Adalar Kamuoyunu uzun süredir meşgul eden, Aydın Şafak gazetesinin ortaya çıkardığı Adalar belediyesine KAYYUM RAPORU ile ilgili tatsız iddiaların, Adalar belediyesini teftişe gelen müfettişin elindeki poşetli görüntülerinin ortaya çıkması ilçenin yerel gazetesi olarak olayı mercek altına almamıza neden oldu.
Söz konusu rapor ile ilgili olarak gazetemiz tüm istihbarat kaynaklarını kullanmış olsa da rapora ulaşamadığımız için gelişmeleri uzaktan izlemiştik. Bu haberin Adalar gündemine oturması üzerine Adalar belediyesi, resmi web sayfası üzerinden basın açıklamasını yayınlanmış, raporun varlığını yalanlamamışlarsa da, raporun müfettişin kanaatleri ile oluşturulduğu beyan edilmişti.
Açıklamada,” Ne yazık ki; hayal ürünü olan, çamur at izi kalsın mantığıyla, kişileri yıpratma maksadı için yapılan bu suçlamalar ile şikayet eden şahıs veya şahıslar kısmen de olsa amacına ulaşmış olmaktadır.” beyanı yapılmış ayrıca “Kurumlarının bu ithamlar karşısında Anayasal haklarını kime karşı arayacakları hususunda acze düştüklerini, nekadar mağdur olduklarını, ne yapacaklarını bilemediklerini, kendilerine karşı algı yaratılmak için önce bir suç uydurmak, sonra bu suçla ilgili deliller yaratmak ardından söz konusu yapılanma içinde olan kişilerden beyan almak suretiyle iddiaları güçlendirmek ve kanaatlerden oluşan raporu sanki suç ispatlanmış gibi göstermeye çalışarak basına verip itibarsızlaştırmak için kamuoyu algısı yaratmak. Bu yapılanma içinde olan kişi veya kişiler, kişi haklarını pervasız biçimde ihlal etmekten, yalan söylemekten, delil uydurmaktan, iftirada bulunmak gibi ahlak ve hukuk dışılıkları gerçekleştirmekten ve hedefleri uğruna suç işlemekten çekinmediklerini, belediyelerinin bünyesinde istihbarat teşkilatı ya da kriminal inceleme yapacak bir birim ya da kişi yoktur. Belediyemize Emniyet Müdürlükleri ve/veya Milli İstihbarat Teşkilatı ya da başkaca Devlet kurumlarından uyarıcı en azından dikkatli olunması gerektiğini bildiren bir bilgi/belge/uyarı gelmemiştir. Bu nedenle kimin hangi görüşe, kimin hangi örgüte, kimin hangi yapılanmaya ait olduğunu bilmemiz mümkün değildir. Biz yasa, yönetmelik ve tüzük hükümleri uyarınca görev yapan bir kurumuz. Buna karşın yine tarafsızlık vasfını taşıması gerekenler bu izahlarımızı görmezden gelmiş üstüne üstlük idari/yasal süreç tamamlanmadan algı operasyonu yaparak düzenlenen raporu 3. Kişilerle servis etmiş ya da paylaşılmasına müsaade etmiştir.” ifadelerine yer verilmiş, raporu hazırlayama emrini veren İstanbul Valiliği ile hazırlayan kişiler hakkında da raporun 3. Kişilere servis edildiği ve Adalar belediyesine karşı algı operasyonu yaratıldığı hakkında suçlamalarda bulunmuşlardı.
