Adalar Belediyesi, Büyükada’da kıyı şeridinde, Mimoza Restoran ile Mado arasında yeni bir iş yeri açma hazırlığında. Adalar Belediyesi levhasıyla dikkat çeken bu yapının kiraya verileceği konuşuluyor. Ancak, belediyenin mali sıkıntılarla boğuştuğu, işçilerin, memurların maaşlarının zamanında ödenemediği ve emekli ikramiyelerinin geciktiği bir dönemde bu adım, tartışmaları alevlendirdi. Üstelik, İstanbul 5 Numaralı Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu’nun kıyı şeridindeki işgallere yönelik suç duyurusu ve 11. ayda yapılması planlanan yıkımlar, “Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu?” dedirtiyor.
Adalar Belediye Başkanı, kıyı şeridini yasa dışı işgal eden işletmelere yönelik, “Rica ettiler, idare ediyorum. 11. aya kadar idare edeceğim,” açıklamasıyla tepki topladı. Bu sözler, adeta “Suça ortak oldum,” itirafı olarak yorumlandı. Bazı kesimler, bu “ricacı” tavrın, belediye başkanının kendi işgal ettiği belirtilen restoranın faaliyetine devam etmesi için bir manevra olabileceğini öne sürüyor. Adalar Kaymakamlığı’nın bu açıklamalara sessiz kalması ise merak konusu.
Tartışmaların merkezinde, İstanbul 5 Numaralı Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu’nun Temmuz 2024’te Adalar’daki kıyı şeridi işgalleri için yaptığı suç duyurusu var. Kurul, 2863 sayılı Kültür Varlıklarını Koruma Kanunu’na aykırı hareket eden işletmeler hakkında Adalar Cumhuriyet Başsavcılığı’na başvurarak, Adalar Belediyesi’ni de göreve çağırmıştı. Büyükada, Heybeliada, Burgazada ve Kınalıada’daki kıyı şeridini işgal eden onlarca işletme için “somut deliller” ışığında derhal işlem yapılması talep edildi.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne (İBB) bağlı KUDEB, Temmuz’da başlattığı denetimlerle işgalci işletmelere yapı tespit tutanakları düzenledi. Ancak Kurul, bu konuda yetkinin kendisinde olduğunu belirterek süreci devraldı. İlk suç duyurusu, “şahsililik ilkesi” gereği reddedilse de, Kasım başında yapılan toplantıda her işletme için ayrı ayrı suç duyurusu hazırlanarak yaklaşık 100 karar alındı. Kararlarda, işletmelerin ada ve parsel numaralarıyla birlikte kıyı şeridini işgal ettiği belirtildi ve belediyeden 2863 sayılı Kanun’un 16. maddesi gereği durumun düzeltilmesi istendi.
Adalar Belediyesi’nin mali durumunun kritik olduğu, maaş ödemelerinde aksaklıklar yaşandığı ve ikramiye ile zam farklarının ödenemediği biliniyor. İBB ile yapılan bir yıllık hizmet anlaşmasının da yakında sona ereceği, belediyenin bu süreçte yalnız kalabileceği konuşuluyor. Yeni iş yerinin kiraya verilmesi, belediyenin gelir arayışında olduğu şeklinde yorumlanıyor. Ancak, 11. ayda yıkım kararı bulunan bir alanda bu girişimin masraflı ve çelişkili olduğu eleştiriliyor.
Kıyı şeridindeki işgaller, sadece hukuki bir mesele değil, aynı zamanda vatandaşların Anayasal hakkı olan kıyıya erişim sorununu da gündeme getiriyor. Kurul’un suç duyuruları, adalardaki kötü görüntünün ortadan kaldırılması, haksız kazancın önlenmesi ve kıyıların halka açılması için önemli bir adım olarak görülüyor. Adalar Cumhuriyet Savcılığı’nın, ilgili kurumların somut delillerle desteklenen bu dosyalara hızla eğilmesi bekleniyor.