Kınalıada’daki “KATİL” direklerin 25. Yılı

Kınalıada’daki “KATİL” direklerin 25. Yılı
Yayınlama: 07.04.2016
Düzenleme: 13.12.2022 15:42
A+
A-

İstanbul’un tartışmasız en gözde sayfiye yeri olan doğal SİT alanı Kınalıada’da, orman alanı içinde yer alan ve Orman Bakanlığı tarafından özel TV kuruluşlarına kiralanan Çınartepe Mevkiinde izinsiz inşa edilen TV antenlerinin 25. Yılını doldurmuş bulunuyoruz. Arşivimizdeki yüzlerce belgeden bazılarını okurlarımızla paylaşacağız.

Kınalıada'daki "KATİL" direklerin 25. Yılı

Bir süredir her gün gelen şehit haberlerinden dolayı Adalar ile ilgili elimize kalem almak içimizden gelmiyordu. Tüm şehitlerimize Allah’tan rahmet, ailelerine başsağlığı diliyoruz. Bu vesileyle tüm Müslüman Aleminin Berat kandili kutlu olsun.

1.3 Km2 yüz ölçümlü Kınalıada’da yaz ayları nüfus 30-35 bin kişiyi bulmaktadır. Bilim adamları ve konunun uzmanları böylesine yoğun bir nüfusu barındıran Kınalıada’nın tam ortasına dikilen TV antenlerinin yarattığı “Elektromanyetik alanın” insan sağlığı açısından son derece olumsuz sonuçlarının olacağını ve kısa vadede görülecek olan birtakım rahatsızlıklar dışında, dikildikten sonraki on yıllık zaman dilimi içinde “Kan ve Beyin Kanseri” gibi çok ciddi hastalıkların gündeme gelebileceğini belirtmişlerdi.

Adsız-1

Bunun örneklerini de on sene zarfında gördük

Bakın; O zamanlar 13 bin kişinin devamlı ikamet ettiği Büyükada, Heybeliada ve Burgazadası’nda direkler dikildikten iki sene sonra  sadece üç kişi kanserden hayatını kaybederken, 800 kişinin yaşadığı Kınalıada’da aynı süre içinde 6 kişi kanserden hayatını kaybetti.

Esasen insan sağlığına gereken önemi veren uygar ülkelerde TV antenlerinin yarattığı giderilmesi mümkün olmayan tehlikeli gelişmeler “BİLİMSEL BİR GERÇEK OLARAK KABUL EDİLMEKTEDİR…” ve bu nedenle TV antenleri yerleşim yerlerinin dışına inşa edilmektedir.

Adsız

Bir kısmını yayınladığımız elimizdeki yüzlerce ilgili kurumlara yazılmış belgelerde (TC Cumhurbaşkanlığı, TC Başbakanlık, Orman Bakanlığı, İstanbul Valiliği, Adalar Kaymakamlığı, Adalar Belediye Başkanılığı, İBB, TC. Kültür Bakanlığı Koruma Kurulu vs.) direklerin izinsiz dikildiği belirtiliyor.

Bunlardan en ilginç olanı zamanın Kaymakamı, Adalar Belediyesi Eski Başkanı Dr. Mustafa Farsakoğlu’nun  İstanbul Valiliği’ne yazdığı yazı!

-17/208/97 sayılı yazısında Farsakoğlu şu ifadeleri kullanmış “Ekte gönderilen belgelerin incelenmesinden de anlaşılacağı gibi bahse konu antenlerin tamamen mevzuata uygun olmadan yapılmış olukları anlaşılmaktadır” diyor. Sonrada belediye başkanı oldu!

-25.2.2003 tarihli valilik  yazısında  ise İstanbul Valiliği’nin RTÜK, İl Çevre Müdürlüğü, Adalar Kaymakamlığı ve Belediye Başkanlığı’na ” gereği yapılmak üzere” gönderdiği bu yazıda “kaçak ve ruhsatsız olduğu bilinen Kınalıada’daki Aktarıcı Antenlerin kaldırılması ve sonucun bildirilmesi”ni rica ediyor Vali adına Vali yardımcısı.

-27.8.2002 yılında kaleme alınmış Valilik  yazısında ise RTÜK dikkatine:”Adaların sillüyetini olumsuz olarak etkileyen ve yasalara aykırı olarak yapılan Telsiz-TV-Radyo anten kulelerinin tamamı buradan kaldırılarak uygun görülecek iskan dışı alanlara düzenlenmesi gerektiğinden, diye başlayan mektup bu “gerekirliği” üst baştaki “ilgi”de belirtmekte: “Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreterliği’nin 5.8.2002 tarihli…yazısı”! Yani Cumhurbaşkanımız “gerekiyor demiş, Valilik aktarıyor. Yani Cumhurbaşkanımız anten ve kulelerin tamamını buradan kaldırılması gerekli görmüş ve sonuçla ilgili bilgi bektemekte!…

