İstanbul Adaları‘nın en büyüğü ve en çok ziyaret edileni olan Büyükada, Yunanca ismi ile Prinkipos (Πρίγκηπος) Prens Adaları’nın en gözde adası. Prens Adaları’nın merkezi konumunda. Diğer adalar gibi tıpkı Büyükada da tarih içerisinde daha çok dinlenme yeri olarak tanınmış. Kimi zaman imparatorların, soyluların ve rahiplerin sürgün yeri olmuş kimi zaman da dinlenmek, eğlenmek ve ilham almak için aranan bir yer olmuştur.
Tarihi yapıları, plajları, eşsiz manzarası, farklı yaşam tarzı, çam ağaçları ve nefes aldıran sokakları ile ziyaretçilerini büyüleyen, Bizans imparator ve imparatoriçelerinin sürgün yeri ve İstanbul’un en sevilen bölgesi Büyükada’ya gelin birlikte göz atalım.
“Büyükada’ya nasıl gidilir?” diye sorulduğunda öncelikle İstanbul dışındaysanız İstanbul’a ulaşmanız gerekiyor. İstanbul’a ulaştıktan sonra;
Bostancı’dan Büyükada’ya gitmek istediğinizde Mavi Marmara firmasına ait motorlar ile 35 dakikalık bir yolculuk sonucunda Büyükada’ya ulaşabilirsiniz. Bir başka alternatif olarak Şehir Hatları Vapurlarını kullanabilirsiniz. Ancak Şehir Hatları Büyükada vapur seferleri çok seyrektir. Bu yüzden Büyükada vapur saatlerini yolculuğunuz öncesinde iyi bilmeniz gerekiyor.
Kabataş-Büyükada seferi yapmak istiyorsanız Dentur motorlarını tercih edebilirsiniz. Yolculuk yaklaşık 1 saat sürmektedir. Yalova ve Avcılardan Büyükada’ya yolculuk etmek istediğiniz de ise yine Dentur firmasının düzenlediği Büyükada seferleri ile yolculuk yapabilirsiniz. Kartal’dan Büyükada’ya ulaşmak isteyen yolcular ise Prenstur firmasının seferleri ile Büyükada’ya ulaşabilirler. Büyükada-Kartal arası yolculuk yaklaşık 25 dakika sürüyor.
Eminönü’nden Turyol firması seferleri ile 1 Saat 15 dakika, Karaköy’den 1 saat 15 dakika ve Kadıköy’den 50 dakikada ulaşabilirsiniz. Kadıköy-Büyükada Şehir Hatlarını kullanmak isterseniz de yine 1 saat 15 dakikada Büyükada’ya ulaşabilirsiniz.
Bakırköy’den Büyükada’ya gitmek isteyen yolcular Turyol firmasının düzenlediği seferlerle ve Yeşilköy’den Büyükada’ya gitmek isteyen yolcular Mavi Marmara firmasının düzenlediği seferlerle Büyükada’ya ulaşabilirler.
► Adalar Vapur Seferleri ve Ücretleri sayfamızı ziyaret ederek Büyükada’ya düzenlenen tüm vapur ve motor saatlerini detaylı inceleyebilirsiniz.
Büyükada genellikle İstanbul’da yaşayan vatandaşların haftasonu/günübirlik kaçamaklar yaptığı ve şehirden biraz olsun uzaklaşabildiği bir bölge konumunda. “Büyükada’ya ne zaman gidilir?” diye sorulduğunda aslında verilebilecek net bir cevap bulunmuyor. Büyükada her mevsim bambaşka güzelliklere sahip bir cennet köşesidir. Yaz aylarında açan Begonvil ağaçları hoş bir pembe renge boyar Büyükada’yı. Bahar aylarında ise Mimoza ağaçları sarının her rengine doyurur. Çam ormanları yeşilin her tonuna sahiptir. Kış aylarında ise bembeyaz bir kar gelinlik gibi süsler Büyükada’yı. Sonbaharda ise biraz hüzün kaplar ama o hüzün nice şairlere ilham olmuştur Büyükada’da. Hangi mevsim giderseniz gidin, İstanbul’dan tamamen farklı bir havaya sahiptir ve İstanbul’dan tamamen kopuktur.
Aslında net bir cevap yoktur evet fakat verebileceğimiz güzel öneriler bulunuyor elbet. Büyükada yaz aylarında (haziran-temmuz-ağustos) ve özellikle haftasonları son derece yerli ve yabancı turistin ziyaret noktasıdır. Bayram günlerinde vapur iskelesinde izdiham denecek kadar kalabalık olmaktadır. Bu sebepten dolayı kalabalıktan kaçmak isteyen kişiler için yaz ayları uygun bir mevsim değildir. Sessiz ve huzurlu bir gün geçirmek isteyenler yağışsız bir bahar günü (mart-nisan-mayıs) ve özellikle haftaiçi Büyükada’yı ziyaret ettiğinde aradığı huzuru rahatlıkla bulabilirler.
Eşsiz fotoğraflar çekmek isteyen kişiler de yine Büyükada’ya gitmek için sonbahar mevsimini (eylül-ekim) tercih etmelidirler. Büyükada, sonbahar mevsiminde doğanın sahip olduğu tüm renklere bürünüyor. Ayrıca sonbahar mevsiminde Büyükada oldukça sakindir.
Kış aylarında ise Büyükada bembeyaz bir cennet görünümüne sahip oluyor. Çam ormanları, dar sokakları ve masalsı köşkleri, bembeyaz örtü ile bambaşka bir görünüme sahip oluyor. Kış aylarında Büyükada’nın en hareketli olduğu günler; yılbaşı tatili, sömestr tatili ve 14 şubat sevgililer günü günleridir. Okulların ara vermesi ile birlikte huzurlu bir tatil geçirmek isteyen aileler Büyükada’yı tercih etmektedir. Bu özel günlerde Büyükada’da otel ve pansiyon kiralamak isteyenler, rezervasyon işlemlerini erken yapmalıdırlar. Kış aylarında Büyükada’ya gitmek isteyenler fırtınalı günlerde dikkat etmelidir. Vapur ve motor seferlerinin fırtınalı ve sisli günlerde sık sık iptal edildiğini bilmelidirler.
Şehrin Karmaşasından Uzaklaşmak mı? Nasıl Yani!
Birçok gezi blogunda, dergilerde, gazetelerde veya TV belgesellerinde Büyükada, şehrin karmaşasından kaçabileceğiniz bir yer olarak anlatılmaktadır. Ancak Büyükada, yaz aylarında ve özellikle hafta sonlarında çok ama çok kalabalık oluyor. Bu karmaşa henüz motora binmeniz ile başlıyor ve oturacak yer dahi bulamayabiliyorsunuz. Saat meydanı, faytona binmek isteyenlerin oluşturduğu kuyruk ve nereye gideceğini bilemeyen kalabalık Arap turistler ile tam bir mahşer yerine dönüyor. O yüzden Şehrin karmaşasından uzaklaşmak mı? Nasıl Yani!
► Adalar Hava Durumu yazımıza göz atarak sizin için en uygun günü seçebilirsiniz.
Hafta içi her gün (ama yaz aylarında yine de kalabalık olabilir), kış aylarında her gün.
Çalışan kişiler için hafta sonları tek seçenek olduğu için, Büyükada’ya hafta sonu gelenler herkesin gittiği yollardan gitmeyerek günlerini güzelleştirebilirler.
Sonbahar yavaş yavaş kendini göstermeye başladığında plajlardan insanlar yavaş yavaş çekiliyor ve özellikle okulların açılmasıyla sokaklar Adalılara kalıyor. İskelede fayton kuyruğu bir anda kayboluyor. Amaçsızca ve şuursuzca bisiklete binenler hayalete dönüşüyor. Roma dondurmacısının önündeki kuyruk bile azalıyor. İşte Büyükada’yı keşfetme zamanı o zaman başlıyor!
Büyükada’ya kalabalık bir gününde gelmek ile az insanın olduğu bir gün gelmeniz arasında gerçekten büyük farklılıklar var. Büyükada’da kendinizi Ege’nin bir kıyı köyünde gibi de hissedebilirsiniz veya araplarla dolmuş Taksim’deymiş gibi de hissedebilirsiniz.
Büyükada’ya geldiğinizde cevap vermeniz gereken iki soru var:
Denize mi gireceksiniz? Adayı mı gezeceksiniz?
Sonbahar aylarında boşalan Büyükada sokakları, ziyaretçiler için kalabalıktan ve gürültüden uzak mükemmel bir gün sunuyor. Dökülen yapraklar, esen ılık rüzgar ve puslu havalar fotoğraf çekmek isteyenler için eşsiz manzaralara ev sahipliği yapıyor.
Kısacık bir not: Özellikle de yaz aylarında kapımızın önüne sevimli dostlarımız için bir kap su koyalım.
