İskenderin Düğümü

Ada Gazetesini takip etmek ve Gazetede yazı yazmak en sevdiğim uğraşlarımın içinde yer alır. Buna rağmen yalnız okumakla yetiniyorum. Yorum bile yapmakta zorlanıyorum çünkü herkes kendi bildiğini okuyor. Her yönetim ardında bir pürüz bırakınca sanki her şey arap saçına döndü. Kayyumu, mahkemesi, icrası, kavgası…biz böyle mi yaşıyorduk?

Sorun olmayan yer mi var? Sorunlar, çözümlemek için vardır. Çözüm de sükunetle, adaletle, bilgi ve tecrübe ile olur. İnsanların erteleme huyları varsa, hep yarın, hep yarın “Benden bu kadar, benden sonra gelen blokajları kaldırsın, açsın tıkanıkları” derse ve her sıkıntı yeni yönetimin önüne serilir, alelacele de çözüm istenirse, o kaos da artık makası ele alıp düğümü kesmeye kadar gider. Büyük İskender de öyle yapmış, mecbur kalınca almış makası eline kesmiş düğümü. Buna beceriksizlik derim ben biraz da tembellik. Oysa o düğüm yavaş yavaş ehli ellerde çözülebilir, çözülürken nerede yanlış düğüm atıldığı görülür, ip de bozulmaz, ziyan da olmaz.

Gazeteyi takip ediyorsanız, malumunuzdur son yıllarda Prens Adalarının sorunları gittikçe arttı, katlandıkça katlandı lakin hiç mi iyi gelişmeleri, icraatları göremiyoruz? Kaybettiğimiz her şey önümüzün açılmasını sağlamalı, hataların telafisini getirmeli ve hızlı bir gelişim için güzel enerjiler beslememizi sağlamalı.

Sevgili dostlar, son zamanlarda siyaset kelimesi siyasetten bihaber birçok kişinin dilinde pelesenk oldu. Siyaset yaparak yönetmek 21.ci YY dünyasında sanıldığı kadar kolay bir şey değil. Konumuz ve dileğimiz Belediye hizmetlerini üstün bir seviyeye getirmek ise lütfen siyaseti gerçek siyasilere bırakalım.

Siz havaların mevsim ortalamasına göre iyi gittiğine kapılmayın. Ani bir hava değişikliği, bir kar fırtınası, Adalarda yapılacak dönüşüm faaliyetlerinin yavaşlamasına neden olabilir, bahar ise ansızın kapımızı çalar, gönlümüz Adalara düşer ve bu kez Belediyenin yaz hizmetlerinin bizi güler yüzlü karşılamasını isteriz. Larva dönümü haşeratların ilaçlanması, akülü araç tehlikesi, bisiklet terörü, zaten dört kişi ile ada temizliği yapılamayacağı anlaşıldı, sahillerimize nasıl bir düzen getirilecek? Bu dünyada el ele vermeden tam bir başarı sağlamak imkânsız. İş saati bitiminde Zabıta memurları Adalardan ayrılınca disiplinsizlik ve saygısızlık baş gösterdiği için maalesef kontrol elden gidiyor. Yasakları delmeyi işgüzarlık mı sayacağız? Hizmet sunmak için emek veren eylem insanlarına yardım etmeyecek miyiz? Adalar ve kendimiz için de mi yapmayacağız?

Adalar ve adalılar için en önemli olan sağlık sorunu ile alâkalı gelişimleri sevinçle karşılamıştık. Adalıları yaz kış Adalara çekebilmek, kış turizminin patlamasını sağlamak, esnafı da rahatlatmak için yeni gelişimlerle uğraşacağımıza biz hala sivrisinekle, sit alanı olan Prens Adalarında hala akülü araba kaprisi ile uğraşıyoruz. 

Geçen yaz toplanılan, sonra da belki o dönemde öyle olması gerekirdi ama akabinde ada trafiğine açılan akülü araçlar ve bisikletler insanlarda huzursuzluk ve güvensizlik yarattı.

Yapılabilecek şeyleri zamana bırakma enerjisi ile gelen zaman kaybı ile karşılaşan yeni yönetimin işi bir hayli zorlaşmıştır. Dünya çapında önemli Prens Adalarımızın T.C. Adalar Kaymakamlığı, Adalar İlçe Emniyet Müdürlüğü 2019/3.cü Huzur Toplantısı ve Kınalıadada Adalar İlçesi Belediye Başkanımızla yapılan Eylül ayı toplantısına katıldım.  Edindiğim bilgilere dayanarak ve iç sesime güvenerek diyorum ki eğer duyduğum ve anladığım kadarı ile karşımızda sorumluluk alan ve hukuki yoldan şaşmayarak zoru başarmaya azimli değerli yetkililer ve yöneticiler varsa, müjdeli haberler de tez yayınlanacaktır.

Bizler de olayları değerlendirirken birbirimize yardımcı olmalıyız. Olayları yanlış değerlendirmeyelim, kendimizi ifade etme cesareti gösterelim, nezaketle ve sabırla davranalım, yazışmalarda Adalar için ifade edilen umutsuzluk kalıplarını kıralım.

Unutmayalım ki bugün Adalarımızın faytonsuz ve atsız kalması ada özelliklerinden birinin ihlalidir ve bu durum da yapılan zincirleme hata ve kontrolsüzlüğün neticesidir. At veterineri temin edilemiyorsa, adalılar haftanın belirli günleri bir veteriner temin edebilirdi. Dinlenme saatleri hem faytoncular ve hem de atlar için kontrol edilmeliydi. Turistlere faytona binme adabı öğretilemiyor mu? Ceza kesilmeliydi. Hayvan severler atlara çok geç sahip çıktılar. Ruam hastalığı nasıl atları buldu? Bunca yıl Adalarda ruam hastalığı görülmüş müydü? Atlar öldü, atlar katledildi denildi, ya sağ kalanlar nerelere sürülecek? İşte zincirleme yanlışlar veya hatalar veya umursamazlık yüzünden İskenderin düğümü bu kez acı vererek olayı çözdü. İnsan yine de bir ümit besliyor. Umarım turistik anlamda bile olsa diğer yörelerde ve Avrupa ülkelerinde olduğu gibi bakımlı ve sıhhatli atların süslenmiş faytonlarda, belirli bir parkurda kontrollü bir şekilde yolcu taşıdığını görürüz.

Sosi Cındoyan