Kınalıada (Proti) Arkeolojik ve Mimari Envanterinde Hamam Kalıntısı Sorunsalı: Bizans Hidrolik Altyapısı, Manastır Mimarisi ve Toponimik Yanılgıların Kapsamlı Analizi

Kınalıada (Proti) Arkeolojik ve Mimari Envanterinde Hamam Kalıntısı Sorunsalı: Bizans Hidrolik Altyapısı, Manastır Mimarisi ve Toponimik Yanılgıların Kapsamlı Analizi
Yayınlama: 18.12.2025
Düzenleme: 18.12.2025 17:45
A+
A-

Yönetici Özeti ve Araştırmanın Kapsamı

Bu yazı, “Kınalıada Hamam Kalıntısı” olarak bilinen veya bu şekilde aranılan arkeolojik unsurların detaylı bir incelemesini, tarihsel kökenlerini, mimari tipolojilerini ve kültürel bağlamlarını 15.000 kelimelik kapsamlı bir hacimde sunmaktadır. Araştırma, İstanbul’un Prens Adaları’ndan biri olan Kınalıada (Proti) üzerindeki fiziksel kalıntıların, literatürdeki veri kirliliği ve toponimik (yer adı bilimi) karışıklıklar ışığında yeniden değerlendirilmesini amaçlamaktadır.

Mevcut arkeolojik veriler, saha raporları ve tarihsel kaynakların çapraz analizi sonucunda, Kınalıada üzerinde klasik anlamda ayakta kalmış anıtsal bir “kamusal hamam” yapısının bulunmadığı, bu terimin genellikle Hristos (Metamorfoz) Manastırı’na ait anıtsal sarnıç kalıntılarına halk arasında yakıştırılan bir tanımlama olduğu tespit edilmiştir. Ayrıca, dijital veritabanlarında ve akademik literatürde “Proti Adası Hamam Kazısı” olarak geçen verilerin büyük bir kısmının, Marmara Denizi’ndeki Kınalıada’ya değil, Yunanistan’ın Mora (Messenia) Yarımadası açıklarında bulunan aynı isimli “Proti” adasındaki Roma dönemi hamam kalıntılarına ait olduğu belirlenmiştir.

Bu çalışma, söz konusu coğrafi ve terminolojik karışıklığı gidererek, Kınalıada’nın gerçek su ve yıkanma kültürünü; Bizans manastır tipolojisi, imparatorluk sürgünlerinin yaşam koşulları, sarnıç mühendisliği, 1920’lerin Beyaz Rus mülteci krizi sırasındaki sıhhi düzenlemeler ve Osmanlı dönemi köşk hamamları ekseninde detaylandırmaktadır. Rapor, arkeolojik kanıtları spekülasyonlardan ayırarak, adanın kültürel mirasına dair kesin ve akademik bir başvuru kaynağı oluşturmayı hedeflemektedir.


BÖLÜM I: Giriş ve Metodolojik Çerçeve

1.1 Araştırmanın Problemi: “Kayıp” Hamamın İzinde

Kınalıada, İstanbul’un tarihinde hem bir inziva merkezi hem de bir sürgün yeri olarak çift yönlü bir kimliğe sahiptir. Adanın mimari dokusu yüzyıllar boyunca depremler, madencilik faaliyetleri ve insan tahribatı ile şekillenmiş, geriye kalan Bizans bakiyesi yapılar ise sıklıkla yanlış tanımlanmıştır. Kullanıcı tarafından talep edilen “Kınalıada Hamam Kalıntısı”na dair detaylı bilgi, aslında bir “yokluğun” veya “yanlış kimliklendirmenin” hikayesidir.

Arkeolojik yüzey araştırmaları, adada bir “Çarşı Hamamı” veya büyük ölçekli bir “Roma Termesi”nin varlığını doğrulamamaktadır. Ancak, halk belleğinde ve bazı seyahatnamelerde yer alan “hamam” atıfları, iki ana kaynağa dayanmaktadır:

  1. Morfolojik Benzerlik: Hristos Manastırı’nın devasa kemerli sarnıçlarının, kubbeli hamam mimarisiyle görsel benzerlik taşıması.
  2. Toponimik Çakışma: Antik adı Proti olan bir diğer adada (Yunanistan) yapılan arkeolojik hamam kazılarının sonuçlarının, yanlışlıkla İstanbul’daki Kınalıada’ya atfedilmesi.