Büyükada’da yaz ayları son derece hareketli geçmektedir. Özellikle haftasonları Büyükada sahilleri dolup taşıyor. Büyükada’da artan otel ve pansiyon sayıları ve Büyükada’nın son yıllarda sosyal medyada artan popülaritesi neticesinde Büyükada yaz aylarında çok fazla kalabalık oluyor. Bu nedenle Büyükada sokakları faytonlarla ve bisikletlerle dolup taşmaktadır. Özellikle son yıllarda Büyükada Arap turistlerin de uğrak noktasıdır. Tüm bu sebeplerden dolayı yaz ayları huzur ve sessizlik isteyen ziyaretçiler için pek de uygun değildir. Fakat yine de Büyükada yaz aylarında yapacak bir dolu güzel aktivite imkanına sahiptir.
► Büyükada’da ne yapılır? yazımızı incelemek ister misiniz?
Kısacık bir not: Özellikle de yaz aylarında kapımızın önüne sevimli dostlarımız için bir kap su koyalım.
Büyükada’ya gezmeye gelen yerli veya yabancı tüm ziyaretçiler için önerimiz tabiki Büyükada’da bisiklet kiralamak. Büyükada’yı hakkını vererek gezmek istiyorsanız en uygun seçenek bisiklet kiralamak olacaktır. Büyükada’nın tarih kokan sokaklarını dolaşmak, yaşlı çam ağaçlarının altında dinlenmek, eski ahşap evlerinin ve rengarenk çiçeklerinin önünde hatıra fotoğrafları çekmek istiyorsanız mutlaka bisiklet kiralayın. Bisikletinizi saatlik veya günlük olarak kiralayabilirsiniz.
Büyükada’ya kendi bisikletiniz ile gitmek istiyorsanız bir tam kişi ücreti karşılığında motorlara veya vapurlara bisikletinizi yükleyebiliyorsunuz.
Yaz Akşamlarının Eğlencesi Lale Sineması idi…
Lale Sineması, 55 yıl boyunca Büyükada halkı için bir ritüel haline gelmiş, aşk acılarına ortak olunduğu, kahkahaların karşılıklı atıldığı ve ada akşamlarının eğlenceli hale geldiği bir uğrak yerdi. 1950 yılında kurulmuştur. Yazlık sinema kültürünün yaşandığı enfes bir sinema idi. “idi” diyoruz çünkü artık Lale Sineması işletilmemekte…
Lale sinemasının son hali hakkında hazırlanan enfes habere göz atmalısınız. Haberde sinemanın işletmecisi Ferruh Bey’in röportajını da bulabilirsiniz: https://m.bianet.org/bianet/yasam/188658-adalilar-icin-lale-sinemasi-na-gitmek-55-yil-boyunca-bir-ritueldi
Büyükada ile özdeşleşmiş ve tadına varmanız gereken bir çok lezzet bulunmaktadır. Günün her öğününe hitap eden bir sınırsız sayıda işletme bulabilirsiniz. Sabah kahvaltısı, deniz manzarası eşliğinde akşam yemeği, deniz kenarında rakı sofrası, canlı müzik, fast-food, börekçiler, yöresel yemekler, tatlılar veya dondurma… Mutfak olarak günün keyfini çıkarmanız için ihtiyacınız olan her lezzet Büyükada’da mevcut.
“Büyükada’da ne yenir?” adlı yazımızdan detaylı bilgiye ulaşabilirsiniz. Ben ise buraya özellikle Büyükada’nın tarihi dokusunu biraz olsun hissedebileceğiniz güzellikleri listeledim.
Yazarın Önerdikleri:
Değerli okuyucular, Büyükada’da keyif aldığım nadide güzellikte bir mekan… Yolu yokuşlu ve fazlasıyla dik fakat o manzara herşeyi unutturuyor. Ben rakı veya bira dedim ancak bir okuyucumuzdan şarap da eklememiz istendi. Fiyatları ise ada genelini düşündüğümüzde oldukça ucuz. Ölmeden önce yapmanız gereken şeylerden biri; mutlaka güneşi burada batırmak.
Pişşşşşmaaaniyeciii….. Ramazan Abi, Ada’nın bir ucundan bağırır diğer ucundan duyulur. 1987 yılından bu yana sokak sokak geziyor Ada’yı ve mükemmel pişmaniyeleriyle lezzete boğuyor bizi. Yıllardır hiç eskimeyen 3’lü çikolatalı pişmaniyesini kesinlikle öneririm.
Not: Birinin arkanızdan pişşş diye seslendiğini duyuyorsanız sonrasında duyacağınız -maniyeci ekine hazır olun ve onun pişmaniyeci Ramazan Abi olduğunu farketmenin sakinliği içinde gülümseyin.
Vapur iskelesinden yukarı çıkmaya başladığınızda solda kalan küçük ve şirin dondurmacı. Yaz aylarında günün her saatinde önünde kuyruk hiç eksik olmaz. Ucuzluğun ve kalitenin bir araya geldiği güleryüzlü dondurmacıdır. Krokan, ceviz, karamel ve antep fıstığı favorilerimiz arasında.
Sarıyer dondurmacısı saat kulesine yürüyerek yaklaşık 2,5 dakikalık bir mesafade Büyükada Çarşı olarak adlandıralan yerdedir. Buradan kaymaklı dondurma almanızı öneririz. Kilo ile dondurma satın alabiliyorsunuz.
1991 yılından bu yana Hüseyin abinin kurabiyeleri adalıları büyülemektedir. Kurabiye cennetidir. Hiç ama hiç tatmadığınız kurabiye çeşitlerini deneyimlemek için mutlaka çarşıda bulunan Büyükada Pastanesini ziyaret etmelisiniz.
Saat kulesinin hemen solunda kalan Dolci Büyükada’nın en ünlü pastenelerinden. Kahvaltı için en çok tercih edilen mekanların başında gelmektedir.
Yunus Dondurmacısı, 1960 yılından bu yana hizmet veriyor. Yunus Dondurmacısı’nın sabit bir mekanı yoktur. El arabasıyla gezer ve gül şeklinde dondurma ikram eder. Büyükada’da kendisini bulmak için Anadolu Kulübü veya Su Sporları Kulübü’nün önüne gitmelisiniz. Dondurma çeşidi çok fazla değil. Limon, vişne, şeftali, çikolata, kaymak ve kavunlu dondurma bulabilirsiniz.
► Büyükada’da ne nerede yenir ve bizim tavsiylerimiz nelerdir merak ediyorsanız, linke tıklayarak daha detaylı bilgi alabilirsiniz.
“Büyükada’da nerede kalınır?” diye sorulduğunda liste olabildiğince uzuyor. Adalarda konaklama konusunda en şanslı olduğunuz yer Büyükada’dır. Her bütçeye uygun otel ve pansiyon bulunuyor. Dilediğinizde günü birlik ev kiralama şansınız dahi bulunuyor. Ada’ya adımınızı atmanıdan itibaren sizleri Büyükada otelleri karşılıyor. Büyükada’nın tüm çevresine yayılmış onlarca (bi’ nebze ucuz) pansiyonlar bulunuyor. Yaz aylarında ise bu ufak pansiyonların fiyatları çok absürt rakamlara ulaşıyor. Dedik ya Büyükada çok meşhur oldu. Adanın tarihi dokusunu hissebileceğiniz lüks oteller ise genellikle çarşı ve çevresinde konumlanmıştır.
Büyükada’da kalma keyfini yaşamak isteyen okuyucularımız için Büyükada’nın En Ünlü Otelleri:
► Büyükada Otelleri ve Pansiyonları yazımızı inceleyerek Büyükada’daki otel ve pansiyonlar hakkındaki tavsiyelerimizi okuyabilirsiniz.
Marmara’da denizin temiz olduğu konusunda kimseye söz veremiyoruz. Bu başlığı okumadan önce mutlaka bu habere göz atın. Marmara denizi ile ilgili bir haber:
Sağlık Bakanlığı Raporlarına Göre İstanbul’un En Kirli Plajları
Bu haberi okuduktan sonra hala denize girmeye kararlıysanız gelelim konumuza. Büyükada 4 tarafı denizlerle çevrili ancak denize ulaşımı son derece kısıtlı bir adadır. Halk plajı yoktur (ücretsiz plaj). Halkın denize ücretsiz girmesi için sahip olduğu alan yok denecek kadar azdır. Var olan kısımlar ise son derece bakımsız ve deniz keyfi sürmeniz için pek de sağlıklı imkanlara sahip değildir.
Ancak, ücreti ile birlikte denize girebileceğiniz pek çok özel işletme bulunmaktadır. Büyükada’ya vardığınızda karşınıza ellerinde broşürler ile bu işletmelerin reklamını yapan birçok çalışan çıkacaktır. Birçok işletme ise adaya ayak bastığınız iskelenin hemen yanında bulunan alanda, kendi işletmelerine ücretsiz motor seferleri düzenlemektedir. Yani adayı hiç gezmeden ve hiç yürümeden bir plaja rahatlıkla ulaşabilirsiniz.
