Ruam’dan bana ne!!! Araç kiralamadaki Rant şahane!!!

Bilindiği üzere, Adalarda Ruam hastalığı nedeni ile karantina altındadır. 3 aylık bir dönemi kapsayan karantinanın yapılacak kontroller sonucunda 3 ay daha uzatılabileceği söylense de, işin aslı uzatılmaması artık fayton sahipleri için çok da ehem niyeti kalmamıştır.

Faytonlar için oldukça uzun süredir bir aleyhte kampanyalar sürmekteydi ve zaman içerisinde hayvansever STK ların baskısıyla faytoncuların gözlerinin üstünde kaş aranmaya başlamışken Ruam hastalığı kaldırılmaları için yeterli ve etkisi büyük bahane oldu.

30/12/2019 tarihinde “ Adalarda Ruam gerçeği! Suçlu kim?”  yazımızda, Adalarımızdaki faytonları koşan atlarımızda görülen Ruam hastalığını haber yapmış ve Suçlu Kim? diye başlık atmıştık. Yine  06/01/2020 tarihinde kaleme aldığımız “Faytoncularda RUAM Feryadı!!!” isimli yazımızda da, Adalar Belediyesinin, asli görevi olan temizlik hizmetlerini gereği gibi yapmadığı,  atların toplu bekleşme yerleri olan fayton duraklarının,  yıllardır yıkanmadığı, dezenfekte edilmediği, Adalar’da yağmurdan yağmura ancak hava şartları ile doğanın kendi kendine temizlik yapması anlamına gelen bir temizliğin söz konusu olduğu, hastalıklı hayvanların birbirine mikrobu bulaştırma yerinin sadece fayton duraklarında olabileceği, hastalığın başka türlü salgın şekline dönüşmesinin mümkün olamayacağını, Belediyenin asli görevi olan Temizlik hizmetlerini gereği gibi yapmamasının büyük bir hizmet kusuru olduğunu,özellikle fayton duraklarını ve at dışkısı ve idrarı ile yıkanmayan yol ve caddelerin atlar bir yana insanlar içinde büyük tehdit oluşturduğunu belirtmiştik.

İddiamızın doğruluğu, İBB ‘nin özel kıyafetli temizlik personelleri tarafından, haberimizde konu ettiğimiz at meydanları ile hastalığın yayılabileceği, atların toplaşma yerleri olan duraklardan başlamaları, ahırlar bölgesinin dezenfete edilmesiyle doğrulanmıştı.

Adalar Belediyesi Temizlik Hizmetleri kapsamında yapması gereken Temizlik işlerini,yapmaması ağır hizmet kusurudur. Temizlik yapmama gerekçesi de sorumluluk sahamızda değildi bahanesi olamaz.

Hatırlanacak olursa Dr. M.FARSAKOĞLU zamanında AKP yönetimindeki İBB’nin sorumluluk sahaları konusunda nerdeyse Adalar Belediyesi ile İBB zabıtaları arasında meydan savaşlarına varacak karşı karşıya gelmeler olmuş, İBB bir çıkartma gemisi dolusu zabıtasını Büyükada’ya göndermiş.  Adalar Belediyesi de çıkarma gemisinin Büyükada’daki yanaşma yeri olan, kapak atma yerine, Adalar Belediyesi çöp kamyonları park ettirerek, İBB zabıtalarının adaya inmesini engellemiş ve zamanın Belediye Başkanı FARSAKOĞLU Adalarda oturan vatandaşlardan, CHP’li Belediyeye destek için, meydanlara gelmesini istemiş, bu hareketinden dolayı  İBB halkı kin ve nefrete sürüklemek, isyana teşfik etmek iddiaları ile suçlanmıştı.

Bütün mesele Adalardaki yetki alanlarına İBB’nin müdahale etmesini engellemekti. İBB’nin sorumluluk alanları olan Ana Arter sayılan tur yolları, çarşı meydanları ve merkezdeki yolların, doğal olarak Ana Şehir Belediyesi olan İBB’ye bağlı olmasını bile Adalar Belediyesi kabul etmemekteydi.

Nedeni gayet basitti.

Rant kazancını kaptırmak istenmemesiydi. Kaybedilen her yol ve cadde üzerindeki dükkanların ruhsat gelirleri, kendilerine veya İBB’ye gitmesi demekti.

