26 Temmuz Pazar günü Hürriyet Gazetesi sayfa 13’de yayınlanan Vedat MİLOR’ün yazısında, aslında Burgazadası gıyabında tüm Adalar’ın yerleşik sorununa değinmiş tabi yazısından da anlaşıldığı üzere diğer Adalar’a geçip gezmediği belli olan Vedat MİLOR, Burgaz’ın fanatiği olarak adanın eski sakinliğini, dinginliğini bildiğinden şu anki trafik keşmekeşliğini, lokantaların sahil yolunu masalarıyla işgalini, adanın havasını değiştiren çöplerin WC’lerin dayanılmaz kokusunu, yayaların yürümesi için esnafın kaldırımlara serdiği sebze, meyve kasaları arasında slalom yapmaları gerektiğinin görünce dayanamayıp köşesinden Burgazadası’nın görünen sorunlarına ayırmış, bununla da yetinmemiş doğal olarak Adalar Belediyesinin baş sorumlusu olduğunu düşündüğü CHP’li Belediye Başkanı Atilla AYTAÇ’ı aramış ve sual etmiş;
“Sayın Başkan bu bu nedir bu böyle, nasıl bir karmaşıklıktır, sahiller lokantaların masaları ile işgal altında, İstanbul’dan kaçıp Adalar’a nefes almak için gelen motorlardan inip sahilden yürüyen insanlar masa aralarından yürüyerek geçmek zorunda kalıyor, müşteriler masa aralarından yolda yürümeye çalışanlara bakıp garson bu gelen mi acaba balık siparişini ona mı vereceğiz? Diye tereddütlü geçenler arasında siparişlerini verecekleri garsonları ayıt etmeye çalışıyorlar, hele hele yemekleri bitip te hesap ödeyecek olan lokanta müşterileri daha kuşkulu bakıyorlar sağa sola, bu karışıklığı ranta çevirmek isteyen uyanıklar çıkıp ellerine adisyon fişi alıp garsonuz diye yemek parasını çarpabilirler, daha sonrada gerçek garsonlara hesabı ikinci kere vermek zorunda kalabiliriz diye git geller arasında düşünürlerken, masa aralarından kurtulup sahilde ilerlemeyi başaranları bu sefer de az ileride CHP’nin her yerel ve genel seçimlerinde Ulu Önder Atatürk’ü ön plana alıp onun vizyonu ve rüzgarı ile siyaset yapıp laikliği ön plana çıkarıp oy propagandasına malzeme yaptıkları yıllardır Atatürk’ün rüzgarından faydalanmalarına rağmen CHP’li Adalar Belediyesi tarafından Atatürk büstünün ve çevresinin Çöp Araçlarına Park yeri olarak ayrıldığına bakılırsa Kamuoyunu aldatmaya yönelik bir sanal Atatürk’e sahiplenme yaptıklarını, Ulu Önder Atatürk’e saygının özde değil sözde ve seçimlere alet edildiğine şahit olmalarının şokunu yaşadıklarını, büstün çevresinin kasalarından çıkan müthiş bir çöp kokusu ile nefes alamayan ziyaretçilerin yanlış yere gelip gelmediklerini Adalar’ın nasıl bu hale getirildiğini birbirlerine sorduklarını ve Adalar Belediyesinin CHP’li olduğunu öğrendiklerinde ise şaşkınlıkları daha artarak , belediye hiç temizlik yapmıyor, yollar çöp içinde, hizmet sıfırın altında negatif değerde ama aynı zamanda CHP’ninde 9 Eylül 1923 te kurucusu ve ilk Genel Başkanı olan Atatürk’ün Büstünün çevresini tertemiz yapmaları gerekmez mi dediklerini duyuyoruz. Hele hele Burgazadası’nın en güzel yeri olması gereken Atatürk Büstünün çöp kamyon otoparkı yapılması CHP’li belediyenin en büyük ayıbı olduğunu, İstanbul’daki trafikten kaçarken Burgazadası’ndaki akülü araçlar dahil, kasalı araçların yolları