Büyükada’da plajlar fiyatları haftaiçi ve haftasonu olarak farklılık göstermektedir.
Büyükada’nın en meşhur plajları:
► Büyükada Plajları ve Fiyatları yazımızdan Büyükada’daki plajlar hakkında daha detaylı bilgiye ulaşabilirsiniz.
Denize Girmek İsteyenlere Not
Büyükada yaz aylarında ve özellikle haftasonları çok kalabalık olduğundan deniz keyfi sürmek isteyenler için genellikle kötü bir deneyim haline gelmektedir. Kalabalıktan ve turistlerden yaka silktiğiniz bir gün olarak akıllarda kalmaktadır.
Doğan Şahin veya bilinen adıya Jetskili amca, Adalar’a yaklaşan vapurları jetskisiyle takip etmesi ve görsel şovlar yapmasıyla tanınmaktadır. 1950 yılında Büyükada’yı yüzerek turladığında 19 yaşındaydı, 1961 yılında Manş Denizi’ni 14 saatte yüzerek geçti. 75 yaşında ise baypas ameliyatı olduktan sonra Dragos’tan Büyükada’ya yüzdü. Artık dinleniyor ve yakın zamana kadar kullandığı jetski, kızları tarafından Adalar müzesine verildi.
Büyükada’nın hiç eskimeyen yüzü Nora… Yaşamdan keyif almasını bilen çok güzel insandı. Zayıf, sarışın ve yaşını almış bir kadındı. Sigaradan kalınlaşmış sesi çok gür çıkardı. Sevdiği herkese laf atardı. Çarşı esnafından herkes onu tanırdı. Dilediği dükkanın önünde oturur bir bardak çayını içer kalkardı. Yanından hiç ayrılmayan küçük köpeği vardı. Yalnız yaşadı, yalnız öldü Nora. Işıklar içinde uyusun.
Büyükada’ya geldiğinizde denize girme planınız yoksa yapmanız gereken hemen bir bisiklet kapıp tarih kokan sokakları keşfetmek. E tabi “sokak sokak dolaşmak nereye kadar?” diyebilirsiniz. Bu yüzden Büyükada’ya geldiğinizde yapılması gereken şey mutlaka büyük tur veya küçük turu tamamlamak.
Bu iki tur size uzun gelebilir. İşte o zaman Büyükada’yı Büyükada yapan tarih kokan köşkleri keşfetme seçeneğiniz mevcut.
Mangal yapma planınız varsa Dilburnu mesire alanına gidebilirsiniz.
Büyükada müzesini ziyaret edebilirsiniz.
Yazının devamında hepsi hakkında detaylı bilgi bulabilirsiniz.
Bisikletinizi kiraladıktan sonra Büyükada’yı etraflıca gezebileceğiniz 2 tur mevcut.
1- Büyük Tur,
2- Küçük Tur.
Bisikletinizi kiraladıktan sonra yapmanız gereken hemen çarşıdan kaçmak. Çarşı içi sizin gibi gezmek isteyen günübirlikçiler ve faytonlarla dolu. Dolasıyla fazlasıyla kalabalık oluyor. Bisikletinizi kiraladığınız gibi Büyükada’nın bol ağaçlı, çiçekli ve kedili sokaklarına koyulun.
1- Küçük Tur
Ortalama 7 km’dir ve iskeleden başlar. Çankaya Caddesiyle devam eder. Nizam yolunu takip ettiğinde Birlik Meydanı’na halk adıyla Lünepark’a ulaşırsınız. Buradan Rum Mezarlığı, Karacabey Koyu, Maden Yılmaz Türk Caddesi’ni takip edip, Çınar Meydanı ve iskeleye tekrar dönüş yaparsınız.
2- Büyük Tur
Yaklaşık 14 km’dir ve Küçük Tur’a göre oldukça sakindir. Küçük Tur’da olduğu gibi Lünepark’a çıkılır ve Büyük Tur Tabelası takip edilir. Ada’nın arkasını tamamen dolaştıktan sonra Rum mezarlığına gelinir ve Küçük Tur’daki gibi yol takip edilir. Büyük Tur güzergahı Ada’nın yerleşim bölgelerinden tamamıyla uzaktadır. Doğa severlerin, deniz manzarasına ve oksijene doyacağı Büyük Tur üzerinde çeşitli dinlenme tesisleri bulunmaktadır. Lunapark, Viranbağ Gazinosu ve Mavi Club (çok güzel bahçesi ve lokantası var) …
Viranbağ Gazinosunda çayınızı yudumlarken şair Yahya Kemal Beyatlı’nın burada kaleme aldığı Virenbağ adlı şiirini okuyabilirsiniz.
Adalardan yaza ettik de vedâ
Sızlıyor bağrımız üstündeki dağ,
Seni hâtırlıyoruz Vîranbağ!
Yine bir sofrada şen şakraktık,
Gün denizlerde sönerken baktık,
Ve çobanlar gibi dallar yaktık.
Uyuduk kırda, gezindik dağda,
O yazın, âh o engin çağda,
Geçti en son günü Vîranbağ’da.
Yahya Kemal Beyatlı
Büyük Tur yolu üzerinde Atatürk’ün en sevdiği kitap olan Çalıkuşu’nun yazarı Reşat Nuri Güntekin’in evini de görebilirsiniz. Ev ziyarete açık değil ancak yine de onun geçtiği yollardan geçmek, onun izlediği manzaraya ortak olmak isterseniz evinin önünde biraz soluklanabilirsiniz.
Bisiklete Binerken Dikkat!
Büyükada’da motorlu araç trafiği olmasa da bisiklete binerken trafik kurallarına uymaya dikkat etmelisiniz. Büyükada’nın dik yokuşları bisiklet süren kişiler için oldukça tehlike arz etmektedir. Ayrıca yaz aylarında ve özellikle haftasonlarında Büyükada çok yoğun olmakta ve bisiklet kazaları sık yaşanmaktadır. Kendi sağlığınız ve başkalarının da sağlığı için kurallara uymaya dikkat edin. Bir kazanın meydana gelmemesi için kiraladığınız bisikletinizin frenlerini ve viteslerini mutlaka yola çıkmadan kontrol etmelisiniz.
Büyükada’nın batısında yer alan Dilburnu piknik alanı 500 metre uzunluğunda ve 100 metre genişliğinde. Büyükada’nın Batı kıyısında denize bir kılıç gibi uzanır. Çam ağaçlarının altında piknik masaları bulunmakta. Dilerseniz kendi mangalınızı yakabileceğiniz alanlar mevcuttur.
Çevremizi Temiz Tutalım!
Büyükada ormanları genel itibari ile piknik yapmanıza olanak sağlayacak coğrafyaya sahiptir. Ancak ateş yakmak kesinlikle yasaktır. Piknik yaparken dikkat etmeniz gereken en önemli husus çevreyi temiz tutmanızdır. Büyükada’da kendinizi ılık bir akşamüstü bir çam ağacının altında rüzgarın sesini dinlerken ve güneş batarken hayal edin. Çok mükemmel değil mi? İşte bu mükemmelliği çevreyi kirleterek bozmayın.
Ateş Yakmayalım! Sigara İzmaritlerini Yanarken Yere Atmayalım! | Orman Yangın İhbar: 177
Sevgili okurlar. Tüm ülke ormanlarımızın ve Adalarımızın en büyük tehditi ve korkusu orman yangınları. Lütfen dikkatli olalım. Lütfen kurallara uyalım. Son yıllarda orman yangınları çok fazla canımızı yaktı. Lütfen ormanlık bölgelerde sigara izmaritlerini yerlere atmayalım, ateş yakmayalım.
Büyükada gece hayatı denildiğinde akla ilk gelen sahilde bulunan balık lokantaları oluyor. Vapur iskelesinin hemen yanına Gülistan Caddesi’nde sıra sıra dizilmiş balık lokantalarında canlı müzik eşliğinde rakı-balık yapabilirsiniz.
Bazı kaynaklarda “rakı-balık eşliğinde yüksek sesli müzik olmuyor, huzurlu bir musiki ile akşamınızı geçirirsiniz” gibi bilgiler yazmaktadır. Bunun doğru bir bilgi olmadığını söylemeliyiz. Gülistan Caddesi, akşamları fazlasıyla gürültülü olmaktadır. Bu cadde kalabalıktan ve gürültüden kaçmak isteyenler için uygun değildir.
Büyükada ünlü bazı balık lokantaları:
Günlük ihtiyaçlarınızı karşılayacağınız marketler: Büyükada’nın çarşısında Bim, A-101, Carrefour, Migros gibi büyük alışveriş marketleri bulunuyor. Ayrıca çarşı boyunca büyük veya küçük bakkallar da bulunmakta.
