Türk Tarih Vakfı kurucusu Orhan Silier, 21/12/2021 günü bir basın bildirisi yayınlayan İYİ Parti Adalar Teşkilat Başkanı Ozan Narman’a cevap verdi.
Silier, açıklamasında şunları söyledi…
1991-2002 döneminde Kurucu Genel Sekreteri, 2002-2006 döneminde Yönetim Kurulu Başkanı olmakla iftihar ettiğim Tarih Vakfı, Bakanlar Kurulu kararı ile kamuya yararlılık statüsü tanınmış, önde gelen tarihçi ve aydınlarımızdan 700’ünün mütevellisi olduğu, ülkemizin en büyük sivil kültür kurumlarından biridir ve halen faaliyetini başarıyla sürdürmektedir. Aralarında iki büyük ansiklopedinin bulunduğu 500’e yakın kitap yayınlamış, yüzlerce sergi açmış, aralarında Cumhurbaşkanlığı’nın himayesinde gerçekleştirilen Cumhuriyet’in 75. Yılı, Birleşmiş Milletler Habitat İstanbul Kongresi çalışmalarının koordinasyonunun da bulunduğu, Kültür Bakanlığı, Türkiye Bilimler Akademisi, İstanbul Büyükşehir Belediyesi gibi kamu kuruluşlarının ve ülkemizin önde gelen özel sektör kuruluşlarından birçoğunun ortak olduğu onlarca projeyi başarıyla tamamlamış bir kültür kuruluşudur.
2. SOROSÇULUK İDDİASI ÇİRKİN BİR KARALAMADIR:
Bu kuruluş 30 yıllık faaliyeti süresince yürüttüğü yüzlerce kültürel çalışma için aralarında Başbakanlığın, çeşitli bakanlıkların, Milli Piyango İdaresi’nin, İstanbul Menkul Kıymetler Borsası’nın, İş Bankası’nın da bulunduğu birçok yerli kamu ve özel kuruluştan, Avrupa Birliği’nden ve Amerika ve Avrupa’nın önde gelen vakıflarından destek almış ve bu destekleri, hem kendi organlarının, hem de görevli teftiş heyetlerinin takdirini kazanan bir düzenlilik ve açıklık içinde kullanmıştır. Vakfa 30 yıl boyunca katkı yapan yüzlerce saygın kurucu, mütevelli, sponsor ve destekçi belli iken, projesi vakıf tarafından geliştirilmiş iki küçük projesinde Açık Toplum Vakfı adlı kuruluştan 2000’li yılların başında toplam bütçesinin binde birini bile oluşturmayan kısmî bir proje desteği aldığı için Sorosçulukla suçlanması, daha önce de başvurulmuş çirkin bazı operasyonları tekrarlayan, tümüyle kasıtlı bir karalamadır. Haberde bahsedildiğinin aksine Tarih Vakfı’nın Can Paker’le en küçük bir mali, idari ilişkisi olmamıştır, bu kişinin Tarih Vakfını finanse ettiği tümüyle uydurmadır.
3. AMAÇLARLA GERÇEK DIŞI, İLGİSİZ SUÇLAMALAR YAPILMAKTADIR:
İlgili şahsın çarpıtarak ifade ettiği tartışma, 1995-2006 yılları arasında İstanbul Kent Müzesininkurulması amacıyla Cumhurbaşkanlığı’nın girişimiyle 49 yıllığına Tarih Vakfı’na tahsıs edilmiş Darphane binalarının bu amaçla mı kullanılması gerektiği, yoksa Topkapı Sarayının genişlemesi için mi kullanılacağına ilişkin bir tartışmadır. Tarih Vakfı mütevellilerinden biri o sırada Topkapı Sarayı Müdürü olan İlber Ortaylı’nın bu tartışma sırasında yazıp söyledikleri ile konumuz arasında hiçbir bağ yoktur. Zaten bu binalar uzun süredir artık Cumhurbaşkanlığınca kullanılmaktadır.
4. ADALAR VAKFI İLE UZAK, YAKIN HİÇBİR İLİŞKİM YOKTUR:
Adalara ilişkin bazı çalışmalarını takdirle izliyor olmam dışında, Adalar Vakfı ile kelimenin mutlak anlamında (yöneticilik, mütevellilik, ortaklık, işbirliği) hiçbir ilişkim olmamıştır ve şu anda da yoktur.
Aynı şekilde Adalar ilçesindeki politik tartışmalar, hesaplaşmalar ile herhangi bir ilişkim de yoktur
5. FETHULLAHÇILIK SUÇLAMASI TÜMÜYLE TEMELSİZDİR:
Fethullahçı tabir edilen grupla, dünya görüşümün bir gereği olarak, daha bu grup henüz gözden düşmeden önceki dönemden başlayarak, çeşitli platformlarda her fırsatta mücadele etmiş, bu nedenle de bu çevreden bazı kişilerin sert hücumlarına uğramış bir kişiyim. Böyle bir ilişki ile suçlanmam, “çamur atalım izi kalır, belki inanan olur” mantığıyla yapılmış, tümüyle temelsiz, çirkin bir iftira ve hakaretten başka bir anlam ifade etmemektedir.
