Adalar Belediyesi’nin resmi internet adresinden yayınlanan meclis kararlarındaki anlaşılmaz ifadeler adalıların kafalarında soru işaretleri bırakıyor. Ortak görüş bunların kasıtlı olarak yapılması.
Haberlerini yaptığımız Adalar Belediyesi’nin uygulamaları ve zengin işadamları, ceoların kanunlara aykırı yaptıkları inşaat, imalatlar, il sit alanı olan Adalarımız da çivi çakmanın bile T.V.K.K dan onaysız olmasının mümkünü yok iken söz konusu holding sahiplerinin resmi / gayri resmi bağışlar sayesinde illegal işlerini basit bakım onarım çerçevesine sokularak yaptıklarını, belgelerini, bilirkişi raporları ile tespit ettirip gazetemizde yayınlamış idik. Amacımız, Adalar Belediyesi’nin hatalarını görmesi, belediye yöneticilerinin ve Adalar Belediye Başkanı Atilla Aytaç’ın Adalar’da hiçbir şeyin gizli kalamayacağını anlaması, bu tip kamu düzenini sarsacak kamunun devletimiz şemsiyesi altındaki Adalar Belediyesi’ne itimadının sarsılmasını, doğal olarak adamına göre muamele kavramının olmadığının gösterilmesi açısından gerekli adımların atılmasını sağlamak idi.
Yine daha önce defalarca ikaz ettiğimiz encümen kararlarının kanuni süresi içerisinde tam metninin kanun koyucunun yasalarına göre uyması gereken zorunluluğa uymadığını, encümen karalarının tam metninin yayınlanarak kamuoyunun bilgilendirilmesinin yapılması konusunda Adalar Belediyesi’nin hala görevini yapmadığını görmekteyiz.
Adalar Belediyesi’nin Web sitesine girilip meclis ve encümen kararlarına girildiğinde özet karar dedikleri metinden kamuoyu bilgilendirilmesinin yapılamadığı görülmektedir. Özet kararlar ile konunun içeriğini bile anlaşılamamaktadır. Belediye yetkilileri ancak konu başlığı olabilecek karar özetleri ile acaba olmayacak kararları mı meclisten geçirmekte olduklarını bizlere düşündürmektedir. Kamuoyunu bu yanlış olabilecek düşüncelere maalesef belediyenin üstü kapalı/örtülü/anlaşılmaz karar özetleri/dolambaçlı başlıklar şeklindeki meclis ve encümen kararları sebep olmaktadır. Bu kararlar bize sanki KIRMIZI BAŞLIKLI KIZ hikayesini anımsatmaktadır. Bildiğiniz gibi bu masal çocuklarımız için çok öğretici bir masal olup küçüklüğümüzde mutlaka hepimiz dinlemişizdir. Yine de konumuza güzel bir örnek olacağını düşünerek Adalar Belediyesi’ndeki Meclis/Encümen kararlarının bu masaldaki gibi mi olduğunu düşünmemekte elde değildir. Çünkü, bunu yaptıkları gizli kapaklı uygulamaları ile zorla akıllarımıza kendileri sokmaktadır.
Gazetemize düşen görev, hikayede ki oduncu gibi davranarak Belediye Encümen/Meclis kararlarının içeriklerini amiyane tabirle belediyenin karnını yararak dışarı çıkarılmasını,WEB sitesinde düzenli gerçek bilgilendirmenin yapılmasını ve Adalar İlçesi’nde yaşayanların tümünün bu kararları bilmesini sağlamaktır.
Halbuki çözümü çok basittir. Bunun çözümünü belediye yetkililerinin düşünemeyeceğini ve özellikle belediye başkanının, belediyenin Web sitesine girip de bu eksikliği görmemesi de mümkün değildir. Meclis ve encümen kararları yine eskisi gibi maddeler halinde yayınlanabilir ama vatandaş meclis ve encümen karalarının içeriğine girmek istediğinde karar detayları için ayrı bir bilgilendirme ikonu sisteme dahil edilir ve o ikona bastığınızda kararların encümen ve meclis üyeleri ile imzalanmış bire bir PDF formatın da resmi ekrana getirilebilinir. Bu işlem yapıldığında vatandaşın çıkan meclis ve encümen karalarının içeriği dahil tamamından bilgilendirilmesi yapılmış ve 5393 S.K’na göre de kamuoyu bilgilendirilmesi tamamlanmış olunurdu.
Şimdiye kadar Encümen/Meclis kararlarının içeriğinin yayınlanmıyor olmaması neticesinde aşağıdaki ihtimalleri mi düşünmeliyiz ?