Hediyelik Eşya Dükkanı: Tam olarak Büyükada ile özdeşleşmiş bir hediyelik eşya bulunmuyor. Ancak size o günü hatırlatacak objeler veya hediyelik eşyalar satın alabileceğiniz birçok hediyelik eşya dükkanı bulunmaktadır. Bu dükkanları çarşı boyunca bulmanız mümkün. Bu dükkanlardan buzdolabı magneti, hasır şapkalar ve çantalar, el işi aksesuarları, anahtarlıklar vs. gibi birçok hediyelik eşya alabilirsiniz.
Ayrıca denize girmek için gittiğinizde yanınıza deniz şortu, terlik veya havlu alamadığınızda hiç telaş etmeyin. Büyükada Çarşısı’nda hemen her dükkanda bu ihtiyaçlarınızı satın alabilirsiniz.
Büyükada vapur iskelesine girerken hemen sağda size merhaba demektedir Ksidas Kitapevi. Büyükada ve tarihi iskele binasıyla âdeta özdeşleşmiştir. 1917 yılında kurulmuştur ve neredeyse iskele binasıyla yaşıttır. Hediyelik eşya almak isteyenlerin bu tarih kokan butik dükkana mutlaka uğramaları gerekmektedir.
Buyrun efendim bu da Instagram hesaplarının linki https://www.instagram.com/ksidaskitapevi/
Dikkatinizi Çekecek Haber: İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin, Büyükada İskelesindeki dükkanlar için tahliye kaarı alması Ada halkının tepkisini çekti.
Recep Koç caddesinin hemen başında, vapur iskelesine yarım dakika yakınlıkta, saat kulesine sırtınızı verip çarşıya doğru ilerlerken Ziraat bankasına gelmeden sağ tarafta görebilirsiniz. Sevdiklerinize hediye almak istiyorsanız ve Büyükada gezisine dair bir hatıra satın almak istiyorsanız kesinlikle bu dükkanı tercih etmelisiniz. Özen Hediyelik, uygun fiyatı ve çok çeşitliliği bir araya getiriyor.
Bu bina Osmanlı Neo Klasik akımının Büyükada’daki temsilcisidir. Mimarı kesin olarak bilinmemektedir. Bostancı Vapur İskelesi ve Moda İskelesinin mimari yapıları ile benzerliği nedeniyle Mimarın Vedat Tek olduğu tahmin edilmektedir. Yapım tarihi 1914’dür. Çinileri Kütahyalı Mehmed Emin Efendi tarafından yapılmıştır. Kurşun kubbesi ve sekizgen yolcu salonu ile sizlere Adaya ilk adım attığınızda “merhaba!” demektedir. Büyüleyici ve görkemli bir mimariye sahiptir. Büyükada iskelesi 1999-2001 yılları arasında büyük bir restorasyona girmiştir.
İsa Tepesi’nde Hristos Manastırı’nın biraz ilerisinde yapayalnız duruyor. Kaderine terk edilmiş bu devasa bina, 1898 yılında Fransızlar tarafından bir otel olarak inşaa ediliyor. Daha sonra, Aldülhamid tarafından ruhsat verilmemiş ve Fransız şirketi binayı 3700 altına satın alınmıştır.
Büyükada Eski Rum Yetimhanesi Hakkında Detaylı Bilgi İçin Tıklayın!
Daha sonra bir zengin Rum aile tarafından satın alınarak Patrikhane’ye bağışlıyor. Parikhane tarafından da yetim Rum çocukları için okul olarak kullanılıyor. 1960’lı yıllarda boşaltılan bina, halen kullanılmamaktadır. Günümüzde dünyanın en büyük 2. ve Avrupa’nın ise en büyük 1. ahşap binası durumundadır. Uzunluğu 102,5 metre ve genişliği ise 25-35 metredir. 26.000 m2’lik bir alan içinde bulunmaktadır.
Etrafı demir parmaklıklarla çevrilidir ve bahçesine dahi giriş izni yoktur. Dışarıdan görüş açısı çok yoktur.
Ünlü Türk roman yazarının Büyükada’daki evidir. Evde, ünlü Türk romancısı Reşat Nuri Güntekin ailesiyle birlikte yaşamıştır. Bir müzesi yoktur. 3 katlı evin pempe pervazlı bir dış cephesi bulunmaktadır.
Dikkat: Birçok ünlü blog bu evi ziyaret etmeniz ve yazarın eşyalarını görmeniz gerektiğini yazmaktadır. Ancak Reşat Nuri Güntekin’in evi, hiç bir zaman müze olmamış ve ziyarete açılmamıştır.
Büyükada Saat kulesi 1923 veya 1912 yılında inşaa edilmiştir. Vapur iskelesinden biraz yukarı yürüdüğünüzde size “merhaba!” demektedir. 23 Nisan Caddesi’nin hemen başındadır. Büyükada’ya geldiğinizde size ilk hoşgeldin diyen ve ayrıldığınızda hoşçakal diyen o’dur. Büyükada’nın sembolüdür. Rengarenk begonvil çiçekleri ile sarılıdır. Eşle, dostla veya sevgiliyle yapılan randevular Büyükada’da Saat Kulesi’nin altına verilir. Birine yön tarif ettiğinizde her zaman başlagıç noktası olmuştur. Nice sevenlerin kavuşmasına ve nice ayrılıklara tanıklık etmiştir. Adalıların en güvendiği saat o’dur.
1906 yılında Leon Pearce adında bir İngiliz avukatın önderliğinde Büyükada’da kurulan Prinkipo Yacht Clup Company Ltd. 1923’de adını değiştirerek Büyükada Yat Kulübü Osmanlı Anonim Şirketi adını ve Cumhuriyetin ilanından sonra Büyükada Yat Kulübü Türk Anonim Şirketi adını aldı. 1937’de kulübün iflası üzerine Atatürk’ün emri ile Yat Kulüp, Anadolu Kulübünün Büyükada şubesine dönüştü.
Atatürk düzenli aralıklarla Büyükada Anadolu Kulübü’nü ziyaret ederdi. Ziyaretleri esnasında 25 numaralı odayı tercih ederdi.
Pek bilinen bir yer değildir. Huzur İlyas Tepesinde bulunuyor. Ziyaretçilere açık ve Aya Yorgi Manastırı’na çıkarken yolun sağında kalıyor. Lünepark meydanından sonra hemen hemen 700 – 800 metre yokuş çıkmanız gerekiyor. Yol biraz zahmetli ama çıkmaya değer. Manzarası oldukça büyüleyicidir.
2008 yılında Orman İdaresi tarafından yaptırıldı. Kulenin asıl işlevi yangın gözetlemedir.
Büyükada denildiğinde akla her zaman Büyükada’da yaşamış ünlü yazarlar gelmektedir. Reşat Nuri Güntekin, 1889-1956 yılları arasında adada yaşamış ve ünlü eserlerinden “Akşam Güneşi” romanında Büyükada’dan esinlenmiştir. Reşat Nuri Güntekin’in yaşamış olduğu yalıda, Hasan Ali Yücel de bir dönem yaşamıştır. Edebiyatımızın ünlü yazar ve çevirmenlerinden Nurullah Ataç, 1898-1957 yılları arasında burada yaşamıştır. Halikarnas Balıkçısı olarak bilinen Cevat Şakir, ilkokulu Büyükada’da okumuştur.
Büyükada, edebiyat, kültür, sinema, sanat ve televizyon camiasından birçok isme ev sahipliği yapmıştır. Elif Şafak, Oral – İpek Çalışlar, Behiç Ak, Altan Öymen, Buket Uzuner, Ataol Behramoğlu, Ediz Hun, Selda Alkor, Levent Kırca …
Çankaya Caddesi’nde 44 numaralı köşktür. Büyük bir bahçeye sahiptir. Hacopulos’un konağı olarak inşaa edilmiştir. İstanbul’un işgali yıllarında Emperial Oteli olarak çalışmış ve işgalden sonra Yunanistan ile yaşanan mübadele ile birlikte devlete kalmıştır. Günümüzdeki karakol meydanında bulunan Kaymakamlığın yıkılması sonucunda 1927 yılında hükümet binası olarak hizmet vermeye başlamıştır. Köşk, son derece şık bir görünüme sahip olmasıyla beraber içerisinde hayran bırakıcı avizeler ve eşyalar bulunmaktadır. Hükümet konağı 40 odalıdır. Mermer döşenmiş bir köprü ile giriş yapılmaktadır.
Con Paşa, 2. Abdülhamit’in paşalarındandı ve 1900 senesinde kurulan İdade-i Mahsusa Denizcilik Şirketi’nin (ilk Kadıköy-Adalar seferini başlattı) müdürü ve bir ara Belediye reisi oldu. Con Paşa, Vedenikli bir ailenin çocuğuydu ve Midilli doğumludur.
