BÖLÜM V- MEHTAPLI GECELER

BÖLÜM V- MEHTAPLI GECELER
Yayınlama: 09.11.2025
A+
A-

Mihail çoktan çıkmıştı uçurumun tepesindeki taşın ucuna. Biz bu gün bile o kayaya ’’ölüm kayası’’ neden dediğimizi bilmezdik işin doğrusu. Biraz yukarıda çeşmeye uzak olmayan düz bir yerde uzandılar çamların altına sere serpe.

Bitmedi birbirlerine hevesleri saatler geçmesine karşın. Sabah gün ışığı doğarken şehirde ne olup bittiğini anlatıyordu Mihail. Artık uzun süre sandalında kalacağını söyleyerek sevindirdi Kalyopi’yi Mihail.

Etraftan geçen bir balıkçı teknesini bile görmek mucizeydi. Mihail küçük kovukta sandalını iyice kamufle etmiş, Kalyopi’nin getirdiği yiyecekleri ve yakaladığı balıkları yiyordu. Yanında, bir de, o güze şaraplık kara üzümden yapılmış,koca bir damacanaya koyduğu şarapları beraber içiyorlardı buluşunca, keyifle.

Ne Kalyopi gidebiliyordu limana, ne de Mihail’in izni vardı limana gitmesine. Yakalasalar, öldürürlerdi.
Aradan üç hafta geçti, şehirde ne oluyor ne bitiyor merak da ediyordu. Bu sefer doğrudan Samatya sahiline gidecekti. Öyle de yaptı.Gece buluşmasını gece yarısı olmadan sonlandırıp, asıldı küreklere, rüzgar da iyiydi. Burgaz’ı (Antigoni) ve Kınalı’adayı ( Proti) sönük birkaç ışığı geride bırakarak yıldızların yardımıyla çabucak geçip, neredeyse tan ağarmadan Samatya’ya, limana geldi. Soranlara; iyi balık tuttum, hepsini sattım! diye bilgi de veriyordu. Hipodromun oldugu yere, yani şimdiki Sultanahmet meydanına çıktı. Sarayda da tahribat vardı ama meydan tam bir harabeye dönmüş, Venedikliler yılanlı sütunun üzerindeki altın kaseyi parçalayıp koparıp almışlar, duvarlı sütunu kaplayan bronz plakaları , Bronz 4 atlı heykeli de yerinden söküp almışlar.(Şimdi Venedik’te San Marko kilisesinin cephesinde, aslı ise o binanın içindedir).Venedikliler başı çekiyordu ama Avrupa’nın tüm Hristiyan şehir devletleri onlardan aşağı kalmıyordu.

Yaz böyle geçecek gibiydi. Şehir tahrip olmuş, bir çok kişi canını kurtarmak için başka yerlere kaçmaya başlamıştı. Bu böyle devam edemezdi. Haçlılar kentte kontrolü artırmıştı, orada da kalamazdı. Tek çare yaz sonu Kalyopi’yi alıp Heybeli’den kaçırmaktı. Yeteri kadar parası vardı, iki üç at, bir araba şehirden çıkmaları için yeterdi. Ama bunun için şehre gidemezlerdi. Bir plan yaptı, önce bir akşam beraber Büyükada ucundaki Meandros adasına gidecekler, bir gece güney doğuya bakan arka tarafta kalacaklar, rüzgar uygunsa yelken ve kürekle Yalova taraflarına gidip oradan yollarına, alacakları at arabası ile devam edeceklerdi. Latinler oralara hiç gitmemişti. Onlara İstanbul’un her türlü zenginliği yetiyordu.

Deniz Emin Tüfekçi

Yarın: BÖLÜM VI-KAÇIŞ PLANI

Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.

Exit mobile version