Yapılan inşaatların ruhsat ve izinleri dahil pek çok gelirin örtülü,örtüsüz kayıpları demekti ki, bunun için ilçede yaşayan vatandaşlar bile, rantın kaybedilmemesine alet edilmek istenmişti.

Adalar Belediyesi, hizmet yapılma aşamasında İBB sorumlu tutarken, gelir toplamaya gelince ana arter değil ki İBB’nin ne haddine buraları denetlemek demekteydi.

Devran değişti, Adalar’da çok poyraz, lodos oldu, ilkbaharlar yazları, sonbaharlar kışları kovalarken, Adalar’daki karantina yasağına rağmen Büyükada’ya getirilen bir çıkartma gemisi dolusu  200’den fazla atın çoğu ise muhtemelen bu geçen zaman dilimi içinde, CHP’nin eline geçen İBB’nin temizlik araçları ile fayton duraklarını yıkayıp dezenfekte etmelerini göremeden, dört nala ebediyete gitti.

Atların tek ihtiyacı yem su ve temiz yatacak yer ile bekleşme yerleri olan fayton duraklarının temizliği idi. Bu zincirden bir eksik, onların 50 yıla yakın ömürlerini, hızla tüketmelerine sebebiyet vermekte ve adaya gelişlerinden itibaren iki yıl içinde ölmelerine neden olmaktaydı. Adalar’da sembolikte olsa Adalar’da yıllarca yapmış olduğu hizmetten emekli olmuş bir atın varlığı gazetemize yansımamıştır.

Böyle bir tek vakanın olmaması bile üzüntü vericidir. İnsanlar gibi onlarında yapmış oldukları hizmetin sonunda böylesi bir döneme ihtiyaçlarının olduğunu düşünmeye ve bunun önlemlerini almaya takdirde, uygarlaşmaya başladığımız söylenebilinir. Kaldı ki Adalara getirilen atların bazıları yılını dolduramadan öldüğü iddia ediliyor.  Oysaki onlarında bizim dünyamızda emekçi olarak biz insanlara hizmet ederken hiç değil asgari ölçüde insani duygularımıza aykırı gelmeyecek, aşırı hassas olan bazı hayvan severlerin gönül rahatlığı içerisinde yaşamaya hakları olmalıydı.

Balık baştan kokar misali Adalar Belediyesi üstüne düşeni yapmayınca Ruam Krizi patlak vermiş sonucu Adalar’da görülmemiş sayıda 105 adet atın infazı demek olan, itlaf olmuştu. Sorumlu olarak, 64 at sahibinin Savcılığa verilmiş olması ve aralarında bizce ağır hizmet kusuru saydığımız Belediye Yetkililerinden birisinin bile olmamasını vicdanlarımız kabul etmemektedir. Kanunlar karşısında herkes eşitse, Belediyenin Temizlik Hizmet İşlerini yapan, yaptıran en küçüğünden en büyüğüne kadar, sorumluluk zincirindeki her memurun, yargı karşısına dikilmesi gerekirdi.

Ne oldu, tabi her zamanki gibi suçlananlar arasında görevini yerine getirmeyen asli suçlu memurlar yokken, gariban vatandaş var.

Şimdiye kadar, Belediye Başkanın soruşturma açtırıp görevini ihmal eden sorumluları ortaya çıkarttırması gerekirken suskun kalması, kriz anında ortalarda gözükmemesi, daha sonrada göreve geldiğimizde fayton sorunun kucağımızda bulduk, senelerdir devam eden sorunu bizim bir anda halletmemiz beklenmemeli tarzı açıklamalar olmamalıydı. Sorumluluğu üzerine almak ve kimseyi de bu sorumluluğa karıştırmamak, asıl devlet büyüklüğü budur.

Gazetemize göre, Belediye Başkanı olarak Erdem GÜL aşağıda maddeler halinde yazdıklarımızı yapsaydı tam bir dirayetli, saygın devlet adamı olmuştu.

1- Başkan seçilir seçilmez tüm adaların sokak, cadde ve tur yollarını akülü araçla, kıyılarını da Horoz veya Hızır Reis isimli Belediye tekneleri ile dolaşsaydı Adalar’daki birçok rezilliği bizzat görmüş olacak ve önlemler almak için bir şeyler yapma ihtiyacını hissedebilecekti. Tavsiyemiz yapmadığı bu gezintiyi mutlaka yapması ve Adaların ön vitrininde değil arka tarafında neler oluyoru görmesidir.

