Son yıllarda görülme sıklığı gittikçe artan gastroözofageal reflü hastalığı, göğüste yanma, ağza acı ve ekşi su gelmesi gibi klasik belirtilerle kendini gösterebiliyor. Reflüden korunmak için; kahve, çikolata, alkol ve yağlı besinler gibi şikayetleri artıran yiyeceklerden uzak durmak gerekiyor. Memorial Kayseri Hastanesi Gastroenteroloji Bölümü’nden Doç. Dr. Alper Yurci, reflü hastalığı ve tedavisi hakkında bilgi verdi.
Reflü şikayetleri sağlıklı kişilerde de görülebilir
Reflü, sağlıklı bireylerde de görülebilen bir sorundur. Reflünün hastalık olarak kabul edilebilmesi için çeşitli şikayetlere ve komplikasyonlara yol açması gerekir. Bu durumda sorun, gastroözofageal reflü hastalığı adını alır. Yemek borusunun alt ucunda, mide içeriğinin yemek borusuna geri kaçmasını engelleyen bir kapak sistemi mevcuttur. Bu sistem, mide içerisindeki gıdaların ve asit salgısının yemek borusuna geçişine engel olmaktadır. Bu sistemde herhangi bir nedenle ortaya çıkan bozukluk, mide içeriğinin yemek borusuna geri kaçması ve bununla birlikte ağızda acı bir tat oluşmasına yol açar.
Kronik öksürük ve larenjite dikkat
Reflünün klasik belirtisi, göğüste yanma ve ağıza acı ekşi su gelmesidir. Ancak her zaman yalnızca bu şikayetlerle kendini göstermez. Kronik öksürük, larenjit, astım ve dişlerdeki erozyonların da bu hastalıkla ilişkisi kanıtlanmıştır. Bunların yanında; sinüzit, akciğerlerin ilerleyici olarak yara dokusuna dönüşmesi anlamına gelen pulmoner fibrozis, farenjit ve tekrarlayan orta kulak iltihabı gibi sorunların da reflü ile ilişkili olabileceği ileri sürülmektedir. Gastroözofageal reflü hastalığının; kronik öksürük, ses kısıklığı, ağızda ve nefeste kötü koku gibi şikayetlerle de ilişkisi olabileceğinden, bunların görüldüğü kişilerde gerekli tetkiklerin yapılması önemlidir.
Reflüyü artıran yiyecekler tüketilmemeli
Reflüye neden olan faktörler, uzak durulması ya da değiştirilmesi gereken bazı yeme alışkanlıklarına işaret etmektedir. Bu faktörlerde yapılacak değişiklikler, hastalığın seyrine olumlu katkıda bulunacaktır. Bunlardan en önemlisi; kahve, çikolata, alkol ve yağlı yiyecekler gibi yemek borusu alt ucuna etki ederek reflüyü artıran yiyeceklerden uzak durmaktır. Aynı şekilde yemek borusunun daha fazla aside maruz kalmasına neden olabilecek turunçgiller, gazlı içecekler ve baharatlar gibi asidik yiyeceklerden de uzak durmak gerekir. Beslenme alışkanlıklarının yanında; kilo verme, sigarayı bırakma, yatak başının yükseltilmesi, yemekten sonraki 2-3 saat içinde uzanmama gibi yaşamsal önlemler de özofageal asit maruziyetini azaltabilmektedir.
Reflüde endoskopi ile tanı önemli
Yanma ve ağıza acı ekşi su gelmesi şikayetlerinden bir ya da her ikisinin, haftada bir veya daha sık olması, reflü varlığını ortaya koymaktadır. Bulantı, kusma, yutma güçlüğü, zayıflama ve kansızlık bulguları ya da sindirim sistemi kanaması gibi alarm semptomları varlığında ise; mutlaka endoskopik inceleme yapılmalıdır. Barrett özofagusu yani yemek borusu alt ucunda aside maruziyet sonucunda gelişen ve adenokanser gelişiminde öncü rol oynayabilecek özelleşmiş doku varlığının araştırılması amacıyla obezite, 50 yaşın üzerindekilere, erkeklere, beyaz ırka, kronik reflü ve mide fıtığı sorunları olanlara endoskopik inceleme mutlaka önerilmelidir.