Eski selefleri yanına alma mümkünse yanına yanaştırma!

Eski selefleri yanına alma mümkünse yanına yanaştırma!
Yayınlama: 15.04.2019
Düzenleme: 13.12.2022 15:28
A+
A-

Adalar Belediye Başkanlığı devir teslim töreninde çekilen yukarıdaki resme bakıldığında ne güzel iki eski dönemin belediye başkanları, iki eski CHP İlçe Başkanı, ( onlardan biri Ercan Akpolat yeni atanan ilçe başkanı) yeni meclis üyeleri ile birlik beraberliği, dosta düşmana gösteren bir resim diyebilirsiniz.

İşte kenetlenmiş Adalar CHP İlçe Teşkilatı ve on senedir Adalara yön veren siyasi yerel iktidar sorumluları diyerek CHP’li seçmenlere verilen güzel bir mesaj diye de değerlendirebilirsiniz.

Gerçek öylemi?

Yok değil. Hani derler ya ‘çok güzel şeyler ancak filmlerde olur gerçek hayatta na mümkündür’ diye… İşte bu resimde öyle bir kare. Sadece resimlerde görebileceğiniz fantastik bir topluluk. Tabi bunlardan bihaber olan tek kişi ise Erdem GÜL. Ondan başka herkes her şeyi biliyor. En son evin direği kocalar öğrenir misali gibi bir durum anlayacağınız.

31 Mart 2019’dan beri izlediğimiz Adalar çiçeği burnunda Adalar Belediye Başkanı Erdem Gül’e birkaç tavsiye vermek istiyoruz. Dinler dinlemez kendi bileceği iş.

Sayın Erdem GÜL, açık söyleyelim sizin hakkınızda oldukça uzun bir acaba listemiz vardı. Yani dışarıdan atama ile gelmeniz, Anadolu Kulüpte İstiklal Marşımıza eşlik etmeyişleriniz, Kılıçdaroğlu’na Genel Başkanımız demeyişiniz, CHP’liliğiniz, HDP’ye yakın olmanız, MİT tırlarından yargılanıyor olmanız, belediyecilikten hiç anlamıyor olmanız, küçük dokunuşlar ile mucizeler yaratmayı düşlemeniz, arkanızdaki bizce feci başarısız selef başkanlar falan her adalı gibi size kuşku ile bakmamızın sebepleriydi. Ama gelin görün ki, mazbatanızı aldığınızdan beridir Adalar’da kime nasıl minik küçük dokunuşlar yaptıysanız sizi öve öve bitirememeleri lehinize bir durum. Gazeteci kimliğinizin, sakinliğiniz, uzlaşmacı tavrınızın, kavgacı üsluptan uzak duruşunuzun, Adalar Belediye Başkan adayı olarak atandığınızdan beridir ağzınızdan düşürmediğiniz ancak Adalılar olarak pek anlam veremediğimiz Adalara barış, özgürlük, mutluluk söylemlerinizin etkisi ile, şu an için temas ettiğiniz Adalılar belediye başkanlığınızdan mutlu görünüyor. Tavsiyemiz, seçim vaatlerinizde söylemiş olup ta bizim anlamadığımız küçük dokunuşları Adalar’daki tüm yaşayanlara yapmanız. Tabi bizi ilgilendiren aynı zamanda yapacağınız icraatlarınızdaki dokunuşlar olacak. İnşallah hakkaniyetli, adil, halk yararına bir yönetim izlersiniz.

Ama bu arada, yukarıdaki resim karesi ile bir ikazımızı yapmayı görev görüyoruz. Hani arkanızda durupta sizi alkışlayan selef başkanlardan 2. selef diye adlandıracağımız M. Farsakoğlu, başkanlığı sırasında halefi olacak Atilla Aytaç’ın 2014 yılında başkanlığa aday olacağını anladığında, siyasi olarak önünü kesmek için, A. Aytaç’ın Martı sokağındaki kaçak çatı katı için Yapı Tatil tutanağı tutturup, yıkım kararı alıp, savcılığa şikâyet ettirmişti. Ardından CHP Genel Başkanı K. Kılıçdaroğlu A. Aytaç’ın kaçak yapılan çatı katlı evinde bayramda üç gün üç gece kalmış o eve M. Farsakoğlu CHP Genel Başkanı K. Kılıçdaroğlu ile bayramlaşmaya gitmişti.   