kilitlediğini, esnafın kaldırımları kaplamasıyla yayaların geçecek ,yürüyecek yollarının bile kalmadığını, sokaklarda ne işe yaradığı belli olmayan devasa vinçlerin bile olduğu bir trafiğe yakalandıklarını Belediyedeki planlamanın kötü değil hiç planlanmadığını, ada içi kokunun ise W.C ve Çöp kokuları ile dayanılmaz olduğunu HİJYENİKLİĞİN tarifinin adada hiç bilinmediğini, hem biz adalılar hem de adaya gelen ve sayıları giderek artan turistler için adanın uzun yıllardır korunan ruhuna ve görüntüsüne uygun olmadığını” söylemek istemiş ama daha lokantaların masaları işgal ettiğini söyler söylemez CHP’Lİ Başkan Atilla AYTAÇ “hem suçlu hem güçlü” refleksini göstererek eski Burgazadalı olan Vedat MİLOR’e baskın çıkıp yukarıda beklediği diğer soruların önüne geçmek için olsa gerek” Belediyenin kolluk gücü olan Adalar Zabıtasının lokantacılar ile baş edemediğini” artık “GÖREVİN VATANDAŞLARA DÜŞTÜĞÜNÜ ARTIK ONLARIN LOKANTACILARI UYARMASI GEREKTİĞİNİ” söylemiş ve kendilerinin elinden bu şikayetlerini düzeltecek bir şey olmadığını yuvarlak cümlelerle bile değil kesin olarak yüzüne söylediğini Burgaz ada aşığı Hürriyet Gazetesinin yazarı Vedat MİLOR yazısında açıkça yazmış.
Çevresinde çok nazik, ince ve duyarlı biri olarak bilinen bir yazar olan Vedat MİLOR “ vatandaşın başkanın dediği gibi davranmamasını dayak yemekten korkuyor olabileceklerini yazıp Başkanın üzerine gitmediyse de biz Adaları 24 saat takip eden Ada Gazetesi olarak konuyu açmak mecburiyetindeyiz.
Sayın Vedat MİLOR meslektaşımız.
Adalar için çok duyarlı olduğunuz yazınızdan bellidir. Ancak bilmediğiniz, takip edemediğiniz olayları bizim internet sitemizden, sosyal paylaşım platformlarından ve 45 günde bir çıkan yazılı gazetemizden öğrenebilirsiniz. Son yerel seçimde seçilen CHP’li Atilla AYTAÇ’ın Adalar Belediye Başkanı olmasından itibaren tüm kamuoyu gibi parti gözetmeden doğru işler yapacağına olan inancımız ile bizde belli bir kredi vermiş ve her konuda tereddütsüz destek olmuştuk. Ancak aradan geçen süre zarfında seçim sırasındaki söylemleri ile yaptıkları icraatlar arasındaki tezatları görmeye başladığımız andan itibaren eleştirisel yönlendirici yazılarımız ile yapılan yanlışlıkların farkında olduğumuzu iyi niyetli olarak farkında olmadan yapılan yanlışlıklar olduğunu varsayarak bu konulara acil el atmalarını ve yapılan adaletsizlikleri, yanlışlıkları düzeltmelerini yazılarımız ile kamuoyu adına talep etmiş idik.
Adalar Belediyesinin yazılarımıza cevabı ise yazılarımıza kaynak sağladığını düşündükleri memurlara çapraz sorgulamalar yapmalarıyla, memurlarının yerlerini değiştirerek baskı altına almalarıyla, belediyece işaretli yada fişlenmiş kişiler ile konuşanların Başkan Yardımcısı tarafından derhal sorgulama sonucu başka yerlerde görevlendirilmeleriyle, belediyede açık kapı kalmamasını ve hatta memurların odalarından W.C’ye giderken bile kapılarını kilitlemelerinin talimatının verilmesiyle, şeffaf belediyeciliğin Adalar Belediyesi için bilinmeyen bir kavram olduğunu, ve memurlarına sıkı mobing uygulamalarıyla oldu.