Olayları incelediğimizde, Adalar belediyesi, 8 sene önce iş yapmış eski müteahhitlerine, borçlarını ödememek için firma hakkında arka arkaya suç duyuruları yaptıklarını, Adalar Cumhuriyet Başsavcılığı’nın boşa meşgul edildiğini, zaman kazanmak en azından borçlarını ötelemek adına arka arkaya konuları aynı olan sayısız davalar açarak Adalar Adliyesini neredeyse çalışamaz hale getirdiklerini, bu uğurda bu alacağa konu olan hak edişlerde imzaları olan kendi memurlarını dahi savcılığa şikayet edip müteahhitle müştereken Adalar belediyesini dolandırdıkları iddialarını yaptıkları izlenimi ortaya çıkmaktadır. Bu iddiaların müfettiş raporları ile çürütülmesi ile suçlamaların gerçeği yansıtmadığı ortaya çıkmıştır. Resmi kurum olan Adalar belediyesi borçlarından kurtulmak için uyguladığı yöntemler izlenimi veren bu uygulamalar devletin kamu tüzel kişiliğine yakışmamakta ve belediyenin bünyesinde devletin saygınlığına zarar vermektedir. Madem bir dolandırıcılık var 8 senedir neredeydiniz! Madem belediyenin borcu yoktu niye müteahhitle geceleri rakı masalarında bir kaç kez buluşup pazarlıklar yapıp 11 Milyon para teklif ettiniz. Bu borcu kabul ettiğiniz anlamına gelmiyor mu?
Devlet vatandaşına borçlu kalmaz. Devlet, vatandaşının alacaklarının tahsili için icra dairelerini kurmuş, anayasanın 35. Maddesinde mülkiyet hakkını icra daireleri ile garanti altına almıştır.
Adalar belediyesi, müfettiş raporu sonucuna göre borcundan kurtulmak, mahkemelerin kamu kurumlarını koruma refleksini kullanacağı hesabı ile açtığı davaların birer birer düşeceği ortadadır. Son dava da düşünce tahminimiz Atilla AYTAÇ yine adalı birisini firma ile arasında aracı kılacak ve firmanın 14 milyon teklifini kabul ettiğini iletecek (başkan firmaya en son 11 milyon teklif etmişti) ve protokol yapmak için çağıracaktır diye düşünüyoruz. Tabi firma geçen süre içinde bu teklifi arttırmış olmaz ise!
Adalar belediyesi üst yöneticisi, belediyenin eski borçlu müteahhitlerine ve memurlarına yaptıkları birebir yöntemi, BASINA VE KAMUOYUNA DUYURU adı altında şu an kendilerine karşı yapıldığını beyan etmeleri de trajı komik hadise olmuştur.
Önceki haberlerimizden bilindiği üzere UBD isimli bir yeminli mali muhasebeci firma ile ve doktor unvanlı belediye müfettişine kamu zararı raporları hazırlamış ve 8 sene önce yapılıp da bugüne kadar parası ödenmeyen bir firmaya 2,5 milyon kamu zararı tespit edilen rapor düzenlenmişti.
Bu rapordan sonra firmadan kamu zararı tutarının bir hafta içinde mali hizmetlere yatırılması istenmesi üzerine kamu zararı yaptığı iddia edilen firma, belediye tarafından alacaklarının ödenmemesi için resmi sahte evrak tanzim etmekten, suç uydurmaktan, suç isnat etmekten, iftira etmelerinden, alacağının ödenmemesi için 8 sene sonra kendilerine tezgah kurulmasından dolayı Adalar Belediyesi Başkanını ve Mali Hizmetler Müdürü hakkında savcılığa suç duyurusunda bulunmuştu.
Akabinde Adalar belediyesi baktı ki işler umdukları gibi gitmiyor ve onlarda kendileri hakkında suç duyurusunda bulunan firmaya karşı suç duyurusunda bulunmuşlardı. Adalar belediyesine hacze kadar giden bu olayları yakından takip ettiğimiz içinde gazetemiz detaylı şekilde konuyu araştırmış ve haber yapmıştı.
Şikayetlerdeki iddialar üzerine Adalar Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından 4483 sayılı D.M.K göre müfettişliğe gönderilip soruşturma için ön incelemesi yaptırılmış ancak gelen müfettiş raporunda ise 2,5 milyon kamu zararı yerine 4 milyon kamu faydası ile işlerin gerçekleştirildiği ve yaklaşık 4 milyon TL tutarın söz konusu müteahhide ödenmeden belediye kasasında kaldığı tespit edilmişti.
Bu müfettiş raporuna göre devletin tüzel kişiliği olan Adalar belediyesinin, 8 yıldır borçlu olduğu firmaya, borcunu yine ödememek adına, kamu zararı iddiası için sahte raporlar tanzim ettirdiği, suç isnat etme çabaları içinde olduğu gibi bir sonuç ortaya çıktı dersek yanlış bir ifade kullanmamış oluruz..