M. Farsakoğlu’nun korktuğu oldu 2014 deki yerel seçimlerde A. Aytaç CHP adalar adayı olarak açıklandı ve belediye başkanı oldu. Tabi intikam operasyonu başladı. A. Aytaç, ‘göze göz dişe diş’ diyerek ‘savcılık şikayetine şikâyet yaparım’ diyerek belediye avukatlarına M. Farsakoğlu’ nun zamanında yapılan işler için kamu zararı, nitelikli dolandırıcılık, edimin ifasına fesat, resmi evrakta sahtecilik iddiaları ile savcılık şikayetlerini yaptırdı. Kendince rövanşı M. Farsakoğlu’ndan aldı. Bu savcılık şikâyeti halen soruşturma aşamasında sürüyor.

A. Aytaç ise baktı ki bu işten kurtuluş yok ceza yiyecek kaçak çatı katını yaptığı gibi yıktı. Suçu ortadan kaldırdı. Gerçi komşu parsele tecavüz, Çin Seddi gibi duvar yapmış olması iddiaları da vardı ama tabi koskoca belediye başkanı olmuş A. Aytaç’ın duvar için işlem tutulacak değil ya ‘oncağız kusur başkana yakışır’ dendi herhalde iş kapandı gitti. Kalsaydı imar affına falan sokar bir katı daha olurdu. Her yerde Farsakoğlu bir kat daire borçlu bana dediğini söyleniyor sağda solda. 

Bu resim içindeki eski ve yeni atanan ilçe başkanlarının hepsi koltuk savaşından haberdar. Tabi size ne kadarını anlattılar anlatmadılar bilemeyiz ama resimdeki tezatlıklar bunlar. Haber başlığımızı da seleflerin şahit olduğumuz sıralı savcılık soruşturmalarına göre yaptık.   

Şimdi tabi ister istemez akıllara şu soru geliyor sizde selefiniz hakkında savcılık şikâyeti yapacak mısınız?

A. Aytaç zamanında yapılan işleri bir müfettişe incelettirseniz ya da İBB müfettişlerinin KAYYUM raporları okusanız savcılık şikayetleri için fazlasıyla yeterli argüman var.  Şikayet yapmak için illa akıllı bir gerekçede gerekli değil. Makam olunca makamın gücü yeterli gerekçe oluyor. Örnekleri seleflerinizin durumu.   

Yerel Gazete olarak her yeni başkanın mesleğinin belediyecilik olmadığı bilinci ile yaptığı icraatlardan yanlış bulduklarımızı dozunda eleştirir, doğru olması gerekeni yazılarımızla göstermeye çalışır, kıssadan hisse kapılıp yanlışlardan dönülmüşse sorumlulara hassasiyetleri için teşekkürlerimizi aynı köşemizden bildiririz. Ancak göz göre yanlışlara devam edilir yazılanlar için yerel gazeteden icazet mi alacağız deyip yanlışlara, kamu zararlarına, adam kayırmalara, sahil işgallerine göz yummalara, devam edilirse işte o vakit gazetemizi düşman olarak görebilirsiniz. Kamuoyunu aydınlatmak için yaptığımız haberlerimizi sizde daha önceki başkanlar gibi savcılıklara şikâyet edebilirsiniz ama asla bizi yolumuzdan döndüremezsiniz. Bu hususlar bizim kırmızı çizgimizdir. Gazeteci olarak bunu iyi bilirsiniz diye düşünüyoruz.

