CHP İstanbul Milletvekili Kadir Gökmen Öğüt, İstanbul’un şüphe çekici boyutlardaki kayıp kaçak su oranını Meclis’e taşıdı. Konuyu Genel Kurulu’da dile getiren Öğüt, ayrıca İçişleri Bakanı Efkan Ala’nın yanıtlaması istemiyle önerge de verdi.
Kentteki kayıp kaçak su oranının 2009’da yüzde 24 seviyelerindeyken 2010’da yüzde 29’lara dayandığını ve son beş yıldır da su kayıp kaçak oranında azalma olmadığını ifade eden Öğüt, İSKİ’nin 2013 faaliyet raporlarına göre, barajlardan arıtılarak şebekeye verilen her 100 litre suyun yaklaşık 30 litresinin kaçak kullanımlarda kaybolduğunu ve faturalandırılmadığını söyledi.
Elektrikte olduğu gibi bu oranların vatandaşın üstüne yük olarak bindiğini belirten Öğüt, gelişmiş ülkelerde bu oranın ortalama yüzde 7 iken İstanbul’da yaklaşık 4 katı olduğuna dikkat çekti.
Suyun sanayi ve oteller başta olmak üzere yoğun su tüketen bazı abonelerce usulsüz tüketildiği ve rüşvet verildiği iddialarına dikkat çeken CHP’li Öğüt, geçtiğimiz yaz aylarında en çok tartışılan konular arasında İstanbul’da susuzluk tehlikesi varken kayıp kaçak oranlarının tespiti için ne tür çalışmalar yapıldığını sordu.
Kentteki kayıp kaçak oranlarının nedenlerinin araştırılıp araştırılmadığını soran Öğüt, bu oranlarda azalma olmaması ile ilgili iddiaların da doğru olup olmadığını sordu.
-Kayıp kaçak oranında azalma olmayışına gerekçe olarak 2010 yılında İSKİ’de yaşanan görev değişikliği gösterilmektedir. Yakın tarihlerde göreve başlayan ve aralarında bir genel müdür yardımcısının da olduğu 6-7 kişilik bir yönetici grubunun, İSKİ’de ekipleşmeye giderek eski yönetimin çalıştığı kişi, kurum, kuruluşları baskı altına aldığı iddiasını araştırmayı düşünmekte misiniz?
-2010 yılından itibaren uygulanan yeni sözleşmelere kayıp-kaçak tespiti şartı getirildiği ama sözleşmeye tespit yapmayan firmalar için herhangi bir cezai şart konulmadığı doğru mudur? Doğru ise gerekçesi nedir?
-Bir diğer iddia, sayaç okuma ve kaçak tespitiyle ilgili görevlilerin sürekli aynı bölgede ve düşük ücretlerle çalıştığı dile getirilmektedir. Böylelikle suyu kaça kullanan büyük tesislerden rüşvet alındığı ve İSKİ’ye bildirilmediği iddia edilmektedir. İddianın araştırılması düşünülmekte midir?
Dönem: 24 Yasama Yılı: 5 Tarih: 22.10.2014 Birleşim: 7 Ham Tutanak Sayfası:18-18
KADİR GÖKMEN ÖĞÜT (İstanbul) – Teşekkür ederim Sayın Başkanım.
Ahmet Taner Kışlalı’nın katledilişinin yıl dönümüydü dün, hâlâ failleri bulunamadı. Bu konuda iddialı olduğunu söyleyen, “Bizim dönemimizde faili meçhul kalmadı.” diyen bir Hükûmete bunu tekrar hatırlatmak istiyorum. Ahmet Taner Kışlalı’yı burada saygıyla anıyorum.
