, siz muhtarlarımızla, meslek örgütlerimizle birlikte Ordu’nun kaderini değiştirecek adımlar atarlarken kaya gibi arkalarında duracağımın sözünü siz hemşerilerinin önünde ifade etmek isterim.”
“VERİLEN VAATLERİN TAKİPÇİSİYİZ”
“Ordu’nun Fatsa çevreyolu projesinden başlayarak, 2016’da mega proje olarak açıklanan bu projenin halen daha başlanmadığı gerçeğinden hareketle, Ünye, Akkuş, Niksar yolu projesine yıllar sonra seçim öncesinde göstermelik bir temel atmanın yapıldığının bilgisi ile Ulubey, Gürgentepe, Gölköy ve Fatsa İslamdağ yolu sorunlarının çözülmüş olmadığı halen çözülmediği gerçeği ile Samsun, Ordu, Giresun, Trabzon, Rize, Artvin Sarp Demiryolu projesi konusunda yıllardır yapılan vaadin gerçekleşmemiş olduğunu da bu toplantımızda bir kez daha hatırlatmak, takipçisi olduğumuzu ifade etmek isterim. Ordu, yıllık 17 bin ton bal üretimi ile iftar sofralarımızı şereflendiren başkanlarımızdan, baro, ticaret odası, esnaf odası, sanayi odası başkanımız vardı, bal üreticilerinin sayın başkanları ile de karşı karşıya oturduk. Ordu deyince akla Türkiye’nin en çok bal üreten ili olması, 17 bin tonla Türkiye birincisi olması, üretilen balın yüzde 15’inin Ordu’da üretiliyor olmasına rağmen arıcıların başta şeker olmak üzere tüm maliyet artışlarından etkilendiklerinin, sahte bal üretimi ile mağdur edildiklerini ve bu kadar temiz, hem şehir hem ülke ekonomisine katkı sağlayan sektörün zorda olduğu ile ilgili bilincimizi ifade etmek istiyorum.”
“BÜTÜN ORDULULARIN İSYAN ETMESİ GEREKİYOR”
“Ordu büyük bir haksızlıkla, büyük bir tehlike ile karşı karşıya. TEMA Vakfı’nın raporuna göre, Ordu’nun ilin toplamının yüzde 74’ü maden arama sahası olarak tescil edilmiş durumda. Tarım alanlarının yüzde 76’sı, orman alanlarının yüzde 70’i, meraların yüzde 64’ünün maden aramasına tahsis edildiği durum, bugün Ordu için en büyük tehlike. Benim mesafe olarak uzaktan ama ilgi olarak çok yakından takip ettiğim Fatsa’daki siyanürlü altın işletmesinin, milletvekillerimizin, örgütümüzün ve siz değerli meslek örgütlerinin tepkileri ile durdurulmuş olmasını son derece önemsiyorum ancak İliç’te yaşananları göz önüne almak gerekir. Ordu’nun verimli topraklarında bu kadar tahsis son derece tehlikelidir. Yine hemen ileride uçaktan geçerken görüp inanamadığım, sorduğum ve Fatsa – Ordu arasında İliç’tekinden tam altı kat büyük, açık liç usulü ile işletilmeye kalkılan o madenin ne büyük bir tehdit olduğuna dikkati çekmek isterim. Ayrıca açık liç, üzerine siyanür damlatılarak aşağıdan altının alındığı ve altının yabancı şirkete siyanürün arseniğe dönüşerek sizin içme sularınıza karıştığı bu yönteme kim olursa olsun bütün Orduluların isyan etmesi gerekiyor. Ordu’ya seçilecek ilçe belediye başkan adaylarının da büyükşehir belediye başkan adayının da Ordu’nun doğasını namusu gibi koruyacak, açık madenciliğe karşı kendi namusunu korur gibi koruyacak namuslu kişiler olması ve Ordululardan oy isterken ilk önce bu konudaki niyet beyanlarını açıkça paylaşmaları gerekir. Bunu talep ediniz Ordulular.”
“ATATÜRKÇÜNÜN OYUNU ALAMAYACAKLAR”
“Bugün bir aynanın iki yanında duran iki simetrik adayla karşı karşıyayız. Orduyu yüzde 74 oranında maden aramasına açan, kararnameyi imzalayan kalem 10 yıl önce bir adayı atadı, beş yıl önce diğerini atadı. Aralarında fark yok. Herhangi birisi, partisinin adayı olsaydı bugün Cumhur İttifakı’nın oylarıyla o talana, doğa katliamına onay vermek üzere göreve talipti. Partisine aday adaylığı başvurusu yapıp adaylaşmayınca gelip bir başka partiden aday olup sonra alternatifmiş gibi kendisini ifade edenler hiçbir iktidar projesinin alternatifi olamayacakları gibi hiçbir milliyetçinin, Cumhuriyetçinin, Atatürkçünün ve CHP’linin bir oyunu dahi almayacaklardır.”