Yukarıda sıraladığımız aklımıza gelen ihtimalleri tabiî ki her adalı aklından geçirmektedir. Adalar Belediye Başkanı Atilla Aytaç’a düşen görev ise tüm adalılara yanlış olabilecek düşünceleri akıllarına getirmeyecek şekilde, WEB sitesini şeffaf olacak düzenlemeler yapması, meclis ve encümen kararlarında adalıların kendilerini ilgilendirecek bir karar olduğunda itiraz edebilmelerinin önünü açması gerekmektedir. Bir belediye başkanı şeffaf olabildiğince ilçesindeki vatandaşlarınca takdir edilir. Unutulmamalıdır ki, Adalar’da CHP’nin seçimi kazanması yaptıkları üstün hizmetli işlerden dolayı değildir. Adalar’ın kozmopolit yapısı Adalar’a CHP’li belediyelerin kazanmasını sağlamıştır. Bunu tüm CHP’liler gibi Belediye Başkanı da bilmektedir. Adalar Belediye Başkanı Atilla Aytaç, geldiğinden beri rutin yapılması gerekli olan hizmetlerden gayri yapmış olduğu bir hizmet olmamıştır. Adalar’ın bir sürü ivedi sorunu hala beklemekte olup CHP’li belediye tarafından belediye dipfrizine atılmış halde beklemektedir. (Örneğin İstanbul’a ulaşım için hala ufak, egzost kokusunu içeri veren, yolculuk sırasında adeta SS Nazi Almanya sının gaz odaları gibi hissettiğimiz motorlar ile ulaşımımızın yapılıyor olması, arkası kesilmeyen kaza adı altındaki ölümler, sermaye yanlısı meclis kararları, bağış yap ada da istediğin illegal inşaatı yap, garibanların çatı aktarmasına, evlerini boyamasına encümen para cezaları sonrası TCK 184. Md. göre yargıya gönderilmeleri, ada sahillerinin, halkın gezinti yaptığı rıhtımların gerekli emniyet tedbirlerinin alınmaması yüzünden ölümlerin devam ediyor olması, yaz aylarında ada sakinleri ve günübirlik Adalar’a gelenlerin sahillerden faydalanmalarının sağlanamaması, sahillerin zengin iş adamları ve holding sahiplerine peşkeş çekilmesi ile halkın denize girecek sahili kalmaması, sahillere inen yolların sermaye sahipleri tarafından kapatılmasına göz yumulması önüne geçilemeyen ve sürekli artan şezlongların bir düzene sokulamaması ve halkın sahillere inişlerinin engellenmesi, sahillere el atmanın engellenmesi ilçe belediyesinin vazifeleri arasında olmasına rağmen seyirci kalınarak illegal işletilen plajların ortaya çıkmalarına neden olmaları, ada kıyılarındaki plajlarda alınması gerekli emniyet tedbirlerini aldırmadıkları gibi kendi işlettikleri plajlarda her yıl ölümler olması ve sorumluluk almamaları, aldıkları krediler ile teslim aldıkları belediyeyi daha borçlu hale getirmeleri vb.) Maalesef AK Partili muhalefetten bu olumsuzluklara hiçbir ses dahi çıkmaması da anlaşılamamaktadır. Bizce bu kadar uyumlu çalışabilecekleri bir dönem ilk olmuştur. Kamuoyunun aklına bu CHP-AK Parti uyumunun müşterek menfaatlerin karşılanıyor olmasından kaynaklandığını düşündürmektedir. Belediye Meclisi’nde artık AK Partili meclis üyeleri tarafından verilmiş bir tek ciddi önerge yoktur. Tüm meclis kararları ya oy birliği ile geçmekte ya da usulen Ak Partililer sonucu değiştirmeyecek şekilde ret vermektedir. Bu birlik beraberlik AK Partili meclis üyelerinin hemen hepsinin Adalar’da işleyen ticaretlerinin olmasından kaynaklanıyor olabilir sorusunu akıllara getiriyor. İşte o vakit siyaset ticaret el ele ranta doğru işbirliği içinde koşarken, halka hizmet değil cebe hizmet gayreti içinde olmalarını esef ile seyretmekteyiz. Bu kadar olumsuzluğa rağmen belediye olarak başarılı olduğunu düşünüyorlarsa el insaf diyoruz.
Belediye WEB sitesinde yayınlanan ve sözüm ona aldıkları meclis kararını yayınlayarak halkı bilgilendirdiklerini 5393 S.K gereğini yerine getirdiklerini düşünen belediye yetkililerine sesleniyoruz. Bizler müneccim değiliz.
