Marmara Denizi’nde Müsilaj: Kirlilik ve Oksijen Azlığının Etkisi

Marmara Denizi’nde Müsilaj: Kirlilik ve Oksijen Azlığının Etkisi
Yayınlama: 06.01.2025
A+
A-

Marmara Denizi, Türkiye’nin en önemli su kaynaklarından biri olmasının yanı sıra, zengin bir biyolojik çeşitliliğe de ev sahipliği yapmaktadır.

Ancak son yıllarda, Marmara Denizi’nde görülen müsilaj sorunu, deniz ekosistemini ve insan sağlığını tehdit eden ciddi bir çevre problemi haline gelmiştir. Müsilaj, denizdeki fitoplankton adı verilen mikroskobik bitkisel organizmaların aşırı çoğalması ve ekzopolisakkarit adı verilen bir maddeyi üretmesi sonucu oluşan, jelatinimsi bir maddedir. Bu organizmaların aşırı çoğalmasının temel nedenleri arasında kirlilik ve oksijen azlığı yer almaktadır. İlk olarak 1789 yılında kayıtlara geçen müsilaj sorunu, Adriyatik, Tiran, Ligurya, Ege Denizi ve Meksika Körfezi gibi farklı bölgelerde de görülmüştür.  

Marmara Denizi, yaklaşık 25 milyon insanın yaşadığı bir bölgede yer almaktadır. Bu yoğun nüfusun endüstriyel, tarımsal ve evsel faaliyetleri sonucu oluşan atıklar, Marmara Denizi’ne doğrudan veya dolaylı olarak karışmaktadır. Özellikle arıtılmamış veya yetersiz arıtılmış atık suların denize deşarjı, denizdeki organik madde miktarını artırarak fitoplanktonların aşırı çoğalmasına neden olmaktadır. Ayrıca, deniz taşımacılığı, turizm ve balıkçılık gibi faaliyetler de Marmara Denizi’ndeki kirlilik yükünü artırmaktadır. Kirliliğin yanı sıra, Marmara Denizi’ndeki oksijen azlığı da müsilaj oluşumunda önemli bir rol oynamaktadır. Marmara Denizi, Karadeniz ve Akdeniz arasında yer alan, kendine özgü bir yapıya sahip bir iç denizdir. Karadeniz’den gelen yoğun ve kirli su, Akdeniz’den gelen daha temiz suyun altına çöker ve bu durum, Marmara Denizi’nin alt sularında oksijen azlığına neden olur. Ayrıca, organik maddelerin bakteriyel ayrışması da denizdeki oksijeni tüketerek oksijen azlığına katkıda bulunur.  

Marmara Denizi’nde müsilaj oluşumunu tetikleyen bir diğer faktör ise suyun durgunluğudur. Marmara Denizi’ndeki sıcaklık tabakalaşması ve tuzluluk farkı, denizdeki dikey karışımları sınırlayarak durgun bir ortam yaratır. Bu durgun ortam, fitoplanktonların aşırı çoğalması ve müsilaj oluşumu için uygun koşullar sağlar. Ayrıca, küresel ısınmanın etkisiyle Marmara Denizi’ndeki su sıcaklığı mevsim normallerinin üzerinde seyretmektedir. Araştırmalar, Türkiye denizleri arasında su sıcaklığının en fazla olduğu denizin Marmara Denizi olduğunu ve son yıllarda su sıcaklığının 0.4°C arttığını göstermektedir. Bu sıcaklık artışı, fitoplanktonların büyümesini ve müsilaj üretimini hızlandırmaktadır.  

Marmara Denizi’ndeki Müsilaj Sorununa Yönelik Çözümler

Marmara Denizi’ndeki müsilaj sorununun çözümü için çeşitli önlemler alınmaktadır. Bu önlemler genel olarak atık su yönetimi, endüstriyel kirlilik kontrolü, deniz taşımacılığı ve çevre bilinci konularına odaklanmaktadır.

Aşağıdaki tabloda, Marmara Denizi’ndeki müsilaj sorununa yönelik alınan bazı önemli önlemler ve açıklamaları yer almaktadır:

MeasureDescription
Atık su arıtma tesislerinin modernizasyonu ve kapasitelerinin artırılmasıMarmara Denizi’ne kıyısı olan tüm şehirlerde, atık su arıtma tesislerinin modernizasyonu ve kapasitelerinin artırılması gerekmektedir.
Endüstriyel atıkların kontrol altına alınmasıSanayi tesislerinden kaynaklanan atıkların denize deşarjı sıkı bir şekilde denetlenmeli ve çevre mevzuatına uymayan tesisler hakkında yasal işlem yapılmalıdır.
Deniz taşımacılığında çevre dostu yakıtların kullanılmasıGemilerden kaynaklanan hava ve deniz kirliliğini azaltmak için, çevre dostu yakıtların kullanımı teşvik edilmelidir.

Bu önlemlerin etkili bir şekilde uygulanması, Marmara Denizi’ndeki müsilaj sorununu azaltmada önemli bir rol oynayacaktır. Ancak, bu önlemlerin uzun vadeli başarıya ulaşması için, toplumun tüm kesimlerinin katılımı ve iş birliği gerekmektedir.