Con Paşa Köşkü veya diğer ismi ile John Avrimidis Köşkü, Çankaya Caddesi üzerindedir. 1880 yılında inşaa edilmiştir. Bahçesinde göz alıcı güzelliklerde heykeller bulunuyor. Con Paşa öldükten sonra bu köşk, Avusturyalı eşine ve çocuklarına kaldı. Osmanlı Devleti’nin Berlin Büyükelçisi Osman Niyazi Paşa ise Con Paşa’nın kızı Alis ile evliydi. 1.Dünya Savaşı başlayınca Con Paşa Almanya’da ve çocukları da Avusturya’da idi. Savaş sonrasında, aileden bir haber alınamadı. Daha sonra maliye, köşke el koydu ve satışa çıkardı. Ev, sırasıyla Emanuel Karasu, Hristo Draganis, Dr. Michal Kuromenos, Ahmet Borovalı ve Müzehher Borovalı’ya intikal edildi.
Galata’nın tanınmış bankerlerinden Konstantinos İlyasko tarafından 19. yy. sonunda yaptırılmış olan köşkün en büyük özelliği, Troçki’nin 1828-1833 yıllarında sürgünde yaşadığı yer olmasıdır.
Troçki, Stalin’e tarafından önce Kazakistan, ardından İstanbul’a sürgüne gönderildi ve Büyükada’daki evde, ikinci eşi Natalia, torunu Sieva ve koruma görevini de üstlenen üç erkek sekreteriyle birlikte yaşadı. Troçki’nin en büyük iki zevki, balkondan manzarayı seyretmek ve Haralambos isimli Rum balıkçıyla balığa çıkmaktı.
► Troçki Köşkü ve Troçki’nin sürgün yaşamı hakkında detaylı bilgi almak için tıklayın!
Troçki, Rusya’dan otobiyografisini ve Rus Devrim Tarihi adlı kitabını burada yazdı. Troçki, Büyükada’yı çok sevmişti. Büyükada’yı terkettiği 17 Haziran 1933 gününde şu cümleleri not defterine yazdı; “Dört buçuk sene oldu. Ayaklarımın Büyükada’ya iyice kök saldığına dair garip bir his var içimde.”
Troçki evi şuan maalesef harabe haldedir.
Taş Mektep bir dönem annelerimizin ve babalarımızın okuduğu okul. Ne hatıralar var bu mektepte. 1870’lerde İskenderiye Patriği Sofronios’un yazlık evi olarak inşa ediliyor. Daha sonra 1922-1967 yılları arasında Büyükada İlkokulu (Taş Mektep) olarak hizmet veriyor.
Cumhuriyet gazetesi haberine göre, İstanbul İl Milli Eğitim Müdürlüğü’ne Büyükada İmam Hatip Ortaokulu olarak kullanılmak üzere gizlice tahsis edildiği ortaya çıktı. Müdürlük tarihi bina üzerinde hiçbir restorasyon ya da yenileme çalışması yapmayınca İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) binayı geri aldı.
Şimdilerde ise Müze ve Sergi Sarayı olarak kullanılmaktadır. Bir dönem taş mektepte okuyanların oluşturduğu Facebook hesabını buradan takip edebilirsiniz.
23 Nisan caddesini takip ederken sol tarafta kalmaktadır. Devasa ve görkemli bir yapıya sahiptir. Büyükada’nın en büyük ve en eski otelidir. Etkileyici avlusuyla sizleri karşılamakta, ahşap mobilyalarıyla ziyaretçilerini adeta büyülemektedir. İnşaa edildiği dönemin zarif tasarımını halen yaşatmaktadır.
Çankaya Caddesi’nde bulunan Mizzi Köşkü, Kurmızı Kuleli Köşk olarak da bilinmektedir. Görünüş olarak Ortaçağ dönemi şatolarına benzemektedir. İngiliz uyruklu George Mizzi tarafından inşa ettirilip daha sonra oğlu Avukat Giovanni Mizzi’ye kalan köşk, sonra defalarca el değiştirimiş. 1930 yılından sonra San Remo ismi ile otel oluyor. İkinci Dünya Savaşı’nda tamamen kapanıyor. Günümüzde ise her bir odası birer otel odası olmak üzere kullanılıyor.
Stefanidis Köşkü’dür. İbrahim Necmi Dilmen bu köşkte yaşamıştır. Osmanlı döneminde inşaa edilmiştir.
1888 yılında Selanikte dünyaya gelen Ahmet Emin Yalman’ın köşküdür. Çankaya caddesinde bulunan köşk, Hatırla Sevgili dizisi burada çekildiği için meşur son yıllada meşur olmuştur.
Çankaya caddesinde bulunan köşk 1878 yılında inşaa edilmiş. Köşkün ilk sahibi İtalyan ressam Gemma Giuliana Pavlina’dır. Daha sonra bu köşk 1910 tarihinde torunu Banker Guiseppe Spiridon Fabiato’ya kalmış. Daha sonra köşk 1941 yılında İtalyan Aurora Agapiu Scotta’ya geçmiş ve Scotta’nın varisi olmadığından dolayı vefatından önce Büyükada San Pacifico Latin Kilisesi’ne bağışlamış. Köşk 1998 tarihinde Turing Otomobil Klübünce satın alınıp Kültür Evi olarak kullanılmaktadır.
Diğer adıyla Blackque Bey köşkü, Çankaya caddesinde bulunmaktadır. Köşkü Blackque bey yaptırmış ve öldükten sonra, 2. Abdülhamit dönemi veziri İzzet Paşa satın almıştır. Edouard Blackque, Pariste doğmuş ve 2. Mahmut tarafından eğitim masrafları karşılanmıştır. Eğitiminden sonra Napoli başkonsolosluğu, ABD’de Osmanlı büyükelçiliği ve İstanbul 6. daire başkanlığı gibi görevlerde bulunmuştur.
Sabuncakis köşkü olarak bilinmektedir. Maden mahallesinde Yılmaz Türk Caddesi üzerinde, Büyükada’da bulunan tek halı sahanın karşısında bulunmaktadır. 2. Abdülhamit döneminde meşhur olan mason Halepli Yorgi Sabuncakis 1904 yılında inşaa ettirmiştir. Bina mason locası olarak kullanılmış ve masonlara ait motiflerle süslenmiştir. Girişte bulunan göz, siz nereye giderseniz gidin sizi izliyormuş hissi yaratmaktadır.
1895 yılında 2. Abdülhamid’in emri ile yaptırılmıştır. İnşaa edildiğinde alt katı okul, üst katı ise camii idi. Yazılı olmayan kaynaklara göre, camii inşaatı esnasında müslüman olmayan kesimler tarafından caminin inşaası engellenmeye çalışılmış, bunun üzerine; Ada açıklarına gönderilen ve burada demirleyen Hamidiye Kruvazörü’nün koruması altında caminin inşaatı devam etmiştir. Cami oldukça şık ve zarif bir görünüme sahiptir. 1998-2001 yılları arasında büyük bir restorasyona girmiştir.
Nizam Caddesi’nde, 81 no’dadır. Dilburnu’na çok yakındır. 1967 yılında inşaa edilmiştir.
Çarşı Camii olarak bilinmekte. Şehit Recep Koç Caddesi’nde 26 numara. 1986 yılında inşaa edildi.
Büyükada Deniz Kulübü sokağında. Kumsal bölgesinde. 1985 yılında inşaa edildi.
Panayia Kilisesi, halk arasında Meryem Ana Kilisesi veya Arabacılar Kilisesi olarak bilinmektedir. Avlu kapısı Fayton Meydanı’na açıldığı için bu ismi almıştır. 19. yy. da yapılmıştır.
İstanbul Adaları’nın Metropolitik Katedrali olan ve Büyükada’nın “koruyucu azizi” Ayios Dimitrios’a adanan kilise 7 Mayıs 1856 yılında ibadete açılmıştır. Kumsalda, Zağnos Paşa Caddesi ile Alaçam Sokağı’nın kesiştiği yerde büyük bir bahçe içinde. Büyük dini bayramlarda ayin burada yapılmaktadır.
Kumsal bölgesinde bulunmaktadır. Büyükada’daki ilk ve tek sinagogtur. 2. Abdülhamid döneminde inşaa edilmiştir. Sinagogun bulunduğu arsayı Avraam Fresko Efendi bağışlamıştır. Bu nedenden dolayı ismine Avraam’ın iyiliği anlamına gelen Hesed Le Avraam denilmiştir.
Büyükada’nın doğu sahilinde, Sedef Adası’nın karşısında yer alır. 14. yy. eseridir. Manastır bir çok kez harap olmuştur. 1894 yılında yaşanan büyük depremde ise denize gömülmüştür. Günümüzdeki halinin inşaa yılı tam olarak bilinmemektedir.
15 Ağustos 1858 yılında açılmıştır. Tarih Meryem Ana’nın Göğe Yükselişi Yortusu’na denk getirilmiştir. Kilise ve binaları 1956 ve 1985 yıllarında tümünden onarılmıştır.