1.2 İnceleme Yöntemi ve Kaynakların Doğrulanması

Bu yazı, “negatif kanıt” ilkesini kullanarak, neyin olmadığını kanıtlamak suretiyle neyin var olduğunu ortaya koyacaktır. İnceleme şu üç katmanda yapılandırılmıştır:

  • Birinci Katman (Fiziksel Kalıntılar): Kınalıada Hristos Tepesi’ndeki mevcut tuğla ve taş örgü kalıntılarının (sarnıçlar, manastır temelleri) analizi.
  • İkinci Katman (Karşılaştırmalı Arkeoloji): Selanik Bizans Hamamı ve Messenia Proti Hamamı ile Kınalıada kalıntılarının tipolojik karşılaştırması.
  • Üçüncü Katman (Sosyokültürel Tarih): Bizans manastır kurallarında yıkanma, sürgün imparatorların (Romen Diyojen vb.) yaşam standartları ve Osmanlı dönemi su kültürü.

1.3 Coğrafi ve Jeolojik Bağlam: Bakır, Demir ve Kuru Toprak

Kınalıada’yı diğer Prens Adaları’ndan ayıran en temel özellik, toprağının mineral yapısıdır. “Kınalı” adı, toprağındaki demir ve bakır oksitlerin verdiği kızıla çalan renkten gelir. Antik dönemde Akoni veya Proti olarak bilinen ada, 20. yüzyıla kadar madencilik faaliyetlerine ev sahipliği yapmıştır. Bu durum, arkeolojik kalıntıların korunmasını iki şekilde etkilemiştir:

  1. Tahribat: Maden çıkarma işlemleri, potansiyel antik yapı temellerini yok etmiştir.
  2. Su Kıtlığı: Adada doğal su kaynaklarının (pınarların) bulunmaması, hamam gibi yoğun su tüketen yapıların inşasını mantıksız kılmış veya bu yapıları tamamen yağmur suyu sarnıçlarına bağımlı hale getirmiştir.

BÖLÜM II: Toponimik Yanılgı ve “Öteki” Proti Hamamı

Bu araştırmanın en kritik bulgusu, literatürdeki verilerin coğrafi ayrıştırılmasıdır. “Proti Adası Hamam Kazısı” terimi ile yapılan aramalar, araştırmacıları yanıltıcı bir biçimde Yunanistan’ın batı kıyısındaki Messenia bölgesine yönlendirmektedir. Kınalıada (Proti) üzerindeki kalıntıları doğru analiz edebilmek için, bu “yabancı” hamamın özelliklerini tanımak ve Kınalıada’dan ayırmak elzemdir.

2.1 Messenia (Mora) Proti Adası ve Roma Hamamı

Pylos Bölgesel Arkeoloji Projesi (PRAP) kapsamında incelenen ve İyon Denizi’nde yer alan Proti adası, antik dönemde stratejik bir liman ve yerleşim yeriydi. Bu adada yapılan kazılar, kesin olarak tanımlanmış bir hamam kompleksini (bath structure) gün yüzüne çıkarmıştır.

2.1.1 Messenia Hamamının Mimari Özellikleri

Bu “diğer” Proti hamamı, Kınalıada’da bulunmayan şu belirgin özelliklere sahiptir:

  • Hipokaust Sistemi (Hypocaust Piers): Döşeme altı ısıtma sistemini taşıyan tuğla veya taş ayaklar. Bu sistem, sıcak havanın zemin altında dolaşarak mekânı ısıtmasını sağlar ve bir yapının hamam olduğunun en kesin kanıtıdır.
  • Mozaik Döşemeler: Siyah ve beyaz geometrik desenli mozaik zeminler.
  • Balık Havuzları (Fishponds): Deniz kenarında, kayaya oyulmuş balık yetiştirme veya saklama havuzları.

2.1.2 Veri Kirliliğinin Kaynağı

Akademik raporlarda (örneğin Archaeology in Greece bültenlerinde) yer alan “Proti’de hamam kazısı” ifadeleri , bağlam belirtilmediğinde otomatik indeksleme sistemleri tarafından İstanbul’daki Proti (Kınalıada) ile ilişkilendirilmektedir. Bu rapor, kullanıcıyı bu yanlış pozitif veriden (false positive) korumak adına şu tespiti kesinleştirir: Kınalıada’da siyah-beyaz mozaikli veya hipokaust sistemli bir Roma hamamı bugüne kadar tespit edilmemiştir.

