Lozan’ın 89.yılı kutlandı

Lozan’ın 89.yılı kutlandı
Yayınlama: 25.07.2012
Düzenleme: 13.10.2012 20:29
A+
A-

Lozan antlaşmasının 89.yılı Heybeliada İnönü’nün evinde  kutlandı.Adalar Belediyesi’nin katkılarıyla düzenlenen kutlamaya Katılımın  yüksek oldu. Kutlamaya CHP Denizli milletvekili Prof.Dr.Süheyl Batum,CHP İstanbul milletvekili Prof.Dr.Haluk Eyidoğan,CHP milletvekili Oktay Ekşi,Kartal Belediye Başkanı Dr.Altınok Öz,Adalar Belediye Başkanı Dr.Mustafa Farsakoğlu,eski milletvekili Sacit Yıldız,ÇYDD Başkanı Prof Dr.Aysel çelikol,Cumhuriyet gazetesi yazarı Ataol Berhamoğlu,İnönü’nün torunu Hayri İnönü,piyanist İdil Biret,CHP Adalar İlçe Başkanı Dündar Tıraş,konuklar ve Adalılar katıldı.Ayşe Aktaş İnönü vakfına 10.000 TL bağışta bulundu.

 

 

 

 

 

İskele meydanında toplanan katılımcılar yoğun bir katılım ile kortej eşliğinde İnönü müzesine geldiler,slagonlar,türküler ve marşlar söyleyen katılımcılar ilk kez düzenlenen bu kortej yürüyüşünde Lozan’ın önemini bir kez daha hatırlattılar.

Kutlamalara ÇYDD çocuk korosunun söylediği şarkılarla başlandı,çocuklar söylediği şarkılarla izleyecilere müzik ziyafeti sundu.


Törende ÇYDD Başkanı Prof Dr. Aysel Çelikol,İnönü’nün torunu Hayri İnönü,Adalar Belediye Başkanı Dr.Mustafa farsakoğlu,Denizli Milletvekili Prof.Dr.Süheyl Batum,Cumhuriyet Gazetesi yazarı Ataol Berhamoğlu birer konuşma yaptı.Adalar Belediye Başkanı Dr.Mustafa Farsakoğlu konuşmasında;

“Lozan’ı bilmeyenimiz yok ama maalesef Lozan’ı bu gün unutanlar,küçümseme çabasında olanlar,unutturmak isteyenler de azımsanamayacak kadar Devlet’in çeşitli kademelerinden her kesime kadar yayılmış durumladalar.O nedenle 89.yılında Lozan’ı anmak,Lozan’ı anlatmak,Lozan’ın öncesini ve sonrasını değerlendirmek,Türkiye Cumhuriyeti Devleti için ve Türk Ulusu için daha önemli yaşamsal bir duruma gelmiştir.

 

 

 

 

 

Bizler bu mütevazi ev’de 2000 yılında ilk sevgili İnönü vakfı başkanı Özden hanımla birlikte hemen şurada,o zaman Adalar vakfı başkanlığınıda yürütüyorum, Adalar Kaymakamlığı yaparken Adalar Vakfı ile İnönü vakfı arasında bu binanın çok daha etkin bir müze haline getirilmesi ve bu türlü toplantılara ev sahipliği yapması konusunda bir işbirliği protokolü imzalamıştık,halâ dün gibi hatırlıyorum o zaman çok daha küçük bir topluluk vardı.Heybeliada’yı dolaştığımda İnönü evi’nin müze olduğunu hatta İsmet İnönü’nün burada yaşayıp,yaşamadığını çok Adalının da bilmediğini görmek beni derinden üzmüştü,tabi bir çok değere sahipiz adalılar olarak,bir başka ünlü yaşıyordu

Adalar da,onun evi’de burada,Hüseyin Rahmi Gürpınar ünlü yazarımız.Biraz önce çocuklarımızın söyledikleri şarkılar da dünya’da mutlu ve huzurlu yaşamak,gelişmek,çağdaşlaşabilmek için barış’ın ve sevgi’nin nekadar önemli olduğuna vurgu yaptıklarını dinleyince çok duygulandım ve biraz da hüzünlendim,hepimizin bildiği gibi bu gün ayakta kalmayı başarmış tek barış antlaşması Lozan antlaşmasıdır.