Büyükada’nın Ortodoks kiliseleri arasında en büyüğüdür. Heybeliada’daki Ayia Triada Kilisesini andırmaktadır.
Büyükada’nın en yüksek ikinci tepesinin üzerinde bulunan Hristos Manastırı’nın yerinde aynı adı taşıyan bir Bizans manastırı bulunduğu görüşü yaygındır. Kadıyoran yokuşu ya da Lunapark Meydanı yoluyla ulaşılan İsa Tepesi’nde yer alan Hristos Manastırı’nın Bizan’daki varlığı, Mikhail 1 Comnenus döneminin 1158 tarihli bir kaydına dayanmaktadır.
Büyükada’nın popülaritesini arttıran bir Ortodoks kilisesidir. Bizanslı tarihçilere göre 606 yılında inşaa edilmiştir. Patrikhane kayıtlarına göre M.S. 963 senesinde Bizans İmparatoru Nikiforos Fokas zamanında inşaa edilmiştir.
Büyükada’nın en yüksek tepesinde (204 metre) bulunmaktadır. Bu manastır, adını M.S. 3. asırda, Hristiyan inancından dolayı putperestler tarafından şehit edilen ve bugün mezarı Filistin’de bulunan, Roma ordusunda subay olan, Anadolu’lu (Kappadokyalı) Aziz Georgios’tan almaktadır. Kilise senenin her günü ziyarete açıktır. Ancak 23 Nisan Ay’ Yorgi, 24 Eylül Ayia Apostoli, 10 Şubat Ayios Haralambo ve 2 Temmuz Ayia Vlaherna kutsal yortu günü olduğu için bu günlerde daha kalabalık oluyor.
Aya Yorgi Kilisesi Hakkında Detaylı Bilgi Sahibi Olmak İçin okuyun!
Kiliseye çıkmak için bisiklet kullanmanızı önermiyoruz. Bisikletinizi yokuşun başında müsait bir ağaca bağlayın ya da yokuşun başında ücretli (en son 1 TL idi) bisiklet park alanı bulunmakta. Yürüyerek çıkmanız yaklaşık olarak 20 ila 30 dakika arasında sürmektedir. Yokuş, arnavut kaldırımları ile döşenmiş biçimde. Bisiklet ile ulaşım zaten son derece zor.
Kilise Giriş Saatleri: Kiliseyi pazar günleri yapılan ayin saatleri dışında (09.00 – 12.15) haftanın her günü saat 08.30 ile 16.00 arasında ziyaret edebilirsiniz.
Ayayorgi kilisesi Hıristiyan Ortodoksların gözbebeğdir ve Efes’teki Meryem Ana’nın Evi ile birlikte Hıristiyanlar tarafından Türkiye’deki iki hac noktasından biri kabul ediliyor. Özellikle, iki kutsal günde binlerce kişi buraya akın ediyor. 23 Nisan ve 24 Eylülde Ayayorgi kilisesine çıkan azap yokuşu adeta bir dilek cennetine dönüşüyor.
Dileklerin Gerçekleştiği Kilise
Ortodokslarda 23 Nisan, Yorgo’ların “isim günü” olarak kabul ediliyor. 24 Eylül ise Hz. İsa’nın havarisi Paulus’un yaydığı yeni dine kendini adayan ve defalarca öldürülmeye çalışılsa da mucize sonucu kurtulan Aya Thekla’nın anıldığı tarih.
Bu tarihlerde Aya Yorgi’ye giden yolu çıplak ayakla ve hiç konuşmadan takip edenlerin yarı hacı olduğuna inanılıyor.
İnanışa göre, yokuşun başından (asıl kaynaklarda iskeleden) kiliseye doğru elinde ip makarası ile hiç konuşmadan ve arkasına bakmadan ve çıplak ayakla yürüyen kişinin dileği gerçekleşiyor.
Temel taşı 1885 yılında atılmış ve 1886 yılında tamamlanmıştır.
Müze, ada merkezinden biraz uzakta Reşat Nuri Güntekin’in evinin yakınlarında bulunmaktadır. İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı’ projeleri kapsamında, Adalar Vakfı, Adalar Belediyesi ve Adalar Kaymakamlığı’nın ortak çalışmasıyla hayata geçirilmiştir. İstanbul’un ilk çağdaş kent müzesi olma özelliği taşımaktadır. İçi hem tarih, hem edebiyat hem de sanat barındırmaktadır. Müze, adalardan toplanan ve çok eski tarihlere sahip 20.000 belge ve 6.000 fotoğrafa ev sahipliği yapmaktadır. Pazartesi hariç her gün açıktır.
Adalar Müzesi hakkında blog yazımızı okuyabilirsiniz.
Bisikletler, Elektrikli Motorlar (Kişisel), Elektrikli Otobüs ve Taksiler
Büyükada’da diğer adalarda olduğu gibi motorlu taşıt trafiği bulunmuyor. Yalnızca kamuya ait hizmet araçları Büyükada sokaklarında gezmektedir. Ada içi ulaşım çok kısa zaman öncesine at arabaları (Fayton) ve ya bisiklet ile sağlanıyordu. Ancak artık faytonlar tamamen kalktı ve yerine elektrikli otobüsler ve taksiler aldı.
Son senelerde elektrikli motorlar (kişisel) da Büyükada sokaklarında ulaşım aracı olarak kullanılmaya başlanmış ve oldukça yaygınlaşmıştır. Bu elektrikli araçlar 4 yolcu kapasitesine kadar çıkabiliyor. Büyükada sakinleri de ada içi ulaşımını genellikle bisiklet ile veya elektrikli motorlar ile sağlıyor.
Yeni Ulaşım Aracı Artık Elektrikli Araçlar: Büyükada Elektrikli Araç Hatları ve Sefer Saatleri
► Adalarda Elektrikli Araç Fiyatları Hakkında Detaylı Bilgi Almak İçin Tıklayın!
► Adalılara Özel Ulaşımda İndirim İmkanı Sağlayan Adakart Hakkında Detaylı Bilgi Almak İçin Tıklayın!
SON DAKİKA! |FAYTONLAR YASAKLANDI| SON DAKİKA!
İstanbul valisi Ali Yerlikaya’nın yaptığı son dakika açıklaması ile Adalarda 3 ay süreliğine faytonların yasaklanmasına karar verildi. Yapılan testler neticesinde atlarda çıkan ruam hastalığı sonucunca 81 at itlaf edilmişti. (Aralık 2019).
Adaları’ın Yeni Ulaşım Aracı | Güncel Haber
Artık tüm Adalar’da ve Büyükada’da elektrikli araçlar ile ulaşım sağlanacak. Haberin detayı için tıklayın!
Bir Zamalar Adaların Efendisi Eşeklerdi
Günümüzde, Lünepark meydanının önündeki alanda, 10-12 tane eşek var. Bu sayıda eşek dikkat bile çekmiyor. Ancak bir zamanlar Adalar eşeklerle meşhur bir yerdi. Eşekler gezi amaçla kullanılan ve eğlenmek isteyen grupların vazgeçilmez aktivitesiydi. Büyükada’da bir zamanlar eşek yarışları da düzenlenirdi. Büyükada’ya ait ne zaman eski bir fotoğraf görseniz o fotoğrafta bir eşek görmeniz çok olası.
Eşekler sadece eğlence amaçlı kullanılmazdı tabi… Büyükada’nın dik yokuşlarını çıkmak isteyen ve yük taşımak isteyenlerin en yakın arkadaşı eşeklerdi. Bu sebepten dolayı eşeksiz bir Büyükada asla düşünülemez bir şeydi.
Büyükada’nın bilinen en eski tarihi Büyük İskenderin babası Makedonya kralı 2. Filip’e kadar dayanmaktadır. 1930 yılında Büyükada Karacabey mevkiinde konumlanan Rum Ortodoks mezarlığının yakınlarında bulunan antik döneme ait altın sikkeler bizleri o tarihlere götürmektedir. Bulunan altın sikkeler tam olarak 207 adettir ve şu anda İstanbul Arkeoloji Müzesinde bulunmaktadır. Büyükada tıpkı diğer Prens Adaları (Büyükada, Heybeliada, Burgazada, Kınalıada, Sedef Adası, Yassıada, Sivriada, Tavşan Adası, Kaşık Adası) gibi Bizans döneminde sürgün yeri olarak kullanılmıştır. Fatih Sultan Mehmet ve Osmanlı ordusu İstanbul’u fethetmeden 1 ay önce Adalar’ı almıştır. Fatih Sultan Mehmet’in donanması sırayla; Kınalıada, Burgazada ve Heybeliaday’ı kısa sürede teslim almış ancak Büyükada’da kale bulunmasından dolayı Büyükada’yı hemen alamamıştır. Ancak yine de Büyükada çok direnememiştir.
