enflasyon emeklilik ötv döviz otomobil sağlık

sosi cindoyan

Yaz geçti, sıcaktı dedik. Sonbahara girdik, nefes aldık dedik. Artık kışa adım atıyoruz. Gündüz vakti hava şerbet gibi fakat akşam üstü serin basıyor, akşam olmadan üşümeye başlıyoruz. Az mevsimi boyunca ve Kasım ayında başlayan serin havada Kınalıadalıların şikayetini kaleme almak istedim. Bildiğiniz gibi benim cici-bici dediğim adabüsler yani M tipi...
Prens Adaları öyle bir aşk ki bedelini ödemeyen adalı olamıyor. Adalara beslediğimiz sevgi öyle bir sevgi ki ve biz adalarda öyle mükemmel bir dönem yaşadık ki her şeyin ada ruhuna yakışır olmasını istiyoruz fakat dünya değişti, insanlar değişti, hayat zorlaştı ve biz yeni düzene ayak uydurmaya çalışırken yorulduk, alıngan, sıkılgan...
Yine dalgın dalgın yürüyordum. Belki de bir şarkı takılmıştı dilime, mırıldanarak, belli etmeden, içimden kahkahalarla gülerek, belki de sıkılarak, üzülerek yürüyordum. Güleç yüzlü bir genç kız yaklaştı, kendisini tanıttı. Güzel bir kızdı, belli ki özgüveni ve medeni cesareti vardı. Benden yardım istedi. Bir hayali varmış, tiyatroyu seviyormuş ve oyuncu olmak...
Can yandı, yürek yandı, hayat paramparça. Deprem oldu, yıkıldı dünya. Gelecek belirsiz, gelecek sisler içinden insanları izlemekte. Bu daha en çabuk geçen, kabullenmeye mecbur olduğumuz kısmıdır deprem denilen bu zulmün. Bundan sonrası dipsiz bir kuyudur. Kararmıştır artık hayatlar. Kim elini uzatır bu felâkete, kimin elini tutmak doğru olur. Ya yaşlılar,...
Sosyal medyada olmazsa bile bazı haberleri vapur yolculuğu yaparken alabiliyorsunuz. Ben de geçen hafta Kınalı adanın arka tarafında sabaha karşı iki akülü aracın çarpıştığı, üç kişinin yaralandığı, bunlardan bir kişinin yoğun bakımda olduğu haberini aldım. İki akülü araç karanlıkta çarpışıp uçurumdan aşağı uçmuşlar. Benzer bir kaza geçen yıl da olmuş...
Zaman akıp gitti. Herkesin değeri gün yüzü gibi çıktı ortaya. Gülen bir yüzün arkasında şeytani düşünceler,  asık bir yüzün arkasında ise temiz bir yürek saklanabilirmiş. Güzel bakan bir çift gözün ardından güvensizlik de varmış. Adam gibi adam dediğimiz, gün gelir cehalete yenilirmiş. İyi adamdır ama dediğimiz kişi, işte o “ama”...
8 Ağustos 2021 tarihinde, Kınalıada Türk Sanat Müziği korosu, Pandemi sonrası ilk kez Kınalıada Spor Kulübünde sezon açılışı yaptı. Ses sanatçısı, çalıştırdığı 3 koronun şefi, bestekâr Kemal Külah, Kayseride tertiplenen beste ödül töreninde ödülünü almadan önce Kınalıada korosunu sabah Proti Restaurant’da ağırladıktan sonra, sazlar, sanat güneşimiz Zeki Müren’in ritim sanatçısı...
Bana zihin sağlam bedeni yorar, günahtır, yazıktır dediler. Ben de güncel düşüncelerimizden uzak bir yazı paylaştım size. Zor mu yaşamak? Hayır, asıl zor olan karar vermek, hayatını ele almaktır. Yaşarken ölmektense, hayatını sahiplenmek fakat bunu yaparken de arsız, huysuz, menfaatçi olmamak, başkalarını kullanmamak.  Elinde bir çile yün varsa, istersen atarsın...
Ada aşkı sevdaya dönüştüğünde bağlılık zirveye ulaşmış demektir. Kalbinizden, hayatınızdan silip atamazsınız yaşantımızın en muhteşem tanığını. Sizi mavisi ve yeşili ile sarıp sarmalayan Adamızın denizin üstünde güvenli ve mağrur duruşuna hayran kalırsınız.  Nerelisiniz diye sorulduğunda yalnız İstanbullu demekle de yetinmez, Adalardan demeyi de ihmal etmezsiniz çünkü Adalardan uzak olsak bile...
Eylül ayında ve Ekim ayına girerken bu yıl İstanbul’da muhteşem bir Sonbahar yaşıyoruz. Güneş yeterince ısıtıyor, deniz suyu ılık ve berrak, hava sakin, gökyüzü masmavi ve bembeyaz bulutlu. Eylül mehtabı her zamanki gibi yine bizi mest etti. Covid salgını yüzünden Adalar İlçesine geç gelebilen dostlarımız mevsim güzelliklerini doya doya yaşayabiliyor....