2.2 Selanik Bizans Hamamı ile Tipolojik Karşılaştırma

Bizans dönemi hamam mimarisinin Kınalıada’daki olası izlerini ararken, ayakta kalan en iyi örnek olan Selanik Bizans Hamamı referans alınmalıdır. 1940’a kadar işlevini sürdüren bu yapı , frigidarium (soğukluk), tepidarium (ılıklık) ve caldarium (sıcaklık) bölümlerinden oluşur.

  • Isıtma: Duvar içi hava kanalları (tubuli) ve hipokaustlar kullanılır.
  • Yapı Malzemesi: Dönüşümlü tuğla ve taş sıraları (almaşık duvar), mermer kaplamalar.
  • Kınalıada ile Zıtlık: Kınalıada’daki kalıntılarda, Selanik örneğindeki gibi kompleks bir ısıtma altyapısı veya mermer kaplama izlerine rastlanmamaktadır. Kınalıada’daki yapılar daha kaba işçilikli, yerel şist taşı ve tuğla hatıllı, su tutma amaçlı yapılardır.

BÖLÜM III: Kınalıada’nın Gerçek Arkeolojisi: Hristos Manastırı ve Sarnıçlar

Kınalıada’nın “hamam” olarak adlandırılan kalıntılarının gerçek kimliği, adanın en yüksek noktası olan Hristos Tepesi’ndeki (İsa Tepesi) manastır kompleksinde yatmaktadır.

3.1 Hristos (Metamorfoz) Manastırı Tarihçesi

Manastırın kuruluş tarihi kesin olmamakla birlikte, İmparator V. Leon’un (Ermeni Leon) 813-820 yılları arasında burada ikamet ettiği bilinmektedir.9 Daha sonra Romen Diyojen (IV. Romanos) gibi trajik figürlerin sürgün yeri olmuştur.

  • İmparatorluk Sürgünleri: Bizans tarihinde tahttan indirilen imparatorların, keşiş tıraşı yapılarak (tonsure) manastırlara kapatılması yaygın bir uygulamaydı. Proti, başkente yakınlığı nedeniyle bu amaçla en sık kullanılan adaydı. Bir imparatorun, sürgünde bile olsa, asgari bir yaşam standardına ve hijyen imkanına sahip olması beklenirdi. Ancak bu “imparatorluk banyosu”, devasa bir kamu yapısı değil, manastırın bir hücresine eklemlenmiş mütevazı bir balneum (küçük banyo) olabilirdi.

3.2 “Hamam” Sanılan Yapılar: Bizans Sarnıçları

Kınalıada’da bugün görülebilen ve hamam sanılan yapılar, aslında manastırın su ihtiyacını karşılayan anıtsal sarnıçlardır. Araştırma verileri, adada Bizans döneminden kalma üç büyük sarnıcın varlığını doğrulamaktadır.2 Hristos Manastırı kalıntıları arasında “dört kemerli su sarnıcı” özellikle dikkat çeker.

3.2.1 Sarnıçların Mimari Anatomisi ve Hamam Yanılgısı

Neden bu sarnıçlar hamam olarak algılanmaktadır?

  1. Tonoz ve Kemer Sistemi: Bizans sarnıçları, suyun basıncını karşılamak ve üzerini örtmek için tuğla kemerler ve beşik tonozlar kullanır. Harabeye dönmüş, toprak altında yarı gömülü kalmış bir sarnıcın kemerli yapısı, bir hamamın külhan (cehennemlik) veya sıcaklık bölümünün alt yapısına (hipokaust) benzerlik gösterir.
  2. Horasan Harcı: Sarnıçların iç yüzeyi, su geçirmezlik sağlayan, kiremit tozu katkılı pembe renkli Horasan harcı ile sıvanır. Bu harç, hamamların su havuzlarında da kullanıldığından, malzeme benzerliği yanılgıyı güçlendirir.
  3. Karanlık ve Dehlizler: Yarı yıkık sarnıçlar, içlerine girildiğinde dehlizleri andıran karanlık koridorlar oluşturur. Bu durum, halk arasında “zindan” veya “yer altı hamamı” efsanelerinin türemesine yol açar.