Aşağıdaki 11/12/2015 tarihinde 62 nolu aldığınız kararınızda “Adalar (İstanbul) İmar Planları (Doğal Sit Alanları) hakkındaki raporu görüşülerek, yapılan müzakere neticesinde raporun kabulüne oybirliği ile karar verildi.” denmektedir. Rapor neyi kapsamaktadır? İyi midir? Kötü müdür? Bu karadan etkilenecek kişilerin herhangi bir itirazlarının yolu var mıdır? Bunu anlamak mümkün olmamaktadır. Keza, yine aynı tarihli 63 nolu kararınızda “Belediye Meclisinin 7. seçim dönemi 2. toplantı yılı, 2015 yılı Aralık ayı toplantılarının 11.12.2015 tarihli 2. Birleşiminde, İmar Çevre ve Sağlık Komisyonunun hazırladığı 11.12.2015 tarih ve 05 sayılı Adalar (İstanbul) İmar Planları (Dolgu Alanları) hakkındaki raporu görüşülerek, yapılan müzakere neticesinde raporun kabulüne oybirliği ile karar verildi.” Denilmektedir. Bu kararda da dolgu alanları derken hangi alanların dolgu alanlarını kapsadığı anlaşılamamaktadır. Bunu nasıl anlayacağız derseniz kime soracağımız, sorarsak cevap alıp alamayacağımız (malum bu köşeden belediyeye yönelttiğimiz soruların hiç birisine cevap verme zorunluluğu bile hissetmeyen bir kamu kurumu karşımızda olduğunu düşünürsek), tespit edilen dolgu alanlarının karar öncesinden doldurulmuş olması neticesinde kanunun cezai müeyyidelerinden kurtulmaları için mi Belediye Meclisi’ne getirilip getirilmediği, gazetemizin sahilleri dolduranları ifşa ettiğimiz kişilerin bu listenin içinde olup olmadığı da belli değildir. Belediye böylesine şüpheli olacak tavır ve davranışlardan kaçınması gerekirken kararlarını muğlak her tarafa çekilebilecek şekilde başlıklar halinde vermesi çok yanlış bir uygulamadır. Derhal şeffaflık içinde tüm kararların içine girilebilecek uygulamayı hayata geçirmesi zaruridir.
Aşağıda içeriğinin ne olduğu belli olmayan meclis kararlarının örneklerini veriyoruz
62 | 11.12.2015 | Belediye Meclisinin 7. seçim dönemi 2. toplantı yılı, 2015 yılı Aralık ayı toplantılarının 11.12.2015 tarihli 2. Birleşiminde, İmar Çevre ve Sağlık Komisyonunun hazırladığı 11.12.2015 tarih ve 04 sayılı Adalar (İstanbul) İmar Planları (Doğal Sit Alanları) hakkındaki raporu görüşülerek, yapılan müzakere neticesinde raporun kabulüne oybirliği ile karar verildi. |
63 | 11.12.2015 | Belediye Meclisinin 7. seçim dönemi 2. toplantı yılı, 2015 yılı Aralık ayı toplantılarının 11.12.2015 tarihli 2. Birleşiminde, İmar Çevre ve Sağlık Komisyonunun hazırladığı 11.12.2015 tarih ve 05 sayılı Adalar (İstanbul) İmar Planları (Dolgu Alanları) hakkındaki raporu görüşülerek, yapılan müzakere neticesinde raporun kabulüne oybirliği ile karar verildi. |
Gazetecilik gereği yaptığımız araştırma neticesinde dolgu alanları denilen bölgelerin Adalarımızda ki yüzme spor kulüplerinin olduğu anlaşılmıştır. (Büyükada Su Sporları Kulübü, Heybeliada Su Sporları Kulübü, Burgazada Su Spor kulübü, Burgazada Deniz Kulübü, Kınalıada Su Sporları Kulübü) Ancak, bunlar ne nam adı altında olursa olsun tüm halkımızın faydalanacağı kulüpler olmayıp parası olanların binlerce lira ödeyerek üye katılım ücreti ve yıllık aidat parası ödenmek kaydı ile olması nedeni ile tarafımızca parası olmayanların faydalanamayacağı kulüpler olması nedeni ile bizim gözümüzde sahilleri yağmalayanların/el atanları/el koyanların sınıfına girmektedir. Anayasamız ile sahiller tüm halkımızın kullanımına açıktır. Belli bir zümrenin ve parayı bastıranın gireceği gibi bir düzenleme Anayasamızda geçmemekte olup 3621 S.K kıyı kanunu ile de sahillerimizde ve kıyılarımızda ancak halkın faydalanabileceği muhdesaslar yapılabilinir denmektedir. Dolayısı ile spor kulübü de olsa denizi doldurarak kazanılan alanların halkın kullanımına açmak belediyelerin asli görevidir. Çünkü 3621 S.K bu tip alanların kontrolünü ve işgal edenlerin TCK göre yargılanmalarının