Polonya’nın Susturulan Aklı (1939–1945)

Polonya’nın Susturulan Aklı (1939–1945)
Yayınlama: 18.12.2025
Düzenleme: 18.12.2025 12:22
A+
A-

1939 sonbaharında Polonya haritadan silinirken, yalnızca toprakları değil, ülkenin aklı ve hafızası da hedef alındı. Nazi Almanyası batıdan, Sovyetler Birliği doğudan girerken, iki totaliter güç farklı ideolojilerle ama aynı yöntemle hareket etti: Polonya’yı lidersiz, yönsüz ve savunmasız bırakmak.

İlk kurşunlar cephede değil, üniversite amfilerinde, kışlalarda ve mahkeme salonlarında patladı.

Nazi Almanyası, işgalin hemen ardından “Intelligenzaktion” adını verdiği planı devreye soktu. Listeler hazırdı. Profesörler, öğretmenler, doktorlar, mühendisler, hukukçular, gazeteciler… Kısacası düşünebilen, sorgulayabilen herkes. Binlercesi evlerinden alındı, ormanlarda kurşuna dizildi ya da toplama kamplarına gönderildi. Kraków’da Jagiellonian Üniversitesi’nin saygın akademisyenleri bir toplantı bahanesiyle çağrıldı, Gestapo tarafından tutuklandı ve bir daha geri dönemediler.

Nazi ideolojisine göre Polonyalılar yalnızca itaat eden işçiler olabilirdi; düşünen insan olmalarına yer yoktu.

Doğuda ise Sovyetler Birliği farklı bir dil, ama benzer bir mantıkla ilerliyordu. 17 Eylül 1939’da Kızıl Ordu Polonya’nın doğusuna girdi. Ardından NKVD devreye girdi. Subaylar, polisler, mühendisler, hâkimler ve akademisyenler “sınıf düşmanı” ilan edildi. 1940 baharında Katyn Ormanı’nda ve benzeri infaz noktalarında yaklaşık 22 bin Polonyalı subay, tek tek enselerinden vurularak öldürüldü. Bu cinayet, yarım asır boyunca inkâr edildi; gerçek ancak Sovyetler Birliği çökerken kabul edilebildi.

Kurşunla öldürülmeyenler için başka bir yol vardı: sürgün. Sibirya ve Orta Asya’ya gönderilen yüzbinlerce Polonyalı, açlık, soğuk ve ağır çalışma koşullarında yok oldu. Bu da sessiz bir infazdı.

Almanlar ve Sovyetler, birbirlerine düşman iki rejimdi; fakat Polonya konusunda aynı hedefte buluştular. Bir ülkeyi teslim almanın en kestirme yolu, onun aydınlarını ortadan kaldırmaktı. Öğretmen yoksa okul anlamsızdı. Subay yoksa ordu çökerdi. Akademisyen yoksa gelecek kurulamazdı.

Sonuç yalnızca savaş yıllarıyla sınırlı kalmadı. Polonya, savaş sonrasında nesiller boyu süren bir entelektüel boşluk yaşadı. Bilim, mühendislik, hukuk ve kültürdeki kayıp, rakamlarla değil, ancak hissedilen bir eksiklikle ölçülebilir.

Bugün Polonya tarihine bakıldığında, 1939–1945 dönemi yalnızca bir işgal değil, bilinçli bir hafıza kıyımı olarak hatırlanıyor. Çünkü o yıllarda yok edilen şey, bir ordudan ya da bir hükümetten çok daha fazlasıydı: Bir toplumun düşünme yeteneği.

Haluk Direskeneli

Fotoğraf: Vikipedi

Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.

Exit mobile version