İstanbul’un kayıp kaçak su oranları son derece şüphe çekicidir.Kayıp kaçak oranı 2009’da yüzde 24 seviyelerindeyken 2010’da yüzde 29’lara dayanmıştır.Son beş yıldır da kayıp kaçak oranında azalma olmadığı belirtilmiştir. İlaveten, İSKİ’nin 2013 faaliyet raporlarına göre, barajlardan arıtılarak şebekeye verilen her 100 litre suyun yaklaşık 30 litresi kaçak kullanımlarda kayboluyor ve bunlar faturalandırılamıyor, aynı elektrikte olduğu gibi bunlar vatandaşın üstüne yük olarak biniyor. Gelişmiş ülkelerde bu oran ortalama yüzde 7 iken İstanbul’da yaklaşık 4 katı.
Suyun sanayi ve oteller başta olmak üzere yoğun su tüketen bazı abonelerce usulsüz tüketildiği ve rüşvet verildiği ve iski’ye bildirilmediği iddiaları var. İlaveten 2010’da göreve gelen genel müdür yardımcısı ve ekibinin sayaç okuma sistemindeki yanlış uygulamalarının buna sebep olduğu ve yine aynı ekibin iski’de ekipleşmeye giderek eski yönetimin çalıştığı kişi, kurum, kuruluşları baskı altına alarak çalıştırmadığı dile getiriliyor. Bu sakandal durumun nedenlerinin bir an evvel araştırılması ve kamuoyuna açıklanmasını talep ediyorum.
Aşağıdaki sorularımın İçişleri Bakanı Sayın Efkan Ala tarafından yazılı olarak yanıtlanması için, gereğinin yapılmasını saygılarımla arz ederim.
Kadir Gökmen ÖĞÜT
İstanbul Milletvekili
İstanbul’un 1995’te yüzde 51 olan kayıp kaçak oranı 2009’da yüzde 24 seviyelerindeyken 2010’da yüzde 29’lara dayandığı ve son 5 yıldır da azalma olmadığı kamuoyuna yansımıştır. İlaveten İSKİ’nin 2013 faaliyet raporlarına göre barajlardan arıtılarak şebekeye verilen her 100 litre suyun yaklaşık 30 litresinin kaçak kullanımlarda kaybolduğu belirtilmektedir. Suyun sanayi ve oteller başta olmak üzere yoğun su tüketen bazı abonelerce usulsüz tüketildiği, rüşvet alındığı iddiaları vardır. 2010’da göreve gelen genel müdür yardımcısı ve ekibinin sayaç okuma sistemindeki yanlış uygulamalarının buna sebep olduğu ve yine aynı ekibin İSKİ’de ekipleşmeye giderek eski yönetimin çalıştığı kişi, kurum, kuruluşları baskı altına alarak çalıştırmadığı dile getirilmektedir.
1) Bakanlığınızın İstanbul’un kayıp kaçak su oranları ile ilgili bilgisi var mıdır? Geçtiğimiz yaz aylarında en çok tartışılan konular arasında İstanbul’da susuzluk tehlikesi varken kayıp kaçak oranlarının tespiti için ne tür çalışmalar yapılmıştır?
2) Kentteki kayıp kaçak oranlarının nedenleri araştırılmış mıdır?
3) Kayıp kaçak oranında azalma olmayışına gerekçe olarak 2010 yılında İSKİ’de yaşanan görev değişikliği gösterilmektedir. Yakın tarihlerde göreve başlayan ve aralarında bir genel müdür yardımcısının da olduğu 6-7 kişilik bir yönetici grubunun, İSKİ’de ekipleşmeye giderek eski yönetimin çalıştığı kişi, kurum, kuruluşları baskı altına aldığı iddiasını araştırmayı düşünmekte misiniz?
4) 2010 yılından itibaren uygulanan yeni sözleşmelere kayıp-kaçak tespiti şartı getirildiği ama sözleşmeye tespit yapmayan firmalar için herhangi bir cezai şart konulmadığı doğru mudur? Doğru ise gerekçesi nedir?
5) Bir diğer iddia, sayaç okuma ve kaçak tespitiyle ilgili görevlilerin sürekli aynı bölgede ve düşük ücretlerle çalıştığı dile getirilmektedir. Böylelikle suyu kaça kullanan büyük tesislerden rüşvet alındığı ve İSKİ’ye bildirilmediği iddia edilmektedir. İddianın araştırılması düşünülmekte midir?