Bir gerçeği tam olarak göremeyip tartışanlar için söylenen bir “körlerin fili tarifi” deyimi vardır; İstanbul’un Adalar ilçesinin imar planları üzerinde yaşanan tartışmalar, iddialar da aynen böyle.
Konu önemli. Çünkü 17 milyon nüfuslu ve hızla çarpık kentleşmenin dünya ölçeğinde en çarpıcı örneklerinden biri haline gelmekte olan İstanbul’un yanı başında, özgün kentsel dokusu, kültürel ve tarihi değerleri, arkeolojik ve doğal özellikleri nedeniyle sit statüsünde olan Adalar’ın bugünü ve geleceğini çok yakından etkileyecek bir sürecin içindeyiz. Daha kendisi tartışmalı olan hatta hakkında açılan davalar devam eden 1/5000 Ölçekli Koruma Amaçlı Nazım İmar Planı doğrultusunda hazırlanan 1/1000 ölçekli koruma amaçlı uygulama imar plan çalışmaları söz konusu tartışmaların odağında. Ama işin ilginci 1/1000’lik planların şeffaf biçimde ilgili sivil toplum örgütlerinin ve halkın incelemesi için açılmamış olması. Açılmadığı için de her kafadan başka ses çıkıyor ve yalan yanlış bilgiler ile kamuoyunun kafası bulandırılıyor. Gerekli mercilerden yapılan zorunlu açıklamalar ve düzeltmeler de haliyle eksik ve doyurucu olmaktan uzak kalıyor. Açılana kadar da belli ki ya böyle sürecek ya da İBB’nin kafası atıp, (belki işine de gelip) planı iptal edecek. Bu durumda Adalar Belediye Başkanı’nın açıklamasında yer alan “Yassıada ve Sivriada planlarına ilişkin Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından hazırlanan ve onaylanan Yassıada’da da uygulaması gerçekleştirilmiş olan planların adayı ne hale getirdiği gerçeği ortadayken, ilçe belediyesi tarafından yerelde plan yapılamadığı takdirde bu planların merkezi yönetim tarafından ele alınabileceği tehlikesini de biliyor olmak gerek. O nedenle bir an önce hazırlanmış olan planların onay aşamalarının tamamlanarak yürürlüğe girmesini sağlamak en büyük hedefimiz” açıklamasının kritik olduğunu söylemeliyim. Ama olayın bu noktaya gelmesinde aynı belediyenin bilgilendirmelerden kaçınmasının büyük payı olduğunu da vurgulayarak.
Gerçekten imar talanı var mı?
Bu sorunun yanıtı işin özüne inmekte… Ama önce sürece ilişkin küçük bir bilgilendirme:
1/1000’lik planlar halen Koruma Kurulu’nun onayını bekliyor. Bunun ardından askıya çıkacak, 30 gün içinde itirazlar için süre tanınıyor, yapılan itirazlara rağmen bu süre sonunda yürürlüğe giriyor, ilgili kamu kurumları yapılan itirazları zaten reddediyor, itiraz eden ısrar ederse idare mahkemesinde dava açıyor, bir sürü zahmet, para ve uzun bir süreden sonra davayı zaten kaybediyor, çok ısrar ederse dava sürecini Danıştay’a başvurarak uzatıyor ve aradan geçen yaklaşık iki üç yıllık bir süre içinde zaten o 1/1000 ölçekli plan ayrıntısında ve ihlalleriyle birlikte hayata geçmiş oluyor…
Bu şablonu Adalar’dan alın ülkenin herhangi bir yerine koyun. Hiçbir şey değişmez inanın. Biz Adalılar olarak, kuralsızlıklara, hukuksuz uygulamalara karşı mücadele veren bir avuç insan olarak pek çok defa yaşadık. İstanbul Adaları Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Derneği’nin yapılan her hukuksuz uygulamaya karşı verdiği mücadele, açtığı davalar, verdiği dilekçeler hepsi internet sitesinde herkese açık. Dileyen bakabilir… Bu yüzden öncelikle görmemiz gereken Adalar’da imar talanından önce ülkede imar talanı gerçeği…. Tüm kamu
kurum ve kuruluşlarının, tüm yerel yönetimlerin bu sistemin bir parçası olduğu… Küçük bir iki örnek… Evet, 1/1000 ölçekli planlar Koruma Kurulunda ama bu planlar Adaların her yerini mi kapsıyor? Hayır.. Ormanlar ve Kıyı şeridi bu kapsamın dışında. Bu alanlar ile ilgili söz sahibi Çevre ve Şehircilik Bakanlığı. Çünkü 644 sayılı KHK ile bir Koruma Kurulları ve ilgili meslek odalarının denetimleri bir torba yasanın içerisine sokularak bir gecede bypass edildi. Ve Türkiye’nin her yerini yakından ilgilendiriyor.
İstanbul Büyük Şehir Belediyesi daha 1/1000’lik planlar onaylanmadan dört adanın İDO iskeleleriyle ilgili 1/1000’lik plan değişikliği ilan edebiliyor. Bununla da yetinmeyip bu plan değişikliklerini askıya çıkarıp yürürlüğe sokabiliyor.
Topografyasını bozmaktan tutun, bina yüksekliğine, Anıtlar Yüksek Kurulu’nun kararının hiçe sayılmasına kadar her türlü hukuksuzluğu bünyesinde barındıran Seferoğlu inşaatına ne demeli?
Konu uzun, yer dar… Sürdüreceğiz…
Özlem Yüzak