Deniz yaşamı canlıları ve geleceğimiz çalıştayı

Deniz yaşamı canlıları ve geleceğimiz çalıştayı
Yayınlama: 28.06.2015
Düzenleme: 28.06.2015 23:30
A+
A-

Deniz yaşamı canlıları ve geleceğimiz çalıştayı

Deniz yaşamı canlıları ve geleceğimiz çalıştayı

Adalar Belediyesi ve Adalar kent Konseyi’nin desteklediği Deniz yaşamı canlıları ve geleceğimiz çalıştayı 26.06.2015 Cuma günü  Büyükada Anadolu Kulübü’nde gerçekleşti. Adalar Kent Konseyi Başkanı Prof. Dr. Sinan Özbek moderatörlüğünde gerçekleşen çalıştaya katılan bilim adamlarından  Prof.Dr.Altan Lök, “ Dünyadaki ve Türkiye’deki Yapay Resif Uygulamaları ”, Doç.Dr.Ali Ulaş, “ Türe Özgü Yapay Resifler ”, Doç.Dr.Tomris Deniz, “ Türkiye’deki Küçük Balıkçılığın Genel Profili ”, Dr.Nur Eda Topçu Eryalçın, “ Marmara Denizi Adalarında mercan toplulukları : Tehditler ve Koruma Durumları ”, Dr.Didem Göktürk, “ Sürdürülebilinir Balıkçılık Uygulamaları “, Defne Koryürek. “ İstanbul Boğazı ve Adalardaki Balık Rezervinin Çoğaltılması ” CHP İBB ve Adalar Belediyesi Meclis Üyesi Avedis Kevork Hilkat, “ Yapay Resif “, Yalçın Günay Çelik, “ Geleneksek Balıkçılığa Dönüş “ konularında toplantıya katılan Adalılara geniş şekilde bilgi verdiler…

Çalıştaydaki ana konu başlıkları şu şekilde;

Günümüz denizlerinin korunması konusunda yoğun çalışmalar yapılıyor. 100 yıldır yapılan yapay resifler;

Bazı ülkelerin 100 mil kara limanlarına gelerek gemileri soru yağmuruna tutmaları, balast suyunun nereden aldığı, en son geldiği liman, gemi baca gazları, artıkların miktarı hatta belgelenmesi isteniyor ve bunları ulusal ve uluslararası kuralları uygulamak, kaynakların suların korunmasını sağlamak için yapılıyor…

İstanbul gibi deniz şehrinde biz denizlerimizin korunması için ne yapıyoruz. Marmara Denizi’nde habitat, tur çeşitliliği ve biyolojik çeşitliliğin her geçen gün azaldığını bilerek daha ne kadar duyarsız kalacağız. İstanbul Adaları ekolojik olarak Akdeniz ile Karadeniz koridorun başlangıcını temsil eder. Bu nedenle, bu koridoru tahrip etmek ve yıkımlarından kaçınmak elzem bir irade gerektirmektedir. Bu bölge endemik posidonya çayırları; Akdeniz fokları için mağaralar, yüksek biyoçeşitlilik barındıran bankları (reer) ile onlarca balığın ve türün üreme, yumurtlama alanıdır.

AB Habitat direktiflerine göre öncelikli koruma alanları bu tür habitatların yer aldığı bölgedir. Deniz koruma alanları küçük ölçekli yerel balıkçılık ve geleneksel (orta ve küçük ağ) balıkçılık için oldukça faydalıdır.

Gönüllü dalgıçlar tarafından bölgede çıkarılan Gırgır ağları;

Kufos taşı, Balıkçıadası: Gırgır ağı, 800 m2, / Sedefadası, Kartal arası: Gırgır ağı, 1500 m2 / Tektaş, Balıkçıadası: Gırgır ağı, 800 m2 / Çakıllı taşı, Büyükada: Gırgır ağı, 600 m2 / Liskari taşı, Balıkçıadası: Marya ağı, 4 parça 300 m2/ Kufos taşı, Balıkçıadası: Gırgır ağı, 800 m2 / Sedefadası, Kartal arası: Gırgır ağı, 800 m2 / Sedefadası, kartal arası: Gırgır ağı, 600 m2, toplam 5900 m2 + 300 metre… Gırgır ağında kullanılan ışıldak, balığa kaçma şansını en aza indirmek için kullanılıyor.