Adalar belediye başkanı, hak edişlerde imzaları bulunan ve ön incelemesi yaptırılan 20’ye yakın memurun soruşturulmasına gerek olmadığını belirten müfettiş raporunu idari mahkemede bozdurmak için müracaatta bulunmuştu. Kendi memurlarını yargı karşısına dikebilmek için İdari mahkemelerde dahi sonuna kadar itirazlarını yaparken şu anda anayasal haklarını arayamadığını acz düştüğünü beyan etmiş olmaları da beyanlarındaki samimiyetsizlik ölçüsünün derecesini göstermektedir.
8/5/2017 tarihli İnternet gazetelerinde çıkan haberlere karşı Adalar belediyesi resmi web sitesinde kimin tarafından hazırlandığı belli olmayan BASINA VE KAMUOYUNA DUYURU adı altındaki beyanda en önemli kısım ” Halen FETÖ üyesi olmaktan tutuklu bulunan Adalar Savcısının daha düne kadar muhbirliğini yapıp Belediye Başkanı ve personeline komplo kurmaya çalışan adeta bu FETÖ’cü savcının kadrolu personeli gibi çalışan bazı belediye çalışanları ve İBB müfettişleri geçmişte işledikleri suçları örtbas edip şimdiki iktidara yaranmak için akıl izan dışı karalama kampanyası başlatmışlardır.” İfadesi olmuştur.
Belediyenin resmi web sitesinden belediye başkanının talimatı/bilgisi/onayı olmadan böyle bir duyuru yapılamayacağı aşikardır. Böyle bir duyuru içinde hem İBB hem de belediyede, FETÖ’den tutuklu olan Adalar eski savcısı ile irtibatta olan personeller ve müfettişler olduğu yazılmıştır. Öyle ise devlete ve tüm Türk Halkına karşı işlenen FETÖ kalkışmasının yardakçılarını bilmelerine rağmen neden bu kişileri hakkında Adalar Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusu yapmamışlardır ?
Bildiğimiz kadarıyla belediyeden alacaklı olan firma Belediye Başkanı ve Mali Hizmetler Müdürü ile Belediye Müfettişi hakkında FETÖ’cü firmalara iş verip paralarını anında ödedikleri için teröre finansman sağlandığı iddiası ile Adalar Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunduğu ve terörle mücadele savcılığı şu an soruşturmayı yürüttüğü bilinmektedir. Yapmamışlar ise bu iddiaları ya iftiradır yada dikkatleri başka yere çekme taktikleridir. Başkalarına çamur atacaklarına kadar ya savcılık şikayetlerini hemen yapmak zorundalardır yada o suçu işleyenleri bilmelerine rağmen suçu işleyenlere yataklık yapıyorlar demektir. Üstelik iddiaları devlet memurları ve soruşturmayı yapan müfettişler içindir. FETÖ’cülük iddialarının resen soruşturma konusu yapılmak zorunda olunacağını hesap etmeden BASINA VE KAMUOYUNA DUYURU’su yapılmak ile Adalar belediyesinin hukuk bilmezliğini göstermiştir.
Bayram arifesinde gazetemize gelen resimler olaya daha farklı bir boyut kazandırdı. Dedik ya müfettişler kendileri fark etmeseler de tüm adalılar onları kim olduğunu bilmekte ve sıkı sıkıya takipteler diye.
Bayram arifesi öncesi, Adalar Belediye Başkanı Atilla AYTAÇ belediyesindeki tüm birimleri elinde bir çikolata kutusu ile tek tek gezdiği ve personellerine çikolata kutusundan birer tane çikolata ikram ettiği ve bayramlaştığı söylenmektedir. (Eskiden Belediye Başkanları tüm personeline birer kutu çikolata ikram ederdi)
Ama konu kendisini belediyedeki uygulamalarından dolayı araştıran ve Adalar belediyesini özel teftiş için gelen müfettiş olunca ona özel kutular içinde envai çeşitlerin olduğu, fantastik özel tasarım çikolata hazırlatılıp kendisinin kaderini belirleyecek müfettişe, Adalar ismi yazan bez çanta içinde takdim ettiği iddialar arasındadır. Bu iddiaları kuvvetlendiren fotoğraflar gazetemize iletilince söylentilerde gerçeklik payının yüksek olması nedeni ile konuyu mercek altına aldık.