Adaların ilk çağlardaki durumu hakkında bilgi mevcut değildir. Büyükada tarihi denildiğinde ilk akla gelen her zaman Bizans olmuştur. Bizans İmparatorluğu dönemi için Bizans tarihçilerinin verdikleri bazı bilgiler bulunmaktadır. Bizanslıların adalara inşaa ettikleri Manastırlar Adalar’ın tarihi hakkında bizlere bilgiler veren en zengin kaynaklar olmuşlardır. Bunlardan en ünlüsü Kadınlar (Aya İrini) Manastırıdır. Bu manastırlara sayısız sayıda imparatorlar, imparatoriçeler ve patrikler sürgün edilmiş, burada çeşitli işkenceler görmüş ve bir çoğu hayatlarının bu manastırlarda kaybetmiştir.
Bizans tarihçisi Kedrenos’un kaynaklarında İmparator Justin’in 569’da Büyükada’ya bir manastır ve bir saray inşaa ettirdiği bilgisi yer almaktadır. Bizanslı tarihçiler Kedrinos ve Leon da bu manastırdan bahsetmektedir. Manastır Büyükada Maden mahallesi güneyinde Selvili Yokuş’un deniz tarafındadır. Saray ise Ayios Dimitrios kilisesinin olduğu yerdedir. İmparatorun Büyükada’ya yerleşmesinden sonra ada ismini Prinkipo olarak almış ve daha sonra tüm takım adaların genel ismi Prinkipo yani Prens Adaları olmuştur. Büyükada yaklaşık olarak yedi yüzyıl boyunca Bizanslılar tarafından sürgün yeri olarak kullanılmıştır.
Bizans’ın tüm taht kavgalarının ve siyasi anlaşmazlıklarının merkezi her zaman Adalar olmuştur. Her ne kadar bu sürgünlerden sonra adalar Prinkipo yani Prens adını almışsa da Eutykhios’un notlarına baktığımızda daha önce de Prens adının kullanıldığını gözlemlemekteyiz.
Adaların Bizans tarihinde yerini almaya başlaması, 1.Justinianos’un (527-565) yerine geçen imparator 2.Justiniaos’un (565-578) Adalar’ın en büyüğü olan ve antik dönemde egale olarak bilinen Büyükada’nın doğu kıyılarında, bugün Maden semtinde Selvili yokuş olarak bilinen yerin hemen altında bir saray ve manastır inşa ettirilmesiyle başlar. İstanbul’a göre son derece sessiz ve sakin olan Adalar’daki manastırlara çok sayıda sürgünler olmuştur. Ayrıca din adamları manastırlarının yakınındaki tarıma elverişli arazilerde bağ-bahçe tarımı ile uğraşmakta idiler. Küçük balıkçı köyleri ise, balıkçılık ve şarapçılık ile geçiniyorlardı.
Tarım ürünleri bakımından zengin olan Adalar, tarih içerisinde birçok kez yağmalanmıştır. 1960’da Rus Kazak korsanları,1182’de Latinler, 1202-1204’de Haçlı seferleri, 1302’de Eğriboz ve Giritli korsanları tarafından yapılan yağmalamalar ve 1348’de Ceneviz ve Bizans gemilerinin yaptığı savaş bunlar arasındadır. Bizans döneminde Büyükada’da üç kale yapılmıştır. Bunlardan biri Ayanikola’da, İkincisi kuzeyde deniz kenarında Pirgos denilen yerde olup, bugün en kazı dahi yoktur. Üçüncüsü ise, Aşağı kuyu olarak adlandırılan mevkidedir. Buraya Lutrom hamamı da denilmekteydi. İstanbul’un kuşatılmasından kısa bir süre sonra Fatih Sultan Mehmet’in amirallerinden Kaptan-ı DeryaBaltaoğlu Süleyman Bey, Kınalı, Burgaz ve Heybeliada’dan sonra,17 Nisan 1453’de Büyükada kalesine Türk bayrağını çektirmiştir. İstanbul’un fethinden sonra Adalar’daki manastırlar boşaltıldığından, Adalılar’ın çoğu başta İstanbul olmak üzere, çevredeki kasaba ve köylere göç etmişlerdir.
Bizans Kostantinopolis’i her zaman büyük surlarla korumuş ancak Adaları bu surların dışında bırakmıştır. Adalar Arap istilaları ve Haçlı seferlerinde yağmalanmıştır. Osmanlı ordusu Adaları alana kadar her zaman güvensiz kalmıştır. Büyükada ve diğer tüm adalar Osmanlı’nın Adaları alması ile huzura kavuşmuştur. Büyükada’nın tarihi içinde Osmanlı’nın büyük önemi vardır. 2. Abdulhamit 1908 yılında bazı devlet adamlarını buraya yerleştirmiştir. O dönemde Büyükada’ya büyük konaklar inşaa edilmiştir. Büyükada’nın en büyük Camiisi olan Hamidiye Camii’de Abdülhamit döneminde inşaa edilmiştir. Büyükada’nın canlanması da 1846 yılında başlanan düzenli seferlerle başlamıştır. Zaman içerisinde adalar ve Büyükada yaz aylarında en çok tercih edilen İstanbul ilçesi haline gelmiştir.
İstanbul’un kurtuluşundan sonra Rumların bir bölümü yurtdışına göç ettiğinden, işlettikleri lokantalar, pansiyonlar, dükkanlar kapanmış, adaların yaşamında yokluklar hissedilmiştir. Cumhuriyet’in İlanı’ndan sonra adalar, Mustafa Kemal Atatürk‘ün ve Cumhuriyet Halk Partisi ileri gelenlerinin gösterdikleri ilgiyle yeniden canlılık kazanmaya başlamıştır. Atatürk 1928 yazından itibaren her yıl Büyükada’daki Yat Kulübü’ne (Anadolu Kulübü) gelerek burada dinlenmiştir. Daha sonra 1940 yıllarda büyük devlet adamlarının ve varlıklı kesimlerin tekrar rağbet gösterdiği bir konum haline gelmiş ve en parlak günlerini yaşamaya başlamıştır. 1940’lı yıllarda yeni köşkler inşaa edilmiş ve özenli ve zevkli yapılar ortaya çıkmıştır. Gazinolar ve lokantalar çoğaldıktan sonra İstanbul’un gözde eğlence mekanı haline gelmiştir.
Ulu Önder ATATÜRK prens adaları arasında en çok Büyükada’yı ve Heybeliada’yı ziyaret etmişti. Heybeliada ziyaretlerinin nedeni ise İsmet İnönü idi. Ulu Önder Atatürk deniz tutkunu ve yüzme aşığı biri idi. Sık aralıklarla Büyükada Anadolu Kulübünü o zaman ki adı Yat Kulubünü ziyaret ederdi. Ziyaretleri esnasında 25 numaralı odayı tercih ederdi. Şu an o oda halen eski halini korumaktadır. Atatürk’ün zaman zaman Splendid Otel’de de konakladığı olmuştu.
Mustafa Kemal Atatürk‘ün hizmetlilerinden Cemal GRANDA:
“Bir yaz akşamı Büyükada’ya gitmiştik. 1936 yılıydı. İskele’de Atatürk‘ü büyük bir kalabalık karşıladı. İçten gelen sevgi gösterileri yaptı. Splendid Oteli’ne gidilecekti. Vapur iskelesine bir otomobil yanaştırmışlar. ATA‘nın binmesi için… Oysa Adalar’da tekerlekli, motorlu araçlarla gezilmesi yasak… ATATÜRK, otomobili görünce şöyle sordu: “… Ada’da otomobille dolaşmak yasak değil mi?” sorusunun karşılığını daha beklemeden “…Kaldırın bu otomobili…” dedi. Sonra iki dizi halinde sıralanıp kendisine yol açan kalabalığın arasından yürüyerek otele geldi. Herkes yolda Atatürk‘e çiçek atıyor, kalabalığı yaranlar eğilip elini öpüyorlardı.” diye anısını kaleme almıştı.
Cemal GRANDA
İstanbul’un en yaşlı muhtarı unvanına sahip Şeref Ali amcamız tam 93 yaşında. Aslen Kastamonulu olan Şeref Ali amca Nizam Mahallemizin muhtarlığını 1994 yılından bu yana yapıyor. Koca Çınar Şeref Ali amcamız bir dahaki dönem aday olmayacağını söylüyor. Ama adalıların onu bırakmaya hiç niyeti yok.
Büyükada, Prens Adalarının en büyüğü olup 5,400 km2 yüz ölçümüne sahiptir. Bir boyun ile ayrılmış İki tepeden oluşmaktadır. Kuzey taraftaki tepesi İsa Tepesi diğer adıyla Hristos’dur ve 164 metredir. Güneyinde bulunan Yücetepe’dir. Bilinen adı Aya Yorgi’dir ve 202 metredir. İki önemli tepesi daha bulunmaktadır. Bunlar Nevruz halk arasında Tepeköy olarak bilinir, ve Avcı Tepesidir.
