Bana zihin sağlam bedeni yorar, günahtır, yazıktır dediler. Ben de güncel düşüncelerimizden uzak bir yazı paylaştım size.
Zor mu yaşamak? Hayır, asıl zor olan karar vermek, hayatını ele almaktır. Yaşarken ölmektense, hayatını sahiplenmek fakat bunu yaparken de arsız, huysuz, menfaatçi olmamak, başkalarını kullanmamak.
Elinde bir çile yün varsa, istersen atarsın kedinin önüne, kirlenir, karışır, neticede oyuncak olur. Elindeki yünün bir çilesini iyi veya kötü kullanmışsan, kalanı da sarar bir torbaya atarsan, o yün unutulur gider. İşte o da senin arta kalan hayatındır, ne senin işine yarar ne de başkasının.
Şişleri eline alıp da örgüye başlarken iyice düşünmelisin. Ben kimin için öreceğim bu yünü? Kendim için mi? Başkasına mı? Yoksa karşı taraftan talimat mı bekleyeceğim? Ne öreceğime, ne renk, ne model seçeceğime karar veremeyecek miyim? Başkası mı karar verecek? Oysa, birlikte alınan kararlarla yola devam etmek ne kadar güven verici. En önemlisi, onu da kendinle mutlu etmek için, huzurlu bir yaşama sağlam bir adım atabilmek için, işin özüne kendinden de bir şeyler katabilecek misin? Bunu baştan bilemediysen, be kadın, bari artan yünleri sen kendin değerlendir. Mutluluk buysa eğer!
Kadın şöyle bir düşündü. Hayat acısı ile tatlısı ile yaşanır. Ömür dedikleri şey emek verilince, çaba sarf edince yaşanmış sayılır. Bir çocuğu bile en çok ne mutlu eder ki diye düşündü. Çocuk kendi çabaları ile ayakkabısını giydi mi, şapkasını başına, atkısını boynuna taktı mı, işte o zaman mutlu olur ve artık bir başkasının yardımını reddeder.
Her insanın yoluna taş koyanlar, havadaki oksijenini azaltanlar olacaktır. Yaşayan her insan kusursuz yaratılmadığına göre kişi doğruları, yanlışları, hataları, belki de günahları ile yol alır. Takdir yüce Allahındır, başkasının hayatına el uzatan, dil uzatan, meraktan spazm geçiren hatunların değil, dostluları vakit geçirmek ile eşdeğerli sayan zihniyetlerin de değil.
Kadın şişleri alır eline, yün örme konusunda olmasa bile o zaten sahte yüzlere, sahte davranışlara aşinadır. Hayat onun, yün onun, imkânlar ve imkânsızlıklar yine onun. Yalnız mıdır? Parasız mıdır? Hasta mıdır? Boş lafa karnı tok mudur? Sanki bir başkasına sorsa kendisi hakkında daha açıklayıcı ve net yanıtlar alacaktı. Bizi bizden daha çok tanımaya çalışan fuzuli işlerle uğraşmayı seven önemli referanslar oldukça hayat onlara zindan olacaktır.
Kadın bana danıştı. Şişleri kırsam mı diye sordu. Sakın ha dedim çünkü değmez. Ne yapayım dedi bana. Örgüye devam et dedim. İhtiyacın ne? Nedir eksiğin? Hırka mı? Bere mi? Yoksa yelek mi? Ona göre örersin. Baktın olmuyor, örülmüyor, sen yine örmeye devam et, ör ve yine beğenmezsen, sevabına ihtiyacı olan birine ver.
Sosi Cındoyan