Marmara Denizi’nde son dönemde yeniden görülmeye başlanan müsilaj (deniz salyası), deniz ekosistemini ciddi şekilde tehdit etmektedir.
Bu durumun ana kaynaklarından biri olarak Nilüfer Çayı‘nın kirliliği öne çıkıyor. Bandırma Onyedi Eylül Üniversitesi Denizcilik Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Mustafa Sarı tarafından yapılan araştırma, bu çayın Marmara Denizi’ni nasıl olumsuz etkilediğini gözler önüne seriyor.
Araştırma Detayları
Prof. Dr. Mustafa Sarı, Nilüfer Çayı’nın Uludağ’dan doğup Bursa Ovası’na kadar olan yolculuğunda üç stratejik noktadan su örnekleri aldı. Bu noktalar:
- Uludağ Etrafı: Burada çözünmüş oksijen oranı 16,2 mg/l olarak ölçüldü.
- Bursa Kenti İçi: Oksijen oranı şehir merkezine ulaştığında dramatik bir düşüşle 0,14 mg/l’e geriledi.
- Çayın Marmara Denizi’ne Karışma Bölgesi: Burada oksijen seviyesi neredeyse yok denecek seviyeye düşmüştü ve suyun kalitesi 4. sınıf kirlilik seviyesine ulaşmıştı.
Sonuçlar ve Analiz
Araştırmadan elde edilen veriler, Nilüfer Çayı’nın su kalitesinin ciddi şekilde bozulduğunu ve bu kirliliğin başlıca nedenlerinin şehirsel atıklar ve tarımsal faaliyetler olduğunu gösteriyor. Prof. Dr. Sarı’nın açıklamalarına göre:
- Oksijen Azalması: Çayda oksijen seviyesinin yok denecek kadar azalması, suyun biyolojik yaşamı destekleyemez hale gelmesine neden oluyor.
- Müsilaj Oluşumu: Bu düşük oksijen seviyesi ve yüksek kirlilik, Marmara Denizi’nde müsilaj oluşumunu tetikliyor. Müsilaj, deniz canlılarının yaşam alanlarını daraltmakta ve ekosistem üzerinde geri dönüşü zor etkiler bırakmaktadır.
Öneriler ve Çözüm Yolları
Prof. Dr. Sarı, durumu şu şekilde değerlendirmektedir:
- Acil Önlemler: Nilüfer Çayı’nın su kalitesini iyileştirmek için acil önlemler alınmalıdır. Bu, tarımsal sulama amacıyla çayın kullanımının kısıtlanması anlamına gelmektedir.
- Atık Yönetimi: Şehirsel atıkların çaya boşaltılmasını önleyecek sistemler kurulmalı, mevcut atık yönetimi sistemleri gözden geçirilmelidir.
- Farkındalık ve Eğitim: Hem yerel halk hem de yetkililer için su kalitesi ve çevresel etkiler konusunda eğitim ve farkındalık kampanyaları düzenlenmelidir.
Nilüfer Çayı’nın kirliliği, sadece yerel ekosistemi değil, Marmara Denizi’nin genel sağlığını da tehdit etmektedir. Prof. Dr. Mustafa Sarı’nın çalışması, bu kirliliğin kaynaklarını ve etkilerini net bir şekilde ortaya koyuyor. Sorunun çözümü için acil ve kapsamlı önlemler alınması gerektiği açıktır. Bu, hem çevresel sürdürülebilirlik hem de gelecek nesillere sağlıklı bir yaşam alanı bırakmak adına kritik öneme sahiptir.
Müsilaj Nedir?
Müsilaj, denizlerde, göllerde ve hatta akarsularda görülebilen, su yüzeyinde oluşan sümüksü, yapışkan bir maddedir. Halk arasında “deniz salyası” olarak da bilinir.
Oluşumu:
- Fitoplankton: Temel olarak, fitoplankton adı verilen mikroskobik bitkisel organizmaların aşırı çoğalması sonucu ortaya çıkar.
- Stres Koşulları: Fitoplanktonlar, çeşitli stres faktörleri (sıcaklık artışı, kirlilik, besin maddesi fazlalığı vb.) altında müsilaj salgılarlar. Bu salgı, bir savunma mekanizması olarak düşünülebilir.
- Bakteriyel Aktivite: Salgılanan bu organik madde, bakteriler için uygun bir ortam oluşturur ve bakteriyel aktivite de müsilaj oluşumunu hızlandırır.
Görünümü:
Müsilaj, genellikle beyaz veya krem rengi, jelatinimsi bir görünüme sahiptir. Su yüzeyinde kalın bir tabaka oluşturabilir ve zamanla kahverengiye dönüşebilir.
Etki ve Sonuçları:
- Ekosistem: Müsilaj, deniz ekosistemi için ciddi bir tehdittir. Suyun oksijen seviyesini düşürerek deniz canlılarının yaşamını tehlikeye atar.
- Balıkçılık: Balık ağlarına takılarak avlanmayı zorlaştırır ve balıkçılık sektörünü olumsuz etkiler.
- Turizm: Deniz yüzeyini kaplayarak kötü bir görüntü oluşturur ve turizmi olumsuz etkiler.
- Sağlık: Bazı müsilaj türleri insan sağlığı için zararlı olabilir.
Müsilaj ile Mücadele:
Müsilaj oluşumunu engellemek için, öncelikle deniz kirliliği ile mücadele etmek gerekir. Atık su arıtma tesislerinin iyileştirilmesi, denizlere atık deşarjının kontrol altına alınması ve çevre bilincinin artırılması önemlidir.
Sonuç olarak, müsilaj, deniz ekosistemini ve insan yaşamını olumsuz etkileyen ciddi bir sorundur. Bu sorunun çözümü için bireysel ve toplumsal çaba gereklidir.