Büyükada, Nizam ve Maden adında iki mahalle bulunmaktadır.
Genel olarak Tüm Adalar, Maltepe ve Kartal kıyıları karşısına düşmektedir. Büyükada, Maltepe sahiline 2.300 km, Bostancıya 9 km mesafede konumlanmaktadır. Prens Adaları’nın en büyüğüdür.
Adaların tümünde ilk çağlara ait bulgular bulunmamaktadır. Büyükada’nın tarihi Bizans dönemi eserleri ile birlikte başlamaktadır. En önemli Bizans yapıları ise manastırlardır. Bizans döneminde kalma birçok kilise, liman, ayazma ve kale kalıntıları kalsada hemen hemen hiçbirinden şuan bahsedilememktedir. Günümüzde Büyükada’daki yapıların en eskisi bir kaç yüzyıllıktır. En eski mimari eserlerin örnekleri ise Osmanlı Ampir, barok, ve sivil mimari örneklerindendir.
Büyükada bir dönem define avcılarının hedefinde kalmış ve define avcılarının rastgele kazılarından dolayı birçok manastır ve lahit tahrip olmuştur. Büyükada’da 19 yüzyıl ile birlikte inşaa edilmeye başlanan manastır, kilise ve okul mimarilerinde 1800’lerden sonra gelişen batılı düşüncelerin etkileri apaçık ortadadır.
Büyükada Vapur İskelesi 1915 yılında Mimar Miharan Azaryan tarafından tasarlanmıştır. İskelenin zemin katında bekleme salonu ve gişeler bulunmaktadır. İskelenin üst katında ise 1920 yılına kadar Prinkipo gazinosu, 1950 li yıllarda sinama ve 2000 lerle birlikte kafeler bulunmaktadır.
19. yüzyılın sonlarında 20. yüzyılın başlarında Büyükada iskelesinin karşısında bir liman bulunmaktaydı. Ancak o bölge zamanla dolduruldu ve şu anda Belediye Gazinosu bulunmaktadır.
1974 yılına kadar adalara sefer yapan vapurların uç tarafı 2. mevkii ve arka tarafı ise 1. mevki olarak hizmet vermiştir. Bu lüks mevkii de içki ve meze servisi yapılmaktaydı.
Büyükada 1984 yılında sit alanı ilan edilmiştir.
Eski idari taksimatta Maden, Nizam, İskele ve Cami isimleri ile dört mahalleye ayrılmış, doğusunda bulunan Sedef Adası da Büyükada’nın bir mahallesi sayılırdı. Daha sonra Büyükada Maden ve Nizam olarak iki mahalleye ayrılmış ve Sedef, Maden mahallesinde sayılmıştır.
1962 yılında Büyükada’da ev ve köşk 2740 mesken, 10 otel ve 390 dükkan bulunuyordu.
Büyükada’nın İstanbul çiçek pazarlarına güzel çiçekler yetiştiren bahçeleri vardı.
Özel Büyükada Rum İlkokulu 1850 de yılında ilkokul eğitimi vermeye başlamış ve 1911 yılında taş bina olarak yeniden inşaa edilmiştir. Büyükada’da azalan Rum nüfusu ile birlikte öğrencisi kalmamıştır.
Eski adı Büyükada Ortaokulu idi ve yalnızca ortaokuldu. Eğitim sisteminde yaşanan değişiklikler ile birinci sınıftan sekizinci sınıfa kadar eğitim veren bir ilköğretim okulu haline geldi. Büyükada’nın Tepeköy diye tabir edilen bölgesinde yer almakta ve çok güzel manzaraya sahiptir.
Büyükada’da ilköğretim okulunun mazisi eskidir ancak bu okul bulunduğu konuma 1967 yılında inşaa edilmiştir. 1997 yılında, 1995 te Güneydoğuda Vatanı için şehit düşen Murat Yüksel’in ismi okula verilmiştir.
1994’te Büyükada Kültür ve Yardımlaşma Derneği adıyla kuruldu. Binası Büyükada Çankaya Caddeside. Düzenli olarak sanat ve kültür faliyetleri yapmaktadırlar. Derneğin Türk Musikisi Korosu bulunmakta ve özellikle yaz aylarında düzenledikleri konserlerle Adalıların eğlence hayatlarında çok önemli yere sahiptir. Açık hava konserleri bizlere adeta eski İstanbul günlerini yaşatmaktadır.
Dernek ayrıca Adalara ait kitaplar çıkarıyor ve 15 günde bir gazete yayınlıyor. Buyrun efendim buradan derneğin web sitesini ziyaret edebilir ve tüm faliyetlerini takip edebilirsiniz.
Derneğin Web Sitesi: https://www.buyukada.org/
Hepsinde ATM bulunmaktadır.
Ordinaryüs lakabı ile bilinen Fenerbahçe’nin ve Türk futbolunun en efsane isimlerinden Lefter, Büyükada’da doğdu ve Büyükada’da yaşarken 2012 yılında bize veda etti. Rum Ortodoks mezarlığında yatmaktadır. Ardında bıraktığı; sayısız rekor ve her şeyden önemlisi herkes tarafından kabul edilen büyük saygınlığı… O zaman hep birlikte “Ver Lefter’e Yaz Deftere”.
23 Nisan Caddesi’nde, Saat kulesine 1 dakika yürüme mesafesinde, Polis merkezinin hemen karşısındadır.
Büyükada’da Adalar Emniyet Müdürlüğü bulunmaktadır. Karakol meydanında konumlanmaktadır. İnşallah ihtiyaç duymazsınız ama ihtiyaç duyduğunuzda saat meydanına yürüyerek 1 dakikalık mesafededir.
Büyükada Lütfi Kırdar Eğitim ve Araştırma Hastanesi, polis karakoluna 5 dakikalık mesafede Lala Hatun Caddesindedir.
Telefon: 0 216 382 62 28
Ambulans: 112
Büyükada Nöbetçi Eczaneleri hakkında detaylı bilgi için tıklayın.
Büyükada ve sağlık deyince akla ilk gelen isimdir Horoz Reis. Maltepeye 4 dakikada ulaşan deniz ambulansının adı şuanda. Peki kimdir Horoz Reis? Büyükada’da yaşayan bir balıkçının oğluydu. Babasıyla denize her açıldığında küçücük cebine horoz oyuncağını koyardı. Birgün fırtınalı bir günde horozunu denize düşürdü ve arkasından o kadar ağladı ki en sonunda ismi Horoz Reis kaldı. Bütün Adalılar tanırdı onu. Herkesin yardımına koşardı, işi olmayana iş bulur, aşı olmaya aş bulurdu. Dev cüssesi ve bir o kadar da dev bir yüreği vardı.
Her akşam işten evine dönerken, sokak kedileri onun yolunu gözlerdi. Özellikle kışın, Adalara ulaşım zor olduğu için hasta kişiler hastaneye yetişemeden hayatlarını kaybederlerdi. İşte, Horoz Reis burada çok hayat kurtardı. Gönüllü cankurtarandı. Kar, kış demeden günün her saatinde hasta taşırdı…
Adaların hızırı, 1978’den beri Kınalıada Surp Kirkor Lusavoriç Mezarlığı’nda annesin yanında yatıyor…
► Horoz Reis hakkında detaylı yazımızı incelemek ister misiniz?
Müslüman Mezarlığı:
Müslüman mezarlığı Tepeköy’de bulunmaktadır. Bu mezarlıkta bulunan bazı ünlüler şu şekilde; Ahmed Refik Altınay, Şakir Paşa, İbrahim Necmi Dilmen, Tahsin Nahid, Abdullah Paşa, Aliye Berger, Ahmed Fehim, Mahmut Emin Koral, Doğan Avcıoğlu.
Rum Ortodoks Mezarlığı:
İmparatoriçe İrene ve Patrik Hrisantos’un mezarları burada bulunmakta. Fenerbahçeli Ordinaryus Lefter Küçükandonyadis de bu mezarlıkta yatmaktadır. Mezarlık Aya Nikola Manastırının bulunduğu yolun hemen üst tarafında. Ayrıca Ermenilere ait bir bölümü de sahiptir.
Büyükada Adalar Devlet Hastanesi | +90 216 382 62 28 |
Adalar Belediye Başkanlığı | +90 216 382 33 82 |
Emniyet Müdürlüğü | +90 216 382 50 10 |
PTT | +90 216 382 59 71 |
İtfaiye | +90 216 382 68 21 |
Deniz Yol. İskele | +90 216 382 60 06 |
İski | +90 216 382 62 15 |
Ş. Murat Yüksel İ.O | +90 216 382 60 44 |
125. Yıl Atatürk İ.O. | +90 216 382 64 66 |
Halk Eczanesi | +90 216 382 60 37 |
Haritayı Görüntülemek İçin Tıklayın!