Küreselleşme bağlamında küçük ölçekli balıkçılık;

Küçük tekne ve basit av aletleri kullanımını için az sermaye gerektiren, işçiliği beceri yoğunluğu olan, operatörlerin kıyıdaki sucul çevrenin ve içerdiği balıkçılık kaynaklarının ne olduğunu sezgisel olarak kavrayabildiği, bilgi ve becerinin kuşaktan kuşağa aktarıldığı, çalışanların işçi veya pay sahibi olduğu, merkezsiz dağınık, nispeten kıyıya yakın yerlerde tek bir gün – gece operasyonlarıyla avcılık yapan, yerel pazarlama ile bağlantıda, hasatı satın alacak aracıya bağımlı, evin geçindirilmesinde kültürel bir yaşam biçimi haline gelmiş, toplumun diğer kesimleri ile karşılaştırıldığında sosyal ve ekonomik açıdan dezavantajlı konumda olan bir balıkçılık şekli olarak karşımıza çıkmakta…

Avrupa Birliği’nde durum…

70087 adet tekne ile AB balıkçılık filosunun %83’ünden fazlasını oluştururlar. En büyük payı %23 ile Yunanistan bunu %13.3 ile İtalya, %11.3 ile İspanya, %11 ile Portekiz ve %8.8 ile Fransa takip etmektedir. Son 10 yılda küçük ölçekli balıkçılık filosu ise %20 azaldığı görülmektedir. Gros, tonajın %10’unu, motor gücünün %35’ini oluşturmakta. Küçük ölçekli balıkçılıkta kullanılan teknelerin ortalama boyu 5-7 m. 3 Grostan ve 34 KW gücünde motora sahip. Küçük ölçekli balıkçılık filosunun %90’nından fazlası pasif av araçları kullanmaktadır. Bunların %55’i sabit ve yüzen uzatma ağları ile paragat, %23’ü olta ve çapariye sepetler kullanmaktadır.

AB’nin balıkçılıktan karaya çıkarılan ürün değeri 8 Milyar Euro olarak tahmin edilirken bunun 2.1 Milyar Euro’su (%23) KOS dendir. Küçük ölçekli balıkçılıkla uğraşan yaklaşık 90000 kişi çalışırken, 12 metre tekne ve üzerindeki teknelerde çalışanların sayısı 78000 dir. Küçük ölçekli balıkçılıkta avlanıp karaya çıkarılan üründen kişi başına düşen gelir yaklaşık 23000 Euro dur.

Dünyadaki durum…

Dünyada balıkçılıkla uğraşan 54 Milyon insanın yaklaşık %90’ı küçük ölçekli balıkçı olarak sınıflandırılmaktadır. Buna ek olarak 600 + Milyon kişi avcılık öncesi ve hasat sonrası sektörde çalıştığı tahmin edilmektedir. Gelişmekte olan ülkelerde geçimleri için balıkçılığa bağımlı kişilerin oranının %90 civarında olduğu tahmin ediliyor. Geleneksel balıkçılıkta ücretli ve ücretsiz çalışanların yaklaşık %50’si kadındır. Toplu avın %50’si veya daha fazlası insan gıdası olarak tüketilir. Sadece ekonomik bir faaliyet değil aynı zamanda bir kültür ve yaşam biçimidir. Çoğu zaman özellikle gelişmekte olan ülkelerde yoksulluk/ düşük gelir ve Sosyo – Ekonomik güvenlik açığını yüksek karakterize eder. Kabuklu balıktan çoğunlukla kıyıda küçük ölçekli balıkçılıktan elde edilmektedir. Bunları elde edebilmek için 40 farklı av aracı kullanılmaktadır.

Toplantıda Cumhuriyet Halk Partisi  İBB ve Adalar Belediyesi  Meclis Üyesi Avedis Kevork Hilkat’da bir konuşma yaptı;

Bir Yorum Yazın

This site is protected by reCAPTCHA and the Google Privacy Policy and Terms of Service apply.

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.

Exit mobile version