Seçimlerde söylemlerinizdeki vaatler içinde reel projeleriniz yok gibiydi. Nasıl olsun? Adaları hiç bilmiyorsunuz ama belediyenin bütçesinin kısıtlı olduğunu öğrenmişsiniz. Bu bütçe ile vaat verip yalancı çıkmak istememişsiniz. Şimdi sizin belediye içindeki birim amirlerini, başkan yardımcınızı seçip, Kaymakamlığa bildirip icraata başlama zamanınız. Gazetemizinde izleme zamanı.

İlk uyarımızı yapmak isteriz. Belediye içinde makam ve koltuk için aklınıza gelebilecek her entrikayı yapabilecek kişiler olduğunu herhalde ilk meclis toplantınızda fark ettiğinizi düşünüyoruz. Belediyenin borçlanması belediye başkanının yetkisinde olan siyasi, hukuki, cezai sorumluluğu bulunan çok önemli bir mevzudur.  Yanlışlık yapılma lüksü yoktur. Belediye başkanı olarak kendinizi meclisin ilk açılış toplantısında bir anda mecliste borç yetkisi ister durumla karşı karşıya bulurken, olayı organize edenlerin ise yurt dışında tatilde olması nasıl bir handikaptır. Belki de belediyelerde işler böyle yürüyor herhalde diye bile düşünmüş bile olabilirsiniz.  Tamam “ne güzel işte sağ olsunlar acemiliğimi hissettirmeden işleri bir güzel hallediyorlar da” demiş de olabilirsiniz. Zaten bu işi organize edenlerde sizin böyle düşünmenizi kendinizi onlara başından teslim etmenizi düşünmüşlerdir. Ama kazın ayağı hiç de öyle değil.  Neredeyse Mayıs ayına gelmiş hiç bir belediye borçlanma yapmaz. Emlak vergilerini toplama zamanı gelmişken borçlanma ile ne ödenecektir?  Personel ücretleri ve sabit faturalar mı?

Öyle olsa o kadar para için yetki istenir daha sonrada emlak vergileri toplama dönemi yetişir ve 3.900.000.-TL istemeye gerek kalmazdı. Kaldı ki yinede kredi çekilme yetkisi başkan talimatı ile hazırlanması gerekirdi. Demek ki bu kadar büyük tutar, personel ücretleri ve sabit faturalar için istenmemiştir. Peki ne için istenmiştir?

Proje karşılığı borçlanma istendiyse olay daha vahimdir.

Proje karşılığı ise, proje yeni başkanın inisiyatifine sunulmuş mudur?

Proje karşılığı borçlanılsa bile, yeni başkan projeyi rantabl bulacak mıdır?

Varsayalım ki proje karşılığı borçlanma istendi, projede rantabl ama seçim vaatlerindeki projesini gerçekleştirmek isteyecek yeni başkanı metazori olarak oldu bitti ile eski başkanın projesi karşılığı borçlandırmak doğru mudur, etik midir ?

Başkanın yetkisini ona sormadan kullanmak, kendini onun yerine koyarak karar vermek, hadsizlik değilse bile organize olduğu belli olan borçlandırma yetkisi ile acaba yeni başkana kötü bir başlangıç yapmasını sağlayıp meclis karşısında çaresiz bırakıp ‘sen bu işlerden anlamazsın, bu işler böyle yürür, evrakları okusan da anlamazsın, anlasan da ne yapılacağını bilemezsin, iyisi mi imzanı at gerisini biz hallederiz’ taktiği ile psikolojik baskıyla başkanı kendilerine bağlama taktiği midir? Belediyenin borçlu olduğu firmalardan yüksek alacaklı olan bir firmanın bakiyesinin kapatılması mı amaçlanmıştır?

Bu sorular uzar gider. Bu soruların cevaplarını gazeteci meslektaşımızın en kısa zamanda çözüp doğruları bulacağını, sorumluları cezalandıracağını ümit ediyoruz. Bunu yapmadığı takdirde her an benzer yeni tuzaklara hazır olması gerekecek.

