Adalar Belediye Başkanı Ali Ercan Akpolat, son dönemde hem siyasi duruşu hem de yönetim tarzıyla tartışmaların odağında yer alıyor. Akpolat’ın, İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu’na destek için gerçekleştirdiği sembolik eylemler, özellikle Marmara Denizi’nde “İmamoğlu’na Özgürlük” pankartı açması, bazı kesimlerde “dalkavukluk” olarak nitelendiriliyor. Bu terim, samimiyetsiz ve manipülatif davranışları ifade eden olumsuz bir anlam taşısa da, Akpolat’ın bu eylemleri halkın iradesine sahip çıkma çabası olarak savunduğu biliniyor. Ancak, Adalar’daki yönetim krizleri ve çözüm bekleyen sorunlar, bu eylemlerin gölgesinde kalmaya devam ediyor.
Akpolat’ın belediye başkanlığı adaylığı açıklandığında, tarihçi ve yazar Erol Mütercimler’in “Adalar’a atanan aday evlere şenlik” yorumu, sosyal medyada geniş yankı bulmuştu. Mütercimler’in bu sözü, Akpolat’ın adaylığına yönelik erken bir eleştiri olarak değerlendirilmişti. Bugün ise, bazı Adalılar, Akpolat’ın yönetim tarzını ve İmamoğlu’na yakın duruşunu eleştirerek, “Arkadaşını söyle, sana kim olduğunu söyleyeyim” atasözünü hatırlatıyor. Eleştirmenler, Akpolat’ın İmamoğlu’nun yargılandığı davalara destek vermek için yaptığı eylemleri, Adalar’ın sorunlarını çözmek yerine siyasi şov olarak görüyor.
Adalar, tarihi ve doğal güzellikleriyle İstanbul’un incisi konumunda olmasına rağmen, son yıllarda yönetimsel sorunlarla boğuşuyor. Kaçak plaj işletmeleri, denetimsiz kıyı taşımacılığı, bisiklet güvenliği eksiklikleri ve imar rantı iddiaları, halkın tepkisini çekiyor. Akpolat’ın “Beni tutuklayacaklar” söylemleri, kamuoyunda “siyasi strateji” ya da “milletvekili olma hırsı” olarak yorumlanıyor.
Adalılar, Akpolat’ın makamında yeterince vakit geçirmeyip İstanbul’u gezdiğini ve seçim öncesi verdiği sözleri tutmadığını iddia ediyor. Adalılar, “Adalar’ın sorunları çözülmeden, belediye başkanı neden başka meselelerle uğraşıyor?” sorusunu yöneltiyor.
23 Haziran 2025’te, Akpolat’ın Marmara Denizi’nde gerçekleştirdiği deniz dibi temizliği etkinliği sırasında açtığı “İmamoğlu’na Özgürlük” pankartı, hem ulusal hem de yerel medyada geniş yer buldu. Akpolat, bu eylemin yalnızca İmamoğlu’na değil, haksız yere tutuklandığını iddia ettiği tüm belediye başkanları ve kamu görevlilerine destek olduğunu belirtti. Ancak, bu eylem, bazı Adalılar tarafından “samimiyetsiz” bulunarak, belediye başkanının asli görevlerini ihmal ettiği yönünde eleştirilere yol açtı.
Akpolat’ın sıkça dile getirdiği “Beni hapse atacaklar” söylemi, bazı kesimlerde alay konusu olurken, kimileri tarafından ciddiye alınıyor. Sosyal medyada bir kullanıcı, Akpolat’a hitaben, “Seni kimse kale almıyor, ama sürekli söylersen olur. Milletvekili olma hırsın yüzünden aileni riske atma. Hapishane güllük gülistanlık değil” uyarısında bulundu. Bu tür söylemler, Akpolat’ın siyasi geleceğine dair spekülasyonları artırıyor.
Adalar, bir yandan doğal ve tarihi dokusunu koruma mücadelesi verirken, diğer yandan yönetimsel sorunlarla karşı karşıya. Ali Ercan Akpolat’ın belediye başkanlığı, hem destekçileri hem de eleştirmenleri tarafından yakından izleniyor. Adalılar, şeffaf ve katılımcı bir yönetim beklerken, Akpolat’ın siyasi duruşu ve eylemleri, tartışmaları daha da alevlendiriyor. Sorular ise cevapsız kalıyor: Akpolat, Adalar’ın sorunlarını çözebilecek mi, yoksa siyasi hamleleriyle mi anılacak?
