Güle Ağlata

Her yıl Aralık ayında Yeni Yılı hoş karşılamak adet olmuş. Her haysiyetli insan gibi, sevgi, saygı ve terbiye çerçevesinde her adet sayılan şeyi aynen tatbik etmek zorunda da değilim. Yeni Yıl bir umut, bir beklenti, bir tat, bir ses, bir nefes, onu karşılamak ise hayata katılan bir renk, bir eğlence, bir duygudur.

Gelen yıla fazla güvenmemeliyim ama gideni de hayata ve hayatıma kattığı her güzellik ve bana aşıladığı her mutsuzluk için yargılama hakkına sahibim. Yeni Yıl, istese de istemese de canlı kaldığım müddetçe hayatıma dahil olacaktır. Bana yaşatacağı ve henüz tadını tuzunu bilmediğim Tanrımın bahşettiği 365 gün için kendisine övgüler yağdırıp onu şımartacağıma, benden 365 gün alıp götüren eski yılı över veya yargılarım.

Sana hoş geldin dememiş miydik 2015? Sen neden hoş gitmedin? Her şeyi yarım yamalak, yaşanmamış, ezik büzük, yalan dolan, sisli puslu bıraktın da mutlu musun şimdi? Seni övenler de vardır elbette, lakin bizden uzaklaşarak gittiğin o farklı boyutta yüzün varsa dön de geriye bir bak, nasıl da topaç olmuşsun sevildiğini sandığın insanların elinde.

Seninle mutlu olabilenler de var, zengin de olabildiler ama sen dengeyi sağlayamadın. Dünya milletleri huzursuz, açlık hala hüküm sürüyor, savaş var, saldırılar, cinayetler birbirini kovalıyor, akılların ırzına geçiliyor da sen neredeydin? Kadınlara fikren, bedenen, zikri ve sürekli tecavüz ediliyor da sen neredeydin? Çocuklar evsiz, yurtsuz, anasız, babasız kaldı. Nedenli veya nedensiz dünyayı kan götürüyor da sen ne yaptın?

Yüreksiz miydin sen 2015 Yılı, becerin mi yoktu, zekân mı kıttı, yoksa oyuncak mı oldun insancıkların elinde? Sen insanları kullanayım derken, kullanıldın da haberin mi olmadı? İçlerindeki zehirden derileri soyulmuş eller boğdu seni de anlayamadın mı hala?

Sana kucak açmıştık, güvenmiştik ışığına. Hadi şimdi vakit doldu, seni isteyen yok, senin gözünün feri söndü artık, arkanda bir kaos bırakarak onursuzca kaç git. Bu devran döner, şimdi gözler eskiyi, yani seni deviren Yeni Yılda. Farklı bir boyutta huzurunu bozacak engeller olacak. Mutsuzluğunu tepe tepe kullan. Herkesten helâllik alamayacaksın.

Ne o öyle, yüzün düştü gizlice. Çok mu sövdüm seni, dünya kana bulandı, gönlüm sana dargın diye? Cehaletin taçlandığı, sevginin satıldığı, onursuzluğun hüküm sürdüğü ama nankörlüğün taşlandığı bu âlemde, insanlık ölmüşse, bu dünyanın yükünü sana yükledim. Sen de öyle yapmadın mı? Çıkmak istedin temize ama olmadı, sığmadı pembiş hayallere.

Sosi Cındoyan