-Kültür Bakanlığı İstanbul III no’lu Kültür ve Tabiat varlıklarını koruma Kurulu’nun 6.9.96 sayılı yazısı: “İstanbul ve Adalar belediye Başkanlığı ile yapılan görüşmeler sonunda anten kulelerinin tümünün iskan dışı Sivriada veya Meandros adasına düzenlenmesi önerisi kurulumuzca da uygun görüldüğüne karar verildi”

-Adalar Belediye Başkanlığı’nın 6.12.1996 tarihli yazısı. “söz konusu antenlere dair Belediyemizce herhandi bir müsaade verilmemiştir…Yıkıma gidildiğinde yüksek gerilim hattı bulunması nedeniyle yıkım gerçekleştirilememiştir”

-RTÜK’ün 9.12.98 tarihli yazısı. “Kurulumuzun Kanal ve Frekans çalışmaları devam etmektedir. Kınalıada için emisyon noktası öngörülmediğinden yayıncı kuruluşlara frekans ve kanal tahsisi yapıldıktan sonra söz konusu yerdeki vericiler kaldırılacaktır” İmza Hikmet İnce Başkan adına vekil.

Tabi bu süreç sürerken Adalılar Savcılığı’na, Adalar ceza mahkemelerine suç duyuruları yapılıyor ancak sonuç alınamıyor.

Kınalıadalıların direkler dikildikten sonraki ölüm nedenlerine bakarsak; Havva Yıldız (1994) Kanser, Bülent Akdemir (1995) Kanser, Nesrin İlter (1995) Kanser, Koço Lefkopulos (1995) Kalp Krizi, Ayşe Beşiroğlu (1996) Kanser, Melahat Demirci (1996) Kalp krizi, Fikriye Yakut (1996) Kanser, Bekir Özütatlı (1997) Kanser, Hülya Selim (1997) Kalp krizi, Fatma Kurt (1997) Şeker-Kalp krizi, Başar Acarlı (1997) Şeker-Kalp Krizi, Ünal Aran (1997) Beyin kanaması, Fahri Gündoğdu (1997) Kalp krizi, Aydın Abanoz (1997) Kanser, Necla Yalçınkaya (1997) Kalp krizi, Murat Yalçınkaya (1998) kalp krizi, Nadya Lefkopulos (1998) Kalp krizi, Gül kahveci (1998) Kanser, Fethi Kormaz (1998) Kalp krizi, Arif Subutay (1998) Kalp krizi, Sani Öksüz (1998) Kalp krizi, Ekrem Özügeldi (1998) Kalp krizi, Firaz Kaya (1998) Kalp krizi, Sema Günbatı (1998) Kanser, Necdet Simsar (1998) Kanser, Oktay Göktepe (1998) Kanser, Hanife İlter (1998) Kalp Krizi, Ali Sezer (1998) Şeker-kalp krizi, Feridun Selim (1999) Kalp Krizi, Zühre Tetik (1999) Kalp Krizi, Mehlika Alpaslan (1999) Kalp Krizi, Hüseyin Köseoğlu (1999) Kanser, Süleyman Drahor (1999) Kanser, Osman Belge (1999) Kalp krizi, Hakkı Albayrak (2000) kalp Krizi, Mehmet Özden (2000) Kanser, Raşit özkan (2000) Kalp krizi, Mustafa Demirci (2000) Kalp Krizi, Nilgün Akbal (2001) Kanser, Mihran Kasakyan (2001) Kanser, Süreyya Beşiroğlu (2002) Tüberküloz, Mustafa yalçın (2002) Kanser, Bilgehen User (2003) Kanser, Güray Geçit (2003) Kanser, Hikmet Abanoz (2011) Kanser, kaydına ulaşamadığımız, unuttuğumuz bir çok isim. Hepsine bu vesile ile Allah’tan Rahmet diliyoruz.

Adsız

Bügün Kınalıada yaşayan onbinlerce insan, bu TV antenlerinin yarattığı tehlikeli ortam yüzünden sağlıklarında ve sahip oldukları değerler açısından büyük kayıplara uğramışlardır ve kayıpları artarak devam etmektedir. Kınalıadalılara verilen bu korkunç zararların hesabını kim, hangi kuruluş nasıl verecektir. Hiçbir şey insan sağlığından önemli değildir. Orman alanı olan bu bölgeyi kiralayıp , Kınalıadalıların sağlığını hiçe sayarak insanların sırtından milyonları kazanan ve bizlere haklarını savunmasını bilmeyen “Dilsiz Ahmaklar Sürüsü” gibi gören veya öyle zannedenlerin ve bu katil direklerin hesabı sorulmayacak mı? Her şey olduğuyla mı kalacak?

Şükrü Abanoz

Bir Yorum Yazın

This site is protected by reCAPTCHA and the Google Privacy Policy and Terms of Service apply.

Ziyaretçi Yorumları - 1 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.

Exit mobile version