Bu gezintiyi yapsaydı ahırların bulunduğu bölgenin yamaçlarındaki, sahil şeridindeki bakteri yuvası olan pislikleri, çöpleri görmüş olacak ve kaldırılması için talimat verebilecekti.

Çünkü ne kadar vurdumduymazda olunsa, gören göz katlanamazdı.

İBB’nin yaptığı temizlik operasyonunu, Adalar Belediyesi de pekala kolaylıkla yapabilecek güçteydi. İBB 30 özel kıyafetli personel ve bir dezenfekte aracı ile bu işi bir ayda yapmış, Adaları komple temizlediyse, yüze yakın temizlik personeli ile rahatlıkla Adalar Belediyesi de kolayca yapabilirdi. Çok çok dezenfekte için İBB’den bir araç isteyebilirlerdi.

Ancak Adalar Belediyesinin, ahırlar ve faytonların sorumluluğu bize ait değil o yüzden yapmıyoruz denmesinin, halkın sağlığı tehdit altındayken hala söyleniyor olması siyasetende gaf içinde olduklarını ortaya koymuştur.  

Belediye kaçak at ahırlarının varlığını bildiği gibi at ahırları bölgesinin pisliğinden haberdar olmaması mümkün değildir. Temizliğin ivedi olarak yapılması için sorumlu tuttukları İBB’ye tek bir yazı yazmış mıdır?

Ondan vazgeçtik kendi sorumluluk alanlarındaki meydanların, fayton duraklarının, yolların temizliği ve dezenfektasyonu   yapmış mıdır?

2- Ruam hastalığı baş gösterdiğinde bu hastalığın ana sebebinin pislik olduğunu ve Belediyesinin bu işte sorumluluğunun bulunup bulunmadığına hiç irdelemeyip, tüm sorumluluğu İBB’ye bırakmak yerine veya böylesi bir seferberlik durumunda ben ne şekilde katkı sunabilirim demiş midir?

İlçede yangın olacak bir kova su dökmekten imtina edeceksin. Nedeni benim sorumluluk alanım değil. Nasıl bir düşüncedir inanmak mümkün değil.

Şu anda mevsimin kış olması nedeniyle Adalar’dan yol süpürme elemanlarının fazla bir çalışması olmamaktadır. Deyim yerindeyse Adalar’daki süpürgeciler kuytu bir köşede mesailerinin bitmesini beklemektedirler.  Adalar Belediyesi beyaz tulum, koruma maskeleri ve eldivenlerini aldırarak, İBB’nin yaptığı temizlik haftada iki gün ayırarak bile kolaylıkla yapabilirdi.

Temizlikten sorumlu Fen İşleri Müdürünün, görevli personele, “temizlik yapmayın Ada boka batsın” dedikleri iddiaları eğer bu iddialar doğruysa Ruam salgının başladığı düşünülürse, bu salgının yayılarak bu hale gelmesinde Fen İşleri müdürünün ve sorumlu başkan yardımcısının büyük rolü olduğu ortadadır.

Fen işleri müdürünün bu söylemi doğru ise emri ile Adalar sabote edilmiştir. Konu ivedi araştırılmalı verdikleri emirlerle hastalığı Adalara yayılmasına ve 105 atın itlafına sebep olanlar ortaya çıkartılmalıdır.

İddialar doğru ise bu sabotaj eyleminin perde arkası niyetlerinin ne olduğu da öğrenilmelidir. 

3- Adalar Belediyesi ihtiyacı olmadığı iddia edilmesine rağmen geçen Cuma günü Kdv dahil 2,5 milyonluk bir ihale yaptığına göre bol parası vardır.  

Yapılan ihalenin ALTAŞ ile anlaşılarak firmanın atıl kapasite araçlarının değerlendirilmesi amaçlı, yaş şartı istenmeden yapılan ihalede bir adet dezenfekte aracı yoktur.

18 araç kiralaması yapılmak istenmiştir ama halkın sağlığı için bile olsa tek bir aracı bu ihaleye dahil edilmemesinin yorumunu siz okuyucularımıza bırakıyoruz.