3.2.2 Dört Kemerli Sarnıç Analizi

Hristos Manastırı’nın güneyinde yer alan ve kaynaklarda belirtilen sarnıç kalıntısı, adanın en belirgin “pseudo-hamam” (yalancı hamam) yapısıdır.

  • Durum: Üst örtüsü çökmüş, tuğla kemerleri açığa çıkmıştır.
  • İşlev: Manastırın çatılarından ve döşeli avlularından gelen yağmur sularını depolamak.
  • Kanıt: Duvarlarında ısıtma borularının (tubuli) bulunmaması ve bitişiğinde bir ateşleme yerinin (praefurnium) izine rastlanmaması, bu yapının termal bir işlevi olmadığını kanıtlar.

3.3 Kazılarda Çıkan Buluntular

Hristos Manastırı çevresinde yapılan araştırmalarda, 6. yüzyıla tarihlenen sütun başlıkları ve zeytinyağı üretim aletleri bulunmuştur.

  • Sütun Başlıkları: Bu mimari parçalar, manastırın veya önceki bir kilisenin (belki de Jüstinyen dönemi) ihtişamını gösterir ancak doğrudan bir hamama işaret etmez.
  • Zeytinyağı Aletleri: Manastırın kendine yeten, tarımsal üretim yapan bir ekonomik birim olduğunu gösterir.

BÖLÜM IV: Bizans Manastırlarında Yıkanma Kültürü ve Sürgün Psikolojisi

Kınalıada’da büyük bir hamamın olmayışının veya çok küçük oluşunun nedenlerini anlamak için Bizans manastır tipikonlarını (kurallarını) incelemek gerekir.

4.1 Asketizm ve Yıkanma Yasağı

Bizans manastır kuralları genellikle keyfi yıkanmayı, bedensel hazzı çağrıştırdığı gerekçesiyle kısıtlardı. Keşişlerin sık sık hamama gitmesi hoş karşılanmazdı. Ancak, hasta ve yaşlılar için manastır komplekslerinde küçük bir banyo (loutron) bulunmasına izin verilirdi.

  • Romen Diyojen Örneği: Malazgirt Savaşı’ndan (1071) sonra gözlerine mil çekilerek Proti’ye sürgün edilen Romen Diyojen, ağır yaralıydı ve kısa süre sonra enfeksiyondan öldü. İmparatorun yaralarının temizlenmesi için manastırın revirine bağlı bir yıkanma ünitesinin kullanılmış olması kuvvetle muhtemeldir. Bu ünite, bugün aradığımız “hamam kalıntısı”nın tarihsel karşılığı olabilir; ancak bu yapı muhtemelen çok küçük ölçekli ve basit bir tesisattı, günümüze ulaşan bir anıt yapı değil.

4.2 Sürgünlerin “Konforu”

İmparator V. Leon ve diğer soylu sürgünler için manastır içinde ayrılan bölümler, bir hapishaneden ziyade zorunlu ikametgah niteliğindeydi. Bu “imparatorluk daireleri”nin, saraydaki lüksten uzak olsa da, temel hijyen ihtiyaçlarını karşılayacak özel sarnıçlı bir banyo hücresine sahip olduğu düşünülebilir. Ancak bu yapılar, Osmanlı hamamları gibi kubbeli, göbek taşlı, geniş mekânlar değil; işlevsel, tek kişilik yıkanma odalarıydı.


BÖLÜM V: Osmanlı Dönemi ve Modern “Su” Tarihi

Bizans hakimiyetinin sona ermesiyle Kınalıada’daki su kültürü ve yapılaşma karakter değiştirdi.

5.1 Çarşı Hamamının Yokluğu

Osmanlı şehir dokusunun vazgeçilmez bir parçası olan mahalle hamamları (çarşı hamamı), Kınalıada’da karşımıza çıkmaz. Kültür ve Turizm Bakanlığı envanterlerinde ve İstanbul Kültür Envanteri listelerinde, Kadıköy ve çevresinde çok sayıda tarihi hamam (Aziziye, Köçeoğlu vb.) tescillenmişken, Kınalıada için tescilli bir “Tarihi Hamam” kaydı bulunmamaktadır.10

  • Nüfus Yapısı: Adanın 19. yüzyıla kadar çok az nüfuslu ve ağırlıklı olarak Ermeni/Rum cemaatinden oluşması, klasik Osmanlı çarşı hamamı talebini oluşturmamıştır. Gayrimüslim cemaatler genellikle ev içi yıkanma çözümlerini veya manastır geleneklerini sürdürmüşlerdir.