takip görevini ilgili belediyelere vermiş olup, Adalar Belediyesi de kendilerine kanunlar ile verilmiş yetkilerini bu alanları işgal edenleri hukuk karşısında kurtarmak için meclis kararları almak değil, derhal bu tip eylemde olanları Adalar Cumhuriyet Savcılığına bildirmek olmalıdır. Eğer bu spor kulüplerinin de böyle illegal yerleri var ve yukarıdaki meclis kararı ile aklanmaya çalışılıyorsa bundan derhal vazgeçilmelidir. Eğer böyle bir niyet varsa, Adalar Belediyesi Meclisi CHP ve AK partili meclis üyelerinin tümünün oy ve el birliği ile almış olduğu karar da Adalar’daki Spor Kulüplerinin yöneticilerinin kanunlar karşısında temizlenmesine gayret göstermektedirler. Gerekçeleri spor kulüplerinin hukuksal olarak da sağlam zemine oturmalarını sağlamak gibi gözüküyorsa da, halkın tamamının faydalanmadığı, sahillerin el koymaktan (zengin iş adamlarının işgal ettiği sahillerden) farkı yoktur. İsmi lazım değil bu kulüplerden birine bir adalı çocuğun girebilmesi için önce muhasebeye gidip adalı olduğunu kanıtlaması ve oradan bir kağıt alıp yöneticilere kaşeletip kapıdaki güvenlik görevlilerine vermesi gerekiyor. Bu çok aşağılayıcı bir durumdur. Bazı kulüpler ise kart veriyor ama işine gelenlere.
Gazetenizin bahse konu spor kulüplerinin legal hale getirilmesi çalışmalarına karşıyız gibi gözüken bu olaya müdahalesinin tek nedeni söz konusu kulüplerden normal vatandaşın faydalanamıyor olmasıdır. Belli zümrelerin faydalandığı ayrıcalıklara her zaman karşı olmuşuzdur. O ayrıcalıklar, genellemeye indiği takdirde boynumuz kıldan ince olup alınan meclis kararının en birinci savunucusu da gazeteniz olur . Ama o kulüplere parası olmayan vatandaşlar giremiyorsa da bu zengin zümrelerin ayrıcalıklı dünyalar oluşturmalarına ve adına da spor kulübü koyarak kanunların cezai müeyyidelerinden kurtulmaya çalışmalarına sonuna kadar karşı çıkacağız.
Adalar Belediyesi’nde gözüken odur ki meclis kararları ısmarlama çıkmaktadır. Sahiller doldurulmuş sonrada düşünmüşler biz de bu kulüplere gidiyor ve ailemiz ile kulüplerden faydalanıyor dolayısıyla sade vatandaşlar ile muhatap olmuyoruz. Zaten buralara onların girmesi halinde kulüplerinde özelliği kalmayacak. O vakit biz bu kulüpleri öyle zemine oturtalım ki kulüpler yaşasın bizde ayrıcalıklı adalılar olarak normal sade vatandaş ile dirsek temasında bulunmadan denizimize girelim.
Zaten bu düşünce değimlidir ki zengin işadamları/holding sahipleri/CEO lar sahilleri kapatıp kendilerine özelleştiriyorlar. Halka kapattıkları sahilleri de maalesef belediye yetkilileri de onlarla işbirliği içinde olup beraberce resmi/gayriresmi bağışlarla onlara peşkeş çekiyorlar. Bu gidişatın iyisi kötüsü, spor kulübü, derneği, holdingi, ceosu yoktur. Kanunlar spor kulübü adı altında bir defa delinirse emsal teşkil eder ve bu sefer diğer ayrıcalıklı dernekler sonrasında da holdingler gelir.
Adalar Belediyesi’nin nasıl yönetildiğini, Adalar Belediyesi’nin WEB sayfasını izleyerek de anlayabiliyorsunuz. Zaten bunu Adalar Belediyesi de bildiği için ne kadar az bilgi verirsek o kadar kapalı kutu olur dışarıdan anlaşılmayız diye düşünüyorlarsa da bizim ulaşamayacağımız bilginin olamayacağını hala anlamış değiller. Anladığımız kadarı ile belediye de şeffaflık yok. Açıklama yok. İllegal işlem çok. Yazdığımız haberlere göre düzeltme hiç yok. Eleman çok. İş yapan/yaptıran/görev veren yok. Kızağa çekilen çok. Dışarıdan ithal memur gelen çok. Adalı memurlar işe yaramaz deyip kenara alınan çok.
Can alıcı noktalara ithal edilen halen yargılanan memurların getirilmesinin riskini bir belediye başkanı neden yüklenir. Çok mu iyi çalışmaktadırlar ki bu memurları çalıştırmaya devam etmektedir. Tabi ki değil, amaç kendi gurubunu kurup illegal işlerin dışarıya sızmasını önlemek.
Şükrü Abanoz