Neticede anladığımız kadarıyla Erdem Gül’e karşı idari darbe teşebbüsü yapılmış görünüyor. Belediyede kendini başkandan önce gören, başkan yetkilerini kullanan kişileri işin başında halletmezse beş senelik yönetimi sırasında arkasında devamlı surette iş çeviren bu kişiler için her an tetikte durması gerektiğini daha 15. Gününü doldurmadan anladığını düşünüyoruz.

Adalar Belediyesine ait 2018 faaliyet raporunun 29. sayfasında,  Mali Hizmetler Müdürünün görev tanımları arasında, “Madde. l) Mali konularla ilgili diğer mevzuatın uygulanması konusunda üst yöneticiye ve harcama yetkililerine gerekli bilgileri sağlamak ve danışmanlık yapmak.

Madde m) Ön mali kontrol faaliyetlerini yürütmek. n) İdarenin üstünlük ve zayıflıklarını tespit edip üst yöneticiye rapor etmek. “ Gibi görevler yüklendiği görülüyor. Aslında bu maddelerin açılımı ile niyet ortaya dökülmüş.

Mali Hizmetler Müdürünün hazırlayıp faaliyet raporuna yazmış olduğu maddeler ile sanki belediye başkanının danışmanı, özel müfettişi gibi bir görev tanımı da yaparak eski/yeni gelen belediye başkanı üzerinde de hakimiyet kurulmaya çalışıldığı anlaşılmaktadır. Mali Hizmetler Müdürü, sanki müfettiş gibi “İdarenin üstünlük ve zayıflıklarını tespit edip” üst yöneticiye rapor etmek gibi görevler ile kendisini donattığını, bu görevleri de hizmet yönetmeliğinin ilgili maddeleriymiş gibi faaliyet raporuna yazdırdığını, yetkilerini genişletmeye ve yasalarda ve yönetmeliklerde olmayan bu yetkilerle belediye başkanını istediği gibi yönlendirmeye çalıştığı anlaşılmaktadır.

İstanbul’daki diğer il/ilçe belediyelerinin faaliyet raporlarına bakıldığında Mali Hizmetler Müdürlüğünün görev tanımları arasında bulunmayan “ı” “ve “m” maddelerindeki kısaca danışman/müfettiş tanımlamaları sadece Adalar Belediyesi Faaliyet Raporunda mevcuttur. Belediye başkanının yetkisinde olması gereken borçlanma kararı bu cüretkâr yetki zihniyetinin dahlinde fütursuzca gerçekleştirildiği ortadadır.

Tespitler yapılmış tedaviye geçilmesi zaruridir. Mesela, Mali Hizmetler Müdürlüğü yapacak kişinin en az dört senelik yüksek okul  mezunu olması gerektiğinin tahkikinin de yapılması, belediyede 17 yaş altı memur yapılanların tespiti, mahkumiyet cezası alan memurun uzun süre çalıştırılması ve halende kamu zararına neden olan tutarın faizi ile birlikte kendisinden tahsil edilmemesi, belediyede çalışan memurların diplomaları ve kadro ile uyuşmazlıklarının olup olmadığının karşılaştırılmasının yapılması ile Adalar Belediyesi’nde bir beyaz sayfa açmak, gerçek hak sahibi memurlar ile çalışmak, minimum hata ve maksimum fayda sağlayacaktır diye düşünüyoruz.

Şükrü Abanoz

Aşağıda örnek olarak Zeytinburnu Belediyesinde Mali Hizmetler Müdürlüğü Görev ve Çalışma Yönetmeliği sunulmuş olup Mali Hizmetler Müdürlüğünün çalışma şekli tarif edilmiş, Adalar Belediyesi Faaliyet raporundaki yetkiler ile ilgi alakası bulunmadığı görülmektedir.

Bir Yorum Yazın

This site is protected by reCAPTCHA and the Google Privacy Policy and Terms of Service apply.

Ziyaretçi Yorumları - 13 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.

Exit mobile version