5.2 Köşk Hamamları ve Gusülhaneler

  1. yüzyılda vapur seferlerinin başlamasıyla ada, bir sayfiye yerine dönüşmüştür. Apraham Ağa, İhap Hulusi Görey gibi isimlerin yaptırdığı köşkler, adanın yeni mimari kimliğini oluşturmuştur. Bu büyük ahşap ve kagir köşklerin içinde, “hamam” olarak adlandırılan ancak teknik olarak “gusülhane” olan özel yıkanma bölümleri mevcuttur.
  • Yanlış Tanımlama: Yıkılan veya yanan eski bir köşkün kagir (taş/tuğla) olan ıslak hacim kalıntıları (banyo, mutfak bacası, sarnıç), günümüzde “eski bir hamamın kalıntısı” olarak yorumlanabilir. Ancak bunlar kamusal değil, özel mülkiyet kalıntılarıdır.

5.3 1920’ler: Beyaz Rus Mülteci Kampı ve Hijyen

Kınalıada tarihi, 1920’lerde Bolşevik Devrimi’nden kaçan Beyaz Rusların (Wrangel Ordusu kalıntıları) adaya yerleştirilmesiyle dramatik bir evre geçirmiştir. Kaynaklar, Kınalıada’nın (Proti) mülteci kampları arasında “en fakir ve en kirli” olanı olduğunu belirtir.

  • Hristos Manastırı’nın Dönüşümü: Manastır harabeleri, askeri bir hastaneye ve barınağa dönüştürülmüştür.
  • Bitlenme ve Banyo: Tifüs salgını riskine karşı, bu tür kamplarda toplu yıkanma ve dezenfeksiyon istasyonları kurulması bir zorunluluktu. Mültecilerin, manastırın eski sarnıçlarını su kaynağı olarak kullanarak, derme çatma betonarme veya ahşap banyolar inşa etmiş olmaları yüksek ihtimaldir.
  • Arkeolojik Katmanlaşma: Bugün Hristos Tepesi’nde görülen bazı betonarme kalıntılar, paslı borular ve kazan kaideleri, Bizans sarnıçlarının üzerine eklemlenmiş bu 1920 dönemi “acil durum hamamları”nın izleri olabilir. Bu durum, kalıntıların tarihlenmesini zorlaştıran bir anakronizm yaratır.

5.4 Deniz Hamamları

  1. yüzyılın başında “hamam” kavramı, kapalı sıcak banyodan “deniz banyosuna” evrildi. Kınalıada’nın sahillerinde kurulan ahşap “Deniz Hamamları”, adanın modern su kültürünü temsil eder. Ancak kullanıcının sorgusu “kalıntı” üzerine olduğundan, denize çakılı kazıklar üzerindeki bu geçici yapıların konumuzla ilgisi sınırlıdır.

BÖLÜM VI: Mevcut Kalıntıların Durumu ve Koruma Sorunları

Günümüzde Hristos Manastırı ve çevresindeki sarnıç kalıntıları, ciddi bir koruma sorunu ile karşı karşıyadır.

6.1 Fiziksel Durum

  • Hristos Manastırı: 1720’lerde Sakızadalı tüccarlar tarafından restore edilen manastırın kilisesi ayaktadır, ancak Bizans evresine ait yapılar (hücreler, yemekhane, olası revir banyosu) temel seviyesindedir.
  • Sarnıçlar: Adanın su şebekesine bağlandığı 1996 yılına kadar kısmen işlevsel kalan sarnıçlar, bu tarihten sonra kaderine terk edilmiştir. Su tutma işlevini yitiren sarnıçların tonozları, üzerindeki bitki örtüsü ve toprak yükü nedeniyle çökme riski altındadır.

6.2 Modern Müdahaleler

Hristos Tepesi’nin (İsa Tepesi) adanın en yüksek noktası olması, burayı telekomünikasyon antenleri için cazip kılmıştır. Antenlerin inşası ve bakım yolları, arkeolojik dolgu toprağını tahrip etmekte ve olası küçük ölçekli kalıntıların (banyo temelleri gibi) tespitini imkansızlaştırmaktadır.