Fotoğraflarda belediye hakkında araştırma raporu hazırlayacak olan müfettişin elinde Adalar belediyenin bastırmış olduğu bez torba içinde uzun kutular olduğu belli olmaktadır. Uzun kutu derken bu kutunun bayram arife öncesi çikolata kutusu olduğunu söylemek yanlış bir tahmin ve iddia olmaz sanırız.
Sayın müfettişin görevi kendisine tevdi edilerek Adalar’a geldiğinde kendisine Anadolu Kulüp’te yer ayrıldığını, tam pansiyon olarak burada konaklatılacağının iddialarını alır almaz bunu haber yapıp soruşturma yapacağı Adalar’da bu şekildeki bir ikramı kabul etmesinin vereceği raporu şaibeli hale getireceğini belirterek kendisini uyarmıştık.
Devlet, Ankara’dan gelmiş müfettişe mutlaka ki yol, kalacak yer ve yenecek yemekleri için harcırahı vermiş olmasına rağmen, müfettişin 5 yıldızlı otel konumundaki Anadolu Kulübünde tam pansiyon konaklatılması ve bu konaklamanın Adalar Belediye Başkanı Atilla Aytaç tarafından yapılıyor iddiaları yapılan teftişi şaibe altına almıştır. Tabi devletin müfettişe verdiği harcırah parası 5 yıldızlı Büyükada Anadolu Kulübü’nde kalmasına yetiyorsa diyeceğimiz bir şey olamaz.
Yanlışlık yapılan haberimiz doğrultusunda fark edildi ve müfettiş Anadolu Kulübünde konaklatılmadı. Kendisi her gün Bostancı’ya gidip gelmeye başladığına göre herhalde ada dışındaki bir otelde kalıyor diye düşünülmüştü. Tabi bu otelin masraflarının kim tarafından verildiği veya verilmediğini bilmesek de hiç değilse tüm adalıların gözü önünde Anadolu Kulübü’nde kalınmasının önüne geçilmiş kamu vicdanı açısından adalıları rahatsız edecek bir tabloyu günlerce adalılar gözlerinin önünde görmek mecburiyetinde kalmamışlardı.
Sayın müfettişin bu yanlışlığının ardından Ramazan Bayramı arifesinde Adalar belediyesinin dağıttığı bez poşetlerinin içindeki kutular ile görüldüğü ve fotoğraflandığı kutuların ne olduğu bilinmese de yüksek ihtimalle çikolata kutuları olduğu tahmin edilmişti. Yüksek ihtimal dememizin sebebi 17-25 Aralık operasyonundaki ayakkabı kutularının içerisinden çıkanların aklımıza gelmesi! Temennimiz çikolata kutularından yana…
Devletimizin mülkiye müfettişinin yanlış yapacağına çok ihtimal vermesek de resimler ve iddialar arasındaki ilişkiyi kurmak/yorumlamak neticesinde insanın aklı karışmıyor değil. Vereceği raporu da şaibe altına soktuğu aşikar…
Devletin müfettişlik kademelerinde görev yapan memurların bu tip yanlış anlaşılmalara mahal verecek davranışlardan kaçınması gerektiğini bilmesi gerekir. Daha öğrenmediyse de devletimiz gerekli cezaları vererek araştırma yapılan kurumdan hiçbir şekilde hediye alınmaması, otel, yol, yemek paralarının ödettirilmesi gibi çeşitli iddialara sebebiyet verecek durumlara müsaade edilmemesinin gerektiğini öğretecektir.
Bu fotoğraflardan sonra Adalar belediyesinin gerçekten haklı olduğu düşünülerek hazırlanan rapor dahi şaibeli hale geleceğini ve teftişin tekrarlanma ihtimalinin ortaya çıkacağı muhakkaktır.
