Kültürel miras veya kültür mirası daha önceki kuşaklar tarafından oluşturulmuş ve evrensel değerlere sahip olduğuna inanılan eserlere verilen genel bir isimdir.
Dünya Kültürel ve Doğal Mirasın Korunması Sözleşmesi kültür mirasını üç sınıfta gruplandırmaktadır:
Anıtlar: Bu gruba mimari yapılar, heykeller, resimler, arkeolojik eserler, kitabeler, mağaralar ve eleman birleşimleri girmektedir. Bu grupta yer alan eserler tarihi veya sanatsal veya bilimsel olarak evrensel değerlere sahiptirler.
Yapı toplulukları: Bu gruba giren yapı toplulukları bulundukları konum nedeniyle tarihi veya sanatsal veya bilimsel olarak evrensel değerlere sahiptirler.
Sitler: Bu gruba giren sit alanları ya insan ürünüdür ya da doğal bir şekilde oluşmuştur. Ya da bu ikisinin kombinasyonudur. Bu gruba giren sit alanları ya estetik, ya etnolojik ya da antropolojik bakımdan evrensel değerlere sahiptirler.
Adalar’ın bilinen tarihi, Bizans İmparatorluğu ile başlamaktadır. I. lustinianos’un (527— 565) yerine geçen İmparator II. lustinos’un (565-578) 569 yılında antik dönemde de Megale (Büyük) olarak anılan Büyükada’nın doğu kıyılarında bir manastır ve saray inşa ettirmesiyle Adalar, Bizans tarihinde yerini almaya başlamıştır.
Adalar’daki manastırlarda sürgünlerden başka, dünyadan elini eteğini çekmiş tarik-i dünyalar çile doldurmakta ve manastırların yanındaki tarıma elverişli arazilerde üzüm bağı ve bahçecilikle uğraşmakta ve hatta buğday tarımı yapmakta, bir yandan da el yazması din kitaplarının nüshasını çıkartmakta oldukları bilinmektedir. Küçük balıkçı köyleri de aynı şekilde balıkçılık ve şarapçılıkla geçimlerini sağlamışlardır.
Adalar’ın erzak bakımından zengin olması, talan ve yağmayı da beraberinde getirmiştir. Adalar, 18 Haziran 860’ta Rus Kazak korsanları tarafından, 9 Nisan 1182’de Latinler tarafından yağmalanmıştır. IV. Haçlı seferi sırasında (1202 – 1204) Ayastefenos (Yeşilköy) önlerinde karargâh kuran Latinlere, Venedik Dükü Henricus Dandolo, ikmal yeri için Adalar’ı öğütlediğinden, Adalar bir kez daha Latinler tarafından yağmalanmıştır. Daha sonra 1302’de Eğriboz ve Giritli korsanlarının saldırısına uğramış, yağmalandıktan sonra keşişler esir alınmıştır. Bir süre sonra İmparator II. Andronikos Paleologos, fidye karşılığında keşişleri geri almıştır.