Kınalıada, İstanbul’un Prens Adaları’ndan biri olup, adını kızıl renkli kum taşı uçurumlarından almıştır. Tarihi, Bizans dönemine kadar uzanır ve çeşitli medeniyetlerin izlerini taşır. Aşağıda adanın tarihine dair özet ve önemli noktalar sunulmaktadır:
Bizans Dönemi
Sürgün Yeri: Kınalıada, Bizans döneminde sürgün yeri olarak kullanılmıştır. Özellikle Bizans İmparatoru Romen Diyojen burada sürgün edilmiştir.
Hristos Manastırı: 820 yılında öldürülen İmparator V. Leo’nun gömüldüğü bu manastır, adanın en önemli Bizans dönemi yapılarından biridir. Manastır, tarih boyunca yetimhane, askeri karargah ve 1917 Rus Devrimi sonrası Beyaz Ruslar için sığınak olarak da kullanılmıştır.
Taş Ocakları: Adanın taşları, Bizans surlarının yapımında kullanılmış; 19. yüzyılda ise Haydarpaşa Limanı ve Tophane Rıhtımı’nın inşasında önemli bir malzeme olmuştur.
Osmanlı Dönemi ve 19. Yüzyıl
Ermeni Yerleşimi: 19. yüzyılın ortalarından itibaren Kınalıada, önemli bir Ermeni yerleşimi haline gelmiştir. 1857’de Surp Krikor Lusavoriç Ermeni Kilisesi ve Nersesyan Ermeni Mektebi inşa edilmiştir.
Rum Topluluğu: 1869’da Ortodoks Panayia Kilisesi ve Rum İlkokulu açılarak adanın kültürel çeşitliliği artmıştır.
Vapur Seferleri: 1846’dan itibaren vapur seferlerinin başlaması, Rum ve Türk nüfusun adaya yerleşmesini hızlandırmıştır.
Modern Dönem
Eğitim ve İbadet: 1935’te bir Türk ilkokulu açılmış, 1963’te Kınalıada Camii ibadete sunulmuştur.
Altyapı Gelişimi: Ada, 1946’da elektriğe kavuşmuş, su ihtiyacı ise 1981’e kadar tankerlerle karşılanmıştır.
Turizm ve Nüfus: Kışın yaklaşık 2.000 olan nüfus, yaz aylarında turistler ve yazlıkçılarla 20-30 bine ulaşır.
Önemli Tarihi Yapılar
Surp Krikor Lusavoriç Ermeni Kilisesi (1857): Ermeni cemaatinin merkezi.
Hristos Manastırı: Bizans döneminden kalma önemli bir yapı.
Ortodoks Panayia Kilisesi (1869): Rum Ortodoks cemaati için inşa edilmiştir.
Sirakyan İkiz Evleri: Adanın mimari mirasından bir örnek.
Kınalıada Camii (1963): Modern dönemde dini çeşitliliği temsil eder.
Genel Özellikler
Kınalıada, 1.356 km² yüzölçümüyle Prens Adaları’nın en küçüğüdür. Çınar, Teşvikiye ve Manastır tepeleriyle kayalık bir yapıya sahiptir. Ağaçlık alanları azdır ve taş ocakları nedeniyle arazi yapısı bozulmuştur. İstanbul’a yakınlığı, yazlık turizm için cazip hale getirir.
Önemli Tarihsel Olaylar Tablosu
Yıl
Olay
820
İmparator V. Leo’nun Hristos Manastırı’nda gömülmesi
1857
Surp Krikor Lusavoriç Kilisesi’nin açılışı
1869
Ortodoks Panayia Kilisesi ve Rum İlkokulu’nun açılışı
İstanbul’un sakin ve zamansız köşesi Prens Adaları; özellikle Büyükada, Heybeliada ve Burgazada, yüzyıllardır sanatçılara ilham veren nadir coğrafyalardan biri olageldi. Denizle iç içe yaşam, vapur düdükleri, faytonların ritmik sesi, mimozalı bahçeler ve mehtaplı yaz geceleri; Türk müzik tarihinin hafızasına kazınan pek çok eserin arka planını oluşturdu. Adalar, yalnızca doğal güzellikleriyle...
Adalar’da uzun süredir tartışma konusu olan elektrikli ve akülü araçlara yönelik kısıtlamalar, yaklaşan 31 Aralık son tarihi öncesinde büyük bir kaosa dönüştü. UKOME kararları doğrultusunda başlatılan denetimler, plaka zorunluluğu ve TÜVTÜRK gezici istasyonlarındaki yetersizlikler, ilçe sakinlerini ve esnafı çileden çıkardı. Bugün Burgazada’da yaşanan olay ise gerilimin geldiği son noktayı gözler...
Burgazada’nın 1. derece doğal sit alanı olan Madam Marta Koyu, Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından Adalar Belediyesi’ne kiralandı. Belediyenin kurduğu şirket üzerinden işletilmesi planlanan koy için Marta Koyu Dayanışması “ticari rant ve yapılaşma” uyarısında bulunurken, Belediye Başkanı Ali Ercan Akpolat “Üçüncü şahıslara devir yok, doğa korunacak” güvencesini verdi. Madam Marta Koyu...
Türk futbolunun unutulmaz isimlerinden, Fenerbahçe’nin “Ordinaryüs” lakaplı efsanesi Lefter Küçükandonyadis, Netflix’te yayımlanan “Lefter: Bir Ordinaryüs Hikâyesi” adlı yapımla birlikte yeniden gündeme geldi. Film, geniş bir izleyici kitlesine ulaşırken, dramatik anlatımın etkisiyle Lefter’in özel hayatına dair bazı sorular ve yanlış algılar da kamuoyunda tartışılmaya başlandı. Güvenilir biyografik kaynaklar ve aileye yakın...
Adalar’da bugün gerçekleştirilen kaçak yapı yıkımı, ilçedeki kronikleşmiş kıyı işgali sorununu yeniden gündeme taşıdı. Özel Çevre Koruma Bölgesi statüsündeki Adalar’da, Anayasa ve Kıyı Kanunu hiçe sayılarak denize erişimin engellendiği, ruhsatsız işletmelerin ve sözde spor kulüplerinin sahilleri parsellediği gerçeği, tek bir yıkımla çözülemeyecek kadar derin bir yara olarak kanamaya devam ediyor....
İstanbul’un “Özel Çevre Koruma Bölgesi” statüsündeki Prens Adaları, belediye tarafından dökülen tonlarca hafriyat ve çöp yığınlarıyla can çekişiyor. Sit alanı ilan edilen bölgelerin döküm sahasına çevrilmesi ada sakinlerini isyan ettirdi. “Dünya Mirası” Moloz Yığınları Altında Tarihi dokusu, yeşil doğası ve eşsiz atmosferiyle İstanbul’un nefes alanı olan Adalar, tarihinin en büyük...