Kısa bir süre önce aramızdan ayrılan gazeteci Hakan Tosun’un, vefatından önce çektiği son görüntüler, İstanbul’un incisi Prens Adaları’nın karşı karşıya olduğu büyük çevre tehdidini bir kez daha gözler önüne serdi. Tosun’un kamerasına, Adalar Sivil İnisiyatifi’nden sanatçı Necdet Kutlucan’ın rehberliğinde, adalardaki kaçak hafriyat döküm alanları ve asbest tehlikesi yansıdı.
“Geçici Denilen Alanlar Kalıcı Zehir Yuvasına Dönüştü”
Hakan Tosun’un kaydettiği görüntülerde konuşan Necdet Kutlucan, ilk olarak Büyükada’daki Aya Nikola mevkiinde bulunan ve Adalar Belediyesi tarafından “hafriyat döküm alanı” olarak kullanılan bölgeyi gösteriyor. Kutlucan, “Burası aslında aktarma istasyonu olarak düşünülüyor. Hafriyat buraya geliyor, bir süre sonra şehre götürülüyor,” dese de alanın durumunun tam tersini gösterdiğini vurguluyor. Yıllardır kaldırılmayan moloz yığınları ve üzerlerinde büyüyen otlar, “geçici” denilen alanın kalıcı bir çevre sorununa dönüştüğünü kanıtlıyor.
Yeraltı Suları ve Doğa Asbest Tehdidi Altında
Kutlucan, tehlikenin sadece görsel kirlilikle sınırlı olmadığının altını çiziyor. Adanın yeraltı su kaynaklarının bu durumdan doğrudan etkilendiğini belirten Kutlucan, “Bu hafriyatın içinde asbest, ağır metal, boya gibi malzemeler var. Bu malzemeler yeraltı sularını, toprağı, denizi ve havayı tehdit ediyor,” ifadelerini kullanıyor. Görüntülerde, moloz yığınlarının yanı başında otlayan inekler ve kuşlar, zehirli atıkların adanın ekosistemine nasıl sızdığını ve canlı yaşamını nasıl tehdit ettiğini acı bir şekilde gösteriyor.
Kaçak İnşaatlar Kirliliğin Ana Kaynağı
Sorunun temelinde adalardaki denetimsiz ve kaçak yapılaşma yatıyor. Necdet Kutlucan, kaçak inşaatlardan çıkan molozların, içlerinde ne tür tehlikeli maddeler olduğuna bakılmaksızın yol kenarlarına veya çöp konteynerlerinin yanına bırakıldığını belirtiyor. Videoda, içinde asbestli malzeme (eternit) olabilecek atıkların bulunduğu çuvallar net bir şekilde görülüyor. Kutlucan, “Asbest yönetmeliğine uyulmaksızın adanın toprağı, havası, yeraltı suları ve denizi asbestli malzemeye maruz kalıyor. Ekosistem, biyoçeşitlilik ve ada yaşayanları tehlike altında,” diyerek durumun ciddiyetini vurguluyor.
Kınalıada’da Topoğrafya Değişti
Sorunun sadece Büyükada ile sınırlı olmadığı, Tosun’un kamerasının Kınalıada’ya çevrilmesiyle ortaya çıkıyor. Kınalıada Jarden bölgesinde (Taşocakları) yıllardır devam eden hafriyat dökümü nedeniyle adanın topoğrafyasının bile değiştiği belirtiliyor. Bölge, cam şişelerden inşaat atıklarına kadar her türlü molozla adeta bir çöplüğe dönmüş durumda.
Hakan Tosun’dan Anlamlı Bir Miras
Gazeteci Hakan Tosun’un bu son çalışması, Adalar’ın doğal güzelliklerinin nasıl bir tehlikeyle yüz yüze olduğunu belgeleyen önemli bir miras olarak geride kaldı. Onun kamerası ve Necdet Kutlucan’ın uyarıları, denetimsizliğin ve ihmalin cennet adalarda nasıl bir cehennem yarattığını bir kez daha hatırlatıyor. Tosun’un bu görüntüleri, hem değerli bir gazeteciye saygı duruşu niteliği taşıyor hem de yetkililer için acil bir eylem çağrısı anlamı taşıyor.