Halbuki Belediye başkanı olarak bu tür yazılarımızdan ders çıkartması, ikazlarımızı iyiye yorup araştırması gerekmekteydi. Gazetemizin tarafsız bir anlayış ile yanlışlıkları tespit eden ve düzeltilmesini yine kamuoyu adına isteyen belediye adına bir nevi otokontrol görevini yaptığını kabul edip bunun içinde bir bedel ödenmesine gerek olmayan kurum olarak görmesi gerekirken gazetemizi belediyeye karşı görüp temasta olabileceğimizi düşündükleri memurları açığa çıkartmaya çalışmaları ile yanlışlıklar serisine başlamış olmuşlardı. Yanlış her yerde her açıdan yanlıştır. Kapatmaya değil düzeltilmeye, bir daha tekerrür edilmemesine çalışılmalıdır. Haberin dışarı sızmaması için neler yaparıza bakmaları, gazetemizin bu tip haberlerin daha fazla üzerine gitmelerine sebep olmuştur. Belediyenin yazılarımıza bilgi, belgeleri sızdıranları değil bu yanlışlıkları yapanları müfettiş sorgulamasına alıp gerekli cezaları verip bir daha olmamasını sağlaması lazımdır. Haberlerin dışarı sızmasından olan kızgınlık ve panik ile memurlarına saldırıp “kim bu hainler deyip bu hainleri bulup çöpçü yapacağım “ demeleri ile bazı memurlarına en hafif tabirle MOBİNG uygulayacağını açıkça beyan etmesidir.
Sayın Vedat MİLOR son günlerde Adalarımızda bakım, onarım ruhsatı altında yapılanları gazetemizde yazmaya uzman bilirkişi raporları ile anlatmaya çalışıyoruz. Maalesef Adalarımızda büyük bir imar rantı vardır ve bu rant esnafın meyve, sebze kasalarının yollara serilerek yayalara zorluk çıkartılmasından çok çok önemlidir. Yolların yayalara açık olmasını, çöplerin toplanmasını, çevrenin hijyenik olmasını, sokakların temiz olmasını ve kokmasını, milli değerlerimize sahip çıkılıp kollanmasını, Atatürk büstünün çöp arabalarına otopark yapılmamasını sağlamak tabiki bir belediyenin en asli görevlerinden olmalıdır. Ancak her adalının ve doğa severin görevi aynı zamanda Adaların ormanlarının, sahillerinin ve deniz kıyı şeridinin gelecek nesillerimize miras bırakılmasının takipçisi olmaktır. Şu an tüm Adalarımızın KIYI KENAR ÇİZGİSİ YOK EDİLMEKTE YALILARIN RIHTIMLARINA, İSKELELERİNE VE HATTA MARİNA YAPILMALARINA KURBAN EDİLMEKTEDİR. Yine tüm Adalarımızın sahil şeritleri yalıların iskelelerine, rıhtımlarına, deniz içerisindeki havuzlarına, güneşlenme teraslarına, marinalarına illegal olarak ev sahipliği yapmakta ve halkın faydalanması gereken sahiller 3621 S.K 13,14,15 sayılı maddelerine ve 3194 S.K aykırı olarak işgal edilerek inşaatlar yapılmakta ve Adalar Belediyesi nedendir bilinmez sadece seyretmekte ama bu seyirciliğine karşılık olarak bolca bağış aldığı söylenmektedir. Söz konusu bağışların Mali Hizmetler Müdürlüğüne ulaşıp ulaşamadığına kayıtlara geçip geçmediği ile ilgili sorularımıza cevap dahi alamamaktayız. Adalı olarak çevrenizdeki komşularınızdan birileri mutlaka bir pencere veya yarım m2 ‘lik balkon için yargı karşısına çıktığını ceza aldığını yapılanın yıkıldığını söz ettiğini duymuşsunuzdur. Adalar’da şu an öyle imar dosyaları vardır ki, yalılar, konaklar, zengin iş adamlarının yaptığı işler dudak uçuklatır. Sahiller peşkeş çekilmekte yollar konakların arsalarına dahil edilmekte zengin iseniz yapamayacağınız hiçbir şey yoktur Adalar’da.
Yarın siz bu anlattıklarımızı Atilla AYTAÇ’a sorsanız korkarız yine sizi bastırmak için “vatandaş duyarlı davranıp bu tip inşaatları yapanları durdurmalı, bizim zabıtalarımız engel olamıyor” diyecek ve işin içinden çıkacaktır.
Belediyenin varoluş amacı vatandaşlarını örgütleyip zabıta gibi çalıştırmak mı, yoksa ilçesindeki halka hizmet midir?
Şükrü ABANOZ