İstanbul’da su ve doğalgaz faturalarıyla ilgili kriz, milyonlarca aboneyi mağdur eden bir boyuta ulaştı. İSKİ ve İGDAŞ’ın sayaç okuma süreçlerinde yaşanan aksaklıklar nedeniyle başlatılan “kıyas fatura” uygulaması, Adalar dahil İstanbul’un bütün ilçelerinde vatandaşların tepkisini çekti. İddialara göre, sayaçlar okunmadan sistem üzerinden kesilen faturalar gerçek tüketimi yansıtmıyor ve birçok haneye yüksek tutarlar çıkarıyor. Özellikle otomatik ödeme talimatı olan aboneler, kullanmadıkları su ve doğalgazın bedelini ödemek zorunda kalıyor.
Sorunun kaynağında, İSKİ ve İGDAŞ’ta sayaç okuma görevini yürüten personelin uzun süredir zam alamaması yatıyor. Çalışanlar, maaşlarına zam taleplerinin karşılanmaması üzerine önce iş yavaşlatma, ardından iş durdurma eylemine gitti. Bu eylemler sayaç okuma süreçlerini aksattı. Kurumlar ise çareyi “kıyas fatura” yönteminde aradı. Ancak bu çözüm, sorunu hafifletmek yerine daha da büyüttü. İstanbul genelinde yankı uyandıran kriz, milyonlarca faturanın düzeltilmesi gerekliliğini ortaya koydu. Aksi takdirde, vatandaşın cebinden haksız yere fazla para çıkacak.
Fatura dağıtımında da ciddi bir düzensizlik yaşanıyor. Resmi tatilde izinli olan personel, basılan faturaları abonelere ulaştırmak için apar topar işe çağrıldı. Ancak bu çaba, kaosu gidermeye yetmedi. İstanbul abonelerinin yaklaşık yarısının otomatik ödeme sistemine dahil olduğu düşünüldüğünde, tüketilmeyen hizmetlerin bedelinin tahsil edilmesi tepkileri artırdı. Bazı vatandaşlar, faturaların toplu şekilde 1000 TL gibi standart bir rakam üzerinden kesildiğini iddia ederken, bu durum sosyal medyada da geniş yankı buldu.
Çalışanların bağlı olduğu sendika, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne (İBB) yakınlığıyla bilinen DİSK. Sendika, işçilerin zam taleplerini desteklerken, İSKİ ve İGDAŞ yönetiminin çalışanları tutanakla caydırmaya çalıştığı öne sürülüyor. Ancak bu yöntem, ne eylemleri durdurabildi ne de fatura krizini çözebildi. Milyonlarca abone, faturaların düzeltilmesini ve soruna kalıcı bir çözüm bulunmasını bekliyor. İstanbul’un fatura meselesi, daha uzun süre gündemde kalmaya devam edeceğe benziyor.
Son dönemde İBB bünyesindeki kurumlarda personel alımları ve kaynak kullanımıyla ilgili eleştiriler de yükseliyor. Özellikle İSKİ, İETT, İSPER ve İSTAÇ gibi kuruluşlarda personel sayısının gereğinden fazla olduğu iddia ediliyor. Muhalif kesimler, bu alımların liyakate değil, siyasi kayırmacılığa dayandığını savunuyor. Bazı belediye şirketlerinde “50-60 bin TL maaş alan, ancak iş yükü olmayan çalışanlar” bulunduğu öne sürülüyor. Eleştirilere göre, belediye hizmetleri vatandaş odaklı değil, “işe alınanların maaşlarını ödeyecek kaynak yaratma” amacıyla yönetiliyor.
Adalar’da, İSKİ ve diğer kurumlarda eski yönetim döneminde (Ali Ercan’ın ilçe başkanlığı dönemi) kadroların gereksiz yere doldurulduğu iddia ediliyor. Ancak rakamların resmi olarak açıklanmaması, bu iddiaların doğrulanmasını zorlaştırıyor. Kamuoyunda “İSKİ faturalarını ödemeyin” gibi boykot çağrıları yapılırken, belediyenin kaynak kullanımında şeffaf olmadığı savunuluyor. Muhalifler, “Vatandaşın cebinden çıkan paralar nereye gidiyor?” sorusunu yöneltiyor.
Eyüpsultan’dan gelen son dakika haberi, krizin boyutlarını gözler önüne serdi. İSKİ, sayaç okumalarının yapılamaması nedeniyle tahmini “kıyas faturalar” kesmeye başladı. Güzeltepe Mahallesi’nde bir aboneye ulaşan fatura, tüketim verileri olmadan 566 TL’lik tutarıyla dikkat çekti. Faturada 14 m³ su bedeli 375,76 TL, atık su bedeli 187,88 TL olarak yer alırken, “0/37” gibi anlamsız okuma değerleri tepkileri artırdı.
İSKİ, krizi çözmek için termal yazıcıları devreye alma ve idari izindeki personeli geri çağırma gibi adımlar attı. Ancak “Geçici bir uygulama” denilse de, faturaların ne zaman düzeltileceği belirsizliğini koruyor. “Aboneler okuma yapıldıktan sonra fark iade edilir” açıklamasına rağmen, sürecin şeffaf olmaması güven kaybına yol açtı. Vatandaşlar, “Tüketmediğimizi ödüyoruz” diyerek isyan ederken, otomatik ödeme yapanlar yüksek tutarlarla karşı karşıya kaldı.
Uzmanlar, abonelerin faturalarını kontrol ederek itiraz hakkını kullanmasını ve dijital kanallardan tüketim verilerini talep etmesini öneriyor. İstanbul’da su ve doğalgaz hizmetlerindeki bu kaos, İSKİ ve İBB yönetiminin acilen şeffaf bir çözüm üretmesini gerektiriyor. Aksi halde, mağduriyetlerin artması kaçınılmaz görünüyor.