Ortada Ruam hastalığı vardır, karantina devam etmektedir, halkın sağlığı tehdit altındadır, faytoncu esnafı per perişandır, çocuklarına verecek cep harçlığı, atlarına alacak yem parasını bırakın evlerine alacak ekmek parası yoktur ama Belediye kendilerinin içler acısı halini görmezden geldikleri gibi 2,5 milyonluk ballı kaymaklı, idare ile ihaleyi hazırlayanlar, hazırlatanlar, yaklaşık maliyet komisyonundakiler ile firma arasında gelir paylaşım esaslı olduğu iddia edilen, araç kiralama ihalesi içine, halkın sağlığı düşünülerek için bile olsa  bir dezenfektasyon aracı kiralaması koymamıştır.

Söylenenlere göre Altaş’ın araç parkında, öyle bir olsa idi, anca o vakit ihaleye dahil edilebilinirmiş.

Halktan toplanan vergiler deniz, yemeyen keriz anlayışı ve gelir paylaşım esaslı yapılan bir ihale.

Erdem GÜL’ün bu ihaleyi hazırlayan Fen İşleri Müdürünü, bağlı bulunduğu Başkan Yardımcısını, bu rezalet ihale için hemen sorguya alması bilahare de çıkan sonuca göre de açığa alması gerekirdi.

Dirayetli bir başkanın yapacağı işlem bu olurdu.

Aldığımız duyumlara göre, Temizlikten sorumlu zoraki Başkan Yardımcısı olan Hacer ÖZDEMİR’in 2,5 milyonluk kiralama ihalesinin yapılmasını özellikle takip ettiği, iptal edilmemesi için komisyon üyelerine baskı yaptığı, Erdem GÜL’de ihalenin iptal edilmesi için gerekçe olmadığını söylediği gelen bilgiler arasında.

Ortada gider masrafı sıfır olan ama her az düzenli ödenecek 250 bin TL düzenli geliri olan muhteşem avanta bir ihale söz konusudur.

Firmanın akaryakıt, yağ masrafı bile olmayacak bir kiralamayı Adalar Belediyesi cuzi bir 2. El araç alımı ile yıllarca öz kaynakları ile yapabilecekken, kiralama ihalesinin yapılmasını isteyen, kovalayan, Altaşın bekleyen ödemelerinin yapılması için iş takipçiliği yapan, Hacer ÖZDEMİR’i hala Erdem GÜL dinliyorsa bu işe oda Hacer ÖZDEMİR ile beraber ortak olacakta ondan ses çıkartmıyor dedikodularını duyar gibiyiz.

Neticede Adalar Belediyesi’nde gereksiz yapılan araç kiralama ihaleleri ile kasa boşaltılacak ama halkın sağlığı için bile olsa bir dezenfektasyon aracı alınmayacak.

Adalar’daki çöp kamyonları kadar dezenfektasyon, ilaçlama  yapan araç elzemdir. Bunu anlayan varsa beri gelsin. Onu da İBB den beklerler. İyide artık İBB de CHP li farkındaysanız. Yani aradan sıyrılmak o kadar kolay değil. Adalar Belediyesi hizmet yapıyorsa da halka yapmadığı kesin ama Altaş’ firmasına iyi hizmet yaptığı tartışılmaz.

2020 yılı için yıllık araç kiralama ihalesinden 2,5 milyonluk bir ödeme, seneye benzeri araçlara birkaç tane daha hurda aracın katılmasıyla 3 milyon, sonrası 4- 5 milyon olur gider artık.

Bu ödemeleri yapmanın karşılığı ikinci el hurda araba filosu ve ederi 2020 yılında 400 bin ise 2024 yılındaki seçimlerde fiyatı yine aynı 400 bin ama toplamda bu tutardaki araç filosu ile 5 senede Altaş’a ödenen para 15 milyonu geçer.

İşte bunun adı nedir diye sorarsanız tam bir SOYGUN deriz.

Gazetemiz elbette bu işi sonuna kadar takip edecek ve yetkilileri sonuna kadar ikaz etmeye devam edecektir. Gelir paylaşım esaslı olduğu söylenen kiralama ihaleleri yapma tasarrufu Belediyedeki bu işlerden yollarını bulduklarını söylenen ekibe aitse, belgeleriyle birlikte geniş açıklamalarını yapıp, kamu zararını gözler önüne sermek ve  kamuoyunu bilgilendirmek, adli makamların işlem başlatmasını sağlamak tabiî ki  Gazetemizin asli kamu görevidir.

Şükrü Abanoz