“10 YILDIR 170 TL ÖDENİYOR”
“Ordu, fındığın başkentidir. Ordu, Türkiye’de en çok fındık üretilen il olarak, Türkiye’deki her üç fındıktan bir tanesinin üretiminin yapıldığı şehir olarak dünyadaki fındık pazarının 120 milyar olduğunu düşünürsek dünya fındığının yüzde 70’ini ürettiğini düşünürsek, karşı karşıya olduğumuz hacim 100 milyar dolarlık bir hacimdir. Bu hacim varken Türkiye’nin fındık ihracatından geliri 2 milyardır. Yani 50’de biri fındık üreticilerine kalırken 50’da 49’u dünya kartellerinin tasarrufuna bırakılmış durumdadır. Bu yüzden biz, fındık konusunda uzun süredir verdiğimiz mücadele ile fındığın 4 doların üzerinde tutulmasını, milletvekillerimizin emekleri, örgütümüzün emekleri, sizlerin emekleri sağlamıştır. Ancak bir dünya devi fındık alıcısının rekabet kurumunda yürüyen soruşturmasının tam bu süreçte kapatılmış olması, fındık fiyatları ile ilgili aşağı doğru bir baskı sürecini başlatabilmesi endişesini oluşturmaktadır. Biz CHP olarak 4 doları taban kabul edecek bir mücadeleyi Ordu ile birlikte sürdürme azmindeyiz. Alan bazlı desteklemenin 10 yıldır 170 TL’de kalması kabul edilemez. Bu destekleme ilk ilan edildiğinde 2,80 TL olan mazotun bugün 44 TL olduğunu hatırlatmak isterim. Dolar olarak da hesaplasanız, mazot olarak da hesaplasanız dönüm başına desteklemenin 2 bin 500 TL olması gerektiği bugün de 1700 TL’lik 10 yıldır değişmeyen alan bazlı destekleme kabul edilebilir değildir. 2B arazileri ile ilgili genel sorun ayrıca fındık bahçelerinin de 2B’ye kaydedilmesi sorunsalını beraberinde getirmektedir. Biz bundan sonraki süreçte de fındığı gerektiğinde mecliste gerektiğinde basın toplantılarında, gerektiğinde daha önce yaptığımız üç günlük fındık yürüyüşünde olduğu gibi sahada, meydanda, Ordu’da, Giresun’da savunmaya sizlerle birlikte mücadele etmeye devam edeceğiz. Biz Ordu’yu seviyoruz. Orduluları seviyoruz.”
“GÜZEL MEMLEKETİNİZE SAHİP ÇIKIN”
“Memleketini seven yöneticilerim, genel başkan yardımcım, Seyit Torun, Mustafa vekilimiz hep birlikte büyük bir mücadele veriyorlar. Örgütümüz ile birlikte Ordu’yu yerel yönetimlerde yönetmek istiyoruz. Ümit ediyorum bir daha sizinle bir araya geldiğimizde Altınordu ilçesini almış, Ordu’nun çok sayıda ilçesini almış ve Ordu Büyükşehir’de iki tane olmaz, iki tane negatif seçenek, birbirini tekrar eden ve Ordu’nun geleceği için bir anlam ifade etmeyen iki kötüye alternatif, Ordu Büyükşehir Belediye Başkan Adayımız Zekai Sana’nın hak ettiği yarınlarda sizlerle birlikte olmayı ümit ediyorum. Adaylarımızı sizlere emanet ediyorum. Güzel Ordu’yu sizlere emanet ediyorum. Bundan sonraki süreçte çok daha fazla birlikte Ordu’muzda olacağız. Memleketimize hep birlikte hizmet edeceğiz. Karadeniz’in güzel insanlarına, alnının terini fındık bahçesine damlatan, oradan bereket fışkırtan, o bereketle çoluğunun çocuğunun rızkını kazanan güzel Orduluların, haramdan ve yalandan korkan Orduluların, yüreğinde vatan, millet sevgisi olan Orduluların güzel memleketlerine sahip çıkacaklarına yürekten inanıyor, hepinizi sevgi ve saygı ile selamlıyorum. Sağ olun, var olun.”