Bu araştırma ve özel teftişte adı geçen Adalar belediyesi memurlarının emir kulu olduklarını, belediyenin üst yöneticisinin emir ve talimatlarına uymaktan başka bir suçları olmadıklarını, talimatlara uymayan memurlara türlü mobbingler yapıldığını bildiğimiz için memurları bu suçlamalardan tenzih ediyor ve kimsenin belediyedeki sorumlulukları memurların üzerine yıkıp ‘Benim imzam yok, memurlara sorun, bir suç varsa da sakın atlamayın, hemen cezasını verin, savcılara suç duyurusunda bulunun, hatta ben bulunayım, hemen onlar hakkında rapor tutup savcılığa göndereyim, benim belediyecilikte en iyi öğrendiğim şey savcılığa suç duyurularında bulunmaktır’ deyip kendisini aradan çıkartmaya çalışacağını şimdiden söyleyelim. Konu memur harcama olduğunda Türkiye’deki hiçbir belediye başkanı, Atilla AYTAÇ’ın eline su dökemeyeceğini şahit olduk.
Maalesef Adalar İlçesi FETÖ kalkışmasının merkezi durumunda olup, darbe kalkışmasının gecesi 15 Temmuz günü CIA ajanlarının SİPLENDİT PALACE’ta toplantı yaptığı ve halende OTEL ASCOT’ta darbe uzantı olduğu iddia edilen toplantıların sürmekte olduğu, Adalar İlçesi Emniyet Müdürlüğü’nce yapılan operasyonlar ile 9 kişinin Terörle Mücadele Savcılığı’nca soruşturma yapılması için gözaltına alındığı, Adalar Adliyesi’nde eski hakim ve eski savcının tutuklanarak cezaevine konduğu, Adalar belediyesi danışmanı olduğu iddia edilen Erkan KARAARSLAN’ın halen cezaevinde FETÖ’ye finansal destek sağlamak iddiası ile yargılanmasının devam ettiği, Erkan KARAARSLAN’ın firmaları olduğu iddia edilen E-YÖNTEM, BEKAD, YEKÜD, MHD ve çözüm ortağı olan LİTERA firmasının Adalar belediyesinden ihaleler aldıklarını ve öncelikli olarak paralarının tahsil edildiği, Adalar belediyesinin resmi web sayfasını ve yazılım ihalelerini alan LİTERA şirketi ile Erkan Karaarslan’ın diğer firmalarının paralarının muhasebe kayıt sırasına bakılmadan eski alacaklı firmalar dururken öncelikli olarak ödendiği ancak daha sonra LİTERA firmasının adının değiştirilerek TERACİTY YAZILIM TEKNOLOJİLERİ SAN. VE TİC. LTD. ŞTİ isim adı altında ticari hayatına devam etmeye çalışarak izini kaybettirmeye çalıştığı ortaya çıkmış ama Adalar belediyesi, Adalar ve ülke kamuoyu ile dalga geçer gibi yaptıkları basın bildirisinde belediyenin tüm olan bu olaylar ile sorumluluklarının olamayacağını bildiren” istihbarat teşkilatı ya da kriminal inceleme yapacak bir birim ya da kişi yoktur. Belediyemize Emniyet Müdürlükleri ve/veya Milli İstihbarat Teşkilatı ya da başkaca Devlet kurumlarından uyarıcı en azından dikkatli olunması gerektiğini bildiren bir bilgi/belge/uyarı gelmemiştir. Bu nedenle kimin hangi görüşe, kimin hangi örgüte, kimin hangi yapılanmaya ait olduğunu bilmemiz mümkün değildir.” beyanlarını fütursuzca yapmaktadır.
Adalar belediyesinin başkanı olan Atilla AYTAÇ, dirayetli ve asaletli bir üst yöneticinin yapacağı gibi memurlarımın suçu yoktur onlar ben ne emretti isem onu yapmışlardır deyip tüm sorumluluğu üzerine alması gerekirken memurlarının hemen hepsini ateşe atacak şekilde davranması ve savcılık şikayetlerinin son merhalesine kadar ve hatta İdari Mahkeme itirazları ile takip edip daha sonra hukuki acz içersinde kalındığını, anayasal haklarını nasıl arayacaklarını bilemedikleri gibi mağdur edebiyatı yapmalarını, resmi web sitesinde BASINA VE KAMUOYUNA DUYURU adı altında bayan etmiş olması ile siyasi acizliğini göstermiştir.
Şükrü Abanoz