 

 

 

 

 

Bizler o zamandan bu yana savaş’a girmedik,millet olarak iki dünya savaşı’nda Lozan’ın mimarı İsmet İnönü’ye bir çocuğun söylediği rivayet edilen bir söz vardır bizleri aç bırakıyorsunuz diye,sanıyorum Denizli’de,çocuk yakındığında “belki aç kalıyorsunuz ama babasız bırakmadım ben sizi”diyebilmiştir.Barış’ın ne kadar değerli olduğunu o insanlar çok iyi biliyorlardı çünkü cephelerde bu ülkenin insanının çeşitli uluslara mensup insanların nasıl yok olduklarını çok acı deneyimlerle yaşamışlardır.Şöyle geriye dönüp baktığımızda birinci Dünya savaşı,Osmanlı savaş’a girdiğinde bildiğiniz gibi Padişah Cihan-ı Ekber ilan ediyordu.O zaman 16 milyon civarında olan Osmanlı coğrafyası’nda büyük çoğunluğu genç çocuk denecek yaş’ta ve toplumun en eğitimli,en üretken kesiminden oluşan ikibinsekizyüzelli kişi silah altına alınıp Ortadoğu’da,Afrika’da,Balkanlar’da,Kafkasya’da velhasıl Osmanlı coğrafyası’nda yok olup gitmişti,buna rağmen inançla ve büyük bir cesaretle yola çıkan Mustafa Kemal Atatürk ve arkadaşları bu kadar yıkılmış,yanmış,yılmış bir topluluğun içerisinde büyük bir zaferi kazanmayı başardılar ve sonunda Lozan antlaşmasını hep birlikte gördük.

 

 

 

 

 

Bu gün bizler çok şanslıyız ama ne acı ki ülkemizi yönetenler bırakın Lozan’ın ve barış’ın Dünya insanlık arasındaki Barış’ın ne kadar değerli olduğunu topluma benimsetmeye buna sürekli vurgu yapmaya çaba göstereceğine adeta savaş kışkırtılıcığı yapar bir görüntü sergiliyorlar.Bu Cumhuriyet’in kuruluş felsefesinde kurucu büyüklerimiz,önderlerimiz yurtta barış,Dünya’da barış ilkesini yerleştirmişlerdi,çünkü onlar biliyorlardı ki mutlu,huzurlu yaşayabilmek,sevgi dolu yaşayabilmek,çağdaşlaşabilmek ancak barış’la mümkün olacaktı,o nedenle bizler Lozan’ı anarken bu türlü zamanlarda geçmişte atalarımızın bizlere bıraktığı bu anlamlı ve değerli miras’ın ne kadar önemli olduğu konusunda düşüncelerimizi,bilgilerimizi bir kez daha gözden geçirimek durumundayız.Bu gün Dünya’nın içinde bulunduğu hele içinde bulunduğumuz coğrafyada acı çeken ve gerçek anlamda adeta yok olan,birbirini yok etme çılgınlığı içerisinde yaşam mücadelesi veren halkları,toplumları göz önüne almak zorundayız ve her zaman olduğu gibi barış için çaba göstermeli Dünya’ya toplumumuza her ortamda sevgiyi egemen kılmalıyız diyorum,bu etkinliğin düzenlenmesinde emeği geçen herkesi yürekten kutluyorum,vakıfların ve çağdaş yaşamı destekleme derneğinin değerli yöneticilerine ve diğer çalışan arkadaşlarıma burada bizlerle birlikte olduğunuz için çok teşekkür ediyorum…

Süheyl Batum yaptığı konuşmada;

 

Her hukuk belgesinin temel bir amacı vardır,Lozan barış antlaşması da bu yönde inanılmaz bir hukuk belgesi olarak şunu yapmış;

