İstanbul Kent Savunması’nın çağrısıyla dün Kabataş’ta Adalar İskelesi’nde toplanan yaşam alanı savunucuları İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin (İBB) Kabataş’ta planladığı Martı Projesi’ni protesto etti.
Kabataş İskelesi’nin martı şeklinde bir transfer merkezine dönüştürülmesi için yaklaşık 3 yıl süreyle kapatılmasına karşı mücadele veren kent savunucuları İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin (İBB) kendilerini “provokatör” ilan etmesine yanıt verdi. İstanbul Kent Savunması tarafından yapılan açıklamada “İstanbulluya sormadan bir tek otobüs durağının bile yerinin değiştirilmeyeceğine söz veren İBB Başkanı Kadir Topbaş, onbinlerce kentlinin kullandığı Kabataş Meydanı’na birdenbire devasa transfer merkezini kotarıp önümüze getiriverdi” dedi.
İBB tarafından konuya dair sağlıklı hiçbir açıklamanın yapılmadığına dikkat çekilen açıklamada, “Depremini bekleyen kente yaklaşık 10 bin metrekarelik dolgu alan, dolgunun deniz eko-sistemine vereceği zarar, tarihi camiler bölgesini ve özellikle Mimar Sinan’ın Molla Çelebi Camii’ni tamamen bloke edeceği öngörülen ultra modern beton martı, kentin kültürüne, tarihine, kolektif hafızasına yeni bir hançerdir. 3 hafta içinde topladığımız yaklaşık 20 bin imza kent sakinlerinin konuyla ilgili kaygılarının kanıtıdır” denildi.
“İBB, 27 Temmuz’da gerçekleştirdiğimiz forum öncesinde açıklama yaparak ‘vatandaşlardan, hayal ürünü iddialarla provokasyon peşinde olanlara itibar etmemelerini’ istemiş. Türkiye’nin içinde bulunduğu bu çok önemli ve bir o kadar kırılgan dönemde, kamu görevlilerini ve kamu kurumlarını sorumluluğa davet ederek, kullandıkları dile dikkat etmeleri konusunda ikaz etmek isteriz. Kent sakinlerinin, ulaşım hakkı ile ilgili kaygılarını ve eleştirilerini dile getirmeleri, taleplerini seslendirmeleri, demokratik bir ülkenin olağan görüntüleridir. Kentsel muhalefetin provokasyon ile damgalanması, iktidar açısından kullanışlı bir araç olsa da sonunda kaybeden demokrasi olur”
Projenin yeterli bilimsel yaklaşım ve ilgili kurul onaylarından yoksun olmadığına dair açıklamaya gelince; TMMOB İKK’nın 10 Temmuz 2016’da sorduğu soruları ve İstanbul Kent Savunması olarak bu güne dek yanıtını alamadığımız soruları tekrar soruyoruz:
ÇED veya ÇED gerekli değildir kararı alınmış mıdır?
Projenin ilgili Bölge Koruma Kurulu onayı var mıdır?
Projenin jeolojik-jeoteknik etüt raporu alınmış mıdır?
Proje için Deniz Kuvvetleri Komutanlığı Seyir, Hidrografi ve Oşinografi Daire Başkanlığı’ndan izinler alınmış mıdır?
Bu belge ve onaylar olmadan Kabataş’a çivi çakamazsınız! Şayet izinler ve gerekli raporlar alındıysa demokratik kitle örgütlerinin tüm taleplerine rağmen İBB neden bir açıklama yapmamaktadır?
Belirttiğiniz üzere tüm bunlar gerçekten elinizde ise, kamuoyu ile paylaşınız. Aksi takdirde, tüm bu belge ve onayları alabileceğinizden nasıl bu kadar eminsiniz de gerekli evrakı elde etmeden projeyi ilan ettiniz? Diyelim ki, bir/ birkaç rapor olumsuz çıktı ya da gerekli izinleri alamadınız, o zaman, Kabataş’ın deniz ulaşımını yok ederek, diğer bölgelere yığdığınız yoğunluk ve keşmekeş yüzünden bu kentin sakinlerini perişan etme hakkını nereden buluyorsunuz?
İstanbul Kent Savunması olarak, İstanbul’a, tarihine, kültürüne, doğasına ve kolektif hafızasına karşı işlenecek en büyük suçlardan biri olan bu proje ile ilgili sorularımızı bir kez daha tekrarlarken, bu suça ortak olmayacağımızı da bir kez daha beyan ediyoruz.”