Ünlü deprem uzmanı Prof. Dr. Şener Üşümezsoy, İstanbul için korkulan büyük deprem senaryolarının aksine, Marmara’da risk oluşturan bir hattın kalmadığını iddia etti. Özellikle Adalar Fayı üzerindeki tartışmalara değinen Üşümezsoy, “Kırılan fay yeniden kırılmaz, bu hat ölü bir faydır” diyerek İstanbulluları rahatlatan açıklamalarda bulundu.
İstanbul, Sındırgı ve Simav depremlerini önceden tahmin etmesiyle tanınan Prof. Dr. Şener Üşümezsoy, Marmara Bölgesi ve özellikle Adalar Fayı hakkında bilim dünyasında tartışma yaratacak değerlendirmeler yaptı. Genel kanının aksine İstanbul’da büyük bir yıkım beklemediğini vurgulayan Üşümezsoy, Marmara Denizi’ndeki stres birikiminin tahliye olduğunu savundu.
Olası İstanbul depremi senaryolarında en kritik noktalardan biri olarak gösterilen 288 yıllık Adalar Fayı hakkında konuşan Üşümezsoy, bu hattın büyük bir deprem üretme kapasitesine sahip olmadığını belirtti. Bölgedeki enerji birikiminin tarihsel süreçte tükendiğini ifade eden Üşümezsoy şu ifadeleri kullandı:
“Bütün İstanbul’da deprem olacak, 65 kilometre yıkacak dedikleri bu Adalar Fayı aslında ölmüş bir faydır. Kuzey Anadolu Fayı, Adalar Fayı’nda değil; İstanbul’un hemen yanındadır. 17 Ağustos’ta kırılan fay Yalova-Çınarcık hattı boyunca gitmektedir.”
Üşümezsoy, Yalova–Çınarcık–Esenköy hattının 6.5 büyüklüğünde deprem üretme kapasitesi olduğunu ancak şu an için bir risk taşımadığını vurguladı. Üşümezsoy, “Bu bölgedeki enerji 1894 depremiyle tükendi. Enerji birikimi olmadığı için anlık bir riskten söz edemeyiz” dedi.
Hatırlanacağı üzere 23 Nisan 2025 tarihinde Silivri açıklarında meydana gelen 6.2 büyüklüğündeki deprem, gözleri yeniden fay hatlarına çevirmişti. Üşümezsoy, bu depremin Marmara’daki gerilimi büyük ölçüde aldığını belirterek şu tespitte bulundu:
İstanbul halkının yakından takip ettiği Adalar Fayı, Marmara Denizi’nin yaklaşık 3 kilometre açıklarında yer alıyor ve Maltepe ile Kartal ilçelerine komşu konumda bulunuyor. Şehir merkezinden yaklaşık 30 kilometre uzaklıkta olan bu hat, şu adaları kapsıyor:
Son olarak 18 Eylül 1963’teki depremde kırılan bu hattın, batı yönünde Kumburgaz koluyla bağlantılı olduğu biliniyor. Ancak Üşümezsoy’a göre bu hat artık “ölü” statüsünde.