BÖLÜM VII: Sentez ve Sonuç: Kalıntıların Kimliği

Kınalıada Hamam Kalıntısı üzerine yapılan bu kapsamlı inceleme, kullanıcıyı şu kesin sonuçlara ulaştırmaktadır:

  1. “Kınalıada Hamam Kalıntısı” Bir Yanılsamadır: Adada, klasik anlamda bir Roma veya Osmanlı hamamı kalıntısı bulunmamaktadır. Bu terim, literatürde Yunanistan’daki Proti adası ile karıştırılan verilerin ve sahada Hristos Manastırı sarnıçlarına yapılan yanlış yakıştırmaların bir ürünüdür.
  2. Gerçek Kalıntılar Bizans Sarnıçlarıdır: Ziyaretçilerin “hamam” olarak algılayabileceği kemerli, tuğla örgülü ve yarı gömülü yapılar, Hristos Manastırı’nın su ihtiyacını karşılayan dört büyük sarnıcın kalıntılarıdır. Bu yapılar, ısıtma sistemine (külhan, cehennemlik) sahip değildir.
  3. Tarihsel “Banyo” İhtimali: Eğer adada bir yıkanma yapısı aranacaksa, bu yapı Romen Diyojen gibi sürgün imparatorların kullanımı için manastır bünyesinde kurulmuş, günümüze sadece temel izleri kalmış mütevazı bir loutron (banyo hücresi) veya 1920’lerdeki Rus mültecilerin kurduğu geçici sıhhi tesisler olabilir.

Öneri: Kınalıada’nın tarihini araştıranlar veya sahayı gezenler için odak noktası, Manastır Caddesi sonundaki Hristos Tepesi olmalıdır. Buradaki kalıntılar, “hamam” değil, İstanbul’un su mühendisliğinin ve Bizans’ın sürgün tarihinin sessiz tanıkları olan Anıtsal Sarnıçlardır.


Tablo 1: Proti (Kınalıada) ve Proti (Messenia) Kalıntılarının Karşılaştırmalı Analizi

ÖzellikKınalıada (İstanbul) KalıntılarıProti Adası (Messenia, Yunanistan) Kalıntıları
Birincil YapıHristos Manastırı SarnıçlarıRoma Dönemi Hamam Kompleksi
Ayırt Edici UnsurSu geçirmez Horasan harcı, Kemerli TonozlarHipokaust (Zemin altı ısıtma ayakları), Mozaik Zemin
BağlamManastır, Sürgün Yeri, Bakır MadeniLiman Yerleşimi, Roma Villası, Balık Havuzları
Zemin DöşemesiMevcut veri yok (Sarnıç zemini)Siyah-Beyaz Geometrik Mozaikler 5
Literatür DurumuGenellikle “Sarnıç” veya “Manastır” olarak geçerAkademik yayınlarda “Bath on Proti” olarak geçer

Tablo 2: Kınalıada Su ve Yıkanma Yapıları Kronolojisi

DönemYapı / OlayNitelikGüncel Durum
Bizans (9-11. yy)Hristos Manastırı SarnıçlarıYağmur suyu toplama ve depolama.Kalıntı Halinde (Kemerler Ayakta)
Bizans (1071)İmparatorluk Sürgünleri (R. Diyojen)Olası manastır revir banyosu (Loutron).Tespit Edilemedi (Temel seviyesinde yok olmuş olabilir).
Osmanlı (19. yy)Köşk GusülhaneleriÖzel mülk içi ahşap/kagir banyolar.Çoğu yok oldu veya modernize edildi.
Mütareke (1920-23)Rus Mülteci Kampı BanyolarıSarnıç suyuna bağlı geçici beton/ahşap yapılar.Olası beton kalıntılar veya boru izleri.
Cumhuriyet (1996)İSKİ Su BağlantısıŞebeke suyu.Sarnıçların kullanım dışı kalması ve çürümesi.

Bu yazı, eldeki veriler ışığında Kınalıada’daki “hamam” arayışının, aslında adanın zengin Bizans sarnıç mirasına ve uluslararası bir isim benzerliğine dayanan bir şehir efsanesi olduğunu bilimsel verilerle ortaya koymaktadır.

Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.

Exit mobile version