Bir devlet’in kurulduğunun Dünya devletleri tarafından tanınmasını amaçlayan bir belgedir Lozan barış antlaşması,bu yönüyle 1920’de meclisimizin açılmasıyla 1921’de anayasayla getirilmeye çalışılmış,anayasal ilkelerin uluslararası planda tanınmasını, kabul edilmesini sağlamış bir belgedir.Çağdaş yaşamı Destekleme Derneği’nin pırıl pırıl genç çocuklarını gördüm,bize neyi söylediler,insan doğru olmalı diye şarkılar söylediler,insan insan’a muhtaçtır diye şarkılar söylediler,hayat bayram olsa dediler,bizler böyle öğrendik,bizler Atatük’ün çocuklarıyız,İnönü’nün çocuklarıyız ama bugün Türkiye’nin bir çok yerinde hayat bayram olsa değil,gençlik dindar olmalı dindar olmassa tinerci mi olsun diyen,içinizdeki kin’i unutmayın,nefret’i unutmayın,bir gün gelip Atatürk’den,İnönü’den intikam alacaksınız diyen insanlarla,bunların yetiştirdikleri gençlerle dolu ama bize hep hayat bayram olsa,insan insan’ı sevmeli,Türk milleti ne düşünürse düşünsün bir bütündür diye bize güzel şeyler öğrettiler,bundan dolayı moralimizin bozulmaması gerektiğini düşünüyorum ama bir şeyler yapma zamanı gelmiştir.İnönü’nün torunu dedi ki İnönü’yü kötülüyorlar,Hüsamettin Cindoruk bir gün bana demişti ki,biz yıllarca İnönü’ye asker kaçağı dedik oy aldık evet köylere gidiyorduk asker kaçağıdır diyorduk oy alıyorduk,yahu hiç mi bunlar duymamış dedim birinci İnönü ikinci İnönü niye vermişler bu adı,bir bayrağı öpüyorduk bir kuranı tamamdı.

 

 

 

 

 

Lozan’ın en önemli özelliği bir devlet’in kurulduğunu,her yönü ile her boyutu ile uluslararası planda kabul edilmesi demektir.İsmet İnönü Lozan’ı 23/08/1923 tarihinde TBMM bilgi verirken,birlik ve bütünlük içinde bir vatan bu kapsamda dışarıya karşı sınırlamalardan ve hükümet içinde imtiyazlardan arındırılmış,mali yükümlülüklerden kurtulmuş bir yapı,savunma hakkı mutlak,kaynakları bol,özgür vatan bu vatan’ın adı TÜRKİYE dir,o Türkiye’yi bu antlaşma tanıtmakta ve açıklamaktadır.

 

 

 

 

 

Lozan antlaşması bir devlet’in kurulduğunun,bağımsız bir şekilde kapitülasyonlardan arındırılmış,borçlarından arındırılmış bir devlet’in kurulduğunun tasdikidir.Yıl 2004 Annan planı imzaladık,şöyle bir madde var,”bu bölüm boş kalacak şözleşme imzalandıktan sonra Annan içini dolduracak”bunu Allahım ne güzel diyen insanlar’ın Türkiye’sinde Lozan’ı tartışıyoruz.

Yıl 2011 Ermeni protokolü,getirin bakalım ne yaptınız?aramızda sorunlar var onların açısından Ağrı dağı sizin mi? Bizim mi?bu tür sorunları çözdünüz mü? Yok,soykırım’ı çözdünüz mü? Yok,peki kardeş Azerbaycan’ın işgal edilen topraklarını çözdünüz mü?Yok,peki ne var bunda “vallahi çok güzel anlaşma”peki ne güzel ne getirdiniz?”muhteşem”,sonra ne oldu biliyorsunuz iki tane Dışişleri Bakanı arkasında osmanlının son döneminde gördüğümüz manzara,o zaman sevinmeniz lazım,ama böyle bir şey yok neden zorla imzaladınız neden çünkü Lozan ülkesine döndüler şavaş öncesine döndüler biliyorlar kendilerini ama iktidar tatlı bir şey herhalde bilmiyoruz çünkü daha yaşamadık,ancak yaşayacağız işallah ama geldiğimizde iktidar’ın sadece nimetlerinden değil rezilliklerini bir daha çocuklarımızın yaşamaması için elimizden geleni yapacağız…(şükrü ABANOZ)

not:resimleri üzerini tıklayarak büyütebilirsiniz.

Bir Yorum Yazın

This site is protected by reCAPTCHA and the Google Privacy Policy and Terms of Service apply.

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.

Exit mobile version