İYİ Parti Milli Güvenlik Politikaları Başkan Aytun Çıray, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün talimatıyla açılan Türkiye’nin ilk verem hastanesi Heybeliada Sanatoryum’un Diyanet Vakfına devredilmesini TBMM gündemine taşıdı.
İYİ Parti Milli Güvenlik Politikalarından Sorumlu Başkanı ve İzmir Milletvekili Aytun Çıray, Türkiye’nin ilk verem hastanesi olan ve 1924 yılında Mustafa Kemal Atatürk’ün talimatıyla açılan Heybeliada Sanatoryum’un Diyanet Vakfına devredileceğinin doğruluğu ile ilgili soruları, Anayasanın 98. ve Türkiye Büyük Millet Meclisi İç Tüzüğü’nün 96. Maddesi gereğince Cumhurbaşkanı yardımcısı Sayın Fuat Oktay’a sordu.
Çıray, Heybeliada Sanatoryum’un birçok hastaya şifa olmanın yanı sıra çok önemli sağlık çalışanlarını milletimize kazandırdığını, 81 yıllık hizmetinin ardından 2005 yılından beri atıl durumda tutulan Heybeliada Sanatoryum’un, 2018 yılında Diyanet Vakfına devredileceği ve sit alanına dini eğitim merkezi inşa edilmesinin gündeme geldiğini söyledi.
Tüm dünya genelinde olduğu gibi ülkemizde de hayatı durdurma noktasına getiren ve toplum sağlığını büyük ölçüde tehdit eden korona virüs pandemisi ile mücadele edildiği bir dönemde Heybeliada Sanatoryumu’nun Diyanet Vakfına devredildiği haberlerinin kamuoyunda yer aldığını belirten Çıray, “Bu vahim süreçte Cumhuriyet tarihinin en değerli kamusal sağlık kurumlarından Refik Saydam Hıfzıssıhha Enstitüsü 2 Kasım 2011 tarihinde kapatılma kararının ne kadar telafisi imkansız bir yanlışlık olduğu ortaya çıkmışken, son derece önemli sağlık hizmetleriyle çok başarılı geçmişine rağmen uzun süredir hizmet dışı bırakılmış olan Heybeliada Sanatoryumu’nun Diyanet Vakfına devredildiği haberlerine açıklık getirilmesi, sağlıkta yeniden kamusal bir anlayışın hakimiyet kazanması beklenti ve ihtiyacı içinde olan Türk Milleti için büyük önem taşımaktadır” dedi ve bu bilgiler çerçevesinde Oktay’a şu soruları yöneltti:
– Heybeliada’da bulunan Çam Limanı ve Sanatoryumun Diyanet Vakfı’na devredildiği doğru mudur?
Geçmişte hastane olmadığı için Adalar halkının yaşadığı zorluklar göz önünde bulundurulduğunda Adalar halkının ihtiyaçları doğrultusunda Heybeliada Sanatoryumu’nun asli fonksiyonuna uygun bir şekilde yeniden hastane olarak açılması daha doğru değil midir?
– Adalar halkının açık ihtiyaçları ve taleplerin rağmen Heybeliada’da Milli Emlak, Sağlık Bakanlığı ve Maliye Hazinesine ait arazide yer alan Çam Limanı ve Sanatoryumun Diyanet Vakfı’na devredilmesindeki asıl maksat bölgenin imara mı açılması planı mıdır?
– Tarihi eser olarak tescil edilen Sanatoryum binalarının ve toplamda 200 dönümü aşkın “Birinci Derece Doğal Sit Alanı” olarak koruma altındaki bölgenin özel ya da vakıflara devredilmesine dayalı muhtemel planlar ve projeler hayata geçirilmeye kalkışıldığı takdirde Adalar’ın sosyal, tarihi ve kültürel dokusu dönüşü olmayan bir şekilde tahrip edilmiş olmayacak mıdır? Böyle bir sosyo-kültürel tahribat kaçınılmaz olduğuna göre, bu ısrar kimlere ve hangi çıkar gruplarına hizmet edecektir?