Müsilajın Etkileri

Müsilaj, deniz ekosistemine ve insan sağlığına çeşitli olumsuz etkilerde bulunmaktadır. Deniz yüzeyini kaplayan müsilaj tabakası, güneş ışınlarının deniz altına ulaşmasını engeller ve bu durum, denizdeki bitki ve hayvanların yaşam alanlarını daraltır. Müsilaj, deniz canlılarının besin, oksijen ve yaşama alanlarını azaltarak deniz ekosistemine zarar verir. Balıkların solungaçlarını tıkayarak solunumlarını zorlaştırır ve balık ölümlerine neden olabilir. Örneğin, müsilajdan etkilenen balıkların karaciğerlerinde yapılan incelemelerde, Vibrio ve Pseudomonas türlerine ait bakteriler tespit edilmiştir. Müsilaj ayrıca balıkçıların av miktarlarını azaltarak geçim kaynaklarını tehdit eder. Müsilajın insan sağlığına etkileri ise henüz tam olarak bilinmemekle birlikte, bazı araştırmalar, müsilajın ciltte tahrişe ve alerjik reaksiyonlara neden olabileceğini göstermektedir.  

Marmara Denizi’nin Geleceği İçin Çözüm Önerileri

Marmara Denizi’ndeki müsilaj sorunu, sadece bir çevre problemi değil, aynı zamanda ekonomik ve sosyal bir sorundur. Bu sorunun çözümü için, tüm paydaşların iş birliği içinde çalışması gerekmektedir.

Atık su yönetimi: Marmara Denizi’ne kıyısı olan tüm şehirlerde, atık su arıtma tesislerinin modernizasyonu ve kapasitelerinin artırılması büyük önem taşımaktadır. Arıtılmış atık suların tarımda ve sanayide kullanımı teşvik edilerek su kaynaklarının korunması sağlanabilir.  

Endüstriyel kirlilik kontrolü: Sanayi tesislerinden kaynaklanan atıkların denize deşarjı sıkı bir şekilde denetlenmeli ve çevre mevzuatına uymayan tesisler hakkında yasal işlem yapılmalıdır. Çevre kirliliğine yol açma potansiyeli yüksek sanayi sektörlerinin, özel organize sanayi bölgelerinde (OSB) toplanması teşvik edilmelidir.  

Deniz taşımacılığı: Gemilerden kaynaklanan hava ve deniz kirliliğini azaltmak için, çevre dostu yakıtların kullanımı teşvik edilmelidir.  

Diğer önlemler: Deniz turizmi, balıkçılık ve diğer faaliyetlerden kaynaklanan kirliliği önlemek için gerekli denetimler yapılmalı ve çevre mevzuatına uymayanlar hakkında yasal işlem yapılmalıdır. Kesilen çevre cezalarının bir kısmı ile belediyelerin atık su bedellerinin bir kısmı, valilikler bünyesinde oluşturulacak bir fona aktarılmalı ve bu fonda biriken para yalnızca arıtma tesislerinin yapım ve işletilmesi için kullanılmalıdır.  

Çevre eğitimi ve farkındalık: Halkın deniz kirliliği ve müsilaj sorunu konusunda bilinçlendirilmesi için, çevre eğitimi ve farkındalık çalışmaları yapılmalıdır. Bireysel olarak su tasarrufu yapmak, deterjan ve temizlik malzemelerini bilinçli kullanmak, atıkları doğru şekilde bertaraf etmek, denizlere atık bırakmamak ve çevre dostu ürünler kullanmak gibi önlemlerle müsilaj oluşumunu engellemeye katkıda bulunabiliriz. Çevre örgütlerine destek olmak ve deniz kirliliği konusunda farkındalık yaratmak da önemlidir.  

Bilimsel araştırmalar: Marmara Denizi’ndeki müsilaj sorununun nedenleri ve çözüm yolları konusunda daha fazla bilimsel araştırma yapılması gerekmektedir.  

Marmara Denizi’ndeki müsilaj sorunu, acil çözüm gerektiren ciddi bir çevre problemidir. Bu sorun, deniz ekosistemine ve insan sağlığına büyük zararlar vermektedir. Müsilajın oluşumunda kirlilik ve oksijen azlığı gibi faktörlerin yanı sıra, suyun durgunluğu ve küresel ısınma da etkili olmaktadır. Sorunun çözümü için atık su yönetimi, endüstriyel kirlilik kontrolü, deniz taşımacılığı, çevre bilinci ve bilimsel araştırmalar gibi alanlarda kapsamlı çalışmalar yürütülmelidir.

Marmara Denizi’nin geleceği, tüm paydaşların iş birliği ve sorumluluk bilinciyle hareket etmesine bağlıdır. Aksi takdirde, müsilaj sorunu daha da büyüyecek ve Marmara Denizi’nin ekosistemi geri dönüşü olmayan zararlar görecektir. Bu nedenle, sorunun çözümü için bireysel ve toplumsal düzeyde harekete geçmek ve sürdürülebilir çözümler üretmek